Bundan 2 ay önceydi.
Ayak bileğime fizik tedavi yapmadan önce sıcak kompresle kaslarımı gevşetmek istedim. Hani şu içine su doldurulan kalın plastikten yapılan torbalar vardır ya, işte onardan birine sıcak su doldurdum ve bir havluya sararak dizimin altına (baldırlarıma) koydum.
Sırt üstü yattım ve 2-3 dakikada bir torbanın yerini değiştirerek, 10 dakika kadar sıcak kompres uyguladık.
10 dakika sonra yüzüstü döndüğümde bir de ne görelim! Torbayı koyduğumuz yer tam 4 yerden 1. derece yanık olmuş.
Yani göz göregöre ayağımı yaktım. Hem yanık da yanık haaa...
Panik içinde "ne yapabiliriz?" diye düşünürken; hastanede yattığım dönemde aklımda kalan Furacin diye bir merhemi kullanmaya karar verdik. Ve tüm yanık bölgeye mikrop bulaştırmadan, dikkatlice sürdük.
Çok da iyi yapmışız. Zira merhem çok iyi geldi.
Neyse, sabah oldu ve yanığın vehameti daha da gözler önüne serildi. Gerçekten de çok ağır bir yanıkla karşı karşıyaymışız.
Devam eden günlerde Furacin ve bir merhemi daha karıştırarak yaraya sürekli pansuman yapmaya devam ettik. Tabi bu arada yaranın hiç bir yere sürtünmemesine azami özen gösterdik.
Yaraya pansuman yapmaya devam ederken, vücudun güçlü olması ve yarayı çabuk iyileştirmesi için 2 günde bir vitamin aldım ve beslenmeme ekstra özen gösterdim; daha çok etli/kemik sulu yemekler yedim.
Aradan 1 hafta geçtikten sonra yara kurumaya ve "harareti" sönmeye başladı. Yani yara iyileşmeye başladı.
Bu aşamadan sonra merhem sürmeyi bıraktık ve yaranın kendi kendine iyileşmesi için bir yandan beslenmeme ağırlık verirken diğer yandan da yaranın sürekli açık kalmasını ve sürekli havayla temas etmesine özen gösterdik. Tabi bu esnada yaranın mikrop kapmamasına da özen gösterdik. Bazen yara kızarmaya başlardı, o zaman gene merhem sürerdik ki, mikroptan arındıralım.
Derken yara hafiten kabuk bağlamaya başladı. Kabuk, her geçen gün daha da kalınlaşarak, her banyoda yavaş yavaş ve kendiliğinden soyulmaya başladı. Şimdi aradan 2 ay geçti. Oluşan 4 yanık yarasından 3 tanesi tamamen iyileşti. Bir tanesinin (en ağır olanı) ise henüz kabuğu soyulmadı; tabi yara derin olunca...
Velhasıl büyük bir kazayı, kalıcı bir hasara sebep olmadan "ucuz" atlattım.
Ben başımdan geçen olayı yazdım ki, başkaları bundan tecrübe kazansın.
Ve şimdi öğrenmek istiyorum;
1- Benzer tecrübeleri olan arkadaşlar var mı? Bu tecrübelerini bizimle paylaşabilir mi? Nasıl bir yaraları vardı? Nasıl iyileştirdiler? Süre...?
2- Açık yaranın haricinde iç organların ameliyatlarında iyileşme süreci konusunda deneyimleri olan var mı? Ör: böbrek, ortopedik ameliyatları..?
Ayak bileğime fizik tedavi yapmadan önce sıcak kompresle kaslarımı gevşetmek istedim. Hani şu içine su doldurulan kalın plastikten yapılan torbalar vardır ya, işte onardan birine sıcak su doldurdum ve bir havluya sararak dizimin altına (baldırlarıma) koydum.
Sırt üstü yattım ve 2-3 dakikada bir torbanın yerini değiştirerek, 10 dakika kadar sıcak kompres uyguladık.
10 dakika sonra yüzüstü döndüğümde bir de ne görelim! Torbayı koyduğumuz yer tam 4 yerden 1. derece yanık olmuş.
Yani göz göregöre ayağımı yaktım. Hem yanık da yanık haaa...
Panik içinde "ne yapabiliriz?" diye düşünürken; hastanede yattığım dönemde aklımda kalan Furacin diye bir merhemi kullanmaya karar verdik. Ve tüm yanık bölgeye mikrop bulaştırmadan, dikkatlice sürdük.
Çok da iyi yapmışız. Zira merhem çok iyi geldi.
Neyse, sabah oldu ve yanığın vehameti daha da gözler önüne serildi. Gerçekten de çok ağır bir yanıkla karşı karşıyaymışız.
Devam eden günlerde Furacin ve bir merhemi daha karıştırarak yaraya sürekli pansuman yapmaya devam ettik. Tabi bu arada yaranın hiç bir yere sürtünmemesine azami özen gösterdik.
Yaraya pansuman yapmaya devam ederken, vücudun güçlü olması ve yarayı çabuk iyileştirmesi için 2 günde bir vitamin aldım ve beslenmeme ekstra özen gösterdim; daha çok etli/kemik sulu yemekler yedim.
Aradan 1 hafta geçtikten sonra yara kurumaya ve "harareti" sönmeye başladı. Yani yara iyileşmeye başladı.
Bu aşamadan sonra merhem sürmeyi bıraktık ve yaranın kendi kendine iyileşmesi için bir yandan beslenmeme ağırlık verirken diğer yandan da yaranın sürekli açık kalmasını ve sürekli havayla temas etmesine özen gösterdik. Tabi bu esnada yaranın mikrop kapmamasına da özen gösterdik. Bazen yara kızarmaya başlardı, o zaman gene merhem sürerdik ki, mikroptan arındıralım.
Derken yara hafiten kabuk bağlamaya başladı. Kabuk, her geçen gün daha da kalınlaşarak, her banyoda yavaş yavaş ve kendiliğinden soyulmaya başladı. Şimdi aradan 2 ay geçti. Oluşan 4 yanık yarasından 3 tanesi tamamen iyileşti. Bir tanesinin (en ağır olanı) ise henüz kabuğu soyulmadı; tabi yara derin olunca...
Velhasıl büyük bir kazayı, kalıcı bir hasara sebep olmadan "ucuz" atlattım.
Ben başımdan geçen olayı yazdım ki, başkaları bundan tecrübe kazansın.
Ve şimdi öğrenmek istiyorum;
1- Benzer tecrübeleri olan arkadaşlar var mı? Bu tecrübelerini bizimle paylaşabilir mi? Nasıl bir yaraları vardı? Nasıl iyileştirdiler? Süre...?
2- Açık yaranın haricinde iç organların ameliyatlarında iyileşme süreci konusunda deneyimleri olan var mı? Ör: böbrek, ortopedik ameliyatları..?