
1.derece degilmi kan bagı olan kişiler....Alıntı Yapılan Kişi: OturanBoğa
ayrıca sevgili oturanboga neden yurtdışı 1600cc sınırı gundeme gelmiyor...
[b]Aşağıdaki konu güncelliğini kaybetmiştir.
Konunun güncel hali:
http://www.engelliler.biz/forum/viewtopic.php?t=23824
Bidiğiniz üzere, otomobil alımlarında yaşanan sorunlarla ilgili olarak bir yıl önce ARABAM BENİM BACAKLARIM ismiyle bir kampanya başlatmıştık. Ne var ki aradan geçen bunca zamana karşın konuyla ilgili olarak herhangi bir gelişme olmadı. Bu yüzden konuyu yeniden gündeme getirmekte fayda var diye düşündük. Lütfen sizler de görüş ve önerilerinizi bizlerle paylaşın.
Not: Bu başlıkta yer alan görüşler AKP Milletvekili Sayın Lokman Ayva'ya iletilecektir...
- Engellilerin otomobil alımında yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri
* Engelli kişi üzerine kayıtlı olan otomobil, anne-baba-eş-çocuk-kardeş gibi en yakın kişiler tarafından dahi kullanamamaktadır. (1. derece kan bağı olan kişiler bu otomobilleri kullanabilmelidir. Ayrıca otomobil sahibi araçta olduğu sürece, otomobili herhangi biri kullanabilmelidir)
* Sağ uzuvlardan engeli olan kişilere öteleme seçeneği sunulurken, sol uzuvdan engeli olan kişilere bu seçenek sunulmamaktadır. (Sol uzuvlarından engeli bulunan kişilerin önüne çıkarılan engeller ortadan kaldırılmalı ve bu kişilere de muafiyet hakkı tanınmalıdır)
* % 90 ve üzerinde sakatlığı bulunan kişiler, özel donanım şartı olmaksızın otomobil alabilmektedirler (Sakatlığından dolayı otomobil kullanmasının mümkün olmadığı sağlık kurulunca belirlenen kişiler, sakatlık oranlarına bakılmaksızın, bu haklardan yararlanabilmelidir)
* Eskiden ÖTV’den muafiyet söz konusu iken, artık bu muafiyet kaldırılmış ve yerine öteleme getirilmiştir. (Başta ödenmeyen ÖTV araç satışında ödenirse, bunun neresi ENGELLİYE DESTEK VERMEK olarak düşünülebilir? Eskiden olduğu gibi öteleme değil, muafiyet olmalıdır)
* ÖTV muafiyeti ile alınan bir araç kaza geçirip kullanılamaz hale geldiğinde (pert olduğunda), engelli kişi aynı haktan yeniden yararlanabilmeli ve yeniden ÖTV'den muaf araç alabilmelidir.
* KDV muafiyeti için onca söz konuşulmasına karşın, bu konuda hiçbir adım atılmamıştır. (Verilen sözlerle engelliler arasında ciddi bir beklenti yaratılmıştır. Bu beklentinin karşılanması gerekir)
* Varolan düzenlemelerle yurt dışından 2. el otomobil ithali cazip haldedir. ÖTV ve KDV'de yapılacak düzenlemelerle yurt dışına akan dövizin ülkemizde kalması sağlanmalıdır.
* 1600 cc sınırı -en azından- dizel araçta 2000 cc'ye çıkarılmalıdır
- Arkadaşlar, lütfen sorularınızı özel mesajla iletmek yerine ilgili foruma yazarak cevap arayın. Böylece hem soru-cevaplardan herkes yararlanır hem de en doğru cevaba en hızlı şekilde erişmiş olursunuz.
- Lütfen sorunuza cevap aldıktan, bir sorununuza çözüm bulduktan sonra dönüp gitmeyin. Siz de başkalarına yararlı olmak için bilgilerinizi, tecrübelerinizi, duygularınızı paylaşabilirsiniz. Unutmayın, siz nasıl yana yakıla cevap arıyorduysanız, başkaları da içine düştüğü açmazdan çıkmak için aynı hararetle sorularına cevap arıyor...
1.derece degilmi kan bagı olan kişiler....Alıntı Yapılan Kişi: OturanBoğa
ayrıca sevgili oturanboga neden yurtdışı 1600cc sınırı gundeme gelmiyor...
reis, 1 yazacağıma 2 yazmışım. Düzeltiim. Ayrıca şu ibareyi de ekledim: Ayrıca otomobil sahibi araçta olduğu sürece, otomobili herhangi biri kullanabilmelidir
Bu 1600 cc konusunda geçmişte o kdar suistimal yaşanmış ki, şimdi bu konuda çok sert tutum takınıyorlar. O yüzden ekleyip eklememek konusunda kararsız kaldım. Herkes görüş yazsın, gerekirse ekleriz...
- Arkadaşlar, lütfen sorularınızı özel mesajla iletmek yerine ilgili foruma yazarak cevap arayın. Böylece hem soru-cevaplardan herkes yararlanır hem de en doğru cevaba en hızlı şekilde erişmiş olursunuz.
- Lütfen sorunuza cevap aldıktan, bir sorununuza çözüm bulduktan sonra dönüp gitmeyin. Siz de başkalarına yararlı olmak için bilgilerinizi, tecrübelerinizi, duygularınızı paylaşabilirsiniz. Unutmayın, siz nasıl yana yakıla cevap arıyorduysanız, başkaları da içine düştüğü açmazdan çıkmak için aynı hararetle sorularına cevap arıyor...
Araba bizim özgürlüğümüz olmakla beraber getirilen kısıtlamalar da bu özgürlüğümüze bir darbe'dir.Öncelikle 1600cc sınırlamasının kaldırılmasını isterim.Acil durumlarda eş ve kan bağı olanlarımız da kullanabilmelidir.
Çok önemli bir diğer ayrıntıda dizel motorlu araç motor hacimlerinin 1600 cc den yüksek olması nedeniyle engellilerin muafiyet kapsamına girmemesi. eğer ortada öteleme dışında eskisi gibi bir muafiyet olacaksa kesinlikle dizel motorlar için teknolojik gelişmelerin farkında olan bir düzenleme yapılmalıdır.
Bir diğer konuda engellilerin araç alımlarında yaşadıkları ekonomik zorlukların kismende olsa önlenebilmesi için devlet bankalarının düşük faizli kredi vermesi. Hemen her alanda işverenlere tanınan haklar gibi düşünülebilir bu. Aslında bugüne kadar uygulanamamış olması bile kabul edilebilirlikten uzak. Bu ülkede devlet hemen herkese düşük faizli kredi veriyor; ama belkide bunu en çok hakeden kitlelere gelince ses yok! Fakat bu uygulamanın engellilerin iş açmaları için bir zamanlar halk bankasında uygulandığı iddia edilen trajikomik çalışma gibi olmaması gerekir tabi. Malum halk bankasının engelliler için uyguladığı iddia edilen "düşük" faizli kredi uygulamasının faizi diğer bankalardan bile yüksek!!! Kaldıki artık o da uygulanmıyor bildiğim kadarıyla.
Daha öncede söylemiştik. Bu araçların aparatları konusunda ülkemizde çok ciddi bir belirsizlik ve muz cumhuriyeti tavrı var. Bu aparatların kalitesi, kontrolü mutlaka belli kıstaslar içine alınıp çerçevelenmeli. Şu an bu aparat konusu konu hakkında oldukça yüzeysel bilgileri olan birilerinin tekelinde ve yarın bir gün bir engelli bu aparatlar yüzünden bir kaza geçirse ortada sorumlu tutulacak kimse yok. Devlet bu konuda kesinlikle bir kalite standardı getirmelidir.
Bir diğer konu yine sitede tartışılan bir mesele. Plakada engelli ambleminin olmasının zorunlu kılınması kesinlikle kabul edilebilir bir kural değil. Şahsen bu uygulamadan rahatsızlık duyuyor değilim; ama etik olarak doğru olmadığını düşünüyorum. Hiçkimsenin böyle bir zorunluluğu olmamalı. Mutlaka bir engellilik uyarısı yapılacaksa, Avrupadaki gibi aynaya bir engelli amblemi takılabilir. Plakadaki bu damgalanma hali ne demokrasiye ne insan haklarına sığdırılabilir görünmüyor. İşlevsel olarak ne gibi bir faydası olduğu sorusuna verilecek tek bir mantıklı cevap yok. Park yerlerinde kolaylık sağlanması gibi faydalar az önce vurguladığım uygulamayla yine sağlanabilir. Kaldıki trafikte kurallar herkes içindir ve plakanızda engelli amblemi var diye size birilerinin iltimas geçmesi düşünülemez bile. Öyleyse bu damgalanma halinin gereği nedir??? Plakaya engelli amblemi konulması gerekliyse o zaman kimliklerimize de konulması gerekmez mi? Peki bunu kabul eder miyiz?
Bunlar ilk akla gelenler. Bunların dışında yukarıda dile getirilen taleplerinde hepsine katılıyorum. Özellikle öteleme denen garabet uygulamanın kaldırılması ve aracın birinci akrabalar tarafından kullanılabilir olması kesinlikle şart. bir engellinin eşinin arabayı kullanamaması kadar faşizan bir uygulama düşünemiyorum. Düşünsenize uzun yoldasınız ve yoruldunuz. Eşiniz direksiyonu devraldı ve az sonra çevrildiniz. Genelde polislerin bu konuda anlayışlı oldukları bir gerçek; ama böylesine önemli bir hak polislerin anlayışına terkedilemez. O gün eşinden yada amirinden fırça yemiş bir polise denk gelirsek yandığımızın resmidir. Böyle bir uygulamanın akıl mantık kurallarıyla açıklanabilir olmadığını düşünüyorum. Devlet, bu ötv muafiyetiyle bize bir lutufta bulunuyormuş gibi görünüp araç üzerindeki mülkiyet haklarımızı kabul edilemeyecek şekilde sınırlıyor. Oysa devlet bizden muafiyet almayarak bize gereğince vermediği bir hizmeti (Ulaşım) dengelemeye çalışmaktadır, lütfetmekte değil...
maalesef türkiyede haklar suistimal edilince bunu yapanların canına okumak deilde verilen hakkı geri almak gibi bi mantalite mevcut. evet yurtdışından araba getirilmesi inanılmaz derecede suistimal edildi. fakat çözüm buna tekrar kota koymak olmamalı.
ayrıca engelli kişi aracın içinde olduğu sürece arabayı herkes kullanabilmeli. çünkü zaten kısıtlı olan bedensel fonksiyonlarımızın bizi nerede nasıl sürprizlerle beklediğini bilemeyiz. hayatını kolları ve elleriyle veya daha azıyla devam ettiren o kadar çok insan var ki :!: ne yani elimide kullanamıyosam nası sürcem?? o kadar fonksiyonel deil kusura bakmasınlar :twisted:
yalnız arkadaşlar çuvaldızı başkalarına hunharca dürterken iğneninde azıcık tadına bakalım. şimdiye kadar kendi namına yurtdışından başkasına araba getiren arkadaşların -ki yargılamıyorum kesinlikle çünkü türkiyede insanlar çok çaresiz kalabiliyor- ceremesidir bazı sonuçlar. yaptığımız her davranış sadece bize deil tüm engelli insanlara mal ediliyor. ve bizler bu temsilin farkındalığını ve ağırlığını taşımadığımız müddetçe her zaman görmezden gelinme hafife alınma ve sorunlarımızın rötarlı belkide hiç kaale alınmaması gibi sıkıntıları yaşayacağız sanırım...
Özürlü kapsamında kimler var? Hiç düşündünüz mü? Bedensel engelli ve arabada özel tertibat yapılması şartı aranıyor ibresi, eğer özür yüzdesi %90 ve üzeri herhahgi özürlü grubundakiler(kullanamaz ki)
Bütün bunlar sadece bedensel engellilere yönelik kolaylık(!).
İşitme Engelliler, H sınıfı ehliyet alma imkanlarına sahip olan İşitme Engelliler neden hiç düşünülmüyor? Madem bize H sınıfı ehliyet veriliyor, (B sınıfı aldım diye hayıflkanmayın) ticari araç kullanmamızı da yasaklıyor.
Görüyorum ki bu yasa sadece bedensel engellilere yönelik çok özel yasa(!). bu yasa sadece bedensel engelliler ile sınırlı olmamalı, tüm engelliler arasında yayılmalı.
Oturanboğa belirlediğiniz maddeler bence çok uygun. Bu maddeler üzerinde yoğunlaşabiliriz. Sadece dizel ve otomatik araçlarda motor sınırlaması 2000 cc çıkarılması çok uygun olabileceği düşüncesindeyim. Veya yurtiçinden alınacak araçlarda motor sınırlaması 2000 cc, yurtdışından alımlarda ise 1600 cc olarak devam ettirilmesi de bir secenek olabilir.
Gadjodilo arkadaş sizin görüşleriniz de çok doğru. Önce cuvaldızı kendimize batırmak gerekiyor.
Yılını tam olarak hatırlamıyorum, ama 96-98 yıllarıydı yanlış hatırlamıyorsam. Bir tanıdığımın arkadaşı benim yurtdışından araç getirme hakkımı satın almak istemişti. O zamanki parayla 500-600 milyon TL karşılığında. Araç benim adıma getirtilecek ama sahibi, kullanan benim adıma başkası olacaktı. Hemen red ettim. Benim gibi birçok arkadaşa da böyle teklifler gelmiştir. Haliyle kabul eden arkadaşlarımız da olmuştur.
İşte eski haklarımızın neden geriye alındığına iyi bir örnek.
Lütfen haklarımızın kullanılmasını suistimal etmeyelim.
bence öncelikler belirlenmeli ve ondan sonra istekler iletilmeli.bülent bey in de belirttiği ve lokman AYVA ile yapmış olduğum görüşmelerde 1600cc motor hacminin arttırılması konusunda olumsuz bir tepki var ve şu aşamada bunu kabul ettirmek çok zor.Oysa yurtdışından alınan araçlara 0 ÖTV ve %1 KDV uygulanması,aynı aracın yurt içinden alınınca ÖTV ötelemesi ile satılması çelişkidir.Bu yanlış uygulama üzerine ağırlık verilip beraberinde bu araçların 1.derece yakınları tarafından kullanılabilme istediği dile getirilmelidir.Ayrıca benim bizzat şahit olduğum Kıbrıs Gazisi Albayımıza sol kolunda problem olmadığı için ÖTV ötelemesi uygulanmamıştır.Bunun nedeni ise kendisinden duyduğuma göre maliye bakanlığından vergi dairelerine gelen yazıda mümkün olduğunda az kişiye indirim yapın anlamındaki yazıdır.Yani duyumuma göre sol kol olayının kahramanı Unakıtandır.Bu ülkede ticari araç adı altında düşük vergili onbinlerce araç satıldı.ve ticari araçları 120 ytl karşılığı herkeze verilen ticari taşıt kullanma belgesine sahip herkez kullanabiliyor.Oysa ÖTV ötelemesi ile özürlülere satılan araçlar nedense sanki bedava verilmiş gibi anlamsız uygulamalarla zor durumda bırakılıyor.Suistimaller olabilir ama devletin göre denetimlerle bunlara son vermektir.Böylece yurtdışından getirilen ve ekonomik ömrünü tamamlamış araçların gelişi azalarak ekonomiye katkıda bulunulacaktır.
Bu konuya bende katılıyorum ve bütün engelliler faydalanmalıdır diyorum. Neden engelliler arasında bile ayrımcılığa gidilmektedir anlamıyorum. Bununda biran önce düzeltilmesi gerekir..Alıntı Yapılan Kişi: meopius
Böyle bir konuyu gündeme getirdiğiniz için sizlere teşekkür ediyorum.
Ötv ötelemesi sol ayağı sakat olanlarda uygulanmması saçma muafiyetkende ötelemeye dönüştürülmesi de hepten bir saçmalık ve avrupa birliğine girecek ülke olarak saçma bir şey. 1600 sınırlaması yapılan bazı hatalardan dolayı sıkı tutuluyor dediğiniz gibi ama buda bizi zor durumda bırakıyor. Hiç değilse yurt içinde yada dışında veya her ikisinde de 2000 cc dizel motorları serbest bıraksınlar ayrıca kdv 0 uygulaması yapılsın ve ötv muafiyet olsun tekrar.
Yerimi bilmiyorum ama kocaeli ortopedik engelliler (ortender) derneği olarak cumartesi günü bir dayanışma çayı yaptık ve buraya AK Parti milletvekillerinden Sayın Nevzat DOĞAN ve Sayın Muzaffer TOPÇU ile yaptığımız görüşmelerde bunları dile getirdik bir nebze olsada bizden bir dosya hazırlamamızı istediler bu aksaklıklar ve sorunlarla ilgili siz bunu burd ayapmaya başlamışsınız. Sizlerle beraber bu işi yapmak istiyoruz tabi mümkünse yardımcı olursanız bu dosyayı hazırlayayım bana mail atabilirsiniz düşüncelerimizi paylaşalım ve sizleride bu birleşmeden haberdar etmeye çalışırım saygılarımala
Kocaeli Ortapedik Engelliler Derneği (ORTANDER)
Muharrem ÇAKMAK
manfwar@hotmail.com
boyle dusunen insalar nazi almanyasinda yasiyanlarla esdeger..isgence ,sakatlari ...aninda oldur............(varmi farki belgeselllerden)..
Tmless, bu başlıktaki aşağıdaki bağlantıda yer alan mesajda yazılanlar, bu konudaki sorunların temelini oluşturuyor. Buradaki bilgileri derleyip ilgililere iletebilirsiniz...
Diğer sorunlar: www.engelliler.biz/forum/viewtopic.php?t=16823
- Arkadaşlar, lütfen sorularınızı özel mesajla iletmek yerine ilgili foruma yazarak cevap arayın. Böylece hem soru-cevaplardan herkes yararlanır hem de en doğru cevaba en hızlı şekilde erişmiş olursunuz.
- Lütfen sorunuza cevap aldıktan, bir sorununuza çözüm bulduktan sonra dönüp gitmeyin. Siz de başkalarına yararlı olmak için bilgilerinizi, tecrübelerinizi, duygularınızı paylaşabilirsiniz. Unutmayın, siz nasıl yana yakıla cevap arıyorduysanız, başkaları da içine düştüğü açmazdan çıkmak için aynı hararetle sorularına cevap arıyor...
Arkadaşlar selam, Ülkemizde yaklaşık olarak nüfusun % 12 sinin engelli olduğunu biliyoruz. Fakat engelliler için özel tertibatlı araç kullanan engelli sayısının ne olduğunu bilmiyoruz. Acaba binler diyebilirmiyiz, Hayır diyemeyiz diye düşünüyorum. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sayıları bir kaç yüzü geçmeyen engellilerin hayatlarını daha rahat idame ettirebilmeleri için yapması gereken çok küçük bir meblağdaki paradan feragat etmesi. Bunuda burada yazarak yaptıramayacımıza eminim. Bence bu işin yolu medya ile görüşmekten geçer. Eğer içimizde bir televizyonda bu işi organize edebilecek bir arkadaşımız var ise çıkalım televizyonda konuşalım. Bunu başarabilirsek ve hala birşeyler düzelmiyorsa (ki bence düzelmez), bu işin yolu Sayın Başbakan'dan randevu alıp onunla görüşmek ve bu haklarımızın korunması için gerekenlerin yapılması, ha buda olmuyorsa bu işi sokağa dökmek.
Benim düşüncem bu hepinize saygılar.
Süreyya Ayçe
merhabalar
Motor hacmi benim için çok önemli değil ama benim aldığım arabayı ailemden kimsenin kullanamaması çok kötü,ülkenin refah durumu sanki güllük güliştanlık,bir arabayı zor alıyoruz.Bu durumda diğer aile fertleri mağdur oluyor.Ben kendimi kötü hissediyorum,bu durumda sanki engelli olmak bir ayrıcalıkmış gibi geliyor.