Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

[Gündem] Sakatların Otomobil Alım-Satım ve Kullanımı ile İlgili Sorunlar ve Çözüm Önerileri

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

OturanBoğa

Yönetici
Üyelik
9 Ocak 2003
Konular
673
Mesajlar
57,973
Reaksiyonlar
331
[Gündem] Sakatların Otomobil Alım-Satım ve Kullanımı ile İlgili Sorunlar ve Çözüm Önerileri

Aşağıdaki tartışma sonucu ortaya çıkan öneri metni 05 Mart 2007 itibarıyla ARABAM BENİM BACAKLARIM isimli bir kampanyaya dönüşmüştür.
Katkı veren herkese teşekkür ederiz.


Değişiklik kronolojisi
* 28 Şubat: www.engelliler.biz/forum/viewtopic.php?p=198401#198401
* 8 Şubat: www.engelliler.biz/forum/viewtopic.php?p=197575#197575
* 6 Şubat: www.engelliler.biz/forum/viewtopic.php?p=195390#195390
* 22 Ocak: www.engelliler.biz/forum/viewtopic.php?p=194321#194321


Konuyla ilgili üçüncü bir girişim olarak aşağıdaki metni hazırladım.
Lütfen herkes detaylıca okuyup eksik ya da yanlış bulduğu konuları önerileriyle birlikte dile getirsin. Bu fikir alış-verişinden sonra meydana gelecek son tasarıyı Özürlüler İdaresi Başkanlığı'na gönderip, konuyla ilgili olarak bir çalışma yapmalarını talep edeceğiz...

Önerilere kaynaklık eden diğer tartışmalar:
[Tartışma] Sizce sakatların kullandığı otomobillerde özel plaka olmalı mı, neden?
[Tartışma] Sizce otomobil alımında ne tür sakatlığı olan kişiler, hangi vergilerden muaf olmalı?
[Tartışma] Sakatlığı olan kişilere uygulanan indirimler ve bu uygulamaların bedelleri!



[size=7]Sakatların Otomobil Alım-Satım ve Kullanımı ile İlgili Sorunlar ve Çözüm Önerileri[/size]

Önce tanımla başlayalım; Negatif hak-Pozitif hak tanımları ile:
Negatif hak, bir toplumda ayrım yapmadan, herkese tanınan haklardır; ör. Toplu ulaşımdan yararlanma, mülk alabilme, eğitim-sağlık vb. haklar.
Pozitif hak ise yalnızca “dezavantajlı” gruplara mensup bireylere verilen “artı” haklardır. Bu haklar negatif haklara halel getirmeyeceği gibi, aksine, dezavantajlı kişiler çoğu zaman negatif haklardan yararlanabilmek için pozitif haklara ihtiyaç duyarlar; ör. Sakatlar için öngörülen vergi düzenlemeleri, toplu ulaşım araçlarından, kamu hizmetlerinden, iş yaşamından herkes gibi/kadar yararlanabilmelerini güvence altına alan yasal düzenlemeler vb. haklar.

Bundan sonraki tartışma bu temel hukuki kavramlar üzerine oturtulacaktır.

[size=6]A- Otomobil Alım-Satım ve Kullanımında Her Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşına Verilen (Negatif) Haklar:[/size]
Bilindiği üzere her vatandaşın otomobil satın alması ve kullanabilmesi temel hak ve özgürlükleri arasındadır; ve Anayasamızın 13. Maddesine göre temel hak ve özgürlükler ancak kanunla sınırlanabilir.
Bunu (konumuzla doğrudan alakasını kurmak açısından) biraz daha özelleştirerek ifade edersek, şöyle diyebiliriz: Sakat vatandaşlar da sıradan vatandaşlar olarak vergisini ve bedelini ödeyerek; a) Dilediği sayıda otomobil satın alabilir, b) Uygun sürücü belgesine sahipse, sürücü belgesinde belirtilen özellikteki (gerek sahip olduğu ve gerekse diğer) tüm otomobilleri kullanabilir, ve c) Otomobil sahibi olarak, otomobil üzerindeki tüm (alım-satım-kimin kullanacağı vb.) hakları da saklıdır.

Herhangi bir düzenleme veya uygulama bunun aksini iddia edemez, çünkü bu hem Anayasaya aykırıdır hem de Türk Ceza Kanununun ayrımcılığı düzenleyen 122. maddesi, “Kişiler arasında [...] özürlülük [sebebiyle] ayırım yaparak; a) Bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya bir hizmetin icrasını veya hizmetten yararlanılmasını [...], c) Kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleyen, kimse hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir." hükmünü getirerek, vatandaşlar arasında ayrımcılık yapmayı suç haline getirmiştir.

Negatif hakkın kullanımında;
1- Sakat Vatandaşların Yaşadığı Sorunlar:
Bu açık hükümlere karşın sakatlığı olan vatandaşlar düzenlemelerdeki eksiklikler ve yanlışlıklar dolayısıyla bu haklarını kullanamamaktadır.
Konuyla ilgili en büyük boşluk, sakat vatandaşların herhangi bir vergi muafiyetinden yararlanmadan satın aldıkları otomobillerinin, ‘her türlü indirimden yararlanılarak alınan sakat otomobil’ statüsü ile aynı düzlemde değerlendirilmesidir.
Daha somut ifadeyle, sakat vatandaşların tüm vergilerini ödeyerek satın aldıkları otomobil;
a) Portatif donanım çıkarılarak veya üzerindeyken (B sınıfı sürücü belgesine sahip) herhangi biri tarafından kullanılamamaktadır,

b) Aynı türden sakatlığı bulunan ve aynı ibareli H Sınıfı sürücü belgesine sahip başka kişiler tarafından kullanılamamaktadır,

c) 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 38 inci maddesinde H sınıfı sürücü belgesinin tanımı, "özel tertibatlı olarak, imal. tadil veya teçhiz edilmiş motosiklet veya otomobil türünden araçları kullanacak hasta veya sakatlara" verilen sürücü belgesi olarak yapıldığı gerekçesiyle, “Otomatik vitesli araç kullanabilir” ibareli H sınıfı sürücü belgesine sahip kişiler, sahibinin kim olduğuna bakmaksızın otomatik vitesli dilediği otomobili kullanamamaktadır.

d) Özel plaka uygulaması hem ayrımcı/ötekileştirici bir uygulama olması ve hem de gasp vb. konularda güvenlik sorunu yaratması açısından büyük sakıncalar doğurmaktadır. Trafik kuralları her Türk vatandaşı ve her otomobil için aynı olduğuna göre, ayrı bir plakaya da gerek olmamalıdır.

e) Herhangi bir kurum/işletme, sakat çalışanı için bir otomobil satın alıp, özel donanım taktırarak sakat personelinin kullanımına sunmak istediğinde, “sakat statüsünde bir otomobilin sahibi ancak bir şahıs olabilir” gerekçesiyle bu uygulanamamaktadır.
Bunun yanı sıra, bu şekilde kurum/şirket üzerine kaydedilen otomobil için ‘sadece O/bir çalışan kullanabilir’ sınırı da getirilmemelidir. Aynı sakatlığı bulunan her birey o aracı kullanabilmelidir. Tek kriter, kişilerin sahip olduğu sürücü belgesi (ve belgedeki ibareler) olmalıdır.

2- Varolan Düzenleme ve Uygulamalar
Maalesef, vergi muafiyetinin sözkonusu olmadığı sakat statüsündeki otomobiller için herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
Aslında bulunması da gerekmiyor, çünkü her Türk vatandaşına tanınmış haklar ortadayken, aynı vergiyi ödeyen ve aynı düzenlemelere tabi olan sakat kişiler için farklı bir düzenleme olması bir tekrar olur. Ama kanun uygulayıcıların bu konuda karar vermekte zorlandıkları göz önüne alındığında, bir düzenleme getirmek de kaçınılmaz olmaktadır.

3- Çözüm Önerileri
a) H sınıfı sürücü belgesi için yeni bir düzenleme yapılmalıdır. Buna göre, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 38 inci maddesinde yer alan ‘H sınıfı sürücü belgesi’ tanımı, sağlık raporunda “otomatik vitesli otomobil kullanabilir” ibaresi yer alan kişileri de kapsayacak şu şekilde değiştirilmelidir:
“H Sınıfı Sürücü Belgesi otomatik vites, veya özel tertibatlı olarak imal, tadil veya teçhiz edilmiş motosiklet veya otomobil türünden araçları kullanacak hasta veya sakatlara” verilen belgedir.

b) Özel plaka uygulaması tamamen kaldırılmalıdır.
Plaka, aracın hangi şehirde tescil edildiğinin anlaşılması için konulan bir ibaredir. Ve sürücünün ne olup olmadığı (sakat-erkek-kadın-yaşlı-genç-Türk-Alman...) kimseyi ilgilendirmez (işitme sorunu olanların ve/ya tek gözü görenlerin araçlarına iliştirilen uyarıcı ibareler müstesna). Birine sürücü belgesi verilmişse, bu, o kişinin kabul edilebilir en alt düzeyde (ve güvenli olarak) sürüş yapabileceği anlamına gelir. Ve özel plakanın sürüş esnasında hiçbir geçerli açıklaması yoktur, aksine, “bu aracı kullanan kişi sakat” diye insanların gözüne sokmak ayrımcılıktır.
Not: Konuyla ilgili geniş bir tartışma: www.engelliler.biz/forum/viewtopic.php?t=20820&viewall=1

c) Engelli Park Kimlik Kartı uygulamaya geçirilmelidir.
Engellilerin, sadece sahibi olduğu otomobilleri değil, bir vesileyle içinde bulunduğu/kullandığı otomobilleri de durumlarını kolaylaştırıcı en uygun yerlerde park edebilmeleri için, kişiye özel kart (Almanya ve diğer AB ülkelerinde olduğu gibi) verilmelidir. Park esnasında engelli kişinin tek yapması gereken şey, bu Kimlik Kartını otomobilin görünür şekilde ön paneline yerleştirmek olmalıdır.
Bu kartta engelli kişinin fotoğrafı ve kişisel bilgileri yer almalıdır. Böylece suistimal edilmesi ve engelli kişinin içinde yer almadığı otomobilde kullanılması önlenmiş olacaktır. Ayrıca Kartın suistimali halinde olabildiğince yüksek bir para cezası uygulanmalı ve kart bir daha geri verilmemek üzere iptal edilmelidir.
Bu kart sadece belli seviyenin üstünde yürüme (omurilik felçli, çift taraflı diz üstü/altı ampute, tekerlekli sandalye kullanmak zorunda olan) ve ayakta durma (kalp, ciğer gibi iç organlarından çok ağır hasta olup, bu yüzden) dezavantajı olan kişilere verilmelidir.

d) Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 53. maddesine bir ekleme yapılarak, ‘vergi indiriminden yararlanan’ ile ‘vergi indiriminden yararlanmayan’ şeklinde bir ayrım yapılmalıdır.

e) Bu ayrımın ardından, vergi muafiyetinden yararlanılmaksızın satın alınan otomobiller üzerindeki yukarıda sayılan tüm kısıtlamalar kaldırılmalıdır.

Şimdi sakat vatandaşlara verilen pozitif hakların değerlendirmesine geçebiliriz.


[size=6]B- Otomobil Alım-Satım ve Kullanımında Sakat Vatandaşlara Verilen Artı (Pozitif) Haklar:[/size]
Devlet, sakatlığı bulunan vatandaşlarının, varolan (negatif) hakları herkesle eşit oranda kullanmakta (engellerden dolayı) bazı dezavantajlarının olduğunu görerek, bu dezavantajları olabildiğince ortadan kaldırmak için bazı düzenlemeler yapmaktadır.

1- Varolan Düzenlemeler
Sakatlığı olan vatandaşlara otomobil alımında tanınan haklar ve bu hakların kullanımı ile ilgili düzenlemeler şunlardır:

4760 Sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu: ÖTV istisnası getiriyor.

4458 Sayılı Gümrük Kanunu: Özel donanımlı otomobillerin ithalinde Gümrük Vergisi muafiyeti getiriyor.

Bu iki kanunun uygulanması için;
7 Seri No’lu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği: Ne tür araçların alınabileceği ve alım-satım işlemlerindeki detayları (aracı alırken değil, [her kime ve her ne zaman olursa olsun] satarken ÖTV ödenmesini) düzenleniyor.

Karayolları Trafik Yönetmeliği: Özel tertibatlı araçların tescil işlemlerinin nasıl yapılacağı, bu araçları kimlerin kullanabileceği ve konu ile ilgili diğer hususlar düzenleniyor.

2- Sakat Vatandaşların Yaşadığı Sorunlar:
Bu düzenlemelerden yararlanılarak satın alınan otomobillerde;

a) İlgili ÖTV yasasında “istisna” terimi kullanılmasına karşın, uygulamada herhangi bir istisna/muafiyet olmayıp, sadece öteleme sözkonusudur. Oysa bu eskiden muafiyetti. Uzun bir süredir bu statüde otomobil satın alan sakat vatandaş, aracını her ne zaman ve her kime satarsa satsın, başta ödemediği ÖTV’yi ödüyor. Teoride, “aynı düzenlemeden yararlanma hakkı olan kişiye satışta ÖTV ödenmiyor” deniliyor ama, bırakın sakatı, kimse ikinci el otomobil alırken ÖTV ödemek istemeyeceği için, satışta ÖTV’yi ödemek yine satıcıya düşüyor. Yani sakat birinin sakat birinden sakat statüsünde otomobil alması pratikte saçma-sapan bir şey.

b) Sakat kişi üzerine kayıtlı olan otomobil kendisi dışında (anne-baba-eş-çocuk dahil) hiç kimse tarafından kullanılamamaktadır.
Ayrıca H sınıfı ehliyete sahip kişiler birbirlerinin otomobillerini dahi kullanamamaktadır.

c) Kimlerin özel donanımlı otomobil kullanabileceği ile ilgili olarak uygulanan kriterler teknolojinin çok gerisinde kaldı. Günümüzde öyle donanımlar var ki, iki kolu dirsek üstünden olmayan kişiler dahi mükemmel şekilde otomobil kullanabilmektedir. Oysa ülkemizde bu teknolojik gelişmeler ve çözümler asla göz önüne alınmamaktadır.
Ayrıca sürücü belgesi için alınan sağlık raporu, iş otomobil satın almaya geldiğinde geçersiz sayılmakta ve yeni bir sağlık raporu talep edilmektedir

d) Sağ uzuvlarından sakatlığı olan kişiler bu düzenlemeden yararlanabilmekte iken, sol uzuvlarından sakatlığı ulanlar bir süredir yararlandırılmamaktadır.

e) Bir süre önce yapılan değişiklikle sakatlığı %90 ve üzerinde olan kişiler, hiçbir özel donanım şartı aranmaksızın, bu düzenleme dâhilinde otomobil satın alabiliyor ve alınan otomobil araç sahibinin 3. dereceye kadar kan bağı olan herkesçe kullanılabiliyor.
Burada kanun yapıcılar, %90 ve üzerinde sakatlığı olan kişilerin otomobil kullanamayacağını varsayıp (ki buna körleri de dahil etmişlerdir,) onların ulaşımını sağlamak için aile fertlerinin kullanabileceği bir otomobil alma hakkı tanımışlardır. Bu doğru ve/fakat eksik bir yaklaşımdır. Çünkü bu haliyle düzenleme, sakatlığı %90’ın hemen altında olan ve/fakat sakatlığından dolayı otomobil kullanması olanaksız olan kişileri kapsam dışında bırakmıştır. Yani sakatlığı %40-89 arasında olan bir kas hastası sakatlığından dolayı otomobil kullanamayacak durumda ise bile, bir otomobil satın alamayacaktır.

f) Bu düzenleme dahilinde satın alınan otomobil kaza sonucu hurdaya atıldığında (pert olduğunda,) ya da hırsızlık sonucu çalınıp bulunamadığında otomobil sahibi bu hakkı yeniden kullanamamaktadır.

g) KDV muafiyeti için onca söz konuşulmasına karşın, bu konuda hiçbir adım atılmamıştır. Verilen sözlerle engelliler arasında ciddi bir beklenti yaratılmıştır.

h) Varolan düzenlemelerle yurtdışından 2. el otomobil ithali özendirilmektedir. Yurtiçinden, satışta ÖTV’sini ödemek koşuluyla otomobil almaktansa, yurtdışından vergisiz otomobil ithal etmek ve satışta da hiçbir vergi ödemeyecek olmak çok daha caziptir; ve bu da yurtdışına döviz çıkışı anlamına gelmektedir.

ı) Yurtdışından otomobil alımlarında “özel donanım” şartını getirmek günümüzde anlamsız hale gelmiştir. Zira artık birçok özel donanım (hem de yüzde 70’lere varan düşük bedellerle) ülkemizde yapılabilmektedir. Bir başka ifadeyle özel donanım şartı getirmek demek, yurt dışında çok-çok daha pahalı olan özel donanım maliyetini de satın almak demektir.

i) 1600 cc motor hacmi sınırlaması özellikle dizel otomobil alırken ciddi bir handikap yaratmaktadır. Çünkü piyasada satışı yapılan dizel otomobillerin çok büyük çoğunluğu 1600 cc sınırının üstündedir.

j) Sakatlar tarafından kullanılan özel tertibatlı araçlar 01.01.2005 tarihinden önce muayene harcından muafken, bu tarihte yayınlanan muayene istasyonlarınca alınacak muayene ücretleri konulu “Karayolları Trafik Muayene İstasyonlarında Yapılacak Araç Muayenelerinde Alınacak Harçlar Hakkında Sirküler / 1 “de sakatlar tarafından kullanılan özel tertibatlı araçlardan harç alınamayacağına ilişkin herhangi bir hükme yer verilmemiştir. Bu itibarla artık özel tertibatlı araçlardan muayene harcı alınmaktadır.


3- Çözüm Önerileri
a) Eskiden olduğu gibi ÖTV ötelemesi değil, muafiyeti olmalıdır.
Bu haktan yararlanılarak satın alınan otomobil, satın alınan tarihten 5 yıl geçmeden önce (bu haktan yararlanması mümkün olmayan birine) satılırsa, başta ödenmeyen tüm vergiler araç sahibinden alınmalı; 5 yıldan sonra satılması halinde ise alınmamalıdır. Bu sayede hem suistimallerin önüne geçilmiş, hem de sakat kişiye 5 yılda bir otomobilini yenileme ve sorunsuz yeni bir otomobil satın alma fırsatı yaratılmış olur. (Herhangi bir marka/model otomobili örnek alıp, onun 5 yıl önceki sıfır ve “şimdiki” ikinci el fiyatın hesap edilirse, ortada suistimal edilecek bir rantın olmadığı açıkça teyit edilecektir)

b) Sakat kişi üzerine kayıtlı olan otomobil, eğer sakatlığı olan kişinin ehliyeti varsa 1. derece kan bağı olan kişiler tarafından, eğer sakatlığı olan kişi sakatlığından dolayı sürücü belgesi alamıyorsa 3. derece kan bağı olan kişiler tarafından kullanılabilmelidir (bu durumlar otomobil alımı için talep edilen sağlık raporlarında açıkça belirtilmelidir).
Ayrıca otomobil sahibi araçta olduğu sürece, otomobili kimin kullandığı önemsiz olmalıdır.
Bunların yanı sıra aynı ‘özel donanımlı araç kullanabilir’ ibareli ehliyete sahip (sakat) kişiler birbirlerinin otomobillerini kullanabilmelidir. Yani akrabalık aranmamalıdır. Zira zaten o kişinin de aynı haktan yararlanarak otomobil satın alma hakkı vardır ve suistimal/kazanç sözkonusu değildir.

c) Otomobil kullanıp kullanamamak konusundaki kriter sakatlık değil, otomobilde o engeli/dezavantajı ortadan kaldıracak donanımın, ve sürücü adayında da o donanımla sürüş yapma becerisinin olup olmadığı olmalıdır; tıpkı AB ülkelerinde olduğu gibi.
Bunun için;
1- Sürücü olmak isteyen (bedensel/fonksiyonel eksikliği bulunan) kişi sürücü kursuna müracaat ettiğinde sürücü kursu tarafından sağlık kontrolleri için yetkili bir hastaneye sevk edilecektir. Bu aşamada rutin refleks-görme-işitme vb. kontrollerin yanı sıra, kişide varolan bedensel/fonksiyonel eksiklikle ilgili olarak, hangi organların/uzuvların ne derece fonksiyonel kayıplarının olduğu en açık şekliyle belirtilecektir.
Burada doktorun yapacağı şey adayın sürücü olup olamayacağını tespit etmek değil, sürücü adayları için öngörülen rutin sağlık kontrollerinin yanı sıra, (varsa) vücut fonksiyon kayıplarının tıbbi ölçümünü yapmak olmalıdır. Zira ‘o’ bedensel/fonksiyonel eksikliği telafi edecek özel donanımın olup olmadığıyla ilgili teknik öngörüde bulunmak tıbbın sınırlarını zorlamaktadır.
2- ‘Vücut Fonksiyon Kaybı Oranı’nın da yer aldığı sağlık raporunu alan sürücü aday adayı kişi, bu belgeyle birlikte sürücü kursuna döndüğünde, sürücü kursu tarafından bağlı bulunulan Trafik Şube Müdürlüğüne yönlendirilecek, ve oradan, bedensel eksikliğini telafi edecek özel donanımın olduğunu ve bu donanımın nasıl olması gerektiğini gösterir belgeyi alması istenecektir.
2-1 Emniyet Genel Müdürlüğü’nün ilgili dairesince, “Sürücülerde Varolan Hangi Bedensel Eksikliklerin, Otomobile Entegre Edilecek Ne Tür Özel Donanımla Telafi Edilebileceği Cetveli” oluşturulmalıdır.
2-2- Bu Cetvel Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından sürücü belgesi vermeye yetkili kılınan tüm Trafik Şube Müdürlüklerine gönderilmeli, ve her şubede bu cetvel konusunda özel eğitim almış olan bir memur/birim hazır bulundurulmalıdır.
2-3 Yetkili memur ‘Vücut Fonksiyon Kaybı Oranı’nı gösteren belgeyi baz alarak sürücü adayını genel bir kontrolden geçirecektir.
2-3-1 Eğer belgede şüpheye düştüğü bir durum tespit ederse, gerekçelerini de yazarak adayı yeniden sağlık kontrolüne (itirazda bulunduğu vücut fonksiyonu konusunda uzman branş doktoruna) yönlendirecektir.
2-3-2 Aday bu itiraz yazısıyla ve sağlık raporuyla birlikte yeniden aynı hastaneye başvurup, itirazın değerlendirildiği cevap yazısını ilgili branş doktorundan alacaktır. Bu yazı raporla aynı yönde yani adayın lehineyse, kesinlik kazanacaktır. Değilse, sürücü adayı durumun tespiti için bir hakem hastanesine sevk edilecektir. Hakem hastanesinin verdiği karar duruma kesinlik kazandıracaktır.
2-4 Yetkili memur, “Sürücülerde Varolan Hangi Bedensel Eksikliklerin, Otomobile Entegre Edilecek Ne Tür Özel Donanımla Telafi Edilebileceği Cetveli”ne bakarak, adayın sürücü olup olamayacağını, olabilirse, otomobile ne tür donanım takması gerektiğini tespit edecek ve bu teknik bilgileri en açık şekilde yazıp, belgeyi sürücü adayına teslim edecektir.
2-5 Yetkili memur aday için “sürücü olamaz” şeklinde görüş belirtirse, bu durumda adayın itiraz etme hakkı olmalıdır.
2-5-1 İtiraz, başvuruyu reddeden birime yapılacaktır.
2-5-2 Aday itiraz dilekçesi, sağlık raporu ve reddetme gerekçesi ile birlikte en yakın başka bir Trafik Şube Müdürlüğüne yönlendirilecek ve işlem orada sürdürülüp, oranın vereceği karar duruma kesinlik kazandıracaktır.
3- Sürücü adayı, kullanacağı otomobilde nasıl bir donanım olması gerektiğini gösteren belgeyi sürücü kursuna ibraz edecektir.
4- Bu aşamadan sonra sürücü adayı kullanabileceği özel donanıma sahip otomobille öngörülen sürücü eğitimini alıp, sınav sonucuna göre de sürücü belgesine sahip olacaktır.
5- Elinde (kullanacağı otomobilde hangi donanımın olması gerektiği açıkça yazılan) sürücü belgesi ve ‘kullanacağı otomobilde nasıl bir donanım olması gerektiğine dair belge’ olan kişi, bu aşamadan sonra elindeki bu belgelerle hem “o donanıma sahip” tüm otomobilleri kullanabilmeli ve hem de vergi muafiyetiyle otomobil satın alabilmelidir. Ayrıca bundan sonraki hiçbir işlem için (sıfır veya ikinci el veya yurt dışından ithal veya hibe yolu ile otomobil alımlarında) yeniden rapor veya başka bir belge talep edilememelidir. Bu belgeler (sağlık durumunda herhangi bir değişiklik olmadığı sürece) ömür boyu geçerli olmalıdır.

d) Sol uzuvlarından engeli bulunan kişilerin önüne çıkarılan engeller ortadan kaldırılmalı ve bu kişilere de muafiyet hakkı tanınmalıdır.

e) Sakatlığından dolayı otomobil kullanmasının mümkün olmadığı sağlık kurulunca belirlenen kişiler, % 90 ve üzerinde sakatlığı bulunması şartı aranmaksızın, vergi muafiyetli ve özel donanım şartsız otomobil alabilmelidir.

f) ÖTV muafiyeti ile alınan bir otomobil kaza geçirip kullanılamaz hale geldiğinde (pert olduğunda), ya da otomobil hırsızlık sonucu çalınıp bulunamadığında sakat kişi aynı haktan yeniden yararlanabilmeli ve yeniden ÖTV'den muaf otomobil alabilmelidir.

g) KDV muafiyeti getirilmelidir.
Bu sayede Gümrük Vergisi muafiyeti sebebiyle yurt dışına akan dövizin ülkemizde kalması sağlanmış olacaktır. Zira yurt içinden alımlarda sözkonusu olan (%37) ÖTV ve (%18) KDV muafiyeti sayesinde ithal otomobil cazibesini yitirecektir.

h) 1600 cc motor hacmi sınırı dizel araçta 2000 cc'ye çıkarılmalıdır.

ı) Muayene istasyonlarınca alınacak muayene ücretleri konulu “Karayolları Trafik Muayene İstasyonlarında Yapılacak Araç Muayenelerinde Alınacak Harçlar Hakkında Sirküler / 1 “de değişiklik yapılmalı ve eskiden olduğu gibi sakatlar tarafından kullanılan özel tertibatlı araçlardan harç alınamamalıdır.


[size=6]C- Otomobil Alım-Satımında Hangi Grup Engeli/Dezavantajı Olan Kişilere Vergi Muafiyetleri Uygulanmalıdır: [/size][size=6][/size]
1- Varolan Düzenlemeler
Halen süregelen uygulama;
a) Hareket ettirici özel donanıma sahip otomobilleri,
b) %90 ve üzerinde sakatlığı olan kişiler için, yurtiçinden alımlarda özel donanım şartsız, yurtdışından alımlarda ise otomobile binişi/transferi sağlayıcı donanım şartlı otomobilleri
kapsamaktadır.


2- Sakat Vatandaşların Yaşadığı Sorunlar:
a) Sol uzuvlarından sakatlığı/dezavantajı olan kişiler “özel donanıma ihtiyacınız yok” denilerek, kapsam dışı tutuluyorlar
b) %90’ın altında sakatlık oranı olup, buna karşın sakatlığından dolayı sürücü belgesi alamayan/verilmeyen kişiler kapsam dışı tutuluyor.

3- Çözüm Önerileri
Vergi muafiyeti iki kategoride uygulanmalıdır ve elbette bu uygulama aynı anda sadece tek bir otomobil için geçerli olmalıdır;

a- Otomobili kendisi kullanabilecek (sürücü belgesine sahip) olanlar
1- Belli bir seviyenin üstünde ciddi yürüme sorunu bulunan kişiler bu kategoride değerlendirilmelidir. Bu kişiler (Ör. omurilik felçli, çift taraflı diz üstü/altı ampute/hareket kaybı vb. olanlar) sakatlığından dolayı ayakta durmakta, yürümekte ve (kalabalık) toplu ulaşım olanaklarından yararlanmakta dezavantajlı oldukları için özel otomobille seyahat etmek durumundadırlar. Bu yüzden de ÖTV, KDV ve MTV'den muaf tutulmalıdırlar.
2- Hafif düzeyde yürüme sorunu bulunan kişiler (ör. tek taraflı diz üstü/altı ampute/hareket kaybı vb. olanlar) Bu kişiler ÖTV ve MTV'den muaf tutulmalıdırlar.
3- %40 ve üzerinde sakatlığı olan kişilerin üzerine kayıtlı otomobiller MTV’den muaf tutulmalıdır

b- Otomobili kendisi kullanamayacak olanlar
1- Belli bir seviyenin üstünde fiziksel (kol, bacak ve göz) dezavantajı bulunan ve bu sakatlığından dolayı sürücü belgesi alamayan/verilmeyenler
2- 18 yaşından küçük olup, belli bir seviyenin üstünde yürüme/mobilizasyon sorunu olan çocukların aileleri
3- Belli bir seviyenin üstünde zekâ ve sosyalleşme sorunu bulunup, bu yüzden toplu ulaşım araçlarını kullanmakta dezavantajı olan kişilerin aileleri
ÖTV, KDV ve MTV'den muaf tutulmalıdırlar.
 
Gayet güzel ve yerinde talepler. Ayrıca şunlar da eklenebilir. Eğer sorun sakatların kendilerine tanınan kolaylığı(!!!) istismar edip devletten vergi kaçırıp haksız kazanç sağlamalarıysa bunun önüne geçmek için de daha ağır maddi müeyyideler de konsun. Bizler devletimizi ve ülkemizi vergi kaçıranlardan kat kat fazla seviyoruz ve inanın bizlere sağlanacak bu kadar bir kolaylık yüzünden ekonomimiz batmaz. Ben bu hakkı yasadışı yollarla suistimal edeceklere ağır ceza verilmesine de razıyım...
 
Bülent bey gerçekten konuyla ilgili çok güzel ifadeler kullanmışsınız. Umarım sesimiz duyulur da önümüzdeki ENGELLER kalkar.
 
Kısmen olsada gönderdiğimiz maillerle önceki girişimlerimizle dikkatlerini çekmiştik, ama bir sonuc elde edememiştik.

İnşallah bu sefer bir sonuç alırız. Seçim'de yaklaşıyor.

Teşekkürler Bülent Bey.
 
TALEPLER ÇOK DÜZGÜN VE YERİNDE AMA YERİNE GETİRECEK PROSESİN HALİ İÇLER ACISI...
 
oturanboğa nın çözüm önerilerine sonuna kadar katılıyorum.

Bunlar yeniden gözden geçirilmeli ve çağdaş bir hale getirilmelidir.
 
Bu talepler çok haklı ve makul talepler.
 
ARKADAŞLAR 2 ARALIK CUMARTESİ GÜNÜ BURSADA DÜZENLENECEK OLAN ÖZÜRLÜLER GÜNÜ ETKİNLİKLERİNE SAYIN MİLLET VEKİLİMİZ LOKMAN AYVA KATILACAKLAR YASA İLE BİLGİ VERDİKDEN SONRA SORU CEVAP ŞEKLİNDE DEVAM EDECEK BENDE ORDA OLACAĞIM BU TALEPLERİNİZ İ ORDA DİLE GETİRECEĞİM BAŞKA ÖĞRENMEK İSDEDİĞİNİZ ŞEYLER VARSA LÜTFEN YAZIN BANA
 
Ben özürlü plakasının kalkmasını istemiyorum.
Bizlere sağladığı avantajlardan mahrum olmak demek bu.
Verilen bir hakkımızın geri alınmasına neden olacaksınız arkadaşlar lütfen bu maddeyi kaldırın.
 
Sevgili Bülent, en ince ayrıntıları bile yakalamış ve sıralamışsın emeğine sağlık dostum buna eklenecek daha ne olabilir bilmiyorum zaten olacağınıda sanmıyorum. Bize düşen bunu desteklemek olacaktır.
 
BÜLENT ABİ SEN ÇOK GÜZEL DEYİNMİŞSİN KONUYA İNŞALLAH BU SORUNLARIMIZI DİKKATE ALIPTA BİR ÇÖZÜM BULUNUR.
 
Sevgili otoranboğa, yazdıklarının hepsine noktasından virgülüne kadar katılıyorum. Yalnız bir önerim olacak. Bir vergi muafiyeti sağalanacak ise bu tüm sakat insanlar için eşit olarak sağlanmalıdır. Bildiğim kadarı ile sadece ortepedik engelinden dolayı özel donanımlı araç kullanabilen ve %90 üzerinde sakatlığı olanlar için uygulanıyor. Oysaki elinde %40 ve üzeri raporu olan ve sakatlığı her ne olursa olsun tüm sakatlar için ÖTV muafiyeti uygulanması tüm sakat bireyler için bir eşitlik olacaktır diye düşünüyorum. Mesela benim %80 sakatlık raporum var ve hastalığım ise böbrek transpalantasyonu. Araç kullanabilmem için özel tertibat gerekmiyor ve B sınıfı ehliyetim var buna karşılık ÖTV indirimi ile araç sahibi olamıyorum. Bilgilerinize sunar değerlendirmenizi rica ederim.

Saygılarımla.
 
DÜN (26/11/2006) BİR AUTOSHOW FUARINDA ÇEŞİTLİ ARAÇ SATICILARININ FUARINA GİTTİM.. ORADA BİR ÇOK FİRMA KONUYU YANLIŞ BİLİYOR..
ÖTV İNDİRİMLİ ARAÇLARIN SADECE %90 VE ÜZERİ ÖZÜRLÜLERE UYGULANDIĞINI İDDAA ETTİLER
VE İLGİNÇ BİR ŞEY DAHA SÖYLEDİLER.. DEFTERDARLIĞA GİTTİMİZDE %90 ÜSTÜ ÖZÜRLÜ OLMADIĞI İÇİN ENGELLİYE ÖZEL TERTİBATLIDA OLSA ARÇ TA ÖTV YOK DİYORLAR DİYE BİR SAVUNMALARI OLDU
OYSA KANUN AÇIK AMA
HER NEDENSE BİZDE KANUNLARI UYGULANLAYANLAR BİLE İŞİNE NASIL GELİYO İSE ÖYLE UYGULUYO
BU KONUDA NEDENSE
FAKAT BU KONUDA EN İYİ YAPILMASI GEREKN BENCE BÜTÜN ÖZÜRLÜ ARACI KULLANAN ARKADAŞLARIN GÜÇLERİNİ BİR ARADA TOPARLAYABİLECEĞİ OLUŞUMU SAĞLAMAK BENCE GELİN "ÖZEL TERTİBATLI ARAÇ KULLANICILARI " DERNEĞİ ADI ALTINDA BİR GÜÇ BİRLİĞİNE GİDELİM...
BAKIN ÖRNEK WSADECE WOLSWAGEN KAPLUMBAĞ KULLANICILARI DAHİ BİR DERNEK KURABİLİYO..
KULLANDIĞIMIZ ARAÇLAR BİZİM AYAKLARIMIZ... HEM ALIRKEN HEM SATARKEN BİR ÇOK MAĞDURİYET YAŞIYOZ.. NİYE BU KADAR ZORLUK GETİRİLİYOR YURT İÇİNDE ALACAĞIMIZ ARAÇLARDA..
TÜM YUKARIDAKİ SORUNLARI ABNCAK BİR ARADA OLACAĞIMIZ BİR ÇATI ALTINDA CEVAP BULURUZ..
SAYGILAR
 
:) yeah haaa!!!
harika...
cok sevindim bu bashliga...
helal, oturanboga!

ilk (daha dogrusu en son) gözüme batan noktaya degineyim hemen (daha sonra hazirlanan yaziyi tekrar tekrar okiip buna eklicem bishiler olucaktir shüphesiz)...

OturanBoğa' Alıntı:
ı) 1600 cc motor hacmi sınırı dizel araçta 2000 cc'ye çıkarılmalıdır.
[size=6]+[/size] gerektiginde sadece dizel araclarda degil diger araclarda da ihtiyaca göre bu sinir cikarilabilmeli/kaldirilabilmelidir...

örnegin akülü sandalyeler ve benzeri arac gerecler kücük sinif araclarin bagajina sigmayabilir...
veyahut ötv düzenlemesinden faydalanmak isteyen sakat vatandashin cok cocuklu bir ailesi olabilir...
vs. ... vs. ... vs. ...

kisacasi uygulamalar bazi sinirlari koyarak bu sinirlar icine (shablona) uymayan insanlari (ihtiyaclari oldugu halde) dishlamak icin yapilmamali...

maksat bazi sebeplerden (burda: sakatliktan) dolayi negatif haklardan faydalanamayan vatandashlara pozitif hak vererek negatif haktan faydalanmasini saglamak ise, yani vatandasha hizmet ise, müracat eden vatandashin icinde bulundugu shartlara daha yakindan bakilarak konulan sinirlamalarla -biraz olsun- "oynanabilmeli"... negatif haktan faydalanamadigi icin pozitif hakki hak eden vatandashin o haktan faydalanmasini saglamak olmali amac... müracat eden vatandashin hakli gerekcelerini -daha en bashtan- gözardi etmemeli kanunlar, uygulamalar...

nedense söyleme ihtiyaci duydum:
pozitif hak sakat oldugun icin sana ekstradan verilmish hak olarak algilanmamali bence...
pozitif hakkin asil sebebi sakatlik degil, (elinde olmayan sebeplerden dolayi) negativ haktan faydalanamamaktir...
yani: pozitif hak = negatif haktan faydalanamamanin telafisi...
hatta "pozitif hak" degil de "telafi hakki" dense daha uygun olur gibime gelio...

öpüldünüs...
 
Bülent Bey öncelikle kişisel çabalarınızdan dolayı tüm engelli arkadaşlar adına size teşekkür ediyorum.Görüşlerinize tamamen katılıyorum.Zaten en güzel bir şekilde sorunları dile getirip yazıya aktarabiliyorsunuz.İnşaallah ilgililer bu önemli konulara gerekli hassasiyeti gösterirler ve zaten engelli olduğumuz şu dünyada önümüzdeki diğer engelleri bari ortadan kaldırırlar.Daha önce yazmış olduğunuz ARABAM BENİM BACAKLARIM adlı bölümde kullandığınız bu başlık çok güzel seçilmiş bir başlık idi.Gerçekten arabam benim bacaklarım imiş.Ben tekerlekli sandalyeye mahkum değilim fakat bastonla yürüyorum buna rağmen iş yerinde veya başka yerde bir yerden başka bir yere giderken 200-300 metre mesafe bile olsa özürsüz arkadaşlar yürüyerek giderken ben o kısa mesafeyi bile araba ile gidiyorum. Onların ayaklarına ancak böyle ayak uydurabiliyorum.Durumu benden daha kötü olan arkadaşlarda muhakkakki var.Yinede her zaman Allaha şükür ediyorum.Ayaklarımı bir nevi almış olsada bana ayaklarmın yerine Bu arabayı nasib etti.İnşaallah tüm arkadaşlarında arabası olur.İnşallah önümüzdeki tüm engeller kaldırılır.
Ben sorunun çözümü konusunda daha önce bir mesajımda da belirtmiştim.Burada yine belirtmek istiyorum.Bu yazdığınız yazıları ilgili yerlere ileteceğinizi belirtiyorsunuz.Sizin bu konularda daha aktif olduğunuzu düşünerek birde bu konuyu Başbakanımızın eşi Emine Erdoğan hanımefendi ile görüşmenizi sorun ve çözüm önerilerinizi kendisine iletmenizi ve mümkünse yüzyüze veya telefonla görüşmenizi tavsiye ediyorum hatta başbakanın kendisi veya diğer önemli söz sahibi kişilerin hanımlarıda etkili olabilir.Fakat ben en çok Emine Erdoğan hanımefendiden ümitliyim.Emine hanımın bu konuya duyarsız kalacağını zannetmiyorum.İlgileneceğini ve bu sorunları önemli ölçüde halledeceğini tahmin ediyorum
Ayrıca madem bugünkü ve bundan önceki hükümetler bu kısıtlamaları özürlülere verilen hakların başkaları tarafından kar amaçlı kullanılmasını engellemek amacı ile yaptıklarını söylüyorlar yada amaç bunun önüne geçmek, diyorlar madem öyle benim önerim bu forumda birde bu konu hakkında bir başlık açsanız ve ne gibi çözüm önerileri olabileceğini tartışıp belirleyip bu konuyuda yetkililere iletsek nasıl olur?
Saygılar…
 
Çok yerinde talepler.Aynen katılıyorum.Yanlız özürlü plakasının kaldırılması varolan haklarımızı kaybetmek gibi geldi bana.Şöyleki park etmede kolaylık ve öncelik gibi haklarımız etkilenmez mi?Selamlar.
 
deryaaslanturk, özellikle gasp ve ayrımcılık konusunda özel plaka büyük handikap yaratıyor. Otopark vb. konularda kolaylık sağlanması için ön cama bir bandrol yapıştırılabilir...

UMOZTURK, hangi tür kayıplarda buı haktan yararlanılması gerektiğini ayrı bir başlıkta tartışma/anket olarak açtım: www.engelliler.biz/forum/viewtopic.php?t=20382
Oradaki tartışmanın ardından öneri bu metne eklenebilir...

ndipi, haciz konusunda yeni bir başlık açtım: www.engelliler.biz/forum/viewtopic.php?t=20383
Oradaki tartışmanın ardından öneri bu metne eklenebilir...

akcay ve yakupyusuf, benim hiç bir parti ile yakınlığım olmadığı gibi Emine Hanıma ulaşabileceğim bir yol da yok. Her kim bu girişimimize katkısı olacağını düşünen birilerine ulaşabilecekse, lütfen ulaşsın ve burada tartışıp son şeklini vereceğimiz metni o kişiye ulaştırarak destek istesin. Bu konuda benim ne yapmam gerekirse, yapmaya hazırım. Buradan çıkacak metni Lokman Ayva'ya mutlaka gönderirim zaten... Ama bence önemli olan kişisel değil, kurumsal mekanizmaların işlemesidir.

Rekursion, tek amacımız sen İstanbul'a geldiğinde rahatça otomobil kullanabilmeni sağlamak :):) Şaka bir yana, sahiden de bu metni hazırlarken senin önceki önerilerin çok etkili oldu. Görmüşsündür zaten :) Ve lütfen öneri ve eleştirilere devam et. Özellikle Almanya ve AB uygukamaları ve onlardan çıkarılacak dersler bizim için çok önemli olacak.
1600 cc uygulamasının sadece dizel araçlara sınırlandırılması konusunda Türkiye'de çok acı tecrübeler var. İnsanlar jipleri, son model araçları bu kapsamda satın aldılar ve ciddi bir suistimal oldu. Onun için şimdi yasa yapıcılar çok hassas! Bir ara formül nasıl bulunabilir bilmiyorum. Acaba diyorum, motor hacmi değil de, fiyat üzerinden mi değerlendirilmeli? Fiyatlara göre kademeli bir vergilendirme mesela...
 
sakat otmobili

Bülent bey öncelikle tşk ederim ilginize ve alakanıza gerçektende sıralamış olduğunuz konular topluca bizlerin sorunları ben bu ülkede yaşayan bir sakat türk vatandaşı olarak gerçekten utanç duyuyorum yapmacık ve insanlara şirin görünmek için çıkarılan yasalardan inanın bıktım bu çıkan yasayıda siyasilerin AB liğine giriş aşamasında çıkarılan sözde vede görünüşte bir yasa olarak görüyorum. daha düzgün 5 yıl önce çıkarılan vede valiliklere gönderilen sakatların araçlarını park etmeleri için merkezi yerlerde kolaylık tanınmasına dair genelgeyi bile bilen yok sakatlar için tahsis edilen araç park yerlerine normal araçların park edildiği vede görevli trafik polisinin bile o aracı yerinden kaldıramadığı veyada park edilmemesi gerektiğini bilmediği bir ülkede yaşıyoruz bazen yasalarıda çıkarmak fayda etmiyor bilinçlendirmek gerektiğine inanıyorum halkı, ayrıca o kadar tuhaf ülkede yaşıyoruzki kullandığım sakat aracını sakat olmayan eşim benim vede çocuklarımın hastalandığı vede çok acil durumlarda kulllanamaması gerçekten kabul edilemez bir durum neticede o araç bana tahsis edilmişsede o ev halkının malı kişi başına düşen gelir ülkemizde her bir aile fertinin birer araç almasına imkan sağlasaydı belki sineye çekerdim tamam bu araç benim derdim ama şimdi hiç kabul edemiyorum bu durumu çokta komik bir durum olarak görüyorum bu tekerlekli sandalye değilki bırakın ona bile bir şey diyen olmaz kısacası yazılanlar gerçekten önemli konular ama çözüm bulunacağına inanamıyorum keşke bulunulsa umut dünyası yaşayalım bakalım umutla
 
SINIRLAR KALDIRILMALI

MERHABA BEN %80 ORANLA ARABA ALAMIYORUM.BÖBREK NAKİLLİYİM.ÇOK ŞÜKÜR BİR SORUNUM YOK.BENİM İSYANIM ŞU MADEM BİZE %80 EN BÜYÜK ORANLARDAN BİRİNİ VERDİLER.O HALDE HEM O H DENİLEN İBAREYİ KALDIRACAKLAR HEMDE ARABAYI İSTEDİĞİM ŞEKİLDE ALACAĞIM.
EĞER VERMİYORLARSA NEDEN BU ORANI VERDİLER GICIK BİR DURUM YAA
GENÇ BİR KIZ OLARAK ZATEN %80 ÇOK FAZLA NEYMİŞ İŞARETMİŞ NEYMİŞ H İBARESEYMİŞ
ZATEN OTOBÜSLERDE TİP TİP BAKIYORLAR BUNUN BİŞİ YOK BE BELGE NİYE DİYE İNANMIYORLAR LAF ATIYORLAR BEN MECBURMUUYM BUNLARA MARUZ KALMAYA NEDEN DİĞER ENGELLİ ARKADAŞLARIN SORUNU KONU EDİLİYOR BENDE İSTERİM İŞTEEE :)
BU YASAYA SONUNA KADAR KATILIYORUM OTURAN BOĞA .SEN DÜZENLE BİZDE ALALIM :D
 
OturanBoğa' Alıntı:
1600 cc uygulamasının sadece dizel araçlara sınırlandırılması konusunda Türkiye'de çok acı tecrübeler var. İnsanlar jipleri, son model araçları bu kapsamda satın aldılar ve ciddi bir suistimal oldu. Onun için şimdi yasa yapıcılar çok hassas! Bir ara formül nasıl bulunabilir bilmiyorum. Acaba diyorum, motor hacmi değil de, fiyat üzerinden mi değerlendirilmeli? Fiyatlara göre kademeli bir vergilendirme mesela...
Yasada yeniden düzenleme yapılırsa ( ki bunu çok umuyorum) ÖTV muafiyetiyle alınmış bir aracın en az 5 yıl boyunca ÖTV sinin ödenmeden satışının yapılmasının yasaklanması oturanboğanın yukarda bahsettiği sorunun çözümü olacağına inanıyorum.
Böylece art niyetli kişiler tarafından ÖTV muafiyetiyle alınan aracın hemen satışının önüne geçilerek bu işin bir ticari faaliyet haline getirilmesinin önüne geçilmiş olunur. Kaldı ki eskiye nazaran çok azalmış enflasyon oranını göz önüne alırsak sıfır alınan bir aracın ÖTV ödenmese dahi hemen değilde 5 yıl sonra satılması kar getiren bir iş olmayacaktır. Örneğin gerçek değeri 40 milyar olup ancak ÖTV muafiyetiyle 30 milyara alınan bir araç 5 yıl sonra 2. el araç olarak satılmak istense dahi ancak 20 milyardan müşteri bulacaktır. Günümüz ekonomi değerleri bu şekildedir. 5 yaşındaki 2. el araç fiyatlarını incelediğiniz taktirde araç fiyatlarının bahsettiğim şekilde olduğunu göreceksiniz.
Demekki ÖTV muafiyetiyle alınmış her tür (otomobil, jip veya 1600 cc üzeri v.s.) aracın 2. el olarak 5 yıl öncesinden (Kaza ile aracın pert olması gibi durumlar hariç) satılması halinde ÖTV ödenmesi şartı konulup ancak 5 yıl sonra satışının yapılması halinde ÖTV nin eskiden olduğu gibi ödenmek zorunda bırakılmaması bahsedilen bu sorunu çözecektir.
 
Arkadaşlar malumunuz hükümet engellilere uygulanan ÖTV muafiyetini kaldırmış durumda. Ancak bu ÖTV muafiyeti engelliler dışında hemen hemen tüm vatandaşlara uygulanmaktadır. Şöyleki:
Ticari araç alımında ÖTV bulunmamaktadır. Bir çok şirket, esnaf v.s vergi ödemesi zamanında ihtiyaç gösterip sözde ticari işlerinde kullanmak üzere neredeyse ÖTV hiç ödemeden (sadece % 1-2) çok lüks araçlar (minübüs, otomobil şekline dönüştürülebilir 4 koltuklu panelvanlar, içine koltuk attırılan çok lüks minübüsler v.s.) alabilmekte ve hatta bu araçlarının maliyetinin bir kısmını gelir vergisi ödemeyerek te devlete ödetmektedirler. Ve yine ÖTV den muaf olarak alınan bu ticari araçlar yine ÖTV ödenmeden istenilen bir zamanda 2. el olarak başka şahıslara kolaylıkla satılabilmektedir.
Sağlam olduğu halde herkese verilen bu hakkın otomobil alacak derecede maddi gücü olan çok az sayıda engelli vatandaşa verilmemesini kınıyorum.
 
GÜNDEM SAKATLARIN OTOMOBİL ALIM-SATIM VE KULLANIMIYLA İLGİLİSORUNLAR VE CÖZÜM ÖNERİLERİ

ÖNCELİKLE SİZİ TEBRİK EDİYORUM BÜLENT BEY ĞÜZEL BİR CALIŞMA NACİZANE BENİMDE 1.2. ÖNERİM OLACAK AKÜLÜ ARABA KULLANAN BİRİ OLARAK AKÜLÜ ARABALARA HİC DEYİNİLMEMİŞ BURADA BUNU BİR EKSİKLİK OLARAK ĞÖRÜYORUM BEN BÜĞÜN BU ÜLKEDE TARM ALETİ ALAN CİFTCİLERİN BİLE ALDIKLARI MAKİNANAIN %40 INI DEVLET KARŞILIYOR BU %40 LIK MUHAFİYETİN AKÜLÜ ARABALARADA UYGULANMASINI AYRICA YURT DIŞINDAN ĞETİRİLEN ARACLARDA MUHAFİYET VAR DENİLİYOR AMA PIRATİKTE BU OKADAR BASİTTE DEĞİL BEN 2004 ALMANYADAN 1 AKÜLÜ ARABA GETİRTTİM NORMALDE BUNA ĞÜMRÜK ÖDEMEMEM ĞEREKİYORDU FAKAT BANA COK ZORLUK CIKARTILDI ORDA ĞÜMRÜK ÖDEMEMEM İCİN GETİRECEĞİM ARACIN EN AZ 3 4 AY ĞÜMRÜKTE BEKLEMESİ ĞEREKİYOMUŞ BUNU 1 TÜRLÜ ANLAYAMADIM VE ORDAKİ YETKİLİLERE ANLATAMADIM 3 4 AY ARABANIN ĞÜMRÜKTE BEKLEMESİ BENİM İCİN COK ZOR OLACAĞINDAN PAŞAPAŞA ĞÜMRÜK ÖDEYİP AKÜLÜ ARACI TÜRKİYEYE SOKTUK YANİ SADECE KANUNLARIN CIKMASI YETMİYOR BUNUN UYGULANIYOR OLMASI COK ÖNEMLİ TÜRKİYEDEKİ BÜROKRASİ BUNA PEK İZİN VERMİYOR KISACASI .
 
merhaba arkadaşlar bülent beyin eline saglık bu muafiyet sadece bedensel engelliler ile sınırlı kalmamalı tüm engellileri kapsamalıdır örneğin iç hastalıklı bir engelli gibi ve diğer konulardada öneriler yazmanızı istiyorum örneğin engellilere internet bağlantısı indirimi gibi hemen akıma gelen buna benzer önerileri de açalım ve bildirelim teşekkürler bülent bey diğer tüm arkadaşlar hepimize allah yardım etsin bankalarda da kart vergisi gibi buda yeni aklıma geldi mesela olabilirmi birde bu raporların vergi indiriminde neden daha az oluyor sakat kişinin engeli azalıyormu da vergi indiriminde ki oranı düşürülüyor o zaman ortada kalma durumu olmuyormu şundan sakat bundan sağlam durumu ortaya çıkmazmı tekrar teşekkürler hepinize
 
Bülent bey,
her ayrıntıyı çok güzel açıklamışsınız..
Geçmişte ilk yıllarımda,bir mercedes almıştım,97 yılında fakat o dönem ötv ötelemesi yoktu,kaç galericiyle görüştüysem hepsi de bu muafiyet hakkımı ,kendilerine vermem için maddi tekliflerde bulundular.
O dönemde bir çok bu muafiyetten yararlanan özürlülerin, bu haklarını para karşılığı sattıklarını duydum..
hatta hastanede rapor alırken bile para istediler ''bedavaya milyarlık araba getiriyosun'' diyerek..
Sanırım devlet,bu ötelemeyi bunun için çıkardı..
Öteleme kalmalı,
ya da böyle olumsuz durumları aşmak için bir düzenleme yapılmalı.
pLakadaki sakat ibaresi için ;seçenek sunulmalı..
Bağımsızlığını arabası ile giderebilen özürlülere yönelik bir muafiyet olmalı,sınırlandırılmalı.
Yine de bu haliyle bile kabul edilirse, sadece ruhsat ve kullanım haklarında(sadece1.dereceyakına) bile olsa süper rahatlık olur..
başarılar:)
 
Sevgili Oturanboğa, hazırlamış ve bizlere sunmuş olduğun metin gerçekten tüm gerçekleri yansıtmaktadır. Yani eklenebilecek bir şey yok kanısındayım. Bizlerin yapmamız gereken bir şey olabilirse o konuda bizi bilgilendiriver. Sana minnettarız. İstersen TBMM deki tüm milletvekillerine birer mail gönderelim. Bu konuyla ilgili.
 
Sevgili Bülent her şeyi çok güzel açıklamışsın teşekkürler.
Katılmamak mümkün değil şayet arabamız bizim ayaklarımızsa
bundada devletin bütün imkanlarını bizlerden yana kullanması
gerekir diye düşünüyorum.
-Örneğin alacak olduğumuz araçlardan % deye bakılmaksızın kesinlikle hiç vergi alınmaması taraftarıyım.
Bizler zaten ödeyeceğimizi fazlasıyla ödemışız.
-Plakalarımızdaki amblemin bizlere faydası olduğunu biliyorum
şayet bunun yerini bir bandrolda görecekse plakalardan kaldırılması
taraftarıyım.
-Ehliyetimizde nasıl araba kullanacağimiz belirtildiğinden bana uyan
bir engelli arkadaşımın aracanı kullanmamda kesinlikle bir kısıtlama
olmaması gerekir.benim yanımda eşim ,çocuğun ve bir yakınımda aracımı kullanabilmeli
hanki devir ve hanki yüzyılda yaşıyoruz.
-Sınırlama olduğu sürece ikinci sınıf insan durumuna konulmuş
hissediyorum kendımızı buda çok üzücü bir durum kaldırılmalı
Açıkcası tüm önerilerine katılıyorum
Saygılar;
 
Merhabalar,
Elinize sağlık Bülent Bey tespitleriniz çok güzel olmuş.
Benim bu konudaki en büyük sıkıntım Arabanın aileden başka kimsenin kullanamamasıdır.
Bir de arabadaki plakaların engelli işareti olması nedeniyle sıkıntı yaşıyorum.Engellisin ve üstüne üstlük bir de bayansan tamam işin bitti,trafikteki magandalar tarafından.Tacize açık hale geliyorsun.Benim anladığım kadarıyla plakadaki engelli işareti engelliye rahatlık sağlamak içindir ama kimse bu kurala uymuyor,daha fazla sıkıştırıyor.Engellisin ne işin var trafikte psikolojisine girip kural mural tanımıyor neredeyse çiğneyip geçiyorlar.Engelli kişinin panik olacağı yoksa da panik oluyor.
Böyle şeylerle mücadele etmekten pes etmek bile geliyor insanın içinden.
çok karamsar bir tablo çizdim ama bunlar hayatın içinde ve hergün bunları yaşıyoruz.Bu sorunların çözülmesi gerekiyor.
 
Merhabalar Bülent Bey

Yaptığınız tespitler ve çözüm önerilerine aynen katılıyorum.

Daha önce de bu konu da bir çalışma yapılmıştı. İnşallah bu sefer bir olumlu bir sonuç alabiliriz.

Benimde bazı özel durumlarım var bunları özetleyip, çözüm önerilerine ilave etmek istediğim bir kaç cümle olacak.

- % 90 oranında sakatlık raporum var.

- Hastalığım/Sakatlığım otomobil kullanmama engel değil.

- Abdomino Perinal Rezeksiyon Kalıcı Kolostomi torbası kullanıyorum

- B sınıfı ehliyetim var.


B- Otomobil Alımında Sakat Vatandaşlara Verilen Artı (Pozitif) Haklar: ana başlığı altında,

2- Sakat Vatandaşların Yaşadığı Sorunlar:

e) fıkrasına ilave ....

Ayrıca; Sakatlığı % 90 ve üzeri olan kişiler kendilerine ait araçlarını.... B sınıfı ehliyetlerinin olmasına..... yine araç kullanabilmelerine rağmen..... mevcut yasa buna müsaade etmemekte, .....üçüncü dereceye kadar kan ve sihri hısımlarıdan biri veya bir sürücü tarafından kullanılacaktır[/i]..... demektedir.

3- Çözüm Önerileri:

e) fıkrasına ilave...

Sakatlığı/Hastalığı % 90 ve üzeri (yada altı) olan kişiler, otomobil kullanmaları "SAĞLIK KURULUNCA "mümkün görülenler, en az B sınıfı ehliyeti olmaları şartıyla, vergi muafiyetli, özel donanımsız otomobil alabilmeli ve kullanabilmelidirler................
 
karaca, hangi tür kayıplarda bu haktan yararlanılması gerektiğini ayrı bir başlıkta tartışma/anket olarak açtım:
www.engelliler.biz/forum/viewtopic.php?t=20382
Oradaki tartışmanın ardından öneri bu metne eklenebilir...

Bence bu muafiyetlerle satın alınan otomobil 5 yıldan önce satılırsa, başta ödenmeyen tüm vergiler ödenmeli; 5 yıldan sonra satılırsa, ödenmemeli.
Bu 5 yıl sınırı bu işten kar elde etmek isteyen kişileri durdurur, çünkü ortada değecek bir kar kalmaz.
5 yıl sonra satışta ise vergi vermemek çok önemli. Çünkü bu sayede engelli vatandaş 5 yılda bir otomobilini yenileme fırsatı bulacak.
Ve biliyorsunuz engellilerin sorunsuz bir otomobile binmesi hayati önemde; sorunlu bir otomobile sahip engelli, olası arızalarda otomobilden nasıl inecek de nasıl (sürücü kursunda muaf tututlduğu) motor konusuna el atacak!
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt