DEĞERLİ'm
Yazan
[02.03-2012 saat 15:19] (85829 Görüntüleme)
Mevsim :
İki uçurum arasındaki derin çizgi üzerinde -sıcak olanı- seçecek kadar acımasızdı.Yapraklar yangın kahverengisine dönmeye çalışırken ; güneş tüm sıcaklığıyla buna izin vermemeye çalışıyor ve yetinmeyip alev kırmızısına boyuyordu alabildiğine.
Yürüdüğüm yollar susamış yorgun ve biçare bu öfkede.Beni yoruyor ; O'nu yaralıyordu.Gelse diyorduk hazan mevsimi, en sevdiği zaman dilimiydi çunki...
Çocuklar şendi,eskiyen mavi önlüklerine sığamamanın mutluluğuyla büyümüş olmayı kutluyorlardı yüzlerindeki tebessüm buketleriyle.Anneler yanaklara konan öpüşlerle hediyelendiriyorlardı onları...
Kuşlar artık toplamışlardı azıklarını,yeni yavrularına uçabilmeyi öğretmiş olmanın haklı güruruyla çiziyorlardı rotalarını , yeniden sıcak diyarlara doğru...
Ve bu hazan mevsimi yakınlığı ürpertiyordu beni çunki kapımda bekleyen gerçeklerin acımasız yüzü...
Akşamın son saatleri bitmiş , hatta geceyi de uğurlamak üzereydik.Sokaktan nöbetçi fırınların pişen maya kokuları geliyor , annesini uyandırmaya niyetli bebelerin sesleri duyuluyordu acı ama mutluluk dolu...
Biz hala beraberdik...
Hayır beraber değildik...
O benimle değildi,biliyorum ; çunki sadece ben sordukça yanıtlıyordu.Ben biliyordum ; O bildiğimi bilmiordu...
Cuma nın ertesinin de ertesiydi artık. Bebekler bile pes demişti ya da anneleri göğüsleriyle teselli etmişlerdi onları..
Karanlık ve sessizlik hakimiyetinde saatin yelkovanı direnirken yer çekimine:
Yanımda olmasa da diyorum ki; O'nun iyelik eki -benim-olmasından gelmiyor ; O'nda bulduğum değerleri-m den geliyor...