
O zaman bu durumda 100 kişi KPSS' ye girmiş ama sözlü sınava mı alınmamış oluyorlar? Yani tam olarak ne oluyor![]()
İstihdam edilen 100 kişi KPSS'ye girmiş kişiler. -"Sınav"a girmiş olmak yeterlidir- cümlesindeki sınavla KPSS kastediliyor. Engellilerin istihdamında KPSS'den belirli bir puan alma zorunluluğu yok; yani taban puan yok. Bu nedenle sınava yani KPSS'ye girmiş olmak yeterli oluyor. Örneğin; bir kamu kurumu bilgisayar mühendisliği kadrosu için 1 kişilik ilan veriyor. KPSS'ye girmiş olan ve diğer mesleki şartları taşıyan(diploma gibi) iki kişinin dışında ilana başvuran olmadığını varsayalım. Başvuranların ikisi de KPSS'den kaç puan almış olurlarsa olsunlar sözlü sınava alınırlar. Yalnızca 1 kişi başvurursa ve şartları taşıyorsa sözlü, mülakat, kura gibi bir elemeye tutulmadan doğrudan alınır.
O zaman bu durumda 100 kişi KPSS' ye girmiş ama sözlü sınava mı alınmamış oluyorlar? Yani tam olarak ne oluyor![]()
Her iş kılıfına uydurulur!!!
Türk Hava Yolları KİT idi HİT oldu (çaktırmadan)
17 Haziran 2006
Geçen Mayıs 22'de Özelleştirme İdaresi Türk Hava Yolları'nın % 25'ini yatırımcılara satarak tarihinde ilk defa halka arz yoluyla bir kamu iktisadi teşekkülünü özel şirket haline getirdi.
Yükselmekte olan ekonomilerden para kaçışının başladığı heyecanlı günlere rastladığı için bu önemli gelişme pek dikkat çekmedi.
Arz, THY'nin İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda işlem gören hisse oranını % 53.57'ye çıkardı. Bu şekilde THY Türkiye'de ilk kamu iktisadi teşekkülü olmayan kamu iktisadi teşekkülü olma unvanını kazandı. THY'de hükümetin kontrol ettiği hisseler % 50'nin altına düştü ama THY hükümet tarafından kontrol edilmeye devam ediyor.
Bu bir özelleştirme mi?
Hayır. Bir bankacının deyişiyle, "Gerçek özelleştirme halka satış değildir. Kontrolün değişmesidir. THY'nin özelleştirilmesi için kontrol hissesinin stratejik bir alıcıya satılması gerekiyordu. Bu olmadı."
Kamu hisseleri neden % 50'nin altına düşürüldü o zaman?
Hükümete THY'de özgürlük sağlamak için.
THY KİT statüsün kaybettiği, Türk Ticaret Kanunu'na tabi bir anonim şirket haline geldiği için, KİT'lere uygulanan kontrol mekanizmasının dışına çıktı. Bir uzmanın deyişiyle, "Yönetimi kamunun elinde, denetimde kamunun elinden çıktı."
THY artık devlet denetimlerinin hiçbirine dahil değil. Mesela, bundan böyle bakanlıkların veya cumhurbaşkanının denetçileri THY'den içeri giremeyecekler. Yürütülmekte olan denetimler varsa duracak. Satın almalarda, maaş tespitinde, personel politikasında (yani işçi almada) herhangi bir özel şirket gibi davranılacak. Şirket parçaya bölünebilecek, parçalar satılabilecek veya ortaklıklara girebilecek.
Sonuç?
Türk Hava Yolları KİT, yani, kamu iktisadi teşekkülü idi, HİT, yani, hükümet iktisadi teşekkülü oldu.
Bu iyi mi, kötü mü?
İyi oldu pek denemez. THY KİT statüsünü kaybetmeden ana sözleşmesi değiştirilmeli, çiftlik gibi yönetilmesine mani olacak iyi yönetişim kurallarına kavuşturulmalıydı. Büyük kurumsal yatırımcıların temsil edilmesini sağlamak için yönetim kurulunda yer açılmalıydı. Bunlar yapılmadı.
"Şirket kontrolsüz bir biçimde siyasi otoritenin emrine girdi" dedi burada konuştuğum bir analist. "Yarın bu gidince başka bir siyasi otoritenin emrine girecek.
İyi mi, kötü mü'nün dışında sorulması gereken başka bir soru daha olabilir. Bir KİT'in HİT'e çevrilmesi yasal mı? Bir hükümet, devlete ait ve bu yıl üç milyar dolarlık ciro bekleyen (geçen yıl 2.3 milyar dolar) bir şirketi devletin kontrolünden çıkarıp kontrolsüz bir biçimde kendi kontrolü altına sokabilir mi?
Umalım ki hükümet şık bir iş yapmadığının farkındadır ve THY'de modern çağın gereklerini yerine getirir.
- Arkadaşlar, lütfen sorularınızı özel mesajla iletmek yerine ilgili foruma yazarak cevap arayın. Böylece hem soru-cevaplardan herkes yararlanır hem de en doğru cevaba en hızlı şekilde erişmiş olursunuz.
- Lütfen sorunuza cevap aldıktan, bir sorununuza çözüm bulduktan sonra dönüp gitmeyin. Siz de başkalarına yararlı olmak için bilgilerinizi, tecrübelerinizi, duygularınızı paylaşabilirsiniz. Unutmayın, siz nasıl yana yakıla cevap arıyorduysanız, başkaları da içine düştüğü açmazdan çıkmak için aynı hararetle sorularına cevap arıyor...
KPSS'ye giren ve şartları taşıyan 100'den fazla kişinin başvurusu kabul edilmiş ve işkur tarafından THY'ye gönderilmişse sözlü yapılır. Talep kadar ya da daha az kişinin şartları yeterli olduğu için işkur tarafından gönderilme yapılmışsa sözlü sınav yapılmaz.
Sevgili Hoskal, Metin Münir' in yazısıyla öğrenmiş oluyoruz ki THY artık bir kamu kurumu değilmiş, KPSS de olmasa olur, sözlü sınav da olmasa olur, olur olur.....
http://www.iskur.gov.tr/mydocu/liste...buleminonu.xls
yukarıdaki adrese tıklayın. türk hava yollarına yerleşen arkadaşlar.
benim puanım 76 üniversite mezunuyum. bi bakın kaç punla yerleşmişler.
çok yazık. türk hava yollarını ve bu işin sorumlularını hiç affetmeyeceğim. emeğimize saygısızlık yapanları affetmeyeceğim.
helal olsun thy ye benim kpss puanım 77 alın işte yazıklar olsun thy ye hükümete allah cezalarını verecek :evil:
Gerçekten çok adil! Ap-ak!..
- Arkadaşlar, lütfen sorularınızı özel mesajla iletmek yerine ilgili foruma yazarak cevap arayın. Böylece hem soru-cevaplardan herkes yararlanır hem de en doğru cevaba en hızlı şekilde erişmiş olursunuz.
- Lütfen sorunuza cevap aldıktan, bir sorununuza çözüm bulduktan sonra dönüp gitmeyin. Siz de başkalarına yararlı olmak için bilgilerinizi, tecrübelerinizi, duygularınızı paylaşabilirsiniz. Unutmayın, siz nasıl yana yakıla cevap arıyorduysanız, başkaları da içine düştüğü açmazdan çıkmak için aynı hararetle sorularına cevap arıyor...
en az 34 alan giriyorsa diyecek bi şey bulamıyorum. her şey uyduruktan bir sertifika için.10 gün sonra kpss ye girecem.90 alsam ne yazar bize yazık değilmi?![]()
Bu durumdan mağdur olan bir kişi (işe başvuru şartları bulunan) İş Mahkemesine dava açacak. Olacak olan bu.
Avukan konusunda İstanbul Barosu'nun engfelliler Masası var diye biliyorum. Orayla görüşülebilir... Davanın masrafı ve oluru ne kadardır diye sormak gerek. Ona göre gerekirse bir dayanışmayla bu giderleri karşılamaya çalışırız...
- Arkadaşlar, lütfen sorularınızı özel mesajla iletmek yerine ilgili foruma yazarak cevap arayın. Böylece hem soru-cevaplardan herkes yararlanır hem de en doğru cevaba en hızlı şekilde erişmiş olursunuz.
- Lütfen sorunuza cevap aldıktan, bir sorununuza çözüm bulduktan sonra dönüp gitmeyin. Siz de başkalarına yararlı olmak için bilgilerinizi, tecrübelerinizi, duygularınızı paylaşabilirsiniz. Unutmayın, siz nasıl yana yakıla cevap arıyorduysanız, başkaları da içine düştüğü açmazdan çıkmak için aynı hararetle sorularına cevap arıyor...
Niye bu kadar şaşırdınız ki, Hoskal' ın yazısını okumamış mıydınız
"SINAV YÖNETMELİĞİ hükümleri uyarınca engelli istihdamına gitmek zorunda. yönetmelik gereğince KPSS puanına göre sıralama yapılıyor. Ancak yönetmeliğin "Kamu kurum ve kuruluşlarına gönderme, sözlü sınav/mülakat yapılması" başlıklı 12. maddesinde: "Merkezi sınav kapsamında olan işgücü taleplerine başvurabilmek için sınava girmiş olmak yeterlidir."
Olan olmuş, atı alan Üsküdar' ı geçmiş, yapacağımız birşey yok bence
bu konu hakkında yeni haberdar olduğum için geç yazıyorum. bu ara fazla internete giremiyorum. Site büyüğüm buralardayım, haber aldım hemen geldim![]()
konuya gelirsek. devletin yaptığı hukuki işlemlerin iptali mümkündür. ancak dava açma süresi İlanı gereken düzenleyici işlemlerde, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayarak 30 gündür. buradaki işlemin ilan tarihi göz önüne alınırsa, aslında ne zaman ilan edildi tam bilmiyorum, fakat 30 gün geçmiş olabilir.
ayrıca, ilandaki sertifika koşuluna rağmen işe başvurmak menfaatin ihlali unsurunu yerine getirmek için daha iyi olur.
sertifikanın ,günün şartları ve yapılacak işin gereği gözönünde bulundurulduğunda, "İş ve İnsan İlişkileri Eğitimi" almanın adayların istihdamında gerekli olup olmadığından ziyade, bunun yerindeliği işverenin belirli bir takdir yetkisi bağlamında ele alınmalıdır. yani idari işlemlerde idarenin belirli bir takdir yetkisi olduğu unutulmamalıdır. sanırım bu noktada ilgili sertifikanın özel sektörde ne kadar geçerli olduğu araştırılmalıdır. insan kaynaklarında çalışan birisi bu konuda bize fikir verebilir. hiç duyulmamış ve aranmayan bir eğitimse, idare takdir yetkisine dayanamaz.
idari yargılama usul kanunun 27. maddesi , idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda yürütmeyi durdurma kararı verilebileceğini söylemektedir. telafisi güç veya imkansız zararlar olayımızda mevcuttur. açıkça hukuka aykırılık savı sunulacak dilekçedeki delillere bağlıdır.
cezai boyutu ayrıca ele alınmalıdır. TCK bu haliyle -bence- olayımızda uygulanamaz. buna daha öncede değindim. kanun doğrudan ve dolaylı ayrımcılıktan ayrı ayrı bahsetmediğinden, yalnızca doğrudan ayrımcılık yapılması halinde ceza verilecektir. burada kişiler arasında siyasi düşünce, felsefi inanç veya "benzeri sebepler" ibaresinden yararlana biliriz. (yani bir dernek üyesi olmak gibi)ancak dediğim gibi buradaki ayrımcılık dolaylı ayrımcılık ve kanunun maddesi yorumla kıyas teşkil edecek şekilde genişletilemez.
birsonuç yomu bu işten
evet arkadaşlar beytül malın üzerinde oturup adaletli davranmayanlara imanlı inançlı vicdanlıyız diyenlere HAKKIMI HELEL ETMİYORUMMMMMM