Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Pir Sultan Abdal

azizkanmaz

Aktif Üye
Üyelik
26 Haz 2008
Konular
156
Mesajlar
1,072
Reaksiyonlar
0
Uyur iken uyardilar
Diriye saydilar bizi
Koyun olduk ses anladik
Sürüye saydilar bizi

Halimizi hal eyledik
Yolumuzu yol eyledik
Her çiçekten bal eyledik
Ariya saydilar bizi

Hakk'in yoluna dizildik
Dost defterine yazildik
Bal olduk serbet ezildik
Doluya saydilar bizi

Pir Sultan Abdal'im sunda
Çok keramet var insanda
O cihanda bu cihanda
Veliye saydilar bizi

PIR SULTAN ABDAL
 
ÖTME BÜLBÜL

Ötme bülbül ötme, sen degil bagim
Dost senin derdinden ben yana yana
Tükendi fitilim eridi yagim
Dost senin derdinden ben yana yana

Deryadan bölünmüs sellere döndüm
Atesi kararmis küllere döndüm
Vakitsiz açilmis güllere döndüm
Dost senin derdinden ben yana yana

Haberin duyarsin peyikler ile
Yarami sarsinlar sehidler ile
Kirk yil dagda gezdim geyikler ile
Dost senin derdinden ben yana yana

Abdal Pir Sultan'im, doldum eksildim
Yemeden içmeden sudan kesildim
Zülfün kemendine kondum asildim
Dost senin derdinden ben yana yana

PIR SULTAN ABDAL
 
Alçakta yüksekte yatan erenler
Yetişin imdada aldı dert beni
Başımı alıp hangi yere gideyim
Gittiğim yerlerde buldu dert beni

Abdal Pir Sultan'ım gönlüm hastadır
Kimseye diyemem gönlüm yastadır
Bilmem deli oldu bilmem ustadır
Şöyle bir sevdaya saldı dert beni

Pir Sultan Abdal
 
Dönen Dönsün

Koyun beni hak aşkina yanayim
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Yolumdan dönüp de mahrum mu kalayim
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan

Kadilar müftüler fetva yazarsa
Işte kement işte boynum asarsa
Işte hançer işte başim keserse
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan

Bir gün mahşer olur divan kurulur
Suçlu suçsuz varsa orda bulunur
Piri olmayanlar anda bilinir
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan

PIR SULTAN'im arşa çikar ünümüz
O da bizim ulumuzdur pirimiz
Hakka teslim olsun garip canimiz
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan

Pir Sultan Abdal
 
Şu kanlı zalimin ettiği işler,
Garip bülbül gibi zareler beni,
Yağmur gibi yağar başıma taşlar,
İlle dostun gülü yareler beni!

Bir derdim var idi şimdi elli oldu,
Dar günümde dost, düşmanım belli oldu,
Ecel fermanı boynuma takıldı,
İlle dostun bir fiskesi yareler beni!

Pir Sultan Abdal'ım can göğe ağmaz,
Hakk'atn emrolmayınca rahmet yağmaz,
Şu elin attığı taş bana değmez,
İlle dostun attığı gül pareler beni!

Pir Sultan Abdal
 
Nasil Yar Diyeyim

Nasil yar diyeyim ben böyle yare
Mecnun edip çöle saldiktan sonra
Alemin baginda bülbüller öter
Giden benim gülüm solduktan sonra

Coşkun sular gibi çaglamayan yar
Gönlünü gönlüme baglamayan yar
Benim şu halime aglamayan yar
Daha aglamasin öldükten sonra

PIR SULTAN ABDAL'im sürem bu yolu
Insanin kamili olmuşam kulu
Ister yagmur yagsin isterse dolu
Gidem ben ummana daldiktan sonra

Pir Sultan Abdal
 
Yorulan yorulsun ben yorulmazam
Derviş makamından ben ayrılmazam
Dünya kadısından ben sorulmazam
Kalsın benim davam divana kalsın

Ben de vekil ettim Bari Hüda'mı
O da kulu gibi zulüm ede mi
Orda söyletirler bir bir adamı
Kalsın benim davam divana kalsın

Pir Sultan Abdal
 
Şu Karşı Yaylada Göç Katar Katar

Şu karşı yaylada göç katar katar
Bir güzel sevdası serimde tüter
Bu ayrılık bana ölümden beter
Geçti dost kervanı eyleme beni
Şu benim sevdiğim başta oturur
Bir güzelin derdi beni bitirir
Bu ayrılık bize zulum getirir
Geçti dost kervanı eyleme beni

Pir Sultan Abdalım kalkın aşalım
Aşıp yüce dağı engin düşelim
Çok nimetin yedik helallaşalım
Geçti dost kervanı eyleme beni

Pir Sultan Abdal
 
Allah Allah Desem Kalksam Yürüsem

Allah Allah desem, kalksam yürüsem
Acap şu dağları aşamam mola
Boz atlı Hızır'ı yoldaş eylesem
Varıp efendime düşemem mola

Sevdiğim, bağında güllerin gonca
Usuldur boyların, bellerin ince
Adı güzel imamların önünce
Kerbelâ'da şehit düşemem mola

Sakın hey sevdiğim, nâsiden sakın
Erenler geri almaz attığı okun
Irak yerlerini sen eyle yakın
İki atlayıp bir dem düşemem mola

Ben güzel pîrîme verdiğim ikrar
Doluda, kırçından, borandan saklar(*)
İhlâs âşık olan ikrarın bekler
İkrarın bendini çesemem mola(*)

PIR SULTAN ABDAL'ım, dost çiresine
Arzumanım kaldı Şah cilvesine
Altmış ile yetmiş üçün arasına
Özümü irfana koşamam mola


(*) kırçı : küçük taneli kar
(*) çesmek: çözmek


Pir Sultan Abdal

----------

Bana Medet Senden Olur


Bana medet senden olur efendim
Aşılmaz dağların dost ardında kaldım
Eller dosta doğru çeker göçünü
Elsiz viranede çöllerde kaldım

Sana derim sana ey kaşı kare
Artıyor eksilmez dost sinemde yare
Bir aşinam yok ki halımı sora
Yalanlı dolanlı dillerde kaldım

Sabahtan sabahtan semah tutarım
Dosta kadar gider oy benim katarım
Baykuş gibi viranede öterim
Gel gör ne perişan hallerde kaldım

Pir Sultan Abdalım ben de gülmedim
Aradım derdime dost derman bulmadım
Yol nereden gelir gider bilmedim
Kesildi kervanım bellerde kaldım


Pir Sultan Abdal
 
Be Hey Acayip Adem

Be hey acayip adem
Öldüğünü bilemezsin
Korlar bir karanlık dama
Kapı baca bulamazsın

Yağmur yağar yeller eser
Mezarı başına yıkar
Seksen bin canavar sıkar
Hiç birine vuramazsın

Gel bu öğüdü al benden
Yarın fırsat gider elden
Hak saklasın cehennemden
Karanlıktır çıkamazsın

Yer pamuk olur atılır
Cümle deryalar katılır
Dilin damağın tutulur
Doğru cevap veremezsin

Pir Sultan'ım der ki deli
Elden koymaz doğru yolu
Ne yanarsın dünya malı
Birin alıp gidemezsin

Pir Sultan Abdal
 
kalk gidelim deli gönül
bizi burda bilende yok
halımızı arz etmeye
yanımıza gelende yok

bir su içtim derin gölden
hiç ayrılmam doğru yoldan
arif olan anlar telten
cahillerden bilende yok

pirsultanım konar göçer
malını alana açar
misafirler gelir geçer
eylenipte kalan yok

Pir Sultan Abdal


Kaynat muhabbetin kazanın kaynat
Bir nasihat eyle dostlara dinlet
Gevher deryasında gevher al da sat
Azizim sultanım sen safa geldin

Sohbette hezaran muhabbet açar
Mümin kullarına Hak rahmet saçar
Yari olan yarinden geçer
Azizim sultanım sen safa geldin

Yari olan arar yarini bulur
Eser bad-ı saba gönlüm de farır
Yükün katerlenmiş Nevruz'dan gelir
Azizim sultanım sen safa geldin

Abdal olan giyer hırkayı şalı
Yar için çekeriz ah ile zarı
Er irfan ceminde süreriz demi
Azizim sultanım sen safa geldin

Pir Sultan Abdal'ım ağladım güldüm
Yardan ayrılalı dar halde kaldım
Çok şükürler olsun cemalin gördüm
Azizim sultanım sen safa geldin

Pir Sultan Abdal
 
DOSTLARIM HANI

Sendin buralarin sanli agasi
Talan oldu gitti Harran ovasi
Iyi günün dostu çekti sefasi
Canim ciger diyen dostlarim hani

Güvenmeyin dostlar dünya malina
Benim bakin simdi müskül halima
Harcadim ömrümü dostlar yoluna
Canim ciger diyen dostlarim hani

Ey agalar beyler size de kalmaz
Dönerler, dönerler, Pir Sultan dönmez
Hakk yoluna giden yigitler ölmez
Canim ciger diyen dostlarim bilmez

PIR SULTAN ABDAL

..........................................................

DÜNYANIN ÜSTÜNDE KURULU DIREK

Dünyanin üzerinde kurulu direk
Emek sayilmadan, sizlar bu yürek
Bu düzeni kim kurmus bizler de bilek
Söyle canim söyle dinlesin canlar

Ocaga koymuslar köse tasini
Hakk kollasin gerçeklerin isini
Bir gun agridirlar senin basini
Söyle canim söyle dinlesin canlar

Pir Sultan Abdal'im farz eylesinler
Yola gelmeyenden edilmez minnet
Cümlenin muradi dünyada cennet
Söyle canim söyle dinlesin canlar

PIR SULTAN ABDAL


----------

Bilene Danış


Bilirim Bilirim Dersin Bilene Danış
Danışan Dağları(Hey Dost) Aşar Mı Aşar
Danışmadan Yola Çıksa Bir Kişi
Akıbet Yolundan(Hey Dost) Şaşar Mı Şaşar

Cahile Irak Ol Kamile Yakın
Bir Mana Söyleyim(Hey Dost) Darılma Sakın
Hasmın Karıncaysa Merdane Takın
Ummadık Taş Başa (Hey Dost) Düşer Mi Düşer

Pir Sultan Abdalım Böyle Mi Olur
Kişi Ettiğini(Hey Dost) Elbette Bulur
Yırtıcı Kuşların Ömrü Tez Olur
Zararsız Akbaba(Hey Dost) Yaşar Mı Yaşar

.........................................................

Gurbet Elde


Gurbet elde bir hal geldi başıma,
Ağlama gözlerim Mevlâ kerimdir.
Derman arar iken derde düş oldum,
Ağlama gözlerim Mevlâ kerimdir.

Hüma kuşu suya düştü ölmedi,
Dünya Sultan Süleyman'a kalmadı.
Dedim yâre gidem nasip olmadı,
Ağlama gözlerim Mevlâ kerimdir.

Kağıda yazarlar ufak yazılar,
Anasız olur mu körpe kuzular.
Yürek yaralıdır, ciğer sızılar,
Ağlama gözlerim Mevlâ kerimdir.

Pir Sultan Abdal'ım böyle buyurdu,
Ayrılık donları biçti giydirdi.
Ben ayrılmaz idim felek ayırdı
Ağlama gözlerim Mevlâ kerimdir.

Pir Sultan ABDAL
 
Bir Su Bir Gölde Çok Durursa Kokar

Bir su bir gölde çok durursa kokar,
Azar azar çağla ak deli gönül.
Bulanık akma ki içmezler seni,
Çeşmenin gözünden çık deli gönül.

Ateş gibi birden parlayıp yanma,
Yanıp yanıp çevre yanın yandırma.
Kah karanlık kah aydınlık görünme,
Meydanda mum gibi yan deli gönül.

Kaba rüzgar gibi boşa dolaşma,
Çalıya çırpıya değip ileşme.
Toz toz olup topraklara karışma,
Harman yeli gibi es deli gönül.

Kara toprak gibi sakin ol otur,
Hak'tan ne gelirse kabul et getir.
Bahar aylarının yemişin bitir,
Herkese gönlünce ver deli gönül.

Pir Sultan Abdal'ım, bu sözüm haktır,
Gaziler sözümün hatası yoktur.
Aşıkın maşuktan dönmesi çoktur,
Pirin eşiğine düş deli gönül.

Pir Sultan ABDAL
 
Ben De Bu Dünyaya Geldim Giderim

Ben de bu dünyaya geldim giderim,
Döner çiftim ağır, harmanım mı var?
Bu dünya dolusu malı n'ederim?
Hesabın vermeğe fermanım mı var?

Bu malın hesabın bizden alırlar,
Onın için el çekmiştir veliler.
Haramı var diye korku verirler,
Benim ipek yüklü kervanım mı var?

Yitir bu hileyi gönlünden yitir,
Tamam eyle, eksik yerlerin bitir.
Bana derler; gam yükünü sen götür,
Benim götürecek dermanım mı var?

Dükkan açmış bir müşteri ararsın,
Gelene geçene haber sorarsın.
Bana ağır ağır minnet m'edersin?
Felek sende demim devranım mı var?

Pir Sultan Abdal'ım, derdim dökerler,
Ağu oldu yediğimiz şekerler.
Güzel sevdik diye ahım çekerler,
Benim Hak'tan özge cananım mı var?

Pir Sultan Abdal
 
Pir Sultan Abdal'ın yaşamı üzerine, yazılı kaynaklarda pek bilgi yoktur. Doğum ölüm yılları bile bilinmiyor. Yaşamı üzerine bilgiler, genellikle, kendi şiirlerinden, halk söylentilerinden, kuşaktan kuşağa anlatıla gelen menkıbelerden, bir de yakınlarının ya da başka ozanların onu anlatan şiirlerinden çıkarılır.

Gene de bu yollardan epeyce bilgi edinilmiştir, çünkü Pîr Sultan, bağlandığı tarikatın din anlayışını, dünya görüsünü yansıtmakta ya da derinleştirmek için soyut şiirler yazan bir sanatçı değildir, doğrudan doğruya başından geçenleri, kavgasını, özlemlerini, katlandığı acıları, yaşamının türlü yönlerini yansıtan somut şiirler yazmıştır.

Şiirlerden, halk söylentilerinden çıkarılan bilgilere göre, Pîr Sultan Sivas'ın Yıldızeli ilçesinin Çırçır Bucağına bağlı Banaz köyünde doğmuştur. Yıldız dağı eteklerinde, Çırçır'a kırk sekiz kilometre uzaklıkta, denizden bin yedi yüz metre yüksekte, çoğu tek katli kerpiç evleri, soğuktan korunmak için yari yari yarıya toprağa gömülü bir köy...

Banaz'da bugün de Pîr Sultan'ın olduğu söylenen bir ev, önünde sairin yaşadığı dönemden kaldığına inanılan bir söğüt ağacı, ağacın altında, asâsının ucuna takip Horasan'dan getirildiğine inanılan bir değirmen taşı vardır. Pîr Sultan yaz aylarının güzel havalarında bu taşın üstüne oturup karısıyla sohbet edermiş. Köylüler bu evi, ağacı, taşı kutsal sayarlar.

Kızının yaktığı ağıtta uzun boyluluğuna, biçimliliğine değinilen sairin asil adi, şiirlerinde belirttiğine göre, Haydar'dir. Bir yerde soyunun Yemen'li olduğunu, bir yerde Peygamber'in öz torunu olduğunu söyler, bir yerde de İmam Zeynel-Âbidin'den "Zeynel dedem" diye söz eder. Uzmanlara göre, Pîr Sultan'in bu sözleri söylemesinin nedeni halk üzerindeki etkisini arttırmak içindir. Muhammed peygamber soyundan geldiklerini, "seyyid"liklerini ileri sürmek tarikat uluları arasında bir gelenektir. Genel kani, sairin İran'ın doğusundaki Türk yurdu Horasan'dan, önce Iran Azerbaycan'ında ki Hoy kasabasına, oradan da Anadolu'ya göçüp Sivas'a yerleşen bir Türkmen soyundan geldiği yolundadır.

Çocukluğu çobanlıkla geçen Pîr Sultan'ın okuma yazma bildiği anlaşılıyor, ama bilgin bir kişi olduğu söylenemez. Tekke eğitimi çerçevesinde kalmıştır. Halifeler tarihini, peygamber menkıbelerini, evliya menkıbelerini, tarikat kurallarını, Yunus Emre'yi, Hatâyî'yi bilir. Bunlar dışında, çağının bilimleriyle ilgilenmediği gibi, divan edebiyatı ile de ilgilenmemiştir. Şiirlerinde Yunan mitolojisinin, Iran mitolojisinin izleri pek yoktur. Ayrıca, genel olarak bütün tarikatların kaynaklandığı Tasavvuf felsefesinin yüksek konularına da girmez.

Söylentiye göre, Pîr Sultan'ın üç oğlu, bir kızı varmış. oğullarından Seyyit Ali Banaz köyünün üst yanındaki çam korusunda,Pîr Muhammed Tokat'in Daduk Köyünde, Er Gaib de Dersim'de gömülüymüşler. Adi Sanem olan kızının Pîr Sultan asıldığı zaman söylediği ağıt çok ünlüdür. Bazı uzmanlar bu ağıtı Sanem'in ağzından bir tarikat ozanının yazmış olabileceğini belirtirler. Pîr Muhammed ise babası gibi sairdir. Delikanlı iken attan düşerek öldüğü, Pîr Sultan'in "Allah verdiğini almaz dediler / Bana verdiğini aldı n'eyleyim" derken bu olaya değindiği söylenir. Şiirlerinden uzun yasadığı, çok çocuğu bulunduğu açıkça anlaşılan sairin, sağlığında iki oğul acısı görmüş olduğunu ileri sürenler de vardır.

Pîr Sultan Alevî-Bektasî tarikatindandir. Tarikata girme arkadasi, yani musaibi, Ali Baba'dir. Baglandigi tekkenin pîri ise, Ahmet Yesevî'nin Anadolu'ya gönderdigi dervislerden Koyun Babanin tekkesinde, Bektasîligin kurucusu Haci Bektas Veli'nin tekkesinde posta oturmus, yani en üst makamlara getirilmis Seyh Hasan'dir.

Pîr Sultan, baglandigi tarikatça yalniz dinsel önder degil, devlet baskani olarak da görülen Iran Sahlari adina, Anadolu halkini Osmanlilar'a karsi kiskirttigi,ayaklanmaya çagirdigi, belki de bir ayaklanmaya öncülük ettigi için, Sivas Valisi Hizir Pasa'nin emriyle tutuklanmis, yolundan dönmeyecegi anlasilinca da asilmistir.

Söylentiye göre, asildigi yer Sivas'da eskiden Keçibulan adini tasiyan, sonra uzun süre Daragaci diye anilan, simdi ise Kepçeli denilen yerdir. Bugün Sanayi Çarsisi'nin karsisinda Mal Pazari olarak kullanilan bu alanin Gazhane bitisiginde, sira sögütlerin bitiminde bulunan, boyu bes metre, eni bir metreden fazla, bakimsiz toprak yigini onun mezaridir. Üstündeki moloz taslar, asilmasi sirasinda Hizir Pasa'nin emriyle halkin attigi taslardir.

Mezarinin, bir menkibeye göre Erdebil'de, Bektasî gelenegine göre de Merzifon'da oldugu söylenir. Daha baska söylentiler de vardir, ama gerçege en yakin görünen söylenti asildigi yere gömüldügü, yakinlarinin, tarikat erlerinin, hükümet baskisi yüzünden ölüsünü alip köyüne bile götüremedikleridir.

Kul Olayım Kalem Tutan Eline

Kul olayım kalem tutan eline
Kâtip ahvalimi şah'a böyle yaz
Şekerler ezeyim şirin diline
Kâtip ahvalimi şah'a böyle yaz

Allahı seversen kâtip böyle yaz
Dün ü gün ol şah'a eylerim niyaz
Umarım yıkılır şu kanlı Sivas
Kâtip ahvalimi şah'a böyle yaz

Sivas illerinde sazım çalınır
Çamlı beller bölük bölük bölünür
Ben dosttan ayrıldım bağrım delinir
Kâtip ahvalimi şah'a böyle yaz

Münafıkın her dediği oluyor
Gül benzimiz sararuban soluyor
Gidi Mervan sâd oluban gülüyor
Kâtip ahvalimi şah'a böyle yaz

Pir Sultan Abdal'ım ey Hızır Paşa
Gör ki neler gelir sağ olan başa
Hasret koydu bizi kavim kardaşa
Kâtip ahvalimi şah'a böyle yaz

Pir Sultan Abdal

büyük halk ozanımıza başlık açtığınız için teşekkürler.
 
Beni Görüp Yönün Öte Döndürme

Beni görüp yönün öte döndürme
Yine gitmez meylim sendedir sende
Yıkıp hilâl kaşlariını yere indirme
Günah sende değil bendedir bende

Şeker vardır dudağında dilinde
Arzumanım kaldı gonca gülünde
Sen bir padişâhsın hükmün elinde
Senin ile dâvam sendedir sende

Sensiz çıkıp yaylaları yaylamam
Engeller içinde sırrın söylemem
Çok günah işledim inkâr eylemem
İk'ellerim kızıl kandadır kanda

Nice beyler ile gezdim yoruldum
Kan bulanık aktım duruldum
Sencileyin çok güzele sarıldım
Dahi sevgin candadır canda

Pîr Sultan Abdal'ım böyle deyiptir
Âşıklar güzeli sevegeliptir
Bir güzel sevmeyle kanlı m'oluptur
Kellem terkidedir yandadır yanda

Pir Sultan Abdal
 
Al-i Yar Semahı

Yas-ı matem günü derdim yeniler
Yarin sesi kulağımda çınılar
Sordum ki dağlara niçin iniler
Dedi çekticeğim karın elinden

Varıp bir pir ile pazar edersin
Oturup da ikrarını güdersin
Sordum garip bülbül niçin ötersin
Dedi çekticeğim harın elinden

Ser çeşmeden gelir suyun durusu
Nasibimiz verir pirin birisi
Dedim Pir Sultan’ ım benzim sarısı
Dedi çekticeğim yarin elinden

Pir Sultan Abdal
 
NE SEN BENİ UNUT

Gel seninle ahd ü peyman edelim
Ne sen beni unut ne de ben seni
İkimiz de bir ikrarı güdelim
Ne sen beni unut, ne de ben seni

Aman kaşı keman elinden aman
Sürdük sefasını etmedik tamam
Ehl-i irfan içre olduğum zaman
Ne sen beni unut, ne de ben seni

Hem saza mailim hem de sohbete
Hem sana mailim hem de devlete
Aşkın ile düştüm diyar gurbete
Ne sen beni unut, ne de ben seni

Yarimin cemali güneşte mahı
Sana aşık olan çekmez mi ahı
Getir ant içelim Kelamullahı
Ne sen beni unut, ne de ben seni

Gitme dilber gitme yüzün göreyim
Al yanaklarına kurban olayım
Bir emanetim var sana vereyim
Ne sen beni unut, ne de ben seni

Abdal Pir Sultan'ım çektiler dara
Düşmüşüm aşkına yanarım nara
Bakın ey erenler şu giden yara
Ne sen beni unut, ne de ben seni ..

Pir Sultan ABDAL
 
Üst Alt