Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

[akasya] Belki bir gün...

akasya

Üye
Üyelik
24 Ağu 2005
Konular
11
Mesajlar
489
Reaksiyonlar
0
Çok degil aradan gecen zamanlar, belki bir gun dediklerimize kavustugumuzdan beri... belki bir gun demekten belki bundandir korkmayisimizin sebebi... belki bir gun bir isin olacakti, belki bir gun bir ailen, belki bir gun bir bmw yada bir ev, yada bir arkadas uzaklarda belki bir sevgili belki bir baskabiri... belki bir gun, bir gunun olacakti bin gunune bedel, belki oldu, belki olacak, belki oldu yine olacak...
belki bir gun sarilacaksin sevdigine, belki elele yururken bir aksam gunes batisinda olu bir sahilde " antebin hamamlari" ni soyleyip sevdiginin kulaklarini tirmalayacaksin cildirtircasina... belki bir bir piknik yapacaksin hayalini kurdugun, hayalinde uyudugun sevdiginin gogsunde, bin gunun uykusunu, en guzel uykunu... belki bir gun bir kapi zilini herzamanki gibi acacaksin ve heraksamki yada her hafta sonundaki degismez bas belan ben olacagim karsinda, beni gorunce sevinecek, sasirmayacaksin belki bir gun...
belki bir gun, bir gun gelecek, bir gunumuz bir gececek, belki bir gun ilk kavgamizi yapacagiz en hararetli, en acili ve belki en heyecanli ani yasacaksin belki bir gun seninle bir hastanede en sevdigimizin bebegini koklarken... yada ne biliyim iste, bunlar belki bir gunluk konular, belki bir gun gelir belki bir gunler...


B'YE.......HAYATIMIN EN GÜZEL 2 YILI İÇİN TEŞEKKÜRLER..
 
hayatın ilginç yanlarını enterasan biçimde yakalamışsın... yaşamak belkilerden alır hazzını.belki dedğin aslında bir hayaldir bir özlem yada bekleyiş uzak belkide çok kısa.evet hayatta bir sürü belkilerimiz vardır.kimi gizli kimi ulu orta. belkiler dolu bir yaşamda dudak bükmeden söylenecek bir belkimiz olması dileğiyle.........belkide şimdi
 
yoklugun tam olmasi gerektigi gibi.

yemekler hep tuzsuz geliyor, saatler hep gece yarisi, ve hep bir sogukluk,
hep bir ayaz disarisi.

yoklugun tam olmasi gerektigi gibi sevgili.

hep aglayan cocuk sesleri, hep bir ruzgar beni alip goturecek gibi, hep
seytanin ates sesleri.

yoklugun tam olmasi gerektigi gibi sevgili.

yoklugun yokluk sevgili.
 
veliaht ve medcezir teşekkür ederim arkadaşlar.
Kendi kendime mırıldandıklarımı yazdım.
 
ablacım gerçekten yüreğine ve ellerine sağlık çünkü çok güzel olmuş umarım bigün istediklerinin hepsine kavuşursun seni seviyorum :lol:
 
Bin yıllık iklimlerden geldim sana. Dağları aştım. Ejderhalarla savaştım. Sana geldim. Kapına.... Yüreğim avuçlarımda... Bütün yenilgilerimi yaktım. Tüm savaşlarımdan kaçtım... Duvarlarımı yıktım. Sana geldim...

Mevsimlerin aynasıydı suya yansıyan. Senin güzel yüreğin.... Uçarı bakışların... Kaygısız gülüşlerin....

Sana geldim ey sevgili...
 
Sevgili akasya, çok güzel şeyler yazmışsınız. Sizi tebrik ediyorum.
 
“Görünenler görünmeyenlerin perdesidir.” Dedi adam. Ne zaman ki ; o perdeyi kaldırabilirsin işte o zaman yokluk sana sırrını sunar.Ve dedi beden ruhun elbisesidir. Elbisenin kırışıklıklarıyla uğraşma. Ne zaman elbiseyi çıkardın işte o zaman hafiflersin. At yüklerini...Gerçek özgürlük budur. Sonra gözlerini kaçırdı. Uzak , bitimsiz bir geçmişe yol aldı. Aynı anda gözbebeklerinden binlerce yaşam geçti. Yollar , yolculuklar, kadınlar , erkekler , mutluluklar, hüzünler..... Ve bitimsiz bir boşluk...

Ben o boşlukta kayboldum. Gözlerinin derin hüznü beni içine çekti. Bir girdaptaydım. Her devinimde biraz daha savruldum. Bir an geldi herşey kırmızı oldu. Gördüğüm sadece koyu bir kızıldı. Şarap rengi dedim içimden. Ruhum çalkalandı. Göğüs kafesimi delip çıkmak istedi. İzin verdim.

Sarıldım ona. Bir süre amaçsızca dolaştık. Sabah güneşini selamladık. Çiğ damlaları yüzümüzü okşadı. Yağmurlarda ıslandık beraber. Koyu gölgelerde serinledik. Sıcak yaz öğleden sonralarında mahmur mahmur dolaştık. İnadına gökkuşaklarının altından geçmeye çalıştık.

Annemin sesini duydum bir an. Çocukluğum selamladı beni. Tasasız , haylaz , uçarı... Hadi gel dedi. Gel oyunlar yaratalım seninle. Dünyalar kuralım. O kadar neşeliydi ki ; bir an küçük bir an onun peşine takılıp gitmek istedim. Sonra durdum. Yüzüne baktım. Işıl ışıl gözbebeklerine... Yüzüme baktı. Çok yorgunsun dedi. Evet dedim. Çok yorgunum. Biliyorum dedi.
İzin ver dedi. Ellerinden tutayım. Bak ben buradayım. Çok geç kaldın dedim. Hayır dedi. Ben hep buradaydım. Beni çağıracağın günü bekliyordum sadece. İşte geldim.

Hadi dedi . Artık sevinçleri erteleme. Bırak döngü dönsün. Ben seninleyim. Hep yanındayım. Korkma...Dinledim onu.

Ben bugün ruhuma sarıldım. Çocukluğumu bağrıma bastım.

Artık özgürüm.....

[SIZE=6]
[/SIZE]
 
slm

çok güzel yazmışsın çimenlerin çiğleri okşaması güzeldirrrr. kalbine sağlık
 
Çok teşekkür ederim Mustafa. canım arkadaşım.. Senin gibi güçlü bir kalemden bunları duymak beni cesaretlendirdi... Sağol....Han sağolsın canım. Beğendiğine sevindim..


İsyankar asi çocuklarıyız doğanın
Hiçbir rüzgar ehlileştiremez bizi
Bu yüzdendir kabına sığmazlığımız
Tuhaf bir denklem bu
Ya dünya bize az.
Ya da biz dünyaya fazlayız


Ya iklimsiz kuşakların gülbenizli sevdasında
Kurşun sıkmışız yüreğimize
Ya da şafak vakti en güzel türkümüzü söylemişiz
Onulmaz güzel günlere

NOT : BU ŞİİR YASAKKENT NİCKLİ ARKADAŞIMLA ORTAK ÇALIŞMAMIZDIR. İKİNCİ KITA ONA AİTTİR. :wink:
 
MÜKEMMEL ŞİİRLER.EMEĞİNİZE VE YÜREĞİNİZE SAĞLIK.ARTIK ÖZGÜRÜM YAZISI
BENCE MÜKEMMEL BİR MAKALE OLMUŞ.YAZILARINIZ VE ŞİİRLERİNİZİ KİTAP HALİNE GETİRMELİSİNİZ BENCE.
 
aksahin' Alıntı:
MÜKEMMEL ŞİİRLER.EMEĞİNİZE VE YÜREĞİNİZE SAĞLIK.ARTIK ÖZGÜRÜM YAZISI
BENCE MÜKEMMEL BİR MAKALE OLMUŞ.YAZILARINIZ VE ŞİİRLERİNİZİ KİTAP HALİNE GETİRMELİSİNİZ BENCE.

Bu yazıları ben bile unutmuştum :) Ne kadar çok zaman geçmiş üzerinden. Bir anda o günlere , o ruh haline yolculuk yaptım. Artık o kadar sağlam dizeler dökülmüyor benden. :cry: Belki de yeniden coşacağı günü bekliyordur. :wink:

Beğenmenize sevindim. Teşekkür ederim.
 
Yorgun sokaklardan geçerken bedenim ; ruhum hızla kan kaybediyordu. Bin yıllık geçmişi barındıran şehr-i İstanbul bir beni mi saklayamıyordu kıvrımlarında.. Derinden susuyordum cevabı olmayan sorularımla.. Eteklerimde binlerce taş. Bu taşları döksem mi yerlere ? Dökülenlerimi toplayabilir miyim ellerimle ? Dilimde fütursuz küfürler…Yağmurlarla ıslanan bir kış daha geçerken yanı başımda ben sadece izliyordum olanı biteni. Keyfe keder oyunlar oynanırken ; bir yerlerde bir acının seslerini duyuyordum. Birileri ağlıyordu gecelerde. Ve birileri gülüyordu kanlı elleriyle.. Kulaklarımda çığlıkları.. O eller ki bir bebeği sıkıca sarabilir, bir kadını şehvetle okşayabilir , ya da bir boğazı sıkarak bir hayatı bitirebilir.. Bir el sıkıyor boğazımı. Boğuluyorum. Oysa bir nefes lazım bana. Ölmeden önce son bir nefes…

Umutsuz gözlerle bakma bana.Suçlama. Yargılama. Bu acıyı ben yaratmadım.Bu sessizlik benim değil. Bu elbiseyi ben giymedim. Bu kılıcı ben kuşanmadım. Bu meydana ben çıkmadım. Bu savaşı ben başlatmadım. Tüm kalelerimi hibe ediyorum. Sığınaklarımda tek damla suyum yok. Galiba ölüyorum…
 
yeniden doğmak için galiba. galiba geçmişin ölüyor, günaydın demek için yeni sabahların güneşine....
 
Kimbilir???? Geçmiş öleli çok oldu da maksat bugünün savaşında benime sahip çıkabilmek.. Senin deyiminle ruhsal intiharlardan paçayı kurtarabilmek :)
 
Üst Alt