Evimde hemen hemen her zaman bir kedi oldu. Erkeği, dişisi, cins kedi ya da bildiğimiz sokak kedisi, tekiri, sarışını, esmeri, pamuğu…her türlü kediye ev sahipliği yaptım ancak bu hayvanların hiç birisini de 8 ay ya da bilemediniz bir seneden fazla zapt edemedim evde. Mübarekler ne çabuk büyürler, ne çabuk ergenleşirler, çiftleşme zamanları ne çabuk gelir anlamadım gitti.
Kedilerimi sütten yeni kesildikleri zaman bir şekilde edinmişimdir. Ya eşim dostum yavrulayan dişinin eniklerine güvenli bir yuva ararken karşılaştık, ya sokakta gördüğüm tüyü bitmemiş yetim bir yavruyu evlat edindim, ya da sağa sola haber salıp yavru kedi aradım.
Evcil hayvanları kısırlaştırma konusuna oldum olası karşıyımdır. Hiçbir canlıyı rızası olmadan kısırlaştırmaya hakkımız olmadığını düşünürüm. Ve tabii ne zaman bir yavru kedim olsa, 6-7 ay sonra başlar bunalımlar.
Kedi eğer dişiyse, eşin dostun erkek kedisiyle tanıştırmak pek sorun olmaz. Dişi kediler çiftleşme döneminde nadiren hayır derler karşı cinse. Fakat erkeğin kendini naza çektiği, dişiyi günlerce tırım tırım peşinden koşturduğu vakidir. Hatta bu günlerce süren kovalamacanın sonunda ev sahibi (ben ya da erkek kedinin sahibi) çiftleştirmek için seçilen evdeki gürültü kıyametten bıkıp hadi kardeşim başka kapıya diyebilir. Neyse dişi kedi bir şekilde hamile kalır ve yaklaşık iki ay sonra al sana en az 4-5 tane yavru.
Yeni doğduklarında kuş yavrusundan farkı olmayan bu canlılar 2 haftada ayaklanıp, 3 hafta kadar sonra evin altını üstüne getirmeye, buldukları tüm deliklere girip çıkmaya, gördükleri her şeyi elleyip devirmeye, koklayıp tanımaya başlarlar.
Şaşkın ve yorgun anne de yaklaşık bir ay sonra emzirmekten vaz geçip yavruların yaramazlıklarını gözleriyle takip ederek evde verdikleri zarar ziyandan dolayı boynunu bükmekten başka bir şey yapmaz hale gelir. Evde onca kediyle yaşamak çok hayırlı ve sağlıklı bir durum olmadığı için, bu aşamada yavrulara yuva bulma telaşı başlar. Yalvar yakar yavrular kedi sever eşin dostun evine yerleştirilir.
Mübarek dişi çok geçmeden yine erkek istirem diye kıvranmaya başlayınca, git bu sefer kendi kocanı kendin bul diye kapı dışarı edilir. Sokaklarda erkek peşinde koşan dişi yorulup acıkınca kapıya dayansa da, bir süre sonra eve hiç uğramamaya başlar. Bu süreçte kimlerle düşüp kalktığı, kimden hamile kaldığı, hastalık alıp almadığı kontrol edilemediği için bir daha da eve alınmaz. Eğer eve yakın bir kuytuda yavruladıysa, yavrulara mahalle halkı sahip çıkar ve ikinci nesil sokaklarda büyür.
Dişi kedinin başa açtığı bunca sorundan mütevellit, tercih erkek kediden yana yapıldıysa, 6-7 aylık erkek kediniz bir süre sonra evde garip kokular yaymaya, garip hareketler yapıp orayı burayı ıslatmaya başlar. Hatta işi daha ileri götürüp evin hanımının ya da evdeki kız çocuklarının kollarına bacaklarına atlayarak taciz ettiği de vakidir. Gözüne kestirdiği parfüm kokulu bir yün kazağı, bir yastığı ya da koltuğu dişe niyetine kullanmasına göz yumsanız da ortalığı saran koku çekilmez olur.
Erkek kedinizi eşin dostun dişisiyle çiftleştirmek istediğinizde ise dişi kedini sahibi adeta namus bekçisi kesilir. Hadi modern görüşlü bir kedi sahibi diyelim, bu sefer de dişisini kısırlaştırmıştır ya da sizinkinin cinsini, cibiliyetni, şeceresini yaşını , geçmişini sorar soruşturur, bir türlü asil dişisiyle çiftleştirmeye layık görmez hayvanınızı.
Yine sokak yolu görünür kediye. Şahsen erkek kedilerim dişilerden daha vefalı olmuşlardır her zaman. Çiftleşmesi için sokaklara salındıktan sonra her zaman beni ziyarete gelmeye, hal hatır sormaya devam ettiler.
En son erkek kediyi bir kaç ay önce yolcu ettim sokaklara. Her sabah evin yakınındaki parkta karşılaşır, hasbıhal ederiz kendisiyle. O gün bu gündür başka kedi istemiyorum yatağımda. Her canlı ait olduğu yerde gerek. Kısırlaştırma konusuna sıcak bakmadığım sürece, kapalı alanda, evin içinde ve yatağımda besleyip büyütemeyeceğimi anladım bu hayvanları.
Not: Bu yazıyı kediciler grubuna koyacaktım, fazla uzun olduğu için geri tepti
Kedilerimi sütten yeni kesildikleri zaman bir şekilde edinmişimdir. Ya eşim dostum yavrulayan dişinin eniklerine güvenli bir yuva ararken karşılaştık, ya sokakta gördüğüm tüyü bitmemiş yetim bir yavruyu evlat edindim, ya da sağa sola haber salıp yavru kedi aradım.
Evcil hayvanları kısırlaştırma konusuna oldum olası karşıyımdır. Hiçbir canlıyı rızası olmadan kısırlaştırmaya hakkımız olmadığını düşünürüm. Ve tabii ne zaman bir yavru kedim olsa, 6-7 ay sonra başlar bunalımlar.
Kedi eğer dişiyse, eşin dostun erkek kedisiyle tanıştırmak pek sorun olmaz. Dişi kediler çiftleşme döneminde nadiren hayır derler karşı cinse. Fakat erkeğin kendini naza çektiği, dişiyi günlerce tırım tırım peşinden koşturduğu vakidir. Hatta bu günlerce süren kovalamacanın sonunda ev sahibi (ben ya da erkek kedinin sahibi) çiftleştirmek için seçilen evdeki gürültü kıyametten bıkıp hadi kardeşim başka kapıya diyebilir. Neyse dişi kedi bir şekilde hamile kalır ve yaklaşık iki ay sonra al sana en az 4-5 tane yavru.
Yeni doğduklarında kuş yavrusundan farkı olmayan bu canlılar 2 haftada ayaklanıp, 3 hafta kadar sonra evin altını üstüne getirmeye, buldukları tüm deliklere girip çıkmaya, gördükleri her şeyi elleyip devirmeye, koklayıp tanımaya başlarlar.
Şaşkın ve yorgun anne de yaklaşık bir ay sonra emzirmekten vaz geçip yavruların yaramazlıklarını gözleriyle takip ederek evde verdikleri zarar ziyandan dolayı boynunu bükmekten başka bir şey yapmaz hale gelir. Evde onca kediyle yaşamak çok hayırlı ve sağlıklı bir durum olmadığı için, bu aşamada yavrulara yuva bulma telaşı başlar. Yalvar yakar yavrular kedi sever eşin dostun evine yerleştirilir.
Mübarek dişi çok geçmeden yine erkek istirem diye kıvranmaya başlayınca, git bu sefer kendi kocanı kendin bul diye kapı dışarı edilir. Sokaklarda erkek peşinde koşan dişi yorulup acıkınca kapıya dayansa da, bir süre sonra eve hiç uğramamaya başlar. Bu süreçte kimlerle düşüp kalktığı, kimden hamile kaldığı, hastalık alıp almadığı kontrol edilemediği için bir daha da eve alınmaz. Eğer eve yakın bir kuytuda yavruladıysa, yavrulara mahalle halkı sahip çıkar ve ikinci nesil sokaklarda büyür.
Dişi kedinin başa açtığı bunca sorundan mütevellit, tercih erkek kediden yana yapıldıysa, 6-7 aylık erkek kediniz bir süre sonra evde garip kokular yaymaya, garip hareketler yapıp orayı burayı ıslatmaya başlar. Hatta işi daha ileri götürüp evin hanımının ya da evdeki kız çocuklarının kollarına bacaklarına atlayarak taciz ettiği de vakidir. Gözüne kestirdiği parfüm kokulu bir yün kazağı, bir yastığı ya da koltuğu dişe niyetine kullanmasına göz yumsanız da ortalığı saran koku çekilmez olur.
Erkek kedinizi eşin dostun dişisiyle çiftleştirmek istediğinizde ise dişi kedini sahibi adeta namus bekçisi kesilir. Hadi modern görüşlü bir kedi sahibi diyelim, bu sefer de dişisini kısırlaştırmıştır ya da sizinkinin cinsini, cibiliyetni, şeceresini yaşını , geçmişini sorar soruşturur, bir türlü asil dişisiyle çiftleştirmeye layık görmez hayvanınızı.
Yine sokak yolu görünür kediye. Şahsen erkek kedilerim dişilerden daha vefalı olmuşlardır her zaman. Çiftleşmesi için sokaklara salındıktan sonra her zaman beni ziyarete gelmeye, hal hatır sormaya devam ettiler.
En son erkek kediyi bir kaç ay önce yolcu ettim sokaklara. Her sabah evin yakınındaki parkta karşılaşır, hasbıhal ederiz kendisiyle. O gün bu gündür başka kedi istemiyorum yatağımda. Her canlı ait olduğu yerde gerek. Kısırlaştırma konusuna sıcak bakmadığım sürece, kapalı alanda, evin içinde ve yatağımda besleyip büyütemeyeceğimi anladım bu hayvanları.
Not: Bu yazıyı kediciler grubuna koyacaktım, fazla uzun olduğu için geri tepti