TEKSAN İnovatif Medikal Ürünler İstanbul, Bursa ve İzmir'de
Sayfa 1 / 2 12 SonSon
Toplam 29 mesajın 1-15 arasındakiler
Buraya tıklayarak yazıları büyültebilirsiniz Buraya tıklayarak yazıları küçültebilirsiniz
  1. #1
    Sakatlık Çalışmaları
    Süleyman Akbulut Avatarı

    Gerçek Adı
    Süleyman
    Üyelik Tarihi
    20.03-2013
    Son Giriş
    01.04-2014
    Saat
    00:22
    Yaşadığı Yer
    İstanbul
    Mesaj
    14
    Alınan Beğeniler
    1
    Verilen Beğeniler
    0

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    STAR, dünyanın en güvenli, en sağlıklı, en konforlu ve en dayanıklı tekerlekli sandalye minderi.
    Son yıllarda ülkemizde engellilerin haklarının kazanımı ve ekonomik-sosyal hayata katılımlarının sağlanması için birçok yasa çıkarılıyor. Bu yasalar önemli yenilikler getiriyor ama ne yazık ki uygulamada bu yasaların hayata geçtiğini söylemek hala mümkün değil! Engellileri eğitim ve istihdam oranlarının düşüklüğü, ekonomik koşullarının zorluğu bu durumun en tipik göstergeleri.

    O halde soru şu:

    Neden bir türlü eşitlenemiyoruz yaşamın çoğu alanında? Neden yasalar bir türlü kafi derecede hayata geçmiyor?
    Bu noktada belki soruya bir başka soruyla cevap vermek en uygun yol olacaktır. Bu eşitlenmeme halini sadece ülkenin ekonomik koşullarıyla açıklamak mümkün müdür? Kabul etmek gerekiyor;, sorunlar sadece yasalardan kaynaklanmıyor. Zira, sorunun belki en önemli parçası toplumun engellileri nasıl algıladığıyla ilgili.
    Yani sokakta yürürken yanımızdan geçen sıradan birini nasıl algılıyorsak, nasıl ona karşı (acıma, iğrenme, aşağı görme vb) özel bir duygu beslemiyorsak, engellileri de öyle algılamamakla ilgili. Engelliyi acıyarak, aşağı görerek hatta belki uç örneklerinde, engelliden rahatsız olarak, ondan nefret ederek bakmakla ilgili. Engelli bireyler, hamasi söylemlerin aksine çoğu kişinin bilinçaltında hak sahibi vatandaşlar olarak görülmüyor.

    Bu tespite toplumun çoğunluğu karşı çıkacak, engelliye yönelik ayrımcılık, ötekileştirme ve dışlama yapılmadığını iddia edecektir. Ancak buna karşın, aynı kişiler, engelliye yönelik duyarlılığını anlatan cümleler kurduğunda, ilk olarak “çünkü hepimiz engelli adayıyız… hepimiz bir gün engelli olabilir” demektedirler. Bu sözlere yapacağımız bir tersten okuma, aslında burada kastın, (onlara göre) engelliliğinin bir “kötü bir hal” ya da en azından bir “düşkünlük hali” olduğunu gösterir. Evet, engellilik aslında toplum belleğinde bir “ibret” halidir! Böyle olduğu içindir ki, yine o kişilerin bilinçaltlarında “engellilerin sorunlarına duyarlı olalım zira Allah korusun, bir gün hepimiz engelli olabiliriz” şeklinde bir yaklaşım, yer etmiştir.

    Nitekim yapılan algı araştırmaları da tam da bunu destekler sonuçlar vermektedir. Koordinatörlüğünü yürüttüğüm Engelli Ayrımcılığını Önleme ve Mücadele Platformu’nun yapmış olduğu bir anketin sonuçları bu durumun çarpıcı sonuçlarını ortaya koymaktadır.
    Engelli Konumlandırma ve algı Araştırması’na göre, Türkiye’de engelli olmayanların, neredeyse yarısının, engellilere yönelik ilk algısı «yetersiz insan», «yardıma muhtaç» insan şeklindedir (% 46,7). Bu rakama kadersiz ve acınacak insan olarak değerlendiren % 7,8 kişilik kitle de eklenince, tablonun ne derece düşündürücü olduğu daha iyi anlaşılmaktadır.

    Ciddi bir arıza içeren bu bakış açısı ilk başta (temelinde niyetin iyi olduğu faraziyesiyle) anlaşılabilir görünse de aslında bu bile toplumun engelliye bakış açısını tam olarak yansıtmıyor. Zira toplum, ilk bakışta engelliyi çokça acınacak insan olarak değerlendiriyor gibi görünse de ama iş engelli ile bireysel temas kurma aşamasına geldiğinde bu acıma hali birden bire dışlama ve hayatından çıkarma eğilimine dönüşüyor.

    Nitekim, örneğin ankete katılanların % 48,6’sı çocuklarının engelli bir öğretmenin olması halinde, bir şekilde bu durumdan tedirgin olacaklarını, hatta karşı çıkacaklarını (% 2,9) ifade etmektedir. Ankete katılan engellilerin sadece % 17,3’ü eğitim yaşamında herhangi bir olumsuz davranışa maruz kalmadığını beyan etmiştir. Maruz kalınan davranışlar arasında idarecilerin okula kayıt yapmayı istememesi (% 13,8), okuldaki diğer çocukların alay etmesi (% 9,8), öğretmenin engelli çocuğu sınıfa kabul etmemesi gibi düşündürücü olaylar başı çekmektedir.
    Benzer bir olumsuz tablo iş yaşamı için de geçerlidir. Ankete katılan engelliler, işyerlerinde eğitimlerine ve mesleklerine uygun bir iş verilmediği (% 13,19), meslekte yükselme imkanı verilmediği (% 6,8), işyerindeki çalışan ya da amirleri tarafından ona sakatlığıyla hitap edildiği (%7.3), benzer pozisyonda çalışan kişilere göre daha düşük ücret verildiği (% 6,3), iş sırasında engelliği üzerinden tacize uğrayarak işten ayrılmaya zorlandığı (% 5,2) gibi oldukça huzursuz edici olaylar bildirmektedirler.

    Şüphesiz sosyal yaşamdaki veriler, iş ve eğitim hayatından daha vahim sonuçlar ortaya koymaktadır. Zira iş ve eğitim hayatı, az da olsa kanunla koruma altına alınmıştır ve bu nispeten etkin sayılacak koruma duvarları kalktığı zaman, engelli daha pervasızca dışlanabilmektedir.
    Anket yapılan engellilerin % 52,8’i yaşamın çeşitli alanlarında alay ve kötü muameleye maruz kaldığını ifade etmiştir. Bu davranışlar arasında engelli olduğu için restoran, sinema, kafe vb. yerlere alınmamak (% 17,1), kiralık ev ya da işyeri aradığı sırada engelli olduğu için talebinin reddedilmesi (% 8,1), engelli hale geldikten sonra eşi tarafından terk edilmek, eşi veya yakını tarafından engelliliği yüzünden kötü muameleye maruz kalmak (% 6,5) bu olumsuz ve ayrımcı davranışların en başında gelenleridir.

    Ankete katılanların % 40,7’si dışındaki kesim engelliyle evlenmeye olumsuz bakmaktadır. Aslında bu oranın çok daha fazla olduğunu düşünmek hiç de yanlış olmayacaktır zira aslında verilen cevaplarda bir (ayıplanma ya da bu şekilde cevap verilmemesi gerektiği kaygısıyla) otokontrol olduğunu düşünmemek için hiçbir sebep yoktur. Böyle olmasaydı TV’lerde ve gazetelerde “aşk engel tanımadı” şeklinde haberleri görüyor olmazdık. Böyle olmasaydı engelli bir bireyle engelsiz bir bireyin evlenmesine mucizevi bir olay gibi bakmazdık!
    Bütün bu tablodan ortaya çıkan sonuç şu: Evet, yasal düzenlemeler çıkarmak önemli ama ülke olarak engelli sorunlarının çözümü yönündeki çalışmalarda en önemli alanı ıskalıyoruz! Bu ıskaladığımız yol, toplumun bilinçlendirilmesi ve engellinin diğerleriyle eşit insan olduğu bilincinin yerleştirilmesi çabasıdır. Ancak, biz bu işi de doğru yöntemlerle (okullarda, kamusal platformlarda) çözmek yerine, (engelliyi el açan insan durumuna dönüştüren) yardım kampanyalarıyla yanlışa dönüştürmekteyiz.

  2. #2
    Üye
    mayhan2515 Avatarı

    Gerçek Adı
    Mehmet
    Üyelik Tarihi
    17.02-2010
    Son Giriş
    03.11-2016
    Saat
    11:01
    Yaşadığı Yer
    Dünya
    Mesaj
    201
    Alınan Beğeniler
    0
    Verilen Beğeniler
    0
    Blog Mesajları
    9

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    S.a tek sebep kişinin durumuyla alakalı değil bakış acısı çok ama çok önemli beyazın siyahın üstünlüğünü söylemekten çok ona uygun davranmaktır mesele ama gel görki durum böyle mi üzülerek söyleyeyim durum tam tersi ağırsıklet boksör gibi olmuş toplumlar yada insanlarımız!!.. Sağ gösterip sol vuruyorlar... Bu gidişatın ve ayrıca herkesin ama herkesin eşit olduğu günlere doğru ilerlemek adına inşallah...

  3. #3
    Üye
    denizwill Avatarı

    Gerçek Adı
    will
    Üyelik Tarihi
    24.07-2013
    Son Giriş
    Saat
    Yaşadığı Yer
    Ankara
    Mesaj
    139
    Alınan Beğeniler
    0
    Verilen Beğeniler
    0
    Blog Mesajları
    1

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Ben bu duruma; acımanın zehri diyorum..

    Bizim toplumumuz üzülerek söylemeliyimki hastalıkları ve fiziksel güçlükleri dile getirmeyen hatta üstünü örten bir toplum olma yolunda ilerlemekte.

    Karşıdakini kendimizden eksik ve az görmek kaynaklanan bir duygu acımak... Aslında yalandan vicdanı rahatlatmaya yarıyor ama içi bomboş. Oysa doğal olan ve kalpten gelmesi gereken duygu şefkat, bir
    annenin çocuğuna duyduğu gibi. Karşıdakini şartsız koşulsuz sevmek, elden gelenin en iyisini yapmaya çalışmak ama asla acımak değil..


    Aslında bu acımak denen şey sevgi değil korku kökenli bir his. Beyin hemen karşılaştırma yapıyor ''ya benim başıma gelirse'' diye. Bir yere takılıp öylece kalıyor ve çok yazık ki karşısındakinin güzelliğini görmeyi kaçırıyor.

    Görmüyor ki beyazlanan saçlar bilgeliğin simgesi, eksik bir uzuv gücün göstergesi. Her tedavinin izi denemenin cesaretle yaşamışlığın nişanı. (çok sevdiğim ve sık sık kulladığım ve bana güç veren bir cümledir)

    Kim hangi durumda olursa olsun asla tamire değiştirilmeye ihtiyacı yok. Her farklılık, her iz hatta her eksiklik beraberinde bir güzellik getiriyor görebilen gözler için.

    İşin aslı kimseyi değiştirmek mümkün değil o zaman ben önüme ve içime bakarım. O şefkati uyandırabileceğim başka yerler var mı diye. Değişime ancak kendimizle başlayabiliriz öyle değil mi!

    Sevgilerimle

  4. #4
    Üye
    onur09 Avatarı

    Gerçek Adı
    Onur OZLU
    Üyelik Tarihi
    31.07-2013
    Son Giriş
    17.01-2023
    Saat
    12:10
    Yaşadığı Yer
    Izmir
    Mesaj
    24
    Alınan Beğeniler
    5
    Verilen Beğeniler
    23
    Blog Mesajları
    1

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    ağzınıza, elinize, yüreğinize sağlık Süleyman bey, düşüncelerime tamamen tercuman oldunuz.

  5. #5
    Üye
    serdaruz Avatarı

    Gerçek Adı
    serdar uz
    Üyelik Tarihi
    13.07-2010
    Son Giriş
    14.09-2019
    Saat
    16:24
    Yaşadığı Yer
    Bilecik
    Mesaj
    440
    Alınan Beğeniler
    6
    Verilen Beğeniler
    2

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Algıda eşit olmak için zihniyetin değişmesi lazım her iki tarafta kabahatli bence bizim kabahatimiz yok mu hemen acındırma ayaklarına yatıyoruz maduruz deyip kıvranıyoruz hak aramayı dik durmayı beceremiyoruz öteki de yaşamadığı şeyler için ahkam kesim duruyor sanki sonradan başına gelmeyecekmiş gibi algıda eşitli için bu zihniyetlerin ortadan kalkması lazım

  6. #6
    Sakatlık Çalışmaları
    Süleyman Akbulut Avatarı

    Gerçek Adı
    Süleyman
    Üyelik Tarihi
    20.03-2013
    Son Giriş
    01.04-2014
    Saat
    00:22
    Yaşadığı Yer
    İstanbul
    Mesaj
    14
    Alınan Beğeniler
    1
    Verilen Beğeniler
    0

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Yorumlar için teşekkür ediyorum.
    BU noktada "Serdaruz" isimli arkadaşın yorumu üzerine birşeyler gerektiği düşüncesindeyim. Tespiti doğru. Toplum engelli bireyi acınacak insan olarak görüyor ama aslında engelli de bu rolü çokça içselleştirmiş durumda. Nitekim yaptığımız araştırmada, engellilere sorulan kendinizi nasıl algılıyorsunuz?" sorusuna, engelliler, engelsiz bireylerden daha fazla bir oranda "yardıma muhtaç, merhamet edilecek kişileriz" cevabını verdi. Bu anlamda "benimsenmiş rol" tanımını yapmak yanlış olmayacaktır.

    Bu noktada Denizwill'in yorumundan hareketle çözüm olan farklı algılamama, normalleşme konusuna gelmek gerekiyor. Toplumun sokakta gördüğü engelli bireyi, normal algılaması noktasına getirmemiz gerekiyor. Bunun bir ayağı devlet politikalarına, bir ayağı engelliler adına faaliyet gösteren derneklerin yardım topluma işlerini bırakıp, savunuculuk ve farkındalık çalışmaları geliştirmelerine ve biz engellilerin her olumsuzluğa karşın, yine de sokaklara çıkıp, görünür olmamıza dayanması gerekiyor.

  7. #7
    Üye
    ist01 Avatarı

    Gerçek Adı
    fikret
    Üyelik Tarihi
    01.11-2011
    Son Giriş
    23.03-2023
    Saat
    05:11
    Yaşadığı Yer
    istanbul
    Mesaj
    397
    Alınan Beğeniler
    33
    Verilen Beğeniler
    0

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    bence bütün yazdiklariniz da doğruluk var ama eğer engellinin akonomisi iyise kendini güçlü hisseder örnek vermek gerekirse coğumuz 3 aylık maaş alıyoruz maaş günleri yaklaştıkca engelliler bir huzur bir sevinc başlıyor işte burda sorunun cevabi yatiyor ekonomisi iyi olmayan engelli kardeşlerim topluma diklenemiyor ne yazikki güçsüzlüğü ortaya çıkıyor

    kendi tezim sölüyorum eğer engellinin ekonomik durumu iyise bu normal sağlıklı insana göre engelliye 2 kat pozitif yansiyor kötü ise 2 kat negatif dir

  8. #8
    Üye
    mayhan2515 Avatarı

    Gerçek Adı
    Mehmet
    Üyelik Tarihi
    17.02-2010
    Son Giriş
    03.11-2016
    Saat
    11:01
    Yaşadığı Yer
    Dünya
    Mesaj
    201
    Alınan Beğeniler
    0
    Verilen Beğeniler
    0
    Blog Mesajları
    9

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    En temel sorun bence" a l g ı "( objektif bakış açısı) Bu sorun bu bakış acısı bir an önce düzeltilmesi gerekiyor bu konu yol kaldırım vs vs işlerden çok çok daha önemli. !!!

    Haklı olabilirsiniz ama her şeye maddi açıdan bakmamak lazım diye düşünüyorum..

  9. #9
    Üye
    Nellas Avatarı

    Üyelik Tarihi
    09.08-2010
    Son Giriş
    15.03-2018
    Saat
    11:06
    Yaşadığı Yer
    Ankara
    Mesaj
    830
    Alınan Beğeniler
    6
    Verilen Beğeniler
    5

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    İster engelli ister sağlıklı olsun insanı insan yapan çevredir. Yani aile, eğitim, sosyal hayat, parasal rahatlık. Tüm bunlar her iki kesim için ne şekilde işlenirse kişilik de o şekilde gelişir, olgunlaşır. Acındıran engelli olduğu kadar, acındıran bi dünya eli ayağı sapa sağlam insanlar da var. Ama bunu yapan engelli biri olunca hemen bir burun kıvırma, kaçma, acıma vs. Ben kendi adıma söyleyeyim bunu yapan sağlıklı bir insanla konuşurken ben de bi burun kıvırıyorum. İçimden "ne gereksiz şeyleri dert ediyorsun" diyorum. Ya da yüzüne söylüyorum. Kişiler ister engelli ister sağlıklı olsun kendilerini geliştirmek zorundalar. İletişim kurabilmek için bu şart. Ya da kendi denkleri ile muhattap olmaya devam ederek hayatlarını kısır döngüye sokarlar. (Bu söylediklerim tamamen kişinin kendi ile ilgilidir)

  10. #10
    Üye
    serdaruz Avatarı

    Gerçek Adı
    serdar uz
    Üyelik Tarihi
    13.07-2010
    Son Giriş
    14.09-2019
    Saat
    16:24
    Yaşadığı Yer
    Bilecik
    Mesaj
    440
    Alınan Beğeniler
    6
    Verilen Beğeniler
    2

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Bakın adam yurtdışında yaşıyor çocuğunu alıp dışarıyo çkıarıyor deniz kıyısında yürüyorlar o sırada yanlarından geçerken vah canım şeklindeki cümleler adama ikide bir neyi var noldu diye sormalar acıma dolu bakışlar çocuğun ve babasının psikolojileri bozulmuş ve adam bir daha gelmem demiş bunu yıllar önce anlatmışlardı alın size zihniyet...

  11. #11
    Sakatlık Çalışmaları
    Süleyman Akbulut Avatarı

    Gerçek Adı
    Süleyman
    Üyelik Tarihi
    20.03-2013
    Son Giriş
    01.04-2014
    Saat
    00:22
    Yaşadığı Yer
    İstanbul
    Mesaj
    14
    Alınan Beğeniler
    1
    Verilen Beğeniler
    0

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    aslını söylemek gerekirse,yorumların hepsi de doğru.. Algı, ekonomik durumu, ekonomik durum da algıyı etkiliyor. Engellilerin eğitim seviyesindeki düşüklük, iş yaşamına katılamama sonucunu getiriyor, iş güç sahibi olamayan engellinin zor koşulları algıları daha da olumsuzlaştırıyor.. Ancak Serdaruz'un yorumu da bu noktada önemli.. ekonomik durumunuz iyi olsa bile yine de olumsuz algıyla karşılaşabiliyorsunuz.. Düşünün, havalimanına gidiyorsunuz, uçağa bineceksiniz, orada sizin transferinizden sorumlu olan, ekonomik açıdan sizden daha zayıf koşullara sahip, eğitimi sizden daha düşük bir görevli bile pekala, size ondan daha aşağıda olduğunuzu hissettiren davranışlar sergileyebiliyor...
    Aslında şunu iddia edebiliriz belki.. toplumsal algı yüzünden engelli yok sayılıyor, bu yüzden daha da mağdurlaşan, eğitim göremeyen engelli, iş bulamıyor, sosyal yaşama katılamıyor ve algılar ist01'in dediği gibi katmerlenerek daha da olumsuzlaşıyor...

  12. #12
    Üye
    mayhan2515 Avatarı

    Gerçek Adı
    Mehmet
    Üyelik Tarihi
    17.02-2010
    Son Giriş
    03.11-2016
    Saat
    11:01
    Yaşadığı Yer
    Dünya
    Mesaj
    201
    Alınan Beğeniler
    0
    Verilen Beğeniler
    0
    Blog Mesajları
    9

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Evet. Maalesef...

  13. #13
    Üye
    Nellas Avatarı

    Üyelik Tarihi
    09.08-2010
    Son Giriş
    15.03-2018
    Saat
    11:06
    Yaşadığı Yer
    Ankara
    Mesaj
    830
    Alınan Beğeniler
    6
    Verilen Beğeniler
    5

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Şu açık ki insanlar özellikle bedensel sakatlıkları olanları çevrelerinde görmek istemiyor. Bunun bir çok nedeni vardır. Tiksinme, acıma, üzülme, onunla olmaktan utanma, kendi başına gelebileceği korkusu ( bulaşıcı ya bu) vb. Kendi kusurlarını görmeden çevrelerinde kusursuzu ararlar. Kusursuz çalışan, kusursuz sevgili, kusursuz arkadaş. Ve malesef ki dış görüntü hep % 70 ön planda gelir. Bizler insanların insafına kaldıysak hiç dışarı çıkmayalım, okumayalım, çalışmayalım...kendimizi düşünelim arkadaşlar geliştirelim. Ozaman zaten fark yaratırız ...Acımayın kendinize

  14. #14
    Üye
    demirc Avatarı

    Üyelik Tarihi
    20.07-2010
    Son Giriş
    Saat
    Yaşadığı Yer
    kayseri
    Mesaj
    1.189
    Alınan Beğeniler
    16
    Verilen Beğeniler
    0

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    üniversite mezunuyum 2700 lira gelirim lüks bir evim hiç kullanamasamda iyi bir arabam ve bankada hatrı sayılır miktarda param var sizlerin bakış açısına göre benim toplum gözünde güçlü olmam lazım gelin görünki kazın ayağı öyle değil insanlar için ne sözlerimin ne yaptıklarımın hiçbir önemi yok kimsenin gerçek hayatta beni adam yerine koyduğu yok kız arkadaşımla ilişkim üç yıl olmak erkek kardeşiyle tanıştık gerçekten beni çok sevdi takdir etti lakin ablasına eş olmamı asla istemiyor annesi benimle tanışmak dahi istemiyor engelli olmadan önce maddi durumumun berbat olduğu faturalarımı dahi ödeyemediğim dönemlerde bile bundan çok daha güçlüydüm benimle kızını kardeşini evlendirmek isteyenler vardı kısacası para iki engelli arasında fark sağlayabilir yada iki sağlıklı arasında ama engelliyi sağlıklı birey karşısında asla güçlü hale getirmiyor

  15. #15
    Üye
    mayhan2515 Avatarı

    Gerçek Adı
    Mehmet
    Üyelik Tarihi
    17.02-2010
    Son Giriş
    03.11-2016
    Saat
    11:01
    Yaşadığı Yer
    Dünya
    Mesaj
    201
    Alınan Beğeniler
    0
    Verilen Beğeniler
    0
    Blog Mesajları
    9

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Panthera: hafif, agresif ve zarif aktif tekerlekli sandalye...
    S.a Ama arkadaşlar tüm toplumu aynı kefeye koymayın.. isterseniz bir empati yapın! yanınızda bir engelli arkadaş veya kardeşiniz varmış gibi yapın bakın o zaman daha net olarak neyin ne olduğu ortaya çıkacaktır ..Ben şahsım adına engelli bir yakınım olsa ondan utanmaktan ziyade tam tersi sevinirdim...(!) neden derseniz o kardeşimin yerinde bende olabilirdim diye sürekli kendime telkinde bulunur ve hayatımı ona göre idame etmeye çalışırım.... (Her sağlıklı kişi bir ENGELLi adayıdır...) Vesselam

    S.a Bence de bunun gelişmişlikle alakası yok... tamamen "VİCDAN" la alakalı....




Sayfa 1 / 2 12 SonSon