Merhaba sevgili arkadaşlar,
37 yaşındayım; benim O anımın üzerinden 22 yıl geçti
Bunca yıl sonra nedendir bilmiyorum, sizlerle paylaşmak istedim.
Daha önce bir çok kez buraya girdim-çıktım, yazayım mı-yazmayayım mı... derken kısmet bu güneymiş.
26 Ocak 1983, günlerden çarşamba ve cuma günü sömestir başlıyor. Okulda dersler asılmış vaziyette bir de yoğun kar yağmış okul kimsenin umurunda bile değil.
Şimdi rahmetli olan dedem ve babaannemleri köyde ziyaret etmek hem de avlanmak üzere köyümüze gitmek için yola çıktım. O kadar yoğun kar yağıyor ki, köye gidecek olan minibüste benden başka kimse yok. Minibüs yol güzergahında da yolcu bulamayınca, o zaman çocuk yaştaki bana, geri döneceğini, istersem onunla gelmemi ya da inmemi ve arkadan gelebilecek başka bir minibüse binmemi söyledi.
Ben de, beni çağıran sona doğru gitmekde kararlı olmalıydım ki, indim arabadan. 1 saat yolda kar ve tipi altında bekledikten sonra başka bir arabaya bindim ve köy durağında indim. Karları yara yara 15 dakika yürümüyle dedemlere vardığımda saat 11 olmuştu.
Biraz odun yardım dedemlere ve içeri taşıdım; akşama hazır olsun diye. Sonra komşumuzun ikiz çocukları yanıma geldiler ve bana, "beraber ava gidebilir miyiz?" dediler. Ben de kabul ettim.
Beraberce (3 kişi) benim tüfeğimle zavallı kuşlara mermiler atıyorduk ve onları vuruyorduk (şimdi kendime kızıyorum). Bir zaman sonra dolu olan tüfeğimi dala astım ve ateş yakmak için kar altından kuru çalılar çıkarmaya başladım.
O sırada bir patlama sesi duydum ve yere yığılıp kaldım.
Sanki ayaklarım betonlara gömülmüş ve bembeyaz karların üzerinde kan kırmızısı.
Öleceğimi düşündüm, çok kan kaybediyordum.
5 metre mesafeden vurulmuştum ve tüm saçmalar vucuduma girmişti (Bilenler için 5 numara saçma ve yaklaşık 150-170 adet).
Sağ ayağımda hiç bir his yoktu, sol ayağım ise hisli ama hareketsizdi.
Çok ilkel ilk yardım koşulları altında yola taşınmış olmamdan dolayı, gördüğüm/göreceğim zarar daha da artmıştı.
Kazayı geçirmemle hastaneye ulaşmam tam 1.5 saat sürmüş.
1 ay Ordu'da, 4 ay Hacettepe'de tedavi gördüm
Sol ayağım tamamen sağlam Allaha şükür, sağ ayağım ise pailo sekeli.
Herhangi bir alet kullanmadan yürüyebiliyorum; arasıra düşmeleri saymasak sorun değil bu elbette.
Yaşadığıma şükrediyorum 10 gün koma halinden sonra ayılınca doktorlar bile şaşırmış yaşadığıma. Bana mucize çocuk diyorlardı o zamanlar; zira 10 ünite kan kaybediyorum, ama hala hayattayım.
Yaşamı seviyorum tek üzüntüm oğlumla futbol oynamamış ve onları kucağımda taşıyamamış olmam. Kazayı geçirmeden evvel lisenin futbol takımında oynuyordum...
Çocuklarımın gözündeki kahraman baba değilim belki, ama onlara onur ve gurur veren bir baba olmaya çalışıyorum.
Ve bitirirken, sevgili eşime hayat arkadaşıma bana göstermiş olduğu sevgiden, saygıdan ve özveriden dolayı sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum; iyi ki varsın hayatım.
vaktinizi aldım.
saygılar sevgiler.
37 yaşındayım; benim O anımın üzerinden 22 yıl geçti
Bunca yıl sonra nedendir bilmiyorum, sizlerle paylaşmak istedim.
Daha önce bir çok kez buraya girdim-çıktım, yazayım mı-yazmayayım mı... derken kısmet bu güneymiş.
26 Ocak 1983, günlerden çarşamba ve cuma günü sömestir başlıyor. Okulda dersler asılmış vaziyette bir de yoğun kar yağmış okul kimsenin umurunda bile değil.
Şimdi rahmetli olan dedem ve babaannemleri köyde ziyaret etmek hem de avlanmak üzere köyümüze gitmek için yola çıktım. O kadar yoğun kar yağıyor ki, köye gidecek olan minibüste benden başka kimse yok. Minibüs yol güzergahında da yolcu bulamayınca, o zaman çocuk yaştaki bana, geri döneceğini, istersem onunla gelmemi ya da inmemi ve arkadan gelebilecek başka bir minibüse binmemi söyledi.
Ben de, beni çağıran sona doğru gitmekde kararlı olmalıydım ki, indim arabadan. 1 saat yolda kar ve tipi altında bekledikten sonra başka bir arabaya bindim ve köy durağında indim. Karları yara yara 15 dakika yürümüyle dedemlere vardığımda saat 11 olmuştu.
Biraz odun yardım dedemlere ve içeri taşıdım; akşama hazır olsun diye. Sonra komşumuzun ikiz çocukları yanıma geldiler ve bana, "beraber ava gidebilir miyiz?" dediler. Ben de kabul ettim.
Beraberce (3 kişi) benim tüfeğimle zavallı kuşlara mermiler atıyorduk ve onları vuruyorduk (şimdi kendime kızıyorum). Bir zaman sonra dolu olan tüfeğimi dala astım ve ateş yakmak için kar altından kuru çalılar çıkarmaya başladım.
O sırada bir patlama sesi duydum ve yere yığılıp kaldım.
Sanki ayaklarım betonlara gömülmüş ve bembeyaz karların üzerinde kan kırmızısı.
Öleceğimi düşündüm, çok kan kaybediyordum.
5 metre mesafeden vurulmuştum ve tüm saçmalar vucuduma girmişti (Bilenler için 5 numara saçma ve yaklaşık 150-170 adet).
Sağ ayağımda hiç bir his yoktu, sol ayağım ise hisli ama hareketsizdi.
Çok ilkel ilk yardım koşulları altında yola taşınmış olmamdan dolayı, gördüğüm/göreceğim zarar daha da artmıştı.
Kazayı geçirmemle hastaneye ulaşmam tam 1.5 saat sürmüş.
1 ay Ordu'da, 4 ay Hacettepe'de tedavi gördüm
Sol ayağım tamamen sağlam Allaha şükür, sağ ayağım ise pailo sekeli.
Herhangi bir alet kullanmadan yürüyebiliyorum; arasıra düşmeleri saymasak sorun değil bu elbette.
Yaşadığıma şükrediyorum 10 gün koma halinden sonra ayılınca doktorlar bile şaşırmış yaşadığıma. Bana mucize çocuk diyorlardı o zamanlar; zira 10 ünite kan kaybediyorum, ama hala hayattayım.
Yaşamı seviyorum tek üzüntüm oğlumla futbol oynamamış ve onları kucağımda taşıyamamış olmam. Kazayı geçirmeden evvel lisenin futbol takımında oynuyordum...
Çocuklarımın gözündeki kahraman baba değilim belki, ama onlara onur ve gurur veren bir baba olmaya çalışıyorum.
Ve bitirirken, sevgili eşime hayat arkadaşıma bana göstermiş olduğu sevgiden, saygıdan ve özveriden dolayı sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum; iyi ki varsın hayatım.
vaktinizi aldım.
saygılar sevgiler.