[FONT=Palatino Linotype]
Ambulans
Beyin kemiren siren sesleri..Geçmek bilmeyen gecenin soğukluğu, çay bile ısıtamıyor içimi.Dudaklarımda kekremsi bir tat içtiğim çayın bile keyfini alamıyorum bugünlerde.Sürekli kendi kendime konuşuyor gelecekte yapmak istediklerimin fragmanı dönüyor zihnimde.
-İyi misin? diye soruyor bir kadın ben kendi içime dönünce.
Sence oradan bakınca iyi mi görünüyorum? İyi miyim gerçekten?
O da pes etti soru sormaktan beni rahat bıraktığını söyledi ve başını koydu yastığına uyudu.
Hayatın amaçsızlığında tükenip gidiyor kalbim sürekli.Yo hayır amaçsız olan ben değilim elbet gördüğüm insanlar beni hayattan soğutuyor hepsi. Küfür etmeyi adet edinmiş, Allah korkusu olmayan her iki kelimesinden birisinde küfür kullanan acizleri gördüğüm zaman üzülüyorum Üzülüyorum varlığını popüler kültüre adamış ben biliyorumcu cahilleri görünce Üzülüyorum başını kuma sokmuş ülkesinin varlığından haberi olmayan yobazları görünce.Sonra geçiyor dünya hüznü ve dönüyorum yine kendime:
-Ne diyorum senin aradığın, ne? Sen arayıpta bulamadıkça insanların gözünde seni bulunmaz hint kumaşı eden yaftalatan şey ne? Değer mi acaba bunca eziyete, yüreğinle, aklınla , fikrinle bunca harbe girdiğine değer mi?
Ya bulamazsan?
O zaman ne olacak hiç düşündün mü? Ahmak adam düşünmedin tabi düşünseydin bunca yıl neyi bile aradığını bilmeden yok pahasına devam eder miydin yoluna! Her bulamayışında döndün geriye tekrar acaba buldum da cebimden mi düşürdüm dedin..Aradın nerede düşürdünse oraya geri dönüp cebine koydun tekrar tozluydu biraz paslanmıştı ayrı geçirilen zamanlarda kalbi idmansızdı çünkü.Bir koyu karanlığa kapıldığını sandı cebinde olmanın huzursuzluğu vardı içinde ama hayır bunun senle alakası yoktu bir cebe girmek ona göre değildi.Bedenini ve ruhunu hapsolmuş hissediyordu, çıkmak istedi karanlıklarından sen daldın rahattın yürürken emindin attığın adımlardan çünkü o senle diye düşünüyordun.Büyük büyük attın adımlarını her zamankinden daha büyük ve emin.Atladı bir anda cebinden fırsat buldu ilk düştüğü yer bi foseptik çukuru oldu.Islanmasına aldırmadı ama. Yüzündeki pisliklere de kurtulduğuna sevinmişti.Kalktı ve silkindi oradan kurtulmak için gökyüzüne doğru baktı kapakların arasından ışık hüzmeleri geliyordu. Işığı takip etti, uzunca bir yol kat etti, zor olsa da çıkış yolunu bulmayı başarmıştı. Kapağın arasından kafasını çıkardı, daha başını uzattığı anda büyük bir ayak onun başını ezdi. Sersemledi bir an kendine gelemedi, bu kadar büyük darbe alacağını beklemiyordu. Oradan kurtulduğuna sevinemedi bile Neydi ona özgürlüğünün ilk saniyelerinde zarar veren kuvvet?
Gücünü toparladı ve yukarıya doğru bir kez daha bakma cesaretinde bulundu.
Gözlerine inanamadı sevdiği adamdı. Ela gözleri bir ışık gibi parlamıştı. Cebinden düştüğü için pişman oldu, yüzü gözü kir içindeydi şimdi nasıl sevecekti adam onu? Kendini tam toparladığı anda yine onun etkisiyle sersemledi.Kaderin bu kadarı da fazla diye geçirdi içinden.
İlk defa bu kadar detaylı incelemişti onun yüzünü derin şakakları ve gülümser dudakları vardı adamın nasıl böyle olabilirdi bu kadar tezat Hayli düşündükten sonra kadın kendini alabildi adamdan şimdi ne yapacaktı düşünceye koyuldu.
Cebinden yani kalbinden düştüğü adamın ayakları altında ezilecek miydi?
Yoksa zor da olsa kendini o çukura yeniden atıp, yeni bir yol mu bulacaktı kendine?
[/FONT]-İyi misin? diye soruyor bir kadın ben kendi içime dönünce.
Sence oradan bakınca iyi mi görünüyorum? İyi miyim gerçekten?
O da pes etti soru sormaktan beni rahat bıraktığını söyledi ve başını koydu yastığına uyudu.
Hayatın amaçsızlığında tükenip gidiyor kalbim sürekli.Yo hayır amaçsız olan ben değilim elbet gördüğüm insanlar beni hayattan soğutuyor hepsi. Küfür etmeyi adet edinmiş, Allah korkusu olmayan her iki kelimesinden birisinde küfür kullanan acizleri gördüğüm zaman üzülüyorum Üzülüyorum varlığını popüler kültüre adamış ben biliyorumcu cahilleri görünce Üzülüyorum başını kuma sokmuş ülkesinin varlığından haberi olmayan yobazları görünce.Sonra geçiyor dünya hüznü ve dönüyorum yine kendime:
-Ne diyorum senin aradığın, ne? Sen arayıpta bulamadıkça insanların gözünde seni bulunmaz hint kumaşı eden yaftalatan şey ne? Değer mi acaba bunca eziyete, yüreğinle, aklınla , fikrinle bunca harbe girdiğine değer mi?
Ya bulamazsan?
O zaman ne olacak hiç düşündün mü? Ahmak adam düşünmedin tabi düşünseydin bunca yıl neyi bile aradığını bilmeden yok pahasına devam eder miydin yoluna! Her bulamayışında döndün geriye tekrar acaba buldum da cebimden mi düşürdüm dedin..Aradın nerede düşürdünse oraya geri dönüp cebine koydun tekrar tozluydu biraz paslanmıştı ayrı geçirilen zamanlarda kalbi idmansızdı çünkü.Bir koyu karanlığa kapıldığını sandı cebinde olmanın huzursuzluğu vardı içinde ama hayır bunun senle alakası yoktu bir cebe girmek ona göre değildi.Bedenini ve ruhunu hapsolmuş hissediyordu, çıkmak istedi karanlıklarından sen daldın rahattın yürürken emindin attığın adımlardan çünkü o senle diye düşünüyordun.Büyük büyük attın adımlarını her zamankinden daha büyük ve emin.Atladı bir anda cebinden fırsat buldu ilk düştüğü yer bi foseptik çukuru oldu.Islanmasına aldırmadı ama. Yüzündeki pisliklere de kurtulduğuna sevinmişti.Kalktı ve silkindi oradan kurtulmak için gökyüzüne doğru baktı kapakların arasından ışık hüzmeleri geliyordu. Işığı takip etti, uzunca bir yol kat etti, zor olsa da çıkış yolunu bulmayı başarmıştı. Kapağın arasından kafasını çıkardı, daha başını uzattığı anda büyük bir ayak onun başını ezdi. Sersemledi bir an kendine gelemedi, bu kadar büyük darbe alacağını beklemiyordu. Oradan kurtulduğuna sevinemedi bile Neydi ona özgürlüğünün ilk saniyelerinde zarar veren kuvvet?
Gücünü toparladı ve yukarıya doğru bir kez daha bakma cesaretinde bulundu.
Gözlerine inanamadı sevdiği adamdı. Ela gözleri bir ışık gibi parlamıştı. Cebinden düştüğü için pişman oldu, yüzü gözü kir içindeydi şimdi nasıl sevecekti adam onu? Kendini tam toparladığı anda yine onun etkisiyle sersemledi.Kaderin bu kadarı da fazla diye geçirdi içinden.
İlk defa bu kadar detaylı incelemişti onun yüzünü derin şakakları ve gülümser dudakları vardı adamın nasıl böyle olabilirdi bu kadar tezat Hayli düşündükten sonra kadın kendini alabildi adamdan şimdi ne yapacaktı düşünceye koyuldu.
Cebinden yani kalbinden düştüğü adamın ayakları altında ezilecek miydi?
Yoksa zor da olsa kendini o çukura yeniden atıp, yeni bir yol mu bulacaktı kendine?