
linkteki Ayrımcılığı Önle siteyi bir inceleyin isterseniz...
linkteki Ayrımcılığı Önle siteyi bir inceleyin isterseniz...
Umarı konuyu çok dağıtmıyorumdur ama bir şekilde geçenlerde Avustralya'da sakatların istihdamıyla ilgili çalışan bir sivil toplum kuruluşunun (devlete bağlı çalışan bir kurum da olabilir hoş çok dikkatli bakmamıştım yalan olmasın) web sitesinde işverenleri sakatları işe almaya "ikna etmeye" yönelik bir yazıya rastladım.
Konumuz da işe alınma süreciyken sizinle oradaki argümanlardan kabaca not aldığım birkaçını paylaşmak istiyorum:
-Araştırmalar engellilerin işi bırakma oranlarının daha düşük olduğunu göstermektedir.
-Engelliler daha az iş kazası yaşamaktadır.
-İşe devamlılıkları daha çok olmaktadır.
-İş ilanları herkese açık olduğu zaman, işe alınacakların seçileceği yetenek-beceri havuzu da genişletilmiş olur, böylece seçilen kişinin en yetenekli/becerikli olduğunu daha iyi garantilemiş olursunuz.
-İşyerini engellilere göre düzenler, engellileri işe almaya yönelik bir tutum sergilerseniz, sadece engelliler değil, tek başına yaşayan anneler, yabancılar, yaşlılar da işe başvurur. Bu şekilde de yine işe başvuranlar havuzunu genişletmiş olursunuz, yine daha yetenekli/becerikli çalışanlarınız olma olasılığınız artar.
-Yasalara karşı gelerek ayrımcılık yapmakla suçlanmazsınız.
-Müşterilerin(Avusturya halkının) yüzde yirmisinin engelli olduğunu düşünecek olursak, iş yerinde engellilerin çalışması müşteri sadakat ve memnuniyetini de artırır. Aynı zamanda bu şekilde engelli müşterilerinizin ihtiyaçlarını da daha iyi anlar ve piyasada rakiplerinize göre avantaj elde edersiniz.
Yorumlarınızı merak ediyorum.
Bir de benim gördüğüm kadarıyla, sanırım sakatların istihdamının artırılması için geliştirilmiş iki farklı strateji var. Birincisi, daha hak temelli hareket ediyor, uygun yasalar ve bu yasaların düzgün yaptırımları aracılığıyla istihdamı artırmayı amaçlıyor. İkincisi ise, işverenlere ya da devlete bunun işveren ve ülke için kârlı olacağını göstermeye çalışıyor. Böyle mi acaba, yoksa ben yanlış mı yorumluyorum? Bu stratejilerin açmazları ve alternatifleri neler, belki konuyu bu açıdan da biraz tartışabiliriz.
"İş Hayatı" günümüzde öyle bir anlam ile yüklü ki çalışmayan kimseler sırf işsiz olmaları nedeni ile büyük bir baskı içinde kalıyorlar. Ben sakatların iş hayatına atılırken uğradıkları ayrımcılıkları; biraz da -klişe olacak ama- kapitalist sistemin ve toplumdaki hakim düşünce şekillerinin bir sonucu olarak görüyorum. Eskiden "meslek" edinilir, bu mesleği edinen kimsenin işini iyi icra etmesi ise yeterli görülürmüş. Bu anlamda, kişinin sakatlığı mesleğin önüne pek de geçmezmiş. Misal vermek gerekir ise, Orhan Kemal'in Eskici veOğulları romanında, "Topal Eskici" işini iyi yapar, topal olduğu için dışlansa da, bu pek de işine yansımaz.
Ama şimdi, özellikle özel sektörde, görüntü çok önemli. Vitrin şirketlerin her şeyi. Güzellik, pazarlamanın başlıca öğelerinden. Ve "iş hayatı" diyerek özel hayattan ayırdığımız zaman ve zeminde yeni bir dünya kuruyoruz. Özel sektör, şirketler, şirket politikaları gerçekten özel hayatımıza paralel yeni bir hayat kurmamızın peşinde. Bu"gerçeklikte" ise sakatlığa pek yer yok. Zira bu kurmaca aileler aktif, canlı, enerjik üyeler talep ediyorlar. Sakatlık ise pasiflik, hastalık ile -zihinlerde- özdeşleştiğinden kurmaca yeni ailemiz bünyesinde sakatlığı pek de tutmak istemiyor.
Ben tam da şu noktada aramızda (yani sakatlar arasında) isyan konusu olan "sakatlar işini iyi yapamaz, hızlıçalışamaz" önyargısı için de bir şeyler söylemek istiyorum. Öncelikle bir sakat olarak -sakatlığım bağlamında- sakat olmayan bir kişiye nazaran daha yavaş çalışabildiğimi, bir yardımcım olmadan bazı işleri yapamayacağımı, işyerinde bile kendi özel ihtiyaçlarımın karşılanması için yardımcıya ihtiyacım olabileceği gerçeği ile barışık olduğumu açıkça kabul etmekteyim. Tabi ki, her sakatlık bir değil, bazı sakatlıklar kişiyi somut olarak -işi çerçevesinde- engellemese bile sırf üzerinde taşıdığı "damga" nedeni ile çevresinde iş göremez ön kabulü ile karşılaşmakta. Bu istisnayı gözeterek, gerçekten işini icra ederken sakatlığından kaynaklı zorluklar ile de engellenen sakatların varlığını kabul edip, bu bağlamda da hak talebinde bulunmanın yollarının neler olduğunu konuşmamız gerekir diye düşünüyorum.
Konudan konuya atlıyorum sanırım. Ancak yazdıkça irdelenmesi gereken birçok yön karşıma geliyor.
Sanıyorum, iş yerinde özel ihtiyaçları karşılanması gereken sakatlar için koşulları düzeltmek, bu bağlamda iş yeri ıslahı yapmak, ve sakat çalışanın bu talep ile iş verene başvurması ülkemiz için şimdilik ÜTOPİK bir takım gevelemeler gibi duruyor. Ama hatırlatmak isterim, AYRIMCILIK HUKUKU çerçevesinde DOLAYLI AYRIMCILIK ile bu gibi talepleri uygun görülmeyen bir kimsenin haklarını savunabilmesi mümkün olacaktır.
Öncelikle bu konuda bir iki görüş serd etmek istiyroum. Şimdi ben bundan yaklaşık 5 yıl önce iş hayatına atıldığımda hazır beton sektöründe çalışmaya başladım. İşim laboratuvar teknikerliği idi kalite kontrol tse uygulamaları felan. her neyse tabii o dönemde kafamı kaldırdım ve iki seçenek sundum patronlarıma.. ya bana hafta sonrları müsaade edilecek ve sistem mühendisliği eğitmi alacaktım. ya da bayındırlık bakanlığının seminerlerine katılarak gerçek bir LABORATUVAR TEKNİSYENliği eğitimi aldıktan sonra üniversite ye hazırlanacaktım..
Bu süreçte iş veren benim taleplerimi kabul etmediğinden çalışma şartları iyi olmasına rağmen sırf bu taleplerim kabul edilmediği için işten ayrıldım. Daha sonra gittiğim pek çok iş yerinde bana daha önce çalıştığım yerlerden daha fazla ücret ve sosyal haklar teklif edilmesine rağmen sunulan teklifleri geri çevirdim.. Çünkü ben kariyer için çalışmaktan yanayım para saten alın terinin karşılığıdır ve kariyerime katıkı sunmayan hiç bir işi yapamazdım..
Tabii daha sonra özel sektörde çok değişik yerlerde iş tecrübem oldu. Hatta biriyle mahkemelik olduk ve ilk davamı kazandım.. Daha sonra da kendi çabamla girdiğim memurluk sınavını kazandım. Halen üniversite eğitimi almaktayım. Ve iş kur dan gelen bütün ilanlara mutlaka bir cevap yazıyor ve o şekilde reddediyorum.
Ayrıca insani değerler ve Modernizm ilişkisini ele aldığım bir kitabım var ANALİZ PENCERESİ adıyla yayınlanmış durumda.. bunu reklam olsun diye değil siz sevgili engelli kardeşlerim kafaya konulduğunda neler yapılabileceğini ıspatlamak için yazıyorum. benimle temas kurmak isteyen herkesle tecrübelerimi paylaşmaya hazıırm Hatta bu konuyu kitap haline getirip yayınlayabilirm bile. Ne dersiniz aranızdan bir yazar ın çıkıp sizin sesiniz olarak burada ortaya koyduğunuz fikirleri kitaplaştırarak geniş kitlelere ve medya ya sunduğu bir proje de yer almak burada ortgaya koyduğunuz fikirler kadar büyük ve etkili bir girişimcilik örneüi olmaz mı..
HEPİNİZİ SEVGİ VE SAYGI ile selamlıyor göremeyen kardeşlerimin gözü konuşamayan kardeşlerimin dili yazamayan kardeşlerimin kalemi olmak adına çıktığım bu yolda siz engelii kardeşlerimin gönülden desteklerini bekliyorum..
NOT AMACIM KESİNLİKLE REKLAM YAPMAK DEĞİL BİR İNSİYATİF OLUŞTURMAKTIR. BU ÇAĞRI SİTEMİZDEKİ BÜTÜN KARDEŞLERİME HİTABEN YAPILMIŞTIR..
Mine, aslında önemli argümanlar(müşteri memnuniyeti, sakat bireylerin iş bırakma oranları gibi…) var “ikna yazısında” ben de işverenlerin büyük oranda sakat birey çalıştırmakla ilgili kaygılarının olmadığını gösteren araştırmalar okumuştum ama yaşananlar ve mevcut durum pek öyle göstermiyor sanki![]()
Volkan’ın da dediği gibi kişinin işini iyi yapıp yapmadığındançok nasıl göründüğü vazgeçilmez bir kriter olarak değerlendiriliyor![]()
Yaşadığımız ekonomik düzende(kapitalizm), herşeyin giderek metalaştığı ki buna insan emeği de dahildir, engelli yani sermaye sahiplerine göre eksik işgücü olan insanlar açıktır ki isdihdam problemi yaşayacaktır. Ancak bu sorunun çözümü "daha iyi işler ve şirketler var, ben girdim demek ki oluyormuş" demek değildir. O ilanları ve türevlerini yazan insanlardan biraz farkımız olmalı değil mi ? Hiç olmadı empati kurabilmeliyiz. Yoksa bu piyasa denilen pazarda, sermayeder(alıcı-satıcı) penceresinden bizler eksiğiz ve az değerliyiz. Bu söylediklerim ajitasyon kesinlikle değildir, lütfen yanlış anlaşılmasın sadece süreci doğru tahlil etmek gerektiğini düşünüyorum. Saygılar.
Eline saglik battaniye!
Zelihacim, aslinda ben o ikna yazisini bakin aslinda isverenler boyle dusunuyor/dusunmeli, ise yariyor/yaramiyor diye paylasmadim. Sadece, isveren icin sakatlari istihdam etmek ekonomik olarak avantajlidir demek ile calismak herkesin hakkidir demek arasinda ciddi bir soylem farki var.
Bence (kimse yorum yapmadi artik ben kendi yazdigimi kendim yorumlayayim) konuya sakatlarin haklari hatta insan haklari acisindan degil de isverene ne kadar kar sagladigi acisindan yaklasmak cok rahatsiz edici, Bu tip stratejiler belki kisa vadede, pratikte ise yariyor olmasindan dolayi savunulabilir ama uzun vadede sakatlar icin olumlu sonuclari olacagindan supheliyim.
Ayrica "Sakatlarin işe devamlılıkları daha çok olmaktadır." gibi ifadeler sanki sakatlarin ise alinmasi icin siradan bir isci kadar calismalari yetmezmis gibi bir hava yaratiyor. Oysa, hic kimsenin sakatlardan ise alinmalari icin digerlerinden daha cok calismasi, daha disiplinli olmalari, yani bir sekilde sakat olmayanlardan daha iyi olduklarini beklemeye hakki yok.
Elbette Minecim
Yani, aslında söylemek istediğim işverenlerin sakat çalışanların kendilerine uygun işlerde çalışıp çok farklı katkılarda bulunabilmelerinin gerçekten farkına varmadığı ama bir şeylerin değişmesi için bu farkındalığın oluşması gerektiği . Örneğintekerlekli sandalyeli bir çalışan erişilebilir çevre koşullarında ve uygun bir ortamda neden diğerleri kadar çalışamasın! Yani burada bir engel yok… Diğer bir yandan farklıklarla beraber yaşanabileceğinin gösterilmesi ve sakat kültürünün oluşturulması adına da sakat çalışanlarının çalışma hayatında olması gerekliliği.Sakatların yapabilirliklerinin bilincine varılmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum çünkü SSCB anayasasında da herkesin çalışma tanınmış ve anayasayla güvence altına alınmış ama buna rağmen sakat bireyler evlerde ya da kurumlarda pasifize edilebilmiştir.
Yoksa tabi ki bunun anlamısakat çalışanı ucuz emek gücü olarak kullanmak avantajlı gibi bir şey değil
her engelli birlik olmalı iş yerinde hakkını yedirmemelidir..devletin müfettişleride işe gönderdiği engelliyi uygun yerde çalışıyomu çalışmıyomu nelere maruz kalıyoo bunları denetlemelidir
bugn bana gelen bir mesajı paylaşmak istiyorum çalışmak isteyen engellilerimizi işgörüşmesine bekliyoruz 31 mayıs cuma saat 11.00 15.00raporsuz ve kimliksiz talep kabul edilmeyecektir adres bayrampaşa AK Parti binası 5. kat güleyimmi ağlayayımmı bilemedim asansörleri çalışmıyor 5. kata engellileri iş görüşmesine çağırıyor ülkemin akil insanları.............
valla dava açtık şirkette hala çalışıyorum..herkesin gözü üzerimde..ama çalışırken dava açmak çoook zevklii
sakat statüsünde işe alınmak! evet bu iğrenç ötesi sınıflamalar bir meslek sahibi olmamamdaki en önemli sebeplerden bir tanesidir.
Slm ben mağazacılık işinde çalışıyorum görme engelli olarak fakat bir tane bir kişi bir ay eğitim alıyorlar okumuşlar diye yönetici oluyorlar bizden fazla maaş alıyorlar bir şeyde bildikleri de yok ben engelli olarak çekirdekten yetişme her şeyi biliyorum mağazacılıkla fakat engelli olduğumuz için bizde yükseliş olmuyor.
benim mesleğim olduğu halde yükselemiyorum 6 yıldır mağazacılık işi yapıyorum sorun engelli olmam
Bir de sakatların zorunlu olarak işe alınma konusu bana yanlış gelmiştir hep.Mecbursun beni çalıştıracaksın gibi bir mesaj bana ayrımcılığı çağrıştırıyor ama pozitif ayrımcılığı değil .Engelli birey çalıştırılmak zorunda olmadan bilakis çalışması gerektiği için kendine uygun bulduğu işlerde rahatça iş imkanı bulup çalışabilmeli.Bunun için de insanlar mecbur tutulmak yerine bilinçlendirilmeli,eğitilmeli diye düşünüyorum ...
mineknc; Sıraladığın argümanların hemen hepsinin de hatalı olduğunu düşünüyorum , engelliyi değil bilakis işverenin çıkarlarını baz alan argümanlar