1999 yılı üniversiteden yeni mezun olmuşum, henüz daha 1 ay yeni olmuş. Öğretmenliğe başlama hayali içerisindeyim. Başvurumu İzmit'te yapmayı planlıyorum. Dayımın evinde misafirim. O gece çekyat üzerinde yatacak olan ben sıcağı fazla olmasından dolayı yerde yatmaya karar veriyorum. Dayımın oğlu ile (liseye yeni başlayacak) aynı odayı paylaşmaktayım. Uyuma faslından sonra büyük bir gürültüyle birşeylerin olduğunu anlamaya başladım. Tabanın benden ayrılması ile kendimi boşlukta buldum. O boşluk bana uçuyormuşum hissi verdi. Rüya sandım. Fakat yıkıntıların arasında kalmaya başlayınca ne olup bittiğini anlamaya başladım.
Hemen kendi kendime "Levent, ev yıkılıyor başının çaresine bak" dedim. Yıkıntılar arasında Allaha sığınıp, ölümü beklemeye başladım. Bu arada kendimi de o acılar içerisinde yokluyordum. Sağ kolumun bağlandığını, bu nedenle kımıldayamadığımı fark ettim. Sol elle sağ elimi kolumu aradım ama bir türlü ulaşamıyordum. Sağ omuzuma kapaklanmış vaziyette parmaklarım elime geldi. Sıktım var gücümle. Hiç bir şey hissetmiyordum. Ölmüştü.
O anda kolun benden ayrılacağı fikrini kafama yerleştirmeye başladım. Başardım da... Yani böyle yaşamaya Allaha hamdolsun ki alıştım. O kadar alıştım ki Almanya'ya gönderdiklerinde takacakları görünüm amaçlı protezi reddettim. İşe yaramayacaksa boşa ben bunu neden taşıyayım dedim. Ama sonra fazla rahatlığın iyi olmadığına bu protezi takmam gerektiğine karar verdim. Çünkü ben öğretmenlik mezunuydum. 2008 Ocak ayında görünüm amaçlıda olsa protezimi taktım.
Şimdi 6 yıllık öğretmenim. Çocuklarla çok mutluyum.
Allah o anlardan cümlemizi korusun...AMİN.
Ama şunu öğrendim bu tür olaylar başa geldiğinde Allaha sığınmak en büyük ilaç...
Hemen kendi kendime "Levent, ev yıkılıyor başının çaresine bak" dedim. Yıkıntılar arasında Allaha sığınıp, ölümü beklemeye başladım. Bu arada kendimi de o acılar içerisinde yokluyordum. Sağ kolumun bağlandığını, bu nedenle kımıldayamadığımı fark ettim. Sol elle sağ elimi kolumu aradım ama bir türlü ulaşamıyordum. Sağ omuzuma kapaklanmış vaziyette parmaklarım elime geldi. Sıktım var gücümle. Hiç bir şey hissetmiyordum. Ölmüştü.
O anda kolun benden ayrılacağı fikrini kafama yerleştirmeye başladım. Başardım da... Yani böyle yaşamaya Allaha hamdolsun ki alıştım. O kadar alıştım ki Almanya'ya gönderdiklerinde takacakları görünüm amaçlı protezi reddettim. İşe yaramayacaksa boşa ben bunu neden taşıyayım dedim. Ama sonra fazla rahatlığın iyi olmadığına bu protezi takmam gerektiğine karar verdim. Çünkü ben öğretmenlik mezunuydum. 2008 Ocak ayında görünüm amaçlıda olsa protezimi taktım.
Şimdi 6 yıllık öğretmenim. Çocuklarla çok mutluyum.
Allah o anlardan cümlemizi korusun...AMİN.
Ama şunu öğrendim bu tür olaylar başa geldiğinde Allaha sığınmak en büyük ilaç...