Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

MEB'den Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliği ile ilgili açıklama

Ben OTİZM

Yeni Üye
Üyelik
13 Tem 2012
Konular
14
Mesajlar
29
Reaksiyonlar
0
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliği ile engelli bireylerin haklarının garanti altına alınabilmesi ve destek eğitimlerinin düzenli bir şekilde sağlanabilmesi amacıyla kurumlara giriş-çıkışta elektronik ortamda kimlik doğrulama sistemiyle kontrol zorunluluğu getirildiği belirtildi.
Milli Eğitim Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği tarafından yapılan basın açıklamasında, 18 Mayıs 2012 tarih ve 28296 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliğinin bazı hükümlerinin daha iyi anlaşılabilmesi için açıklama yapılmasına gerek duyulduğu ifade edildi.
http://www.sabah.com.tr/Egitim/2012/05/26/mebden-yonetmelik-aciklamasi

Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı 1700 Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezinde yaklaşık 245 bin bireye destek eğitim hizmeti sunulduğu ve bu eğitimler karşılığı aylık 105 milyon TL civarında ödeme yapılığına işarete edilen açıklamada, "Yaşanan sorunları önlemek için, Yönetmelik eğitim alan ve eğitim verenlerin devamları başta olmak üzere birçok konuda engelli çocuklarımızın faydasını merkeze alan bir yaklaşımla hazırlanmıştır" denildi.

Açıklamada yapılan değişiklikler hakkında şu bilgiler verildi:

"Engelli bireylerin haklarının garanti altına alınabilmesi ve destek eğitimlerinin düzenli bir şekilde sağlanabilmesi amacıyla kurumlara giriş-çıkışta elektronik ortamda kimlik doğrulama sistemiyle kontrol zorunluluğu getirilmiştir. Böylece engelli çocukların düzenli ve dengeli bir eğitim almaları sağlanacaktır.

Anayasanın 42. Maddesinde; 'İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur' hükmü ile 222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun 2. Maddesinde; 'İlköğretim, ilköğrenim kurumlarında verilir; öğrenim çağında bulunan kız ve erkek çocuklar için mecburidir' hükmü yer almaktadır. Bu hükümler doğrultusunda bireylere örgün eğitim aldığı ders saatleri dışında destek eğitimi verilmesi ile zorunlu eğitim çağında olan engelli bireylerin örgün eğitime devam ettiğinin belgelendirilmesi zorunluluğu getirildi.

Engellilerin planlanan zamanda gerçekleştirilemeyen destek eğitimlerinin telafisi konusunda esneklik sağlandı.

Her ay girmeden önce yapılacak eğitimlerin gün ve saatlerinin belirlendiği programların yapılıp, bu programların ilçe milli eğitim müdürlüklerine verilmesi uygulaması kaldırıldı. Kurumlarca engelli bireylere telafi eğitimi verilebilmesi için engelli birey veya eğitim personelinden rapor istenmesi ve iki gün içinde bu durumun il/ilçe millî eğitim müdürlüklerine yazı ile bildirme zorunluluğu kaldırıldı.

Yeni düzenlemeyle engelli bireyin herhangi bir nedenle eğitime devam edememesi durumunda kurumların modül üzerinden değişiklik yaparak aynı hafta içerisinde istedikleri bir gün ve saatte bireylerin eğitimlerini telafi edebilmelerine imkan verilerek kolaylık sağlanmıştır. Bu yolla hem engellilerin ay/hafta içinde daha dengeli bir dağılım ve eğitim hizmeti alması, hem de ailelerin/kurumların bürokratik formalitelerinin azaltılması sağlandı.

Yapılan yeni düzenlemeyle destek eğitim tutarı karşılığı bir aylık sürede verilmesi gereken 8 saat bireysel veya 4 saat grup eğitimi için aile bütçelerine ek yük getiren fark ücreti alınması engellendi. Ancak, velinin isteği üzerine engelli bireye daha fazla ders verilmesi uygulamasında engellilerin yararı sebebiyle değişiklik yapılmadı.

Özel eğitim kurumlarında engelli birey ve eğitim personelinin yaz aylarında tatil yapabilmeleri için haziran, temmuz ve ağustos aylarında yapılacak derslerin ikişer haftaya dengeli olarak dağıtılmasına izin verildi. Böylece hizmet alanlarla verenlerin yılda en az 45 günlük süre içerisinde tatil yapmalarına imk'n sağlandı.

20 Mart 2012 tarih ve 28239 sayılı Resmi Gazete'de Yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği ile Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde kurum müdürü olabilmek için herhangi bir lisans mezunu olma yeterli hale getirildi. Bununla mevcut yöneticilerden özel eğitim alanı öğretmenliği yapabilecek şartları taşıyanların öğretmen olarak görev almalarının yolu açılarak sektörün eğitim personeli temini kolaylaştırıldı."
 
En güzel uygulama kimlik doğrulama sistemi olacak.

Neresi güzel bunun? :)

Sistemi bilmiyorsunuz sanırım. Mevzuata göre bir çocuğun ayda 8 saat eğitim alması gerekiyor. Ama;
- Haftada 2 saatten fazla olamıyor
- Günde 2 saatten fazla olamıyor
- Belli saatlere mutlaka belli eğitimcilerin girmesi gerekiyor.
- Tüm aylık ders programının gün gün, saat saat ay başlamadan girilmesi gerekiyor.
- Çocuk her derse geldiğinde ve dersten çıkarken elini damar tanıma sistemine okutması gerekiyor.
- Ayrıca öğretmenin de elini okutması gerekiyor.
- Eğer sisteme önceden girilmiş saatlerle öğrencinin geldiği saat uyuşmazsa o ders iptal oluyor.
- Eğer öğrenci derse 15 dakika geç kalsa hakkı kayboluyor.
- Öğrenci o gün hastalanıp derse gelemese, veya trafik sıkışıklığı olup zamanında yetişemese ders hakkı kayboluyor.
...
...

Bu yönetmeliğin başka saçmalıkları da var: Örneğin okula devam ettiğinin belgelenmesi zorunluluğu...
Yani bir öğrenci herhangi bir nedenle okula gidemezse özel eğitimden de yoksun kalıyor. Sırf bu nedenle bu Eylül ayında okullar açıkdığında 50.000 civarında çocuğun eğitim alamayacağı tahmin ediliyor.

************************

Şu anda MEB'in savunduğu ama başka herkesin karşı çıktığı bu yönetmeliğe karşı hem sivil toplum örgütleri, hem özel eğitim merkezleri, hem de çok sayıda veli dava açmış durumda...

Çünkü pek çok kişinin eğitim hakkına ciddi bir engel oluşturuyor.

Yönetmeliğin tek bir yararı var... Devletin ödediği eğitim yardımında % 30 a yakın tasarruf sağlaması (!) gibi bir durum söz konusu. Yani eğitim almayı iyice zorlaştırırsanız daha az para ödersiniz. O kadar basit.
 
MeTePe Bey sistemden ve yapılan değişikliklerden haberim var. Sistemin makul tarafı bu işin takibinin yapılabilmesi için en mantıklı olan şey bu. Tabii bunun bahsettiğiniz gibi olumsuz yanları da ortada. En olumsuzu da okula devam edemeyecek durumda olan, özellikle de orta ve ağır düzeyde zihinsel ve bedensel yetersizliği olan öğrencilerin destek eğitim alamayacak olmasıdır. Bu uygulama dediğiniz üzere eğitsel amaçlı değil, tamamen tasarruf amaçlı yapılıyor maalesef. 4+4+4'ten kayıtsızca devlete yük çıkarırken düşünülmüyorken, tasarrufun ne kadarı özel eğitimden karşılanacak merak ediyorum...
 
Sistemin makul tarafı bu işin takibinin yapılabilmesi için en mantıklı olan şey bu. .

Sistemin takibi eskiden de yapılıyordu.. Üstelik de oldukça sıkı şekilde. Sadece MEB işi zorlaştırmaya çalışıyor.

Şimdi meslekten biri olarak ben size bir kaç soru sorayım:
1. Sağa sola dokunmaktan kaçınan, huysuzlanan bir otistik çocuğun elini tarayıcıya nasıl bastırtırsınız?
2. Henüz 2 yaşında olan ve el çizgileri bile tam gelişmemiş bir bebeğin elini tarayıcıya nasıl okutabilirsiniz?
3. Spastik veya elleri olmayan bir çocuğun elini nasıl okutabilirsiniz?
4. Ders başlama saatinde aynı anda 20-30 çocuğun dersinin başlayacağı düşünülürse her ders başında insanların sıraya girip el okutması, ders bitince bunu tekrar yapması biraz komik değil mi?
5. Haftada en fazla 2 seans veya günde en fazla 2 seans ders verilmesinin bilimsel bir temeli var mı? 3, 4 veya 5 seans ders olmasının bir sakıncası var mı?
6. Diyelim ki bir çocuk hastalandı ve ay başında belirlenmiş olan haftalık dersini kaçırdı. Bu durumda yapılamayan 2 dersi var. Bunlar nasıl ve ne zaman yapılacak? Ayda 4 hafta olduğu ve haftada 2 saatten fazlasına izin verilmediğine göre zaten ders yapılması olanağı kalmıyor!
7. Devlet, kendisinde çalışan öğretmene, öğrenciye güveniyor ve basit bir yoklamayı yeterli görüyorken, özel kurumlarda çalışan öğretmen ve velilerin sahtekar olduğunu mu düşünüyor?
8. Bu sistemin 8-10 bin TL'ye varan masrafı gözüküyor! Devlet bu parayı vermeyeceğine göre bu maliyet nereden çıkacak?
...
...

Bu sorular uzar gider! Size değil, sizin şahsınızda hasbel kader buraları okuyacak MEB bürokratlarına soruyorum aslında... üstünüze alınmayın!

Şimdi sorunun esas kaynağı, bu mevzuatları hazırlayan kişilerin hayatlarında hiç bir özel eğitim merkezinde 3 gün derse girmemiş, masa başında oturarak "şöyle olursa iyi olur" diyen kişilerce hazırlanıyor olması... Diğer kötü tarafı ise, getirilen eleştirilerin hiç birinin dikkate alınmaması...

Şimdi size bir örnek vereyim... Geçen sene bayram hafta içinde kalınca sisteme yeterli ders girişi yapılamadı. Aylar öncesinden bakanlığa defalarca buna çözüm oluşturulması, o haftaya denk gelen derslerin diğer haftalarda yapılabilmesi için izin verimesi söylendi. Bakanlığın çözümü ne oldu dersiniz? Pazar günlerine ders koyun, öyle halledin dediler. Yani devlet memurları 9 gün tatil yaparken özel sektörde çalışan öğretmenlerin bayram haftasında ve hafta içi arife günü çalışmasını önerdiler. Herkes 9 gün tatil yaparken bir insanın 2 gün tatil, 1 gün çalışma, 3 gün tatil, 2 gün çalışma gibi bir yaşamı olabilir mi?

Uzun lafın kısası, yukarıda bakanlığın savunduğu yönetmelik bir garabetten başka bir şey değil. Eğer Danıştay tarafından iptal edilirse (ki öyle olacak gibi) ciddi bir ayıptan kurtulmuş olacağız.
 
Metepe sen rehabilitasyon işletiyorsun belli arkadaşım.
Peki hiç derle alakası olmayıp raporunu satan vatandaşlara nasıl bir çağre sunacaksın.
Bende bu işin içindeyim 400 tane öğrencisi olan kurum biliyorum 200 öğrencisi rehabilitasyona ugramıyor seneden seneye rama gıdıp raporu alıyor sonra aylık parasını rehabılıtasyondan tahsıl edıyor.
Kusura bakma bu işe bir çozum olması lazım ve bence gayet makul bir yol bulmuslar. haram para yıyen rehabılıtasyonlar elensin hakkıyla bu işi yapanlar kalsın piyasada.
 
Bende bu işin içindeyim 400 tane öğrencisi olan kurum biliyorum 200 öğrencisi rehabilitasyona ugramıyor seneden seneye rama gıdıp raporu alıyor sonra aylık parasını rehabılıtasyondan tahsıl edıyor.
.

Siz ya bu işi bilmiyorsunuz, ya da suç işliyorsunuz! Böyle bir şeyden haberiniz varsa neden yetkililere haber vermiyorsunuz?

Şimdi söylediğiniz şeyin hiç bir mantığı yok! Gelelim açıklamasına:
Her bir öğrenci için ayda 8 bireysel ve/veya 4 grup eğitimi dersi verilmesi gerekiyor. Bu dersleri günlük saatlik olarak MEB sunucusuna giriyorsunuz. Ayrıca bu girilen veriler ay sonunda çıktı olarak alınıyor ve hem öğretmen, hem kurum müdürü, hem de veli tarafından ders ders imzalanıyor.
Gösterilen her ders için uygun sınıf ve eğitimci olması gerekiyor! Aksi halde sistem girişleri kabul etmiyor.
Eğer 1 öğrenci için sınıf ve eğitimci ayırmak zorundaysanız onun size bir maliyeti var demektir. Bu durumda dersi yapmanız veya yapmamanızın hiç bir önemi kalmaz. O parayı zaten ödemiş olursunuz. Size maliyeti olan bir şey için de velilere aylık para ödemenizin hiç bir anlamı kalmaz! Dersi yaparsınız daha iyi.. hiç değilse kafanız rahat olur.

Zaten bu sistem de son yönetmeliğe kadar 3 ayda bir baskın tarzı denetlemelerle teftiş ediliyordu.

Ha, elbette bu sistem içinde kaçak göçek yol ve yordam bulanlar olabilir. 4-5 yıl öncesinde yapılan denetlemelerde (ki o zaman bunların hiç biri yoktu) tespit edilen yolsuzluk toplamın % 0,5'i oranında çıktı. Yani bir kamyon elmanın içinde 3-5 çürük çıkacak diye tümünü gözden çıkartmazsınız... çürükleri ayıklamanın yolunu bulursunuz.

Kusura bakma bu işe bir çozum olması lazım

Çözüm olmasın diyen yok zaten. Ama bu çözüm değil! Daha fazla sorun.
 
Sayın Metepe bu dönemde en sağlamı bile çürük çıkar hale geldi bakalım görelim bu uygulamada neler olacak...ayrıca şunuda ekliyeyim Gösterilen her ders için uygun sınıf ve eğitimci olması gerekiyor! demişsiniz olması gerekende bu değilmi zaten ?örnek;otizmli öğrenciye sınıf öğretmenimi girmeli yoksa alan mezunumu gibi..kurumlar verimli olmak istiyorsa öncelikle eğitimci çıtasını yükseltmeli diploma kiralayarak yada meslek lisesi mezunlarını çalıştırarak devam ederlerse sonuçlarınada katlanırlar...
 
Üst Alt