
1- istanbul: Şu AKP'nin bir kusurunu bulsam da saldırsam anlayışında olanlar
Elbette AKP aleyhtarları da olacak sitede; tıpkı AKP taraftarları, diğer parti taraftarları ve tarafsızlar olduğu gibi.
2- istanbul: Engelliye en fazla bu hükümet tarafından değer verildiğini çok çabuk unutuyorlar.
Bu sitede AKP’nin gerçekleştirdiği ve olumlu bulduğumuz birçok icraatı alkışladık (bundan sonra da alkışlamaya devam edeceğiz) ve yanlış bulduğumuz birçok icraatı eleştirdik (eleştirmeye de devam edeceğiz).
Yalnız şu iki şeyi unutmamak gerekir: 1) Bu başlık AKP’nin icraat bilânçosunu yaptığımız bir başlık değildir. Hükümetin icraatlarıyla ilgili olarak birçok başlık açılmıştır, dileyen herkes de yeni bir başlık açarak konu hakkındaki düşüncelerini yazabilir. 2) Ben mesela oldukça sevilen biriyimdir, birçok kişiye iyiliğim dokunmuştur. Peki, şimdi ben birine tecavüz etsem ya da bir hırsızlık yapsam, “Bülent çok iyidir...” mi diyeceksiniz? Elbette ki, hayır! Elbette toleranslı bakabileceğimiz olaylar vardır ama, yanlışsa yanlış demek de erdemdir. Bu bağlamda siyasi jargonla konuyu ele alıp parti savunuculuğu yapılmasındansa, somut olay ve soruların konuşulmasını tercih ederim (tabi herkesin kendi tercihi). Sonuç olarak kişi ve kurumlardan bağımsız, salt olaylar üzerinden konuşmak daha yapıcıdır.
3- istanbul: CHP'nin iddiamızı kullanıp kendi politik hesaplarından dolayı soru önergesi verdiği zaman alkışlayıp, özürlüler konusunda hiç bir icraat göstermediğinde ise sessiz kalmak ne derece adil..
Hükümet koltuğunda oturanlar icraat ederler. Bu bağlamda CHP’yi icraattan sorumlu tutamayız gibime geliyor. Ama derseniz ki sakatlar konusunda yeterli muhalefeti ve alternatifi gerçekleştirebiliyor mu, bakın bu tartışılır (ama başka başlıkta). Ama şunu çok rahatça söyleyebilirim ki, gerek Özürlüler Yasası’nın çıkarılma aşamasında olsun, gerekse sakatlarla ilgili yasa görüşmelerinde olsun, CHP tüm önergelere tam destek vermiştir. CHP’li olmamama karşın, bunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Sanırım bunu başta Sayın Ayva olmak üzere tüm AKP’liler onaylayacaklardır. Ama dedim ya, bu başka bir başlığın konusu...
4- istanbul: FEV; daha geçtiğimiz aylarda 5 ayda 408 engellinin istihdamını sağlayan projesi ile İŞKUR tarafından en başarılı engelli istihdam projesi seçildi.
Evet işte! Peki, sizce neden o projeye değil de, bu THY alımlarına itiraz ediyoruz? Çünkü o doğruydu, bu yanlış; onu alkışlarız, bunu eleştiririz.
THY bir kamu kuruluşudur. Özel sektör dilediği kriterlerde ve dilediği kurumlarla işbirliği yaparak istihdamı gerçekleştirir. Ama kamu kurumu söz konusu olduğunda, bunun değiştirilemez yasal kuralları vardır. Ve THY işe alımlarında bu kurallar çiğnenmiştir.
5- istanbul: Bu sayfada yapılan karalamalar inanın ne bize, ne bahsedilen kurumlara ne de özürlülere bir yarar getirmeyecektir. Özürlüler ve sorunları konusunda nasıl sesimizi daha gür duyurabiliriz diye kurumlar ve kişiler birbirlerine destek olmalıdır bu şekildeki karalamalarla köstek değil
Bence bu çürümeye ve adam kayırmaya karşı duruş, Engelli Hareketi adına en onurlu ve yararlı tavırdır. Kişilerden ve kurumlardan bağımsız olarak doğruya doğru, yanlışa yanlış demek ve sırf kendimizi düşünerek değil, tüm insanları düşünerek olayları değerlendirmek, bu Hareket için büyük bir enerji ve umut kaynağıdır.
6- istanbul: Sayın Lokman Ayva'nın verdiği cevapta iddiaları tamamen çürüten bazı noktalar dikkatimi çekti.
Sayın Ayva’nın mesajına karşı görüşümü aşağıya yazacağım...
7- istanbul: Bu yazımda THY savunduğum asla akla gelmemelidir. THY bazı akılalmaz uygulamalarından dolayı eleştirdiğim çok olmuştur. Örneğin uçak biletlerinde özürlüye yapacağı indirim için binbir şart koşmaları son derece mantıksız bir uygulamadır. Daha önce tartışıldığı için bu konuya girmek istemiyorum.
Bense THY’yi bugüne değin yasal zorunluluğu olduğu halde sakat statüsünde personel istihdam etmediği için, tekerlekli sandalye kullanan yolcularına diğer yolcularına gösterdiği saygıyı gösterip, o ölçüde hizmet vermediği için ve şimdi de her zamanki istihdam koşul ve prosedürlerini sakatlar söz konusu olduğunda değiştirdiği için ( http://www.engelliler.biz/forum/view...=136484#136484 ) eleştiriyorum.
40 milyonluk indirim çok da önemli değil!
8- istanbul: Sonuç olarak bir şeyi yıkmak kolay fakat inşa etmek zordur. Bu noktada herkesin duyarlı olması lazım. Özürlü insanlara faydalı olan ve bundan sonra da faydalı olabilecek kurumları küstürmeyelim artık
Duyarlılık ve hayırseverlik ayrı bir şeydir, yasal ve sosyal sorumluluk gereği üzerine düşen görevi yerine getirmek ayrı bir şeydir. İnsanlar görevlerini yerine getirirken “küsme” lüksleri olamaz.
Devlet herkese görev verecek, herkes işini yapacak, sivil toplum (yani bizler) de denetleyecek ve gerekirse devleti göreve çağıracağız...
***
Aslında sorular basit ve kısa; cevaplar da (!):
Soru 1: THY, bu ilandan önceki 'Rezervasyon ve Telefonla Satış Memuru' iş ilanlarında (da) "MEB Onaylı İş ve İnsan İlişkileri Eğitim Sertifikasına Sahip Olmak" şartını aramış mıdır?
Soru 2: Bu ilandan önce THY bünyesinde kaç Rezervasyon ve Telefonla Satış Memuru çalışmaktadır? Bu çalışanların kaçı -adı adına- "MEB Onaylı İş ve İnsan İlişkileri Eğitim Sertifikası"na sahiptir? Bu sertifikaya sahip olan memurlar bu sertifikalarını işe alınmadan önce mi elde etmişlerdir, yoksa işe alındıklarında THY tarafından mı eğitilmişlerdir?
Soru 3: THY, önceki personel alımlarından farklı bir prosedür işletmişse, bunun sebebi nedir?
Soru 4: İddia edildiği gibi, ilanda öne sürülen MEB Onaylı İş ve İnsan İlişkileri Eğitim Sertifikası her yerde veriliyorsa/verildiyse, bu durumda sormak gerek: Adı geçen ilana FEV dışında eğitim alan kaç kişi başvurmuş ve işe alınmıştır?
Soru 5: İlanın resmi gazetede yayın tarihi 18 Mayıs ve son başvuru tarihi de 1 Haziran’dır. Soruyorum: FEV’deki eğitimin başlangıç tarihi nedir? FEV’deki eğitimin ardından işe başlayan kişilerin işe başlama tarihleri nedir?
Gelelim cevaplara:
Eğer cevaplardan –iddia edildiği gibi- şu sonuç çıkıyorsa, ortada hem ahlaki hem de yasal olarak sorun var diye düşünüyorum:
* THY, konu edilen kadrolar için daha önceki işe alımlarında, adı geçen Sertifika’yı önkoşul olarak öne sürmemiştir.
* Bu ilandan önce THY’de çalışan 'Rezervasyon ve Telefonla Satış memurlarına bu minvalde eğitim THY aracılığıyla, işe alımın ardından verilmiştir.
* THY, sakat statüsünde işe alımlarda farklı bir prosedür işletmiştir. Çünkü...
* Bu ilan sonucu işe alınan personelin tamamına yakını (%95) FEV aracılığıyla işe alınmıştır.
* Kronoloji şöyledir: Önce FEV’de kurs başlatıldı. Sonra kursun ortasında THY iş ilanını yayınladı. Daha sonra iş ilanının sone erdiği gün, FEV’de eğitim alan kişiler işe başladı.
Eğer böyleyse arkadaşlar, bunun adı istihdam değil, adam kayırmadır!
Bir kamu kuruluşu, önceden belirlenen/bilinen 100 kişinin işe alınması için iş ilanı yayımlarsa, suç işlemiş olur.
Bir kamu kuruluşu, sakatlar söz konusu olunca işe alım prosedürlerini “özelleştirirse”, bu ayrımcılık olur. Ve ayrımcılık suçtur.
***
Sayın Ayva’yla ilgili olarak kısa kısa birkaç şey söylemek istiyorum:
Sayın Ayva’nın cevabını bir yönüyle anlıyorum aslında. Zira Sayın Ayva’yı bağlayan ve isminin en önünde duran bir siyasetçi kimliği var... Ama neyse ki benim böyle bir yanım yok; ve dahası bırakın mensubu olmak, sempati beslediğim bir parti bile olmamasından dolayı, iyiye iyi, kötüye kötü, doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebilirim. Ayrıca bir siyasetçinin, iktidarda olduğundaki söylemleriyle, muhalefetteki söylemleri arasında büyük uçurumlar olabileceğini de biliyorum. Onun için söylemlerimi Sayın Ayva’nın şahsına değil, siyasetçi yanına yönelik alırsanız, sevinirim.
Sayın Ayva muhalefette olsaydı, üç aşağı beş yukarı aynı şeyleri söyleyeceğimizden kuşkum yok... Ne diyeyim, Allah kurtarsın
Bendeniz Sayın Ayva’nın THY karşısındaki ezikliğini de anlayamıyorum doğrusu (THY'nin çalışmalarını, oradakilerin niyetlerini, çabalarını düşündüm ve "pis koku" ifadesini yanına koydum ve açıkçası midem bulandı.)!
Kimse kimseye iyilik yapmıyor arkadaşlar, herkes işini ve görevini yapıyor! THY bugüne kadar bu görevini ve sorumluluğunu yerine getirmiyordu, şimdi (tepkiler üzerine) getirmeye başlıyor. Olay bu kadar basittir. Ve THY, ne FEV’in ne de AKP’nin Kurumu değildir, KAMUnun kurumudur. Bu halkın vergileriyle kurulmuş ve varolmuştur. Benimdir, senin, herkesindir! Benim olanı bana verirken böbürlenmeye kimsenin hakkı yoktur ve ben, benim olanı alırken eziklik duymam.
Burada amacımız THY’yi küçük düşürmek ya da sakat statüsündeki istihdamın önüne geçmek değil elbette. Bizler, işe başvuru dahi yapamayan binlerce insanın haklarının yenmesine karşı çıkıyoruz.
Yukarıdaki hiçbir mesajda, Sayın Ayva yakınlarını işe sokmuştur denmemiştir. Bu çocukça suçlamaya kimse tenezzül etmez. Sayın Ayva’nın, sanki böyle bir iddia varmış gibi söylemesini anlamadım doğrusu. İddialar yukarıdadır ve açıktır. Ve şahsi hiçbir suçlama yoktur.
Sayın Ayva demiş ki: "Bütün bunlarla ilgili olarak kesinlikle kırgın, darılmış veya hizmetlerimi vermeye devam etmekten kaçınacak değilim. Eğer bir hak geçmesi de söz konusuysa hakkimi helal ediyorum. Dilerim ben de bir haksızlığa yol açmamışımdır. Kalp kırma veya haksızlığa yol açmış isem özür dilerim."
Şahsen ne pertiliyim ne de birilerinin adamı. Bu bağlamda tüm partilere, tüm kişilere vs. gerçek anlamda eşit mesafedeyim. Ve bu ve benzeri karşı duruşlar sonucu ne kimseye kırılırım ne de kimseyi kırdığımı düşünürüm. Ben sadece kendi doğrularnı aramaya çaışan biriyim. Bu bağlamda mücadele verilir ve ilişkiler sürer...
Not: Sayın Ayva'nın cevaplarını çok soyut ve siyasi jargonla yazılmış olarak değerlendirdiğim ve maalesef kendimde o jargon becerisini bir türlü gelişimediği için, Sayn Ayva'ya madde madde cevap yaz(a)madım. Eğer Sayın Ayva'nın mesajıyla ilgili birşeyi merak eden olursa ve "hadi hadi şu soruyu cevapla" ya da "şuna ne diyorsun" derse, ona cevap vermeye çalışırım. Ama ne olur somut olsun.
Not:
Alıntı Yapılan Kişi: CHP Milletvekili ve Genel Sekreter Yardımcısı Sayın Bihlun Tamaylıgil