TEKSAN İnovatif Medikal Ürünler İstanbul, Bursa ve İzmir'de
Sayfa 1 / 2 12 SonSon
Toplam 26 mesajın 1-15 arasındakiler
Buraya tıklayarak yazıları büyültebilirsiniz Buraya tıklayarak yazıları küçültebilirsiniz
  1. #1
    Genel Yayın Yönetmeni
    OturanBoğa Avatarı

    Gerçek Adı
    Bülent
    Üyelik Tarihi
    09.01-2003
    Son Giriş
    Bugün
    Saat
    19:22
    Yaşadığı Yer
    İstanbul
    Mesaj
    57.750
    Alınan Beğeniler
    3.952
    Verilen Beğeniler
    4.223

    Zaten Değerlendirdiniz! 1
    STAR, dünyanın en güvenli, en sağlıklı, en konforlu ve en dayanıklı tekerlekli sandalye minderi.
    Bülent Küçükaslan


    Ben bu sandalyede uyumuyorum
    bu sandalyede yıkanmıyorum
    bu sandalyede sevişmiyorum
    Eee, peki, bazen...
    (Shelley Barry)


    Uzun zaman önce, omurilik yaralanması sonucu felç olup tekerlekli sandalye kullanmaya başladığım ilk yıllarda, tekerlekli sandalye kullanmak zorunda kalmaya dair bir yazı yazmıştım. Sakat kimliğimin henüz yeni yeni oluşmaya başladığı zamanlardı... Yazı da bu ilk dönemin gelgitlerini yansıtan, sakat olmayan kişiler okuduğunda onların tekerlekli sandalyeye dair var olan korkularını ve önyargılarını tümüyle besleyen, tekerlekli sandalyeyi kâbusların en acımasız nesnesi olarak konumlandıran, ama sonunda “e ne yapalım, bundan sonra bu şekilde olacak demek ki” diye bir çıkış aramayı da ihmal etmeyen, samimi bir yazıydı.

    Bu yazıda ise o günkü halimi eleştireceğim! Daha doğrusu, tam olarak eleştirmek değil yapmak istediğim şey -çünkü “neden böyle hissediyorsun” demenin mantıklı bir yanı yok; bugün istiyorum ki o gün tekerlekli sandalyeye dair hissettiğim duyguların büyük bir çoğunluğunun ne kadar anlamsız ve yanlış olduğunu dillendireyim, zihnimize yerleştirilen tekerlekli sandalye imgesine karşı kulaklara bir parça su kaçırayım.

    “Tekerlekli sandalye” deyince herhalde ezici bir çoğunluk bu ifadenin sonuna “mahkûm” kelimesini iliştirir. Çekilmesi gereken bir çilenin soğuk hücresi gibidir tekerlekli sandalye. Öyle ya, insan denen varlık yürür! Yürüyemiyorsa, artık bir sürü şeyi yapamıyor demektir ve bu durum ölümden bin beterdir; tekerlekli sandalye de bu kötü kaderi görünür kılan prangadır. Dahası, çilekeştir tekerlekli sandalye mahkûmları: dünyayla maddi bağlarını koparmış, dünyevi ve tensel zevklerden uzak kalabilen, baya baya mistik karakterlerdir; biraz korkulan, biraz acınan, biraz uzak kalınması gereken, tekinsiz bir ötekidir, biraz da kahramandır tabii! Baş edilmesi mümkün olmayan sakat bir hayatla baş edebilen, sakat bedenine rağmen gülebilen, tekerlekli sandalyesine rağmen üniversite okuyabilen, iş bulabilen, bir şeyler yapabilen, içindeki yaşam sevinci ile sakat olmayanlara dersler sunan, “şükretmek gerek, şükretmek gerek” diye tesbih çektiren, fantastik yaşam koçlarıdır. Ve bu kişi, işte şuradaki kadın-adam, her haliyle ürkütücü olan o tekerlekli sandalyeye mahkûmdur. Bu kadar.

    Oysa benim için tekerlekli sandalye bambaşka anlamlara sahiptir. Tekerlekli sandalyemin olmadığını düşünemiyorum bile! Beni özgürleştiren, bedenime ihtiyaç duyduğu desteği sunan, istediğim şeyleri yapmama olanak sağlayan, kontrolü elime veren kocaman bir yanımdan bahsediyoruz. Günümün 15 saatini üzerinde geçiriyorum. Kaçmak için de varmak için de ona ihtiyaç duyuyorum. Mükemmel bir uyum, keyifli bir karşılıklı bağımlılık var aramızda. Bana en uygun olan modeli seçmek için günlerce bakınmayı, teknolojisini incelemeyi, çeşitli düzenlemelerle kişiselleştirmeyi, rengi ve aksesuarları hakkında tercihte bulunmayı seviyorum. Yüzlerce modelin arasından en kolay sürebileceğim, en konforlu, en aktif, en hafif, en iyi şasisi ve tekerleği olan, en sevdiğim rengine sahip olayım istiyorum. Bir dokunuşla etrafımda döndürsün, birkaç yüklenişte hızını alıp koştursun, bir parmak hareketimle kıvrılsın, yanaşsın, dursun... Böyle bir sandalyeye sahip olduğumda iyi hissediyorum, mutlu oluyorum, kurulup etrafıma bakınabiliyorum. Sandalyem bedenimin bir parçası! Parmak uçlarım her noktasını ezbere tanıyor. Kolumu kaldırmak için düşünmediğim gibi tekerimi çevirmek için de düşünmem gerekmiyor; elim tekere gidiyor, avuç içim çemberi kavrıyor, parmaklarım lastiklerin ağırlığımı tarttığını ve zeminin durumunu hissediyor, kaslarım ne kadar güçle itmem-çekmem gerekiyorsa bunu anlıyor ve hareket ediyorum...

    Şimdi, böylesi bir keyifle bağlı olduğum, her açıdan yaşamıma katkı sağlayan tekerlekli sandalyeme bakıp ona mahkûm olduğumu söylemeniz size makul geliyor mu? Ne olmuş tekerlekli sandalye kullanıyorsam? Sandalye kullanıyorum diye kadersiz olduğumu mu düşünüyorsunuz? Benden daha şanslı veya iyi olduğunuza mı inanıyorsun? Bir daha düşünün derim! Çünkü benim durduğum yerden bakınca hiç de öyle görünmüyor.

  2. #2
    Üye
    GRAHAM BELL Avatarı

    Üyelik Tarihi
    20.01-2007
    Son Giriş
    Saat
    Yaşadığı Yer
    ankara
    Mesaj
    10.118
    Alınan Beğeniler
    2.515
    Verilen Beğeniler
    3.558

    Zaten Değerlendirdiniz! 1
    sakatliginla iyi barismani akici bir sekilde yazmissin bi solukta okudum
    eksikligimizi hissettirmeyen demeyecegim hafifleten teknolojiler her zaman hayata bakis acimizi degistirir insanlari mutlu kilar
    siz tekerlekli sandalyedekiler icin sandalyeniz neyse biz sagirALR ICINDE ISITME CIHAZIMIZ BU BELKI BELKI DAHADA GEREKLI BIZLER ICIN
    ama ne yazikki bunun bilincinde olamayanlar saticilar bi yerlerde kendi ekmek teknelerine tekme atiyolar resmen
    oysa UYAN AYARLARLA HASTALARINI IYI DINLEYEREK GUZEL AYAR YAPSAlar HEM ONLAR KAZANACAK HEMDE ISITMEYENLER ISITME CIHAZI NE ISE YARIYOR BUNU ANLIYACAK
    komsumuz haci dayiyi ikna edemedigime uzuldum duymuyor para cok ama bir tane cihaz almis gudurduyo bu sen nasi takiyosun diye diye kafami sisirdi nerdeyse
    dilim dondugu kadar ikna etmeye beraber cihaz alalim diye kafasina sokamadim oysa duyarak yasamak ne guzeldir

  3. #3
    Üye
    can.38. Avatarı

    Gerçek Adı
    mustafa
    Üyelik Tarihi
    21.09-2013
    Son Giriş
    29.05-2023
    Saat
    14:01
    Yaşadığı Yer
    Kayseri
    Mesaj
    43
    Alınan Beğeniler
    2
    Verilen Beğeniler
    4

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Bülent bey aynı duyguları paylaşıyorum, ve size katılıyorum. Kullandığımız tekerlekli sandalye bizi bir çok insan'dan ve bir çok kanunlar'dan daha iyi anlıyor. Acımızı,çilemizi ve hayallerimizi bizimle paylaşıyor. Bundan daha güzel, daha sadık bir dost var'mıdır ? Ben bu dostumu seviyorum...

  4. #4
    Üye
    HOŞCAKAL Avatarı

    Üyelik Tarihi
    23.09-2012
    Son Giriş
    Bugün
    Saat
    15:59
    Yaşadığı Yer
    .............
    Mesaj
    915
    Alınan Beğeniler
    73
    Verilen Beğeniler
    118

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    shukufe yazın coook kötü yaw

    ACI'YIDA GÖZE ALABİLMEKTİR YAŞAMAK Hayat bir yap boz. Hepimiz, hayatta mutlu olabilmek için, bedeller öderiz. Hayal kırıklığı yaşamak da bu bedellerden biri belki de. Kumar onarız ihtimaller üzerine. Göze almaktır ya yaşamak. Hayal etmekten vazgeçmemekle direnirsin yaşama. Kendinden eminsen eğer, göze alabilirsin her şeyi. Bilsen de bütün riskleri, kendine güvenmektir bu başkalarına değil. Dayanılmaz ağrılar çeken çok hasta bir insan gibi, acılarınla yaşamayı öğrenmek. Karşısında sapasağlam durabilmek. Kendi kendinin arkasında durabiliyorsan eğer, göze alabilirsin bütün acıları hiç korkmadan. Tüm evrenin, sana acı verebilme ihtimalini bir kenara iter, devam edersin yoluna. Yalan, riya, kötü, hesaplı yürekler olsa da karşında. Yanılsan, aldansan da birilerine, kendine inanmaktır sadece. Acıyı da göze almaktır yaşamak. Acıyı bir nebze olsun azaltacak olan, yanılabilecek olmanı da kabullenebilmek belki de.

  5. #5
    Üye
    murat07ant Avatarı

    Gerçek Adı
    Murat
    Üyelik Tarihi
    27.09-2003
    Son Giriş
    04.07-2022
    Saat
    10:44
    Yaşadığı Yer
    Antalya
    Mesaj
    256
    Alınan Beğeniler
    1
    Verilen Beğeniler
    0

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    bülentin her sözüne katılıyorum da bir eksikliği dile getirmem gerek bizde yani ülkemizde ne yazık ki tekerlekli sandelye deyince aklia tek sandart modeler geliyor oysa her özürlünün boy en v.s bir olmadığı gibi her özürün kendine has özelik istediğinide anlamak gerek bülentin dediği gibi nihayettinde bir beden ile bütünleştirteceğin bir araç veriyorsun ve bunu bilinçli vereceksin bunuda yapanı malesef ülkemizde göremiyorum

  6. #6
    Üye
    GRAHAM BELL Avatarı

    Üyelik Tarihi
    20.01-2007
    Son Giriş
    Saat
    Yaşadığı Yer
    ankara
    Mesaj
    10.118
    Alınan Beğeniler
    2.515
    Verilen Beğeniler
    3.558

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    HOŞCAKAL;

    seni begensin diye yazmistim belim

  7. #7
    Üye
    düşenyaprak Avatarı

    Üyelik Tarihi
    22.11-2010
    Son Giriş
    Saat
    Yaşadığı Yer
    ankara
    Mesaj
    109
    Alınan Beğeniler
    3
    Verilen Beğeniler
    0

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    olay kabullenmekte bitiyor. benim de başlangıçtaki düşüncelerim ile şimdiki arasında çok fark var. insan zamanla olgunlaşıyor.

  8. #8
    Üye
    denizwill Avatarı

    Gerçek Adı
    will
    Üyelik Tarihi
    24.07-2013
    Son Giriş
    Saat
    Yaşadığı Yer
    Ankara
    Mesaj
    139
    Alınan Beğeniler
    0
    Verilen Beğeniler
    0
    Blog Mesajları
    1

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    ''tekerlekli sandalyeye mahkum'' aslında bu korku kökenli bir cümle.

    Karşılaştırma yapıyor hemen beyin, ya benim de başıma gelirse diye, sonra karşısındakinin özünü ve güzelliğini görmeyi kaçırıyor. Ama bilmiyorki; beyazlanan saçlar bilgeliğin simgesi, eksik bir uzuv gücün göstergesi her amliyat izi cesaretin ve yaşanmışlığın nişanı... Kim hangi durumda olursa olsun asla değiştirilmeye ihtiyacı yok. Çünkü her iz her farklılık bir güzelliktir görebilen gözler için.

    Siz de bu güzelliği yakalamışsınız Bülent bey, ne mutlu size..

    Sevgilerimle, Deniz

  9. #9
    Üye
    özçiçek Avatarı

    Gerçek Adı
    Demet
    Üyelik Tarihi
    10.04-2010
    Son Giriş
    30.12-2022
    Saat
    21:06
    Yaşadığı Yer
    Istanbul
    Mesaj
    212
    Alınan Beğeniler
    3
    Verilen Beğeniler
    0

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    artık sakatlığını kabulleniştir ve kulandığın cihazı benimsemektir ;benim protezimi sevdiğim ve gözümden bile sakındığım gibi.ilk başlarda bir yük gibi görmekken ağırlık taşıyorum die şikayetlenmek ken şimdilerde ooo çok güzel yürüyorum ,bileğimi bükebiliyorum ,ayağımın altındaki çakıltaşı hissediyorum yaaa çok hafif ayağım tüy gibi (artık hafiflemişitr))
    protez değil o benim ayağımdır okadar ki topuğum kaşınır ,parmağım acır (olmayan) çok güzel bi duygu

  10. #10
    Yasaklı Üye
    bazarov Avatarı

    Üyelik Tarihi
    03.04-2013
    Son Giriş
    07.12-2013
    Saat
    21:58
    Yaşadığı Yer
    İzmir
    Mesaj
    65
    Alınan Beğeniler
    0
    Verilen Beğeniler
    0

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Eksik yanlarıdır aslında insanı büyüten ve olgunlaştıran. Benim belki bir beden problemim yok, görüyorum, işitiyorum, yürüyor koşuyorum ama bende; olmadan yapamayacağım insülin iğnelerimle dost hatta sevgili gibiyim Öyle bir sevgi ki aramızdaki, seviyeli bir beraberlik sürdürüyoruz 13 yıldan bu yana.

  11. #11
    Editör
    KKELEBEKK Avatarı

    Gerçek Adı
    Kısmet
    Üyelik Tarihi
    23.10-2010
    Son Giriş
    Dün
    Saat
    10:49
    Yaşadığı Yer
    Aydın
    Mesaj
    13.849
    Alınan Beğeniler
    643
    Verilen Beğeniler
    292

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Çok sandalye eskittim, çok tekerlek, çok yol... Hiçbir sandalyemi seçip almadım ama buna rağmen her yeni sandalye bir sevinç demekti benim içinde.. Aksi mümkün olmasa gerek, ben bunu istemiyorum gibi seçme şansınızın olduğunu düşünmüyorum. Nasıl ki herhangi bir uzvunuzu seçemiyorsanız.. Beni sandalyeye mahkum görmelerinden öte ben kendimi insanlara mahkum görmemek ve sandalyemi onların ellerine mahkum etmeme güdüsüyle yaşıyorumdur, kimsenin benim kadar özenmeyeceğini düşündüğümdendir.

    Keşfetmek, hatta o kadar ki hiç dokunamayacağım noktasını dahi ben tarif edebilirim. Düşünün bir, yüksek bir yere çıkacağınızda nasıl çıkarılırsınız? Ya en üç-dört kişi vardır, paketlerler sizi alıp yukarı koyarlar sandalyenizle birlikte, yada tek kişi varsa arkanızda sandelyeniz iki büklüm olur, ama arkanızdaki var gücüyle hala ön tekerleri dahi çıkmayan yere ittirirde ittirir, 'gırdııııııın gırdııııııın' diye bağırırsınız)) bunun sonucunda hem siz hem sandalyeniz hasar alabilir. Oysa ki, arkasında mutlaka ayakla basılıp kaldırılacak yer vardır, buna hafifçe yüklenmeniz sonucunda sandelyenin önü havaya kaldırabilir. 30 saniyeden fazla bu şekilde götürülmeniz gereken bir yer olursa sandalyenin eğimini ayarlamamaları zulumden farksız, bunu bile kendin keşfediyorsun. Ayaklanıp ver şunu hiçbirşey beceremiyorsun diye ellerinden alasınız geliyor )

    Kolluklarını koltuk niyetine kullanmaya çalışanlarınız var, gözlerimiz hemen tekerlere ilişir o esnada..

    Kimi zaman korucuyun bile olabiliyor, küçük bir çocuk itmek istediğinde frenini yapıp küçük oyunlar oynayabiliyorsun. Küçük bir çocuk olmasa bile,neyin nerede olduğunu bilmiyorsa karşındaki kişi, nerden yaptın onu şurdan mı burdan mı diye heryerini ellemesi yetmiyormuş gibi çat pat küt sesleri çıkarsa buhran geçiriyorsun, bu ne hoyratlıktır!

    Yarışıyorum onunla, berabere kazanıp, beraber yoruluyorum. Onunla yaşıyorum evin içi, mobilyalar, dışı, park, dükkanlar, kentler, köyler hiç farketmiyor...

    Şöyle çemberi bırakmadan iki üç kez çevirip çevirip sonra avuçiçlerini çemberde sıkmadan rahat bırakmak ve birden manevra yapmakta çok keyifli Bu esnada ellerini cebine koyup başı yukarda ıslık çalıp sağa sola sallanarak yürüyen özgür kız gibi hissetmediğimi nereden biliyorsunuz?

  12. #12
    Üye
    can.38. Avatarı

    Gerçek Adı
    mustafa
    Üyelik Tarihi
    21.09-2013
    Son Giriş
    29.05-2023
    Saat
    14:01
    Yaşadığı Yer
    Kayseri
    Mesaj
    43
    Alınan Beğeniler
    2
    Verilen Beğeniler
    4

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Teşekkürler KKELEBEKK Benim anlatamadığım duygularımı o kadar güzel anlattın ki , daldım gittim.

  13. #13
    Üye
    düşenyaprak Avatarı

    Üyelik Tarihi
    22.11-2010
    Son Giriş
    Saat
    Yaşadığı Yer
    ankara
    Mesaj
    109
    Alınan Beğeniler
    3
    Verilen Beğeniler
    0

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Sayın denizwill'in beyanlarına aynen katılıyorum.

    "Eksik bir uzuv gücün göstergesi, her ameliyat izi cesaretin ve yaşanmışlığın nişanıdır. Her iz her farklılık bir güzelliktir görebilen gözler için."

    denizwill'in bu sözlerine ekleyecek birşeyim yok.

  14. #14
    Üye
    jonjon Avatarı

    Gerçek Adı
    GöKHaN
    Üyelik Tarihi
    03.12-2003
    Son Giriş
    03.06-2023
    Saat
    23:20
    Yaşadığı Yer
    Ankara/ümitköy
    Mesaj
    678
    Alınan Beğeniler
    80
    Verilen Beğeniler
    253

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Büyük Aşk yaşıyolar .. başbaşa bırakalım dağılın gençler )

  15. #15
    Üye
    sevginur Avatarı

    Gerçek Adı
    sevgi
    Üyelik Tarihi
    06.10-2010
    Son Giriş
    31.08-2018
    Saat
    17:09
    Yaşadığı Yer
    kastamonu
    Mesaj
    152
    Alınan Beğeniler
    3
    Verilen Beğeniler
    0
    Blog Mesajları
    1

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Panthera: hafif, agresif ve zarif aktif tekerlekli sandalye...
    çok güzel anlatımlar..bir mecburiyet (karamsar tarafımdan )... çocukluğunu yaşayabilmiş, sonradan bir kaza ya da hastalık sebebi ile sandalyeye mecbur! olan kimsenin psikolojisi farklı,
    öte tarafta, doğuştan sandalyeye mecbur bir çocuk ve yaşıtlarının koşmasını yarış yapmasını izliyor sadece bakıyor..ben de onlarla koşabilse idim gülebilse idim diyen bir psikoloji.. ikisinde de kabullenme aşaması..benim tanıdığım sonradan ya da doğuştan mecbur olanlar farklı psikolojilerde olabiliyorlar, kişilik yapısına olgunlaşmaya ve çevre etkilerinin önemi fazla..




Sayfa 1 / 2 12 SonSon

LinkBacks (?)

  1. 16.05-2016, 00:05

Başlığın Etiketleri