Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Acıyı hissetmemek güzel ama!..

ayaz_76

Yeni Üye
Üyelik
21 Eyl 2004
Konular
2
Mesajlar
25
Reaksiyonlar
0
1996 yılı kaza gecirdim
samsun tıp fakultesinde yatiyorum
cigerimi parcalayan kursunun hasari ameliyatla tedavi edildi, ama ameliyat yeri bir turlu iyilesmedi
doktorlar enfekte bir durum var, deyip, dikislerin yara temizlendikten sonra tekrar atilmasi için bir asistana gorev verdiler
asistan elinde bir suru malzemeyle geldi
t4 parapleji oldugum için (felc bolge olarak gogusten asagi hiç bir sey hisetmem) dr uyusturma geregi duymadan enfekte olan yarayi temizlemeye basladi
ama ne temizleme! sanki bir marangoz tahta işliyor...
genel yapim icabi acimi hiç dısa vuramam
o butun aletleri kaburgama saplarken gozlerimden yaslar geliyo, ama hiç ses cikarmiyorum
dr isini bitirp giderken gozumden gelen yaslara bakip, *acimayan bir bolge sanirim pisikolojik olarak aci hisettin* dedi
ben de, bunu psikolojik olmadigini o bolgeyi duydugumu soyleyince bir kac igne batirdi ve gercekten hisetigim bir bolge oldugunu anladi
"peki kardesim nie aglamiyorsun, nasil dayandin?" die bana cikisti
ama is isten gecmişti :)
 
Haydaaaaaa! yau dostum sen neymişsin! :)
Canlı canlı doğradılar da ses çıkarmadın! :)
 
oturan boga kardesim bu hisetgim 10 dikişlik yer birde hisedemedigim 136 dikislik bolum var sükürki duymuyordum:))
 
Böyle şeyleri okuyunca bile kötü oluyorum.
Sanki buna yakın şeyleri ben de yaşamamışım gibi..
Ama seninki de kötüymüş be brader. Bile bile niye yaşadın ki bunu?..
Off yaa... :(
 
ben doktorun bilmedigini bilmiyordum :)) normal bir seymiş gibi yapiyordu ama bile bile cekmezdim inan:)
 
Bu konuya benzer bir belgesel izlemiştim. Biliyorsunuz hastalara ameliyattan önce genel anestezi yapılır ve bu işleride anestezi uzmanları yapar. Fakat bazen çok ender görünen bir durum ortaya cıkıyor ve hasta hareket edememekle beraber bilincini kaybetmiyor ve vucudundaki hissetme yetisi aynen yerinde kalıyor. Fakat hasta konusamadıgı için durumu anlatamıyor ve hiç kimse olayın farkında olmadıgı için ameliyata baslanıyor. Olayı yaşayan bir kadın anlatmaya başlayınca ben bile dehşete kapılmıştım. İnsanın açık kalp ameliyatını hissetmesi ne demektir bir düşünün.

Bende bu kadar korkunç olmasada komik bir şey yaşamıştım. Sanırım 1996 yılıydı. Diyarbakır ile bingöl arasındaki dağlarda operasyondayız. Kayaların arasından geçen birşeyin aniden kolumu soktuğunu hissettim. (Bir metre boyunda bir yılan)Bir anda olup biten bu durum karşısında şaşırdım çünkü önce elim karıncalanmaya başladı. ardından uyuşma hızla dirseğime doğru yükselmeye başladı. Sakin olmaya çalışıyordum. Aklıma kolumu dirsekle bilek arasında sokulan yerden kesmek ve kanı akıtmak geldi. Telaşa kapılmadan bir bıçak bulmam gerekiyordu. Aklıma operasyonlarda konserve açmak ve çatal kaşık niyetine kullandıgımız cok amaclı çakım geldi.(Komando birliklerinde cok yaygın kullanılır) Bıçağını açtım ve sokulan yeri kasın uzanma istikameti doğrultusunda kesmeye calıştım . ancak bıçak konserve kutularını acmak için kullanıldıgından iyice körelmişti ve keskin değildi. Bu esnada uyuşmanın neredeyse omzuma kadar yükseldiğini farkettim. Acele etmeliyim diye düşündüm.Çünkü bu zehir kalbe varırsa kalbi durdurabilir diye ürkmeye başlamıştım. Binlerce rakım yüksek bir dağın tepesindeydik ve kurtarılmamda çok zor olurdu bu durumda. O esnada arkadaşlardan biri kendisinde bir ameliyat neşteri olduğunu söyledi. Ver dedim ve alıp iyice uyuşmuş olan koluma yine kasların uzanma dogrultusunda vuruverdim. Bir neşterin o kadar keskin olabileceğini tahmin etmemiştim. Kas yaklaşık sekiz santim boyunca kocaman bir yarıkla ikiye ayrılmış ve oluk gibi kan akmaya baslamıştı. Derinlikse ikibuçuk santim kadardı. Bu yogun kan kaybı nedeniyle uyusmada yavas yavas azaldı ve sonunda yok denecek dereceye vardı.Ancak bu ana kadar aşırı kan kaybetmiştim. Telsizle çağrı yapılan sihhiye doktoru olan teğmen ise bulunduğum alana varmıştı. yarayı görünce fırçaladı beni.Ne yaptın ne gerek vardı bu kadar kesmeye diye cıkıstı haklı olarak. oldu bir kere ne yapacagız diye sordum .Dikecegiz dedi ve ekledi uyusturucu yok...Çaresiz canlı canlı dikilmeye razı olduk.çaresiz oldugumu anlayınca sanki umursamamış gibi yaptım. Neyse cıkardı kanca seklinde bir iğne ve ve dikmeye başladı. Bense erkeklige helal getirmemek için dişimi sıkıyor ses cıkarmıyordum. İpliklerin etimi delerken cıkardıgı gıcırtılara dayanarak operasyonun bitmesini bekledim. son dikişte atılınca rahat bir nefes aldım. Herşey bitti sanmıştım. oysa herşey yeni başlıyordu. doktor küçük bir iğne çıkardı ve bana damardan panzehir vuracagını söyledi. Yeri gelmişken söyleyeyim,üzerinize afiyet benim iğne fobim vardır. Bana bıçak sokabilirsiniz,kurşunda sıkabilirsiniz ama iğne asla...Tırsıyorum kardeşim. Doktora iki dünya bir araya gelse iğne vurdurmayacagımı söyledim. Hadi kalçadan veya omuzdan olsa neyse. Benim en çok etkilendiğim damarıma iğne sokulması düşüncesi. Düşüncesi bile saclarımı diken diken yapan bu durumun gercekleşmesine izin veremezdim. İtiraz ettim tabi ama doktorda benden aşagı değildi.İşi gurur meselesine dönüştürdü. Hatta meseleyi askerlik moduna sokup asker emrediyorum falan bile dedi ama dinleyen kim...Sesleri duyan tabur komutanımız bile kafasını cıkarmış aramızda geçen tartışmayı dinliyordu. Bak valla acımıcak diyen doktor ve hayatta olmaz gerekirse ölürüm damarıma iğne sokturmam diyen ben...Tabur komutanı yanımıza gelip sordu...Oğlum sen nerelisin? Trabzon komutanım... Ulan ben bu güne kadar laz fıkralarına inanmıyordum ama artık inanıyorum...Neden komutanım??? Ulan salak ! kolunu kendi kendine neredeyse boydan boya yardın gıkın cıkmadı. Yine iğneyle canlı canlı dik
ildin yine sesin cıkmadı. Şimdi muhtemelen acısını bile duymayacagın kadar küçük bir iğneden korkuyor karı gibi zırlayıp duruyorsun. Bu ancak laz fıkralarında olur....Bu laflar cok zoruma gitmişti ama son bir umut''ama komutanım '' diye cevap vermeye kalktım. Kes lan ! adam gibi durmazsan butun taburu toplar şurda zorla yatırır vurdururum iğneyi akıllı ol depreşme dedi. Yüzüne baktım ; ciddiydi...Çaresiz boyun eğdim.Kolumu actım ve bütün vucudumu sıkıp cellada boynunu uzatmış mahkumlar gibi kaderime razı oldum. Doktor kolunu kapat dediğinde iğnenin vuruldugunu bile hissetmemiştim. utanmadım desem yalan olur.
O zamanlar gecirecegim trafik kaz<asından sonra hemsirelerin iğne sokacak yer kalmadığı için koltuk altlarıma bile kanül yerleştireceklerini ve iğne fobisi adına bende kırıntı kalmayacagını bilmiyordum tabi. düşünüyorumda hepsi saglık fışkıran bedenimin şımarıklıklarıymış...Ey gidi günler hey...:)
 
Sevgili ayaz_76 ,sizin yaşadığınızn aynisini bir tıp fakultesinde bende yaşadım,
birkaç asistan 4 yıldır kapanmayan yaralarımı bir pansuman odasında canlı canlı ameliyat bir suru dikiş ,yatağa getirildim yüz yatmaktan uyuştum
benim yaralarımı diken dr.asistanlara sordum oturabilirmiyim diye oturabilirsin
dediler yardımla oturtular arkama yastık koydular ,biraz sonra yataktan kanlar yere akmaya başladı ,koğuştakiler altından kan akıyor dediler,
yardıma dr,ları çağırdılar beni yan çevirdiler dikişlerin patlamış bıraz önce
diktiğimiz dikişler dediler, karın yataktan akması altıma konan muşamba dan
yatak kıpkırmızı olmuş iyice içine kan işlemiş yatakı değiştirdiler,
iki hafta sonra tam ameliyat ettiler ameliyathanede ,15 gun hiç kıpıldamadan
yüz üstü yatıyordum dr,oturuyuormusun dedi ,15 gundur kıpırdanmadan yatıyorum dedim ,oturabilirsin dikişer yine patlarsa yine dikeriz dedi,
ben yaralarım iyleşsin ömürboyu yatmaya razıyım dedim ,
15 gündur nasıl kıpırdamadan yatabildin diye beni oturturdu
4 yıllk yaram artık patlamadı, ama 30 yıldır yüzüstü yatıyorum, o korku ile
30 yıldır sırt üstü hiç uyumadım, bir saat sırt üstü yatmamışımdır
sizi üzdüysem özür dilerim, ama yaşadığım olaylar acı ama gerçek ,
sizlere sağlıklı gunler dilerim..30 yıllık tam parapleji ,saygılarımla
 
bende, 12 yıl oldu, yoruldum dediğim zaman yaşamın güzelliklerinden bahsediyorlar .bende yaşamın güzelliklerinin farkındayım ama korku ile yaşamaktan yoruldum.
 
:cry: :cry: :cry:
içim dayanmıyor böyle yazılara...
 
Ben olsaydım hastanenin dört bir yanından sesim duyulurdu herhalde...resmen işkence etmişsin kendine sevgili ayaz :( :(
 
ayaz müthişsin ya ben dayanamıyorum böyle şeylere fena oldum.

ay bülent inanmıyorum ben sonuna kadar okuyamadım gıcırtı kısmında kaldım ve şuan fenalaşıyorum sanırımm
 
ben yokken sayfa baya hareketlenmiş arkadaslar bunlar yasananlar ins
yasanacaklar daha guzel olur amacım kimseyi uzmek degildi ben hala guluyorum :lol:
 
Sevili ayaz yaşadığın olay benim yaşadıklarımı hatırlattı. Am ben senin kadar cesur çıkmadım.
1982 yılında bel fıtığından ameliyat olmuş ve masada iken dr. ların bandjlama yaparken uyanmıştım. O bile çok canımı yakmıştı.
Meğerse bu başıma gelen çok hafif bir şeymiş.
Aradan 8 yıl geçti ben yine bel fıtığından ameliyat masasındaydım.
Narkozu verdiler ve ben kapsama alanı dışına çıktım.
Birden karanlık bir dünya da çok korkunç acılar duymaya başlamıştım.
Ne olmuştum heryer kapkaranlık bağıramıyorum ağzımın içinde kocaman bir kütle ne olduğunu anlamaya çalışıyorum.
Acı okadar büyüktü ki beni biraz kendime getirir gibi olunca.
Bir şeyler hatırlamaya başladım, en son ameliyat için yatmıştım. Ve o an kafama dank etti ben ameliyatın ortasında uyanmıştım.
Doktor benim uyuduğumdan emin rahat rahat belimde kazı işlemi yapıyordu.
Acıyı tarif edemiyorum, sadece korkunçtu diyebilirim.
O acıyı çekerken birden kafam çalışmaya başladı dr.a bir işaret vermeliydim.
Masada yüz üstü yattığımı hatırladım. Sağ elimle masaya vurmaya başladım.
kulağıma bir ses geldi " hasta uyanıyor", bu ameliyat ekibinden biriydi. Mesajı vermeyi başarmıştım.
" hasta uyanıyor" lafı kulaklarımda çınlıyordu. Ben ne uyanması hasta yani ben zaten uyanıktım.
Derken film koptu. Ben yine karanlığa gömüldüm.
Ve ameliyattan tam 5 saat sonra uyandığımda yatağımda yatıyor ve herkesi de başımda beklerken buldum.
Sonradan öğrendimki ben tam filmin ortasındaki reklam gibi araya girmiş ve bedelinide ağır ödemiştim.
Doktorlar işaretim üzerine beni tekrar mamalamışlar (narkozlamışlar)
bu yüzden normalden çok uzun süre sonra kendime gelebilmiştim.
 
Düşünüyorum hangisi senin canını daha çok yaktı diye... Geçirdiğin ameliyat masasındaki olay mı yoksa doktorların sana ve senin gibi birçok insana duyduğu vurdumduymazlık mı? Korkarım ki Vucuttaki yaran, zamanla kapansa da yüreğinde açılan bu yara hala kanıyor..
 
serkan tabiki vurumduymazliklar kalan oluyor akilda ama inan oyle iyi dr lar ve hemsireler tanıdımki kotulri unutmama yetti birde ulkemizdeki sagli personelinin calişma sartlarını dusundeukce bunlar az bile :lol:


DENİZ bunlar bise degil unutulanlar :lol:
 
Ayaz ,Bülent,Ferit bu ne ya ben korku filimi izlemem sıkıntı yapıyo diye üç kere dağıldım yav yazılarınızı okurken , Bülent'in yazısında başımı iki elimin arasına kıstırmışım garip sesler çıkarıyordum of kine of bir daha yaşatmasın allah size bunları......
 
AYAZ BEN OLSAYDIM KESİNLİKLE LOKAL ANESTEZİ OLMADAN BİR İŞLEM YAPTIRMAZDIM BOŞA ACI ÇEKMİŞSİN BE KARDEŞİM
 
ıykkkkkkkkkk
okurken bile bi fene oldum....
senın halını düşünemiyom....
 
Offf be Ayaz inan okurken benimde gozumden yaslar geldi.

Naimsav sizde nasil dayandiniz bu kadar seye,yokmuydu narkoz falan?

Allah sabir vermis demekki,tekrar gecmis olsun arkadaslar birdaha boylesi olaylar insallah hic yasanmaz.
 
üf ya

yeni okudum ve çok fena oldum....içim acıdı... :cry:
 
Üst Alt