Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Ayrımcılık Üzerine [Tartışma]

Görebildiğim kadarıyla iki ayrı başlıkta üç nedeni var!

Birincisi:

Sen: Arabam var.. Kaza yaptım.. Mağdurum!

Öteki: 3 ayda bir 700 küsur TL maaş alıyorum.. Gözlük bile vermiyorlar.. [Kesin bilmiyorum ama.. verseler de pek önemi yok] Mağdurum..

İkincisi (Araba-Gözlük özelinde):
1- Nitel olarak: Çalışanın SGK primlerinde patronun (aklımda kaldığı kadarıyla) %4 gibi payı vardır. Yani çalışanın sırtından kazandığı artı değerin küçük bir parçasını POZİTİF AYRIMCILIK olsun diye kuruma aktarır. Diğer taraftan devlet de kurumun zararlarını karşılar. (Ünlü "kara delik" hikâyesi.)

Oysa arabanın sigortası için bu ayrıntılar yoktur! Seninle özel sigorta kurumun arasındadır. O kurumun da "destekleme" gibi bir misyonu yoktur. O sadece para dolaşımından elde edeceği kârı düşünür.

2- Nicel olarak: (Arabam yok! O nedenle ayrıntılı olarak bilemeyeceğim ama :eek:) Sanırım araba kazasının masraflarıyla gözlük masrafını karşılaştırmak bile abes olur! :)

Yanlış anlaşıimasın: Sen de "çalışan" şapkanla gözlüğü hak edersin sonuna kadar. Ancak; arabanın hasarını SGK ödemez!

İş bu nedenlerle olayın inceliklerini bilmeyen kişilere anlatmak bile sorun olabilir! Sen "kazanın parasını sigortadan alacağım" dersin. Karşındaki "Hah.. Devletin karadeliğini açanı bulduk. Vurun abalıya!" der.. Oysa ortada iki ayrı kurum vardır.. Aman ha! :)

Tersine kollektif mantıkla yola çıkıp da birey-vatandaş olmayı beklediğini kimseye söylememek gerek.
Konu buraya nasıl geldi?.. Pek anlayamadım ama.. :eek: Kollektif mantıkla yola çıkanlar uzaylı mı yaa? Niye ötekileştirirsiniz ki o garibanları.. :) Onlar da bu toprağın insanları..

Ayrıca birey vatandaş olmak kimsenin tekelinde değil! 4C'ye hayır! :)

Ve de senin o dediğin "birey" değil, '1'ey'dir! Kapitalist ve ayrımcı devletin karşısında örgütsüz, yalnız ve güçsüz olan 1'ey!.. "BİREY" ise örgütlüdür, halkladır, güçlüdür!
 
Yaa AYRIMCILIK denilen olayı niye bu kadar basite indirgiyorsunuz, hafife alıyorsunuz anlamıyorum.. :confused:

[SIZE=2]ashk olsun, babenjim! :)... hafife almak mi?!... "'kashi gözü' sebebiyle bi insana kötü (negatif) muamele yapmak" senin icin cok basit ve hafif bishi olabilir ama benim icin gayet agir bishidir (hatta insanlik sucudur) ve mesajinda - sanki "yeryüzünde ayrimcilik yoktur, hic bir zaman da olmamishtir, hershey güllük gülistanliktir, laylaylommMm!" diyen olmush gibi - saymakla bitiremedigin ayrimcilik örneklerinin hepsinin özünde yatan ortak yöndür; karshindakinin (herkes kadar) insan olduguna aldirmaya gerek duymadan "kashina gözüne" takilmak ve bunu kötülük yapmaya bir gerekce ilan etmek... [/SIZE]

[SIZE=2]ayrica, "kashi gözü" bir degishken olarak ele al ve yerine; "cinsiet", "sakatlik", "ten rengi", "din", "egitim durumu" vs. gibi, insana ait farkliliklar yelpazesinden diledigin özelligi yerleshtir... "kötü muamele" yerine de "töre cinayeti", "dishlama", "hak ihlali", "sömürü", "gaz ocaklari" gibi diledigin kötülügü/sucu yerleshtirirsen, siraladigin ayrimcilik örneklerinin hic birini inkar etmedigimi de ayrimciligi hafife alip gecishtirmedigimi de görürsün ;)... amacim, olgularin arasindaki alakalari biraz daha öne cikarabilmek icin o olgulari detaylarindan soyutlamakti... zira detaylar deryasina dalip kaybolmamiz, önemli baglantilari görmemize engel olabilior... [/SIZE]


Valla "Çok güzel."'i okuduğumda "bir noktada olsun anlaşıyoruz" bari, diye sevinmiştim ama.. Sonu gelmedi. :(

[SIZE=2]istanbul'dan bi arkadashim, "otobüslerde kadinlara öncelik taninip yer verilmesinin asil sebebi, ayakta durduklari zaman erkekler tarafindan rahatsiz edilmeleri - aklina hayaline gelmicek tacizlere ugrayabiliorlar" demishti bana :)... bu shekil bir pozitif ayrimcilik, o erkeklerin yaptigi hayvanligi (negatif ayrimciligi) dogal karshilamak - ve hatta meshrulashtirmak - anlamina gelmez mi?...[/SIZE]

[SIZE=2]ya da shöyle sorayim; kalabalik bi otobüste cok hosh buldugun bi hatunun yaninda olsan, onun seyehat etme özgürlügünü burnundan getirip getirmeme konusunda secim yapabilir misin, yoksa doga kanunlari (ya da "ayrimciligin dogalligi" :)) nedeniyle "ohush!" diye kadini minciklamaktan bashka bishi gelmez mi elinden :p... [/SIZE]

[SIZE=2]eger sen negatif ayrimcilik yapip yapmama konusunda secim yapabiliosan ötekiler, berikiler, gerikiler, ilerikiler diye isimlendirdigin insanlarin neden olmasin öyle bi yetenegi!?!... bizi hayvanlar aleminden ayiran en önemli özelliklerimizden biri degil midir bu?... neptune'nin kurdugu o cümledeki "belki"yi bile fazla buluom ben; ayrimciligi dogal karshilayarak, pozitif ayrimcilik üzerinde yogunlashirsak, o güzelim yetenegimizi teorik olarak inkar etmekle kalmayiz, zamanla pratik olarak dumura da ugratiriz diye düshünüom, babenjim... [/SIZE]

[SIZE=2]shimdi gene, "o otobüslerdeki 'hayvanimtirak' erkeklerin yaptigi ayrimcilik degil, ötekileshtirmedir ya da en kötü ihtimalde kamu düzenini bozan bireysel suctur!" falan deme lütfen... ceshit ceshit isimlere gerek yoktur - 'hayvanlik', 'hayvanliktir'; insanlik da insanlik!... ayrimcilik da suctur zaten; ister bireysel yapilsin, isterse de tüzel... maddi sonuc shartini da anliamadim - yani devlet/belediye/otorite masrafa girip, örn. meksika'nin bashkentinde de oldugu gibi, üstünde kocaman kocaman "solo para damas" yazan pembe kadin otobüslerini getirmeden ("positif ayrimcilik" yapmadan) ayrimcilik diyemicek miyiz buna?!... [/SIZE]


Sırf solcu olduğu için Uğur Mumcu'yu, gayrimüslim olduğu için Hrant Dink'i yedek subay olmayı hak ettikleri halde askerliklerini "er" olarak yapmalarını sağlayan SİVİL TOPLUM değil mi?!

[SIZE=2]verdigin bu örnekte solcu veya gayrimüslim oldugu icin bu insanlara uygulandigini söyledigin negatif ayrimciligin pozitifi nedir, söyler misin bana lütfen!?!... bu insanlarin siyasi görüshüne, inancina, (senin deyiminle; dahil oldugu gruplara) bakmadan - AYRIMCILIK YAPMADAN - birey olarak haklarina saygi duymak varken, "kusura bakmayin ama ayrimcilik cok dogaldir ya hane; bizim gibi 'tüzel otoriteler' dishinda hic kimsenin de yapamicana göre ish bize düshüo - ama üzülmeyin, hemen ardindan solcular ve gayrimüslimler grubuna pozitif ayrimcilik uygulayip, yedigimiz naneyi bi ölcüde düzeltmeye calishiriz!" demek, dünyanin en büük sacmaligi olmaz mi? :)... hem o gruplarin akibeti nolucak, hep öle "pozitifti-negatifti" diye bi bu yana bi o yana devam mi edilicek?... kisacasi babenjim; ayni zamanda negatif ayrimciligin bayaragini yükseltmeden, pozitif ayrimciligin bayraginin yükseltilebilicene inanmiom ben! :)...[/SIZE]


Siz hiç duydunuz mu "benim dinim kötüdür.. Öbürleri iyidir.. Bana gelmeyin.. Onlara gidin" diye abuk bir laf.. Ama eminim ki tersini duymuşsunuzdur mutlaka! Eşyanın tabiatı bu çünkü.. eee.. Bir de bunların yaygınlaşması, çoğalması, güçlenmesi olayı var.. Çıktı mı sana bir "düşmanlık, savaş" gerekçesi daha?.. Peki, bu AYRIMCILIK değildir de nedir?

[SIZE=2]e, o zaman demezler mi insana, "madem senin dinin kötü ve öbürleri daha iyi, sen niye gitmiosun onlara da bizi yolluosun!" diye :)... elbette ki eshyanin tabiati bu... ama "benim dinim bana nasil en dogrusuysa, onun ki de onun icin en az o kadar dogrudur - iisi mi herkes kendi dinini rahatca yashasin" demek, bu tabiata ters düshmez ki... ama ishte olaylari carpitarak düshmanliga ve savasha bi gerekce olmasinin dogalligini savunmak, bunlar'in cogalmamasi, güclenmemesi icin insanlari susturmak, onlara baski uygulamak gibi sonuclar dogruruyor ve bu cirkin sonuclari bi nevi "temize cikartior"... ugur mumcu, hrant dink tam da bu yüzden (olaylarin carpitilmasi yüzünden) cogalmamalari, güclenmemeleri icin haksizliga ugramadilar mi?...[/SIZE]


ikisi de cirkin!... birinde negatif muamele görüosun, digerinde pozitif muamele ama ikisinde de herkesle eshdeger bi insan olmandan cok, "kashina gözüne" borclu oluosun o muameleyi :)...
Yine değil! Zaten "esh deger" olmayan insanlara ("eşit koşullarda yaşamadığı düşünülen") sağlanan bir destek o hödö :p! Sen (veya başka bir engelli) kendinizi niye ayrı tutuyorsunuz ki engelliler grubundan?

[SIZE=2]:) degil, babenjim!... eshit koshullar yaratmak icin yapilan düzenlemeler, zaten ayrimcilik yap-MA-MAK icindir, anayasada kararlashtirilmish olan eshitlik ilkesinin koydugu yükümlülüktür bu... hedeyle de hödöyle de ilgisi yoktur, OLMAMALIDIR - öyle garip sheylerle bulandirilmamalidir :)... ayrica, "engelliler gurubunda bulunduguma degil, birey olarak haklarima saygi duyulup ihtiyaclarimin ciddiye alinmasina borclu olmak istiorum o düzenlemeyi" demek, sakatligimi inkar etmek veya kendimi engellilerden ayri tutmak anlamina gelmez - bitek kendim icin istemiorum ki öyle bi muameleyi, herkes icin istiom :)... nedir bu grup takintin, anliamadim? :) [SIZE=1](bu arada; "esh deger"den neler anladigini da ayrieten merak etmedim desem yalan olur :p)[/SIZE]...[/SIZE]

[SIZE=2]sevgiler :)...[/SIZE]
 
[SIZE=2]
Arabanla kaza yaptığın için, hangi gruba alıyoruz seni? Bak tanımı bir kez daha alayım istersen:

"Toplumdaki diğer kişiler ile eşit koşullarda yaşamadığı düşünülen belli gruplara, belirli koşullarla haklar tanıyarak onları destekleme."​
[/SIZE]
[SIZE=2]
Kısaca, senin ihtiyaç giderilmesini sağlayan, dediğin düzenlemelere diyoruz zaten POZİTİF AYRIMCILIK diye.. Gözünüzde bu kadar büyütmeyin, lütfen..
[/SIZE]

[SIZE=2]sanirim bi türlü anlashamamizin en önemli nedeni, benim "pozitif hak" ile "pozitif ayrimcilik" arasinda bi ayrim yapmam, senin de ikisine ayni sheymish gibi bakman... üshenmedim, kütüphaneye ugrayip, bildigim ansiklopediler arasinda en cok güvendigim brockhaus'a ve bikac bashka kaynaga bakip internette bulduklarimla da karshilashtirdim... anlayabildigimi düshündüklerimden aklimda kalanlari en kisa shekliyle yazmaya calishiym (dogrusunu bilenler hatalarimi düzeltsin lütfen!);[/SIZE]


[SIZE=2]her hakkin hemen karshisinda bir görev vardir - görev olmadan hak olmaz! ... bana taninan haklar, bashkalarina yüklenen görevlerdir ve tersine, bashkalarina taninanlar bana bazi görevleri yükleyebilir/yükler... negatif hakkin karshisinda negatif görev vardir, pozitif hakkin karshisinda da pozitif görev...[/SIZE]


[SIZE=2]negatif bi hak, bashkalarinin sana karshi belli bi hareketini engelleme hakkindir...[/SIZE]
[SIZE=2]negatif görev de bashkalarinin belli hareketlerine müdahale etmeme görevindir...[/SIZE]

[SIZE=2]yani senin konushma özgürlügün negatiftir, cünkü benim seni susturmami engeller; [/SIZE]
[SIZE=2]söylediklerin ne kadar tepemi attirirsa attirsin, rahatca konushmana müdahale etmemek benim negatif görevimdir...[/SIZE]

[SIZE=2]pozitif bi hak, bashkalarina, sana karshi belli bi hareketi yaptirma hakkindir...[/SIZE]
[SIZE=2]pozitif görev de, bashkasinin belli bi hareketi yapabilmesini destekleme görevindir...[/SIZE]
[SIZE=2][/SIZE]
[SIZE=2]ama haklar sadece negatif ya da sadece pozitif degiller genelde... hemen her negatif hakkin (görevin) bir de pozitif yönü vardir; örnegin, bashkalarinin beni öldürmesini engelleyen/yasaklayan yashama hakkim negatiftir ama bir kaza gecirdigimde yaralandigimi görenlerin aninda bi ambulans cagirmak ve mümkün mertebede ilk yardim uygulamak zorunda olmasi, yashama hakkimin pozitif yönünün o kishilere yükledigi pozitif görevdir... [/SIZE]

[SIZE=2]pozitif tahsil hakkin, bazi bilgileri dünya haritasinda gezip dolasharak toplamak zorunda kalmadan, kendi yashadigin bölgede edinebilmek icin okullarin, üniversitelerin vs. kurulmasini saglar... belli bi süre (tr'de sekiz yil oluo yanilmiosam?) boyunca egitimden herkesin ücretsiz faydalanabilmesi pozitif haktir... [/SIZE]

[SIZE=2]tahsil hakkinin/özgürlügünün negatif yönü de, "bu kiz cocugudur, okula yollarsam orospu olur - neme lazim, ayrilmasin gözümün önünden!" diyen velilerin cocuklarini okuldan, bilgi edinmekten alikoymalarini engeller... veya birilerinin senin evine dalip, bütün kitaplarini, bilgisayarini - ceshitli bilgiler edinebilicen hersheyi - toplayip biyerlerde yakmak üzere götürmesini engeller... [/SIZE]


[SIZE=2]bashka bi deyishle; negatif hak, zaten sahip oldugun bisheyi muhafaza edebilmeni saglarken; positif hak, henüz sahip olmadigin bisheye ulashabilmeni saglar... sosyal güvenlik, egitim, saglik hizmetleri, toplu tashimacilik, trafik düzenlemeleri vs. pozitif haklara girer ve sadece sakatlara veya belli guruplara degil, buna IHTIYAC duyan tek tek her bireye taninir... taninmalidir!!!...[/SIZE]





[SIZE=2]böyle bi tanimi göz önünde bulundurarak, daha önce yazmish oldugum mesajlarimi tekrar gözden gecirmeni rica etsem beni kirmassin, di mi babenjim :confused:...[/SIZE]


[SIZE=2]öbüldün :)..[/SIZE]
 
Negatif hakkı şöyle tanımlayabiliriz; Kullanması kişinin niyetine bağlı hak.. İster kullanır, ister kullanmaz.. Özgürlüğün tanımı negatif hakların sınırı ile orantılıdır.. Buradaki negatif kavramı ilk bakışta olumsuz bir hava uyandırıyor.. Oysa tam tersi..

Bu tartışmada olayın tıkandığı yer pozitif ayrımcılığın aslında ayrımcılığı meşrulaştırdığı.. Buna katılıyorum.. Ancak aradaki uçurumları kapatmanın yoluna pozitif ayrımcılık dememenin bir yolu varmı bilmiyorum.. Çünkü aradaki uçurumları kapatmak için sağlam insanların sakatlara uzun yıllar borcunu ödemesi lazım.. Bunun adının ne olmasından çok bu uçurumun kapatılması ilgilendiriyor beni..
Birde ben her yazımda ayrımcılığı ve ötekileştirmeyi yazarken devlet/toplum birlikteliğini dile getirdim.. Bunlar birbiriyle içiçe geçmiş güçlerdir..
 
Çünkü aradaki uçurumları kapatmak için sağlam insanların sakatlara uzun yıllar borcunu ödemesi lazım..
Ama şimdi bir çuval incir berbat olmadı mı? :(




üshenmedim, kütüphaneye ugrayip, bildigim ansiklopediler arasinda en cok güvendigim brockhaus'a ve bikac bashka kaynaga bakip internette bulduklarimla da karshilashtirdim... anlayabildigimi düshündüklerimden aklimda kalanlari en kisa shekliyle yazmaya calishiym (dogrusunu bilenler hatalarimi düzeltsin lütfen!);[/SIZE]
Eline sağlık, çok güzel açıklamışsın, ama bunun özümsenmesi ve doğru yere varması için, aklın da, istenen sonuç gibi liberal olması gerekiyor. Yani;



Özel arabayla mağduriyet yan yana iyi durmuyor.. Sakın başka yerde söyleme..

Selamlar.. :)
Neden? :)

Tersine kollektif mantıkla yola çıkıp da birey-vatandaş olmayı beklediğini kimseye söylememek gerek. :)

Saygılar. :):)

Konu buraya nasıl geldi?.. Pek anlayamadım ama.. :eek:

Ve de senin o dediğin "birey" değil, '1'ey'dir! Kapitalist ve ayrımcı devletin karşısında örgütsüz, yalnız ve güçsüz olan 1'ey!.. "BİREY" ise örgütlüdür, halkladır, güçlüdür!
O zaman daha açık söyleyeyim; sosyal devlet ile sosyalist devleti birbirine karıştırdığını; "devlet baba"nın gölgesi altında, sosyalist çözümlerle, liberal sonuçlar beklediğini sakın başka yerde söyleme. :eek:

İşte senin mantığına göre birey şu:
uskacumacu.jpg


Asıl onun 1'ey olduğunu farketmek çok zor olmasa gerek. :)

[SIZE=1](Not: Çok net görünmüyor ama, sol üstteki 1'ey'in sakalı var. O kadar farklılığa izin veriyorlar. ;))[/SIZE]
 
[FONT=Arial]Arkadaş …[/FONT]
[FONT=Arial]Haklısın, olaya düz mantıkla bakınca ben incirleri ezdim ..[/FONT]
[FONT=Arial]Ayrımcılık en berbat şeydir.. Bunun pozitifi filan olmaz.. Olursa zaten ayrımcılığı içselleştirmiş oluruz.. Böyle bakarsak doğru düşünmüş olacağız.. [/FONT]
[FONT=Arial]Ben yıllardan beri iletişimi bitiren şeyin kavramlar olduğunu anlatmaya çalışıyorum.. Çıplak gerçeğin üstünü örtüp, gerçeği başka bir şey haline getirenin dil olduğunu anlatmaya gayret ediyorum.. Hele hele engellenenlerin DİLinin olmadığından söz ediyorum.. TÜRKÇEYİ yeniden yazmak lazım diyorum yıllardan beri.. Meğer aynı duyguları taşıyan İngilizceyi yeniden yazmak lazım diyormuş.. [/FONT]
[FONT=Arial] [/FONT]
[FONT=Arial]Ülkemde pozitif ayrımcılık vardır.. Fakat bu kavramı ters yüz etmek lazım.. Ayrımcılığın pozitifi zaten beyaz Türklere uygulanıyor.. Beyaz Türk paralıdır.. Sağlamdır, heteroseksüel ve dindardır.. Milliyetçi ve katışıksızdır.. Tüm ülke kaynakları bunlara ve bunların rahat yaşayabilecekleri ortamların yaratılması için harcanır.. Çeşme’ye Otoban, Dalaman’a havaalanı, Yat limanları her körfez kasabasında yaygındır.. Onların ihtiyacı olan her şey kendiliğinden ülke gelişiyor,ülke yararına maskaralığı adı altında yapılıverir.. Ancak o yapılan yatırımların içine sakatların kullanacağı ufacık (ama ufacık) ekler yapılmaz.. Çünkü beyaz Türk sakat olmaz.. Olursa da kaderine razı olup çekilsin köşesine..Yani pozitif ayrımcılık (Eşitler arasında) mükemmel şekilde işlemektedir.. O yüzen ayrımcılığa karşı çıkmanın ilk şartı pozitif ayrımcılığa savaş açmaktır..[/FONT]
[FONT=Arial] [/FONT]
[FONT=Arial]Peki pozitif ayrımcılık maskaralığı adı altında sakatlara yada uygulana şeylerin adı nedir.. Bu dışarının baskısıyla bunlarda insanmış meğer demenin halt etmesidir..Şu an ayrımcılık yapmıyoruz dese devlet/toplum ne olacak? Bundan sonra yapılacak her projede, eylemde, etkinlikte sakatlar engellenmeyecek diye karar alınsa ne olacak? Ne değişir hayatımızda? [/FONT]
[FONT=Arial] [/FONT]
[FONT=Arial]Yüzlerce yıllık bize karşı ayrımcılık yapılıp hak gaspına uğramış milyonlar ne olacak? İnsanlar sanıyor ki HAK’kımız yok hiç bir şeyde.. Bir: Bu ülke vatandaşı olarak üretilen her şeyde doğrudan katılım olmasa bile HAK’kımız vardı bizim.. İki: Benim gibi çalışan sakatların vergileri ile yapılan yatırımlarda hiç düşünülmedik bizler.. Ortak kullanım maskaralığı adı altında bütün haklarımız gasp edildi.. Yapılan her şeyin (binalar, sokaklar, eğlence mekanları, plajlar) ufak uzantıları olabilirdi yüzde en fazla beş maliyetlerle.. Fakat hiç biri yapılmadı.. Bu ayrımcılıklarının sonucu bu gün insan posaları olarak adlandırabilecek dev kütleler oluştu.. Eğitimsiz, yoksul, mesleksiz..Bu insanların HAK’ları ne oldu Arkadaş? Yutuldu.. Pozitif ayrımcılıkla korunanlar tarafından yutuldu..[/FONT]
[FONT=Arial] [/FONT]
[FONT=Arial]En acısı ne biliyormusun kimse burada sakatlar engelleniyor diye şikayetçi olmadı.. Kimse o lanet kaldırımları lanetlemedi.. Kimse o apartmanları protesto etmedi.. Kimse o eğlence mekanlarına gitmemezlik etmedi burası sakatlara uygun değil diye.. Kimse okullar insan onuruna aykırı diye eylem yapmadı.. [/FONT]
[FONT=Arial] [/FONT]
[FONT=Arial]Ben sağlamları sömürelim demiyorum.. Ama bize borçları var diyorum.. Bize borçlarını ödemezlerse biz asla düşlediğimiz yaşamı ulaşamayız diyorum.. Bu borç onlarca yıl şimdiye kadar yaptıkları uygarlığa ekler yaparak, tamir ederek olacak diyorum.. . Fakat Aristo mantığı ile hareket edilip bu borcu silmek lazım Kuyucak denmez.. [/FONT]
[FONT=Arial] [/FONT]
[FONT=Arial]Yani Pozitif Ayrımcılığa karşı olmak devletin/toplumun bize olan borcunu ödemesinden geçiyor.. Ben bu dili böyle yazıyorum.. Yoksa sadakanın adı pozitif ayrımcılık diye yutturulmaya çalışılıyor bize.. [/FONT]
[FONT=Arial] [/FONT]
[FONT=Arial]Kime pozitif ayrımcılık yapılıyor daha dikkatli bakın etrafınıza.. Binlerce örnek gözlerinizin önünde.. [/FONT]
 
"'kashi gözü' sebebiyle bi insana kötü (negatif) muamele yapmak" senin icin cok basit ve hafif bishi olabilir ama benim icin gayet agir bishidir (hatta insanlik sucudur) ve mesajinda - sanki "yeryüzünde ayrimcilik yoktur, hic bir zaman da olmamishtir, hershey güllük gülistanliktir, laylaylommMm!" diyen olmush gibi - saymakla bitiremedigin ayrimcilik örneklerinin hepsinin özünde yatan ortak yöndür; karshindakinin (herkes kadar) insan olduguna aldirmaya gerek duymadan "kashina gözüne" takilmak ve bunu kötülük yapmaya bir gerekce ilan etmek...
Ben kaş-göz için demedim ki o lafı.. O paragrafta alıntısını yaptığın cümleden sonra bir cümle daha vardı.. Onu da ben alıntılayım:
Sanki "birileri" istediği için oluyormuş, "ötekiler" istemeyince de kaldırılacakmış gibi..
Ondan sonra da bisürü bıdı bıdı yaptım, doğallığını falan tartışmaya açtım.. Sen de takmışsın "kasha-göze".. Olmadı! :(

ya da shöyle sorayim; kalabalik bi otobüste cok hosh buldugun bi hatunun yaninda olsan, onun seyehat etme özgürlügünü burnundan getirip getirmeme konusunda secim yapabilir misin, yoksa doga kanunlari (ya da "ayrimciligin dogalligi" :)) nedeniyle "ohush!" diye kadini minciklamaktan bashka bishi gelmez mi elinden :p...
Ashk olsun Rekucum.. Hatta teessüf ederim.. Beni o hayvanımtırak yaratıklarla aynı paragrafa koyduğun için.. İşte o dediklerin tam da "ötekileştirme - dışlama" ve bireysel suça örnek.. Ayrımcılığa değil!
ayrimciligi dogal karshilayarak, pozitif ayrimcilik üzerinde yogunlashirsak, o güzelim yetenegimizi teorik olarak inkar etmekle kalmayiz, zamanla pratik olarak dumura da ugratiriz diye düshünüom, babenjim...

Verdiğim diğer pozitif ayrımcılık örneklerini nasıl buluyorsun peki? Örneğin; 2022 aylığı, evde bakım aylığı, yeşil kart, çalışanların çıplak maaşları dışındaki sosyal yardım vb.. Kaldırtalım istersen onları da ha?! Madem pozitif ayrımcılık, negatifinin bayrağını yükseltiyormuş!.. Bak tanımı bir kez daha alayım buraya:
[size=3]
"Toplumdaki diğer kişiler ile eşit koşullarda yaşamadığı düşünülen belli gruplara, belirli koşullarla haklar tanıyarak onları destekleme."​
[/size]
HAKTIR bunlar HAK!! Haklar alınır, verilmez! Uğrunda mücadele edilir!
shimdi gene, "o otobüslerdeki 'hayvanimtirak' erkeklerin yaptigi ayrimcilik degil, ötekileshtirmedir ya da en kötü ihtimalde kamu düzenini bozan bireysel suctur!" falan deme lütfen... ceshit ceshit isimlere gerek yoktur
-

Yukarıda dedim zaten.. :D

Tam tersine.. İsimler (ve sıfatlar) olayın niteliğini ortaya koyduğu için çok gereklidir!

Mücadele yapılacaksa düşmanı iyi tanımalıyız önce! Nereden geldiğini, gücünün kaynaklarını falan..

Hedefi olabildiğince küçültmeliyiz! Öyle beğenmediğimiz her şeye "ayrımcılık yapıyooooooooo " diye ağlarsak/öfkelenirsek/tepki koymaya uğraşırsak olmaz! Gün gelir "illalah" der çevremizdeki kişiler.. Sonra mücadele falan kalmaz ortada..

'hayvanlik', 'hayvanliktir'; insanlik da insanlik!... ayrimcilik da suctur zaten; ister bireysel yapilsin, isterse de tüzel...

Elbette.. ayrımcılık da suçtur, ötekileştirme de.. Yalnız.. Kaynakları farklıdır. Mücadele yöntemleri de..

Birinde direkt otoriteyi (sadece devleti değil!) sorumlu tutarsın.. Onlardan sorarsın hesabı! Diğerinde yeterli eğitimi, (gerekiyorsa cezayı) vermediği için (sadece devleti) sorumlu tutarsın! Bu ikisi arasında fark var!

Ayrımcılıkta mücadeleyi örgütlü yapmak zorundasındır! Çünkü karşında her şeyiyle -deyim yerindeyse- sapına kadar örgütlü otorite/egemen güç/devlet var! Elbette kişisel çaba ve zaferlerin de önemi büyüktür ama hem daha fazla enerji sağlanmasını, hem de yaygın ve kalıcı olmasını sağlamak daha güçtür!

Ayrıca 'hedef saptırmak' çok çok kolay olur hepsi bir arada olunca.. Senin çok çok önem verdiğin bir ötekileştirme konusu (örn. Yayalara geçit vermeme) ötekine çok basit gelir ve "ulan biz ekmek derdindeyiz, 700 küsur TL maaşla 3 ayı doldurmaya uğraşıyoz.. Vatandaş 'yayalara geçit vermemekten' bahsediyo.. Yemişim böyle mücadeleyi" der ve gider..

maddi sonuc shartini da anliamadim -

Sakatlar, yollar ve binalar uygun olmadığı için okula gidemiyor ve İŞ BULAMIYOR!

Mumcu, Dink vb. yedeksubay olmayı hak ettikleri halde "er" olarak askerlik yapmışlar!

Kadınlar okutulmadıkları için devlet örgütünün çeşitli kademelerinde görev alamıyorlar..

İşte MADDİ SONUÇLAR bunlardır! Sadece parasal olarak düşünme lütfen!

verdigin bu örnekte solcu veya gayrimüslim oldugu icin bu insanlara uygulandigini söyledigin negatif ayrimciligin pozitifi nedir, söyler misin bana lütfen!?!... bu insanlarin siyasi görüshüne, inancina, (senin deyiminle; dahil oldugu gruplara) bakmadan - AYRIMCILIK YAPMADAN - ...
Valla bu yasa maddesi işidir.. Yasa koyucu ilgilenmiyorsa, STÖ'lerinle gerekli baskıyı kurarsın.. Gündeme getirtirsin.. Kaldırtırsın maddeyi.. Bir daha yapılmaz.. Sorumlularına da cezayı kesersin.. Pozitif ayrımcılıkla ilgili bir fona aktarısın.. O da öyle tamam olur.. Yani her durumda bire bir karşılık şart değil.. Ben o örneği "ayrımcılığı tüzel kişiler yapar" a örnek olsun diye verdim, sen nerelere çekmişsin.. Hem detaya girmeyelim diyorsun, hem de detaya giriyorsun.. :) Hangisine inanacağımı şaşırdım..

kisacasi babenjim; ayni zamanda negatif ayrimciligin bayaragini yükseltmeden, pozitif ayrimciligin bayraginin yükseltilebilicene inanmiom ben... istemiom da zaten! :)...

Yaf, ayrımcılığın bayrağı yükselebileceği kadar yükselmiş.. "Daha"sına ihtiyacı yok ki.. Benim anladığım pozitif ayrımcılık ondan zarar görenlerin/mağdurların vb. "ayakta durabilmesini" sağlayacak kadar destek..
ama "benim dinim bana nasil en dogrusuysa, onun ki de onun icin en az o kadar dogrudur - iisi mi herkes kendi dinini rahatca yashasin" demek, bu tabiata ters düshmez ki...
"Din" konusu ile ilgili burada konuşmak istemediğimi belirtmiştim ama madem ısrar ettin bir iki şey daha söyleyim.. İstisnasız bütün tarih boyunca dinler ayrımcılığın kaynağı olmuş.. :mad: Bana inanan ve inanmayan, diye önce ikiye ayırmışlar insanları..Sonra mezhepler, tarikatlar falan girmiş araya.. Birbirlerini yüzyıllarca yemiş durmuşlar.. Hâlâ da devam ediyorlar.. AYRIMCILIK olmasaydı Gazze abluka altına alınır mıydı? Yardım gemileri gider miydi oraya? Ölümler olur muydu bu bahaneyle?
Sen de burada tutmuş beni sorumlu tutuyorsun.. :( Bana ne yaa.. Git onlara sor..

İş öyle "iisi mi herkes kendi dinini rahatca yashasin" demekle bitmiyor olaylar.. Dinsel ayrımcılık doğal!-meşru değil tabii- ama sınıflı toplumla birlikte şekil değiştirmiş.. SÖMÜRÜ aracı olarak kullanılmaya başlanmış dinler.. Bundan sonra ancak meşruluktan uzaklaşılmaya başlanmış.. Herkes kendi dindaşlarını çoğaltıyor, güçlendiriyor ki.. Düşman dinin elemanlarına karşı direnebilsin..

nedir bu grup takintin, anliamadim? :)

Valla bu söz bana kavgada bile söylenmez! "Kızarım" diyecem ama sana da kızılmıyor ki be Reku:)
Bi kere benim takıntım falan değil o! TDK'nın tanımını defalarca verdim yukarılarda:
.. belli gruplara, belirli koşullarla haklar tanıyarak
Git ona sor sorunu..:p

(bu arada; "esh deger"den neler anladigini da ayrieten merak etmedim desem yalan olur :p)...
Eş değer de orada var:
Toplumdaki diğer kişiler ile eşit koşullarda ...

[size=1] Rekucum, buraya kadar olan cevaplarımın büyük bölümünü senin son mesajından önce yazmıştım.. Ama sonra silmeye kıyamadım. Zaten cevaplarım sana değil "düşünceye"dir.. Ben de öperim [/size]


..O zaman daha açık söyleyeyim; sosyal devlet ile sosyalist devleti birbirine karıştırdığını; "devlet baba"nın gölgesi altında, sosyalist çözümlerle, liberal sonuçlar beklediğini sakın başka yerde söyleme. :eek:

Yukarılarda bi yerde şöyle demiştim:
.. Yemişim demokrasisini, totalitersini. :p
Buna şunları da ekleyebiliriz: Yemişim sosyal devletini de, sosyalist devletini de, liberal devletini de, ilkelerini de.. :mad: Biz burada devlet türlerini ve ilkelerini mi tartışıyoruz?

Hatta belki de teorik olarak, bu şekilde negatif ayrımcılığın doğal olduğunu kabul etmiş ve bir yönden bunu desteklemiş bile oluyoruz. :)
Peki bunu söylemek; hangi sosyal/liberal devletin, neresine sığıyor? İlke, milke deyip de yeme bizi.. :p




Not: Arkadaşlar,

İlk mesajımın en başında
Baben' Alıntı:
Aylar önce forumlardaki bir yazımda; " 'Ayrımcılık' gibi yere, zamana, kişiye göre değişen ve içinin doldurulması için epeyce uğraşılması gereken, henüz çok 'boş' bir kavram …" demiştim.

Türk Dil Kurumu da aynı görüşte olmalı ki, net bir tanım vermemiş, konuyu geçiştirmiş.. Ancak, pozitif ayrımcılık kavramına olabildiğince açık bir tanım getirmiş: "Toplumdaki diğer kişiler ile eşit koşullarda yaşamadığı düşünülen belli gruplara çeşitli ayrıcalıklar tanıyarak onları destekleme."
demişim.

Bu tanımın "sana göresi, bana göresi" olmaz! Soyut kavram tartışmalarıyla, "tartışmanın eksenini kaydıracağımıza" somut verilerle içini dolduralım şu zımbırtının..:D



Not not: Hasanım, seni unutmuş değilim ama.. Ben bittim bugün :eek:
 
Şu iki haber, birkaç gün önce, aynı gazetenin üçüncü sayfasında yan yana çıktı. Sizce bu iki haber arasında ne fark var? İsterseniz haberleri inceleyin,bir yargıya varın, sonra değerlendirelim:

[SIZE=3]Eşini, sevgilisiyle otelde bastırdı[/SIZE]

İZMİR Karşıyaka'da, 2 çocuk babası M.B., bir süredir eşinin hareketlerinden şüphelendi. M.B., önceki gece de eve geç geleceğini söyleyen karısını bir yakınından takip etmesini istedi.

E.B.'nin, bir otele gitmesi üzerine M.B., polisi aradı. Otel odasında basılan E.B. ile sevgilisi S.K. gözaltına alındı.
[SIZE=4]Kameralı seks şantajcıları[/SIZE]

İşadamlarına kameralı seks tuzağı kurarak, tehditle para istedikleri öne sürülen 16 kişi hakkında 3 ile 13 yıl arasında değişen hapis cezası istemiyle dava açıldı.
İki farklı haberde, kaçamak yapan iki farklı çift ve bu çiftleri manevi ya da maddi çıkar sağlamak için izleyen üçüncü şahıslar var.

Ancak kolluk kuvveti, ilk haberde üçüncü şahısla işbirliği yapıp kaçamak yapan çiftlere, ikinci haberde ise kaçamak yapanla işbirliği yapıp üçüncü şahıslara suçlu muamelesi yapıyor.

İlk çiftin işlediği bir suç var mı? Habere göre yok. Peki ilk çiftin ötekileştirilme nedenini farkettiniz mi?... Toplumun hayat görüşü.

Buna şunları da ekleyebiliriz: Yemişim sosyal devletini de, sosyalist devletini de, liberal devletini de, ilkelerini de.. :mad: Biz burada devlet türlerini ve ilkelerini mi tartışıyoruz?
O yüzden tartışmanın tam da bununla ilgisi olmalı. Tabii içinde yaşadığımızdan çok, içimizde yaşattığımız rejimle. Ancak bunu farkedemediğimiz sürece, ne yazık ki o yenen şey, ayrımcılıktan, ötekileştirmeden muzdarip olanların hakları oluyor, zira:
Ama resmi ve sivil diye bir ayrım yapılmış.. Hakları elinde bulunduran ve kullanan.. Hata falan değil ki bunun "zinciri sürükleyen ana halka" olduğunu söylemek ve düzeltmeye buradan başlamak..
Sadece totaliter rejimlerde otorite, zinciri sürükleyen ana halkadır. Özgürlük ve eşitlik talebi, ancak halktan gelir...ya da gelmelidir. Daha önce senin de bazılarını örnek verdiğin Rönesans'tan Reformasyon'a, Fransız Devrimine uzanan süreçleri, eşitliklerin, hak ve özgürlüklerin, insana saygının ortaya çıkış ve gelişme sürecini hangi halka tezgahladı dersin?

Sevgiler. :)
 
:) Az dur.. Kavram karmaşası olmuş.. Ben orada "zinciri sürükleyen ana halka" olarak, toplumların; resmi ve sivil toplumlar olarak ikiye ayrıldığını, tartışmanın bunun üzerinden yürütülmesinin daha doğru olacağını, diğerlerinin detay olacağını kastetmiştim.. Tartışma zincirinin ana halkası yani.. Sen de hiç düşünmediğim bir anlam vermişsin.. Bana ne totaliter rejimlerdeki otoriteden yav..:D


Not: Diğer konulara cevap hakkım saklıdır..:)
 
Üst Alt