
Çakır Gözler
Bana, çakır gözlerle bir nazar ettiniz
Kalbimdeki;
Kutuplaşmış dağları erittiniz,
Putları yerle bir ettiniz.
Bana , çakır gözlerle bir nazar ettiniz
Ruhumun istikametini çizdiniz
Ebedi aşka yönlendirdiniz.
Barış Sağlam
Kaçıncı Defadır
Yine yüzleşiyorum hatalarımla
Kaçıncı defadır, çarpar heyecanla
Ne yüklenmişim sebepsiz anlarda
Kalbime! ve yüzleşmişim hatalarımla
Hataların ilacı tövbe imiş
Bir mürşide gidilmiş ise
Bu nasuh tövbe imiş
Mürşid ehli sünnet ise
Bu yol, doğru yol imiş
Mürşidim ehlisünnetdir
Gavs-ı Sani adı Abdülbâki'dir
Adıyaman Menzil ziyaret yeridir
Ümmete tövbe tarif edendir
Şifalı çorba ikram edendir.
Barış Sağlam
Çakır Gözler
Bana, çakır gözlerle bir nazar ettiniz
Kalbimdeki;
Kutuplaşmış dağları erittiniz,
Putları yerle bir ettiniz.
Bana , çakır gözlerle bir nazar ettiniz
Ruhumun istikametini çizdiniz
Ebedi aşka yönlendirdiniz.
Barış Sağlam
Yılda Birkaç Gün
Uzun zaman olmuş, eskisi gibi
Uzadı yine günler, evet eskisi gibi
Yılda bir kaç günde olsa
Kavuşmamız askerlikte yıllık izin gibi
Özlüyor insan sevdiğini, özlemez mi
Üşüyor insan kar yağarken üşümez mi
Mutlu oluyor insan sevdiğini düşünürken
Uzun uzun düşünürken mutlu olmaz mı
İnsan gider sevdiği için yüzlerce kilometre
Gittim Adıyaman Kahta Menzil köyüne
Senin için dua istedim gizlice
Dua saklı kaldı;
Gavs-ı Sani Seyyid Abdülbâki'de
Barış Sağlam
7 14 Ocak Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası Özel
Dert Çekenlere
Dert çekilir çekildilçe, kul anlar
Allah'la mesafe iyileşir güzelleşir
Gidilmişse bir mürşide, işte o anlar
Tuz buz olur, kısalir yollar
Mürşidim Gavs-ı Sani Seyyid Abdülbâki'dir
Adresi Adıyaman Kahta Menzil'dir
Barış Sağlam
Kalbin Huzuru
Görmeden de yaşanıyor bu hayat
Duymadan da yaşanıyor bu hayat
Tek kol olmadan da oluyor elbet
Kalbin huzurlu olması, işte budur hayat
Kimi namazında bulur bu kalp huzurunu
Kimi oruçta bulur, gönül huzurunu
Kalp tasfiye ister, tövbedir ilacı
Günahların terki için , kalbin ilacı
Tövbe Mürşidin huzurunda da yapılır
Haşa, tövbe Mürşide değil, Allah'a yapılır
Şahit olur Mürşidler tövbe edene
Tasavvufa giriş başlar böylece
Gavs-ı Sani Mürşiddir
Adı Seyyid Abdülbâki'dir
Adıyaman Menzil ikametidir
Duası ve şifalı çorbası, misafirinedir
Barış Sağlam
Nazardır ilacı
Sarı Kantoron dur baş ağrısı ilacı
Antidepresandır yumuşatır aklı
Papatya, ebegümeci, oğul otu
Bu otlara diyebiliriz, şifa otu
Kalpte beden gibidir yorulur
Kalpte beyin gibidir hasta olur
Zulmet ve gaflet, elbette günahlar
Kalbi karartır, kalbinde şifası olur
Kalpten kastımız, kan pompalayan değil
Manevi kalptir, tekleyen değil
Manevi kalbin doktoru ise, kardiyoloji değil
Manevi kalbin şifası, hap değil
Mürşiddir kalp doktoru, nazardır ilacı
Tövbedir şifası, kalp olur ayna cilası
Mürşid ehli sünnet değil ise, Sakın!
Aman kardeş sahtedir, kalbini sakın
Ehli Sünnet sımsıkıdır, Adıyaman Menzil'de
Yârim Gavs-ı Sani Seyyid Abdülbâki Menzil'de
Güller yağar Menzil'de, Şifalı çorba Menzil'de
Ziyaret açık Menzil'de, Kalp doktoru Menzil'de
Barış Sağlam
Bilmezler Seni
Bali içen kardeş ne derdin var
Herkese anlatma, anlayanı var anlamayanı var
Tiner içen kardeş, bilmezler seni tanımazlar
Herkese deme tineri, bileni var bilmeyeni var
Ekstasy içen kardeş, patlamayı nereden bilsin insanlar
Bonzai içen kardeş, bad tribi nereden bilsin insanlar
Uyuşturucu içen kardeş, bıktığını nereden bilsinler
Bırakmak istediğini, doktorlar nereden bilsinler
Sizin halinizi Evliyalar bilir üzülmeyin
Menzilde özel ikram ederler üzülmeyin
Gavs-ı Sani sizleri çok seviyor üzülmeyin
Milyonlar şahit, vallahi bıraktırıyor
Özel ilgi ile nazar ediyor bıraktırıyor
Rahmetin içinde kul uyuşturucu aramıyor
Gavs-ı Sani Seyyid Abdülbâki, sizleri çağırıyor
Barış Sağlam
Küçük Şeyleri Büyük Görmek
Bir büyüğüm söylemişti;
Küçük şeyleri büyük
Büyük şeyleri küçük görmeden
Dünyanın en büyük okçusu olamazsın
Hikayesinden bahsetmişti
Küçük şeyler ne ola ki! Mesela;
İmamı Rabbani, evliyalığının hatırına değil
Bir sineğe duyduğu merhametin,
Hatırına affedilmiştir.
Büyük şeyler ne ola ki! Mesela;
Hangi günahı küçük görüyorsan
O büyük günahtır, derler
Dünyanın en büyük okçusu olmak
Bumu demektir ben bilmiyorum
İlim öğretirler Sultanlar, Mürşidler
İlme doymak bilmez talipler
Külliyede, Medresede dersler verirler
Ümmeti tövbeye davet ederler
Gavs-ı Sani Sultandır, Seyyiddir
Kendisi bir ilim ehlidir
Dualar ediyorlar misafirlerine
İkram yaparlar misafirlerine
Şifalı çorba misafirlerine
Menzil ekmeği şifadır misafirlerine
Gavs-ı Sani Seyyid Abdülbâki
Adıyaman Kahta Menzil köyünde.
Adıyaman Menzil'de Medrese vardır
İlim öğrencileri ders alır
Halkın ziyaretine açıktır
Barış Sağlam
Tarak Kıyak Kardeş
Şöyle;
Açacaksın işporta tezgahı kardeş
Alacaksın vapur biletini gidiş dönüş
Tezgahta ticaretimiz eski usül
Ve o anda başlar nara;
Tarak alana,
Ayna bedava
Makas bedava
Misvak bedava
Bitmedi daha demelisin o anda
Devir ticaret devri kardeş
Sürme bedava
Sürmedanlık bedava
Saç için; ayraç bedava
Bir alana yedi ürün satacaksın kardeş
Belki o gün ruh eşini de bulursun.
Ümitsiz yaşanır mı hiç kardeş.
Fiyatı; 350 Lira, 350 Lira, 350 Lira
Tarak kıyak kardeş.
Barış Sağlam
Duymadım ki
Bir büyüğüm anlatmıştı;
Çölde gezerken Mecnun, görmez namaz kılan adamı
Önünden geçer, bilmez adamı
Adam sorunca '' Niye önümden geçiyorsun''?
Mecnun anlatır halini
''Ben Leyla'nın aşkından seni görmemişim
Sen Allah aşkından beni nasıl görmüşsün''
Hâl bu ya, başıma geldi bir zamanda;
Yaklaştım tek başına namaz kılan güzel adama
Ve sağ kulağına,
Söyledim yüksek sesle sağ kulağına
''Farzı kılıyorsan dıştan tekbir getir''
Tekbir getirmeyince
Tekrarladım o anda
'' Farzı kılıyorsan dıştan tekbir getir''
Yine ses yok o güzel insanda
Niyetim beraber namaz kılmak, uymak imama
Sandım ki sünneti kılıyor o anda
Bekledim namazın sonuna kadar o anda
Soluna selam verince
Sorduk sebebini o anda
''Niçin tekbir getirmediniz''?
Ve tebessümüyle, dile döküldü sözleri
''DUYMADIM Kİ''
Hem Seyyid, hem Gavs-ı Sani
Bu güzel insanın Mürşidi Kamili
Barış Sağlam
Konak Caddesi
Konak caddesinde, ege sahilinde
Var mıdır açık çaycı bu saatte
Sıcaklığı özledim soğuk şehirlerde
Tek atsam şekeri, içsem çayımı sağ elle
Otursak seninle aynı yerde
Tövbe anlatsan o yerde
Ve o anda gelsek göz göze
Sultanım Seyyid Abdülbâki
Adın ne güzel yâ Gavs-ı Sani
Barış Sağlam
Tedbir
Kovmayın gönlünüzden;
Ziyaret veremezsin
Yemeği tadamazsın
Göremezsin çiçeği
Güle dokunamazsın
Bana naz etmeyiniz;
Gülü koklayamazsın
Bülbülü duyamazsın
Edemezsin irşadı
Aşkı yaşayamazsın
Bana teslim olunuz;
Tövbe veremezsiniz
Güneş göremezsiniz
Konuşamazsın çayla
Virdi çekemezsiniz
Sultanım Gavs-ı Sani
Kırmızı Kazak
Kırmızı kazağımı giysem şöyle dolaşsam
Dolunay akşamı, Menzil köyünde dolaşsam
Gavs-ı Sani Seyyid Abdülbâki Sultanıma
Acele etsem de Nazarlarına ulaşsam
Barış Sağlam
Nasıl Bileyim
Çimenler üstünde dolaşır gezerim
Canları yandı mı, ben nasıl bileyim
Sevgiliyi kırma sakın o özeldir
Kırık kalp tamirini nasıl bileyim
Bugün üşüdü mü ben nasıl bileyim
Dertleşmeden derdini nasıl bileyim
Sevdiğimle aramda dağ ve uçurum
Bana meyli var mıdır nasıl bileyim
Gavs-ı Sani Sultana hemen gideyim
Sevdiğim için de dualar edeyim
Ziyaretinde dua makbül derler
Adıyaman Menzil'de seni bekleyeyim
Barış Sağlam
Papatya çiçekleri
Allah'ım;
Papatya çiçeklerini bana küstürme
Mercan balıklarını da bana küstürme
Sevdiceğimin kalbini sakın, incitme
Beni bir Mürşide mürid et, zelil etme.
Menzil köyünden başkacasını istemem
Seyyid Gavs-ı Sani Sultana gidebilsem
Şifalı çorbasından yudum yudum olsun
Şifa bulsam da doyasıya içebilsem
Amin.
Barış Sağlam