
"Kent hakkı" kavramı Lefebvre tarafından 1968’de Paris Ayaklanmaları sırasında “Daha adil bir kentsel düzen nasıl olur?” sorusuna cevap ararken ortaya atılmıştır. Kent hakkı, herkes için eşit ve adil bir kent düşüdür. Lefebvre’e göre kent hakkı, kentin asıl sahipleri tarafından geri alınmasını ve arzulara ve ihtiyaçlara uygun şekillerde kentin yeniden dönüştürülmesini içerir. Harvey de kent hakkını var olana erişim hakkından ziyade, var olanı değiştirme hakkı olarak nitelendirmektedir. De Souza’ya göre ise kent hakkı, tüm gündelik yaşam alışkanlıklarına, insani ihtiyaçlara ve temel ihtiyaçlar dahilindeki tüm bileşenlere erişebilme hakkını betimler.
Buraya tıklayarak yazının tamamını ve Down Sendromlu Ayşegül Kara ile yapılan röportajı okuyabilirsiniz