Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

18 Yaşındayım ama yoruldum artık, bıktım!

OnurcanG

Üye
Üyelik
9 Şub 2010
Konular
38
Mesajlar
207
Reaksiyonlar
0
Merhaba kader arkadaşlarım. İçimi sizlere dökersem biraz rahatlarım diye düşünüyorum. Ben hayata yenik başlamış, doğum sırasında işini bilmeyen ebeye düşüp sağ kolundaki siniri zedelenen ve bunun sonuncunundada sağ kolu sakat olan kadersiz bir insanım. İnsanların bakışlarından, acımalarından, gelecek kaygısından kısacası herşeyden bıktım. Nefes aldığım her yer morg gibi. Bugün staj görüşmesine gittim, engelli olduğumu bilmesine rağmen gördüğü halde yok her gün sırayla biz paspas yapıyoruz bulaşık yıkıyoruz sende haftanın 1 günü bunları üstleneceksin gibi laflar... Klavyeyi tek ellemi kullanıyorsun, yazı nasıl yazacaksın... Daha niceleri...
İntihar etmeyi bile düşünüyorum. Vakit ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim.
 
Onurcan seni evlendirelim :)
Sıkıntıların gider, aklını başına al biz iş için ölüyoruz..
Hem seninki engel mi? Tek bir elini kulanamıyormusun???
Şükür benimde bir şeyim yokta, 2 bacak olmayanlar ne yapsın? Yürüyemeyenler ve niceleri ve niceleri...
Akıllı ol, tavşan dağa küsmez. Küserse aç kalır, o dünyası cehenlem olur. Her ay çalış altın yap, tam altın al :)
Benimkilerin sayısını Allah biliyor, söylemeyim nazara gelirim
 
Onurcan öncelikle kardeşim seni o hale koyan ebenin bir güzel ecdadı seceresini en içten sevgilerimle sayarak sanada çok geçmiş olsun dileklerimi iletirim kardeşim! Acıma meselesine gelince!
Sana acıyarak bakana sende acıyarak bak! Ben öyle yapıyorum çok zevkli oluyor :)
 
Sana yada baska bir engelli kardeşimize acıyarak bakanlar, kendilerinin o an düştükleri hallerini bilseler, oturup hüngür hüngür ağlarlar... Gülerek geç bunlara...
 
Onurcan... Her olumsuz olan konuları fazla büyütmeyin. Hayata birazda olumlu bakın, yaşınız daha genç önünüzde uzun yıllar var. Ben senin yaşında iş hayatına atıldım ve 27 yıl geçti hala emekliliği bekliyorum.
 
İnsanların sana nasıl baktığı önemli değil kardeşim, senin onlara nasıl ve nereden baktığın önemli. Takma, onlar kendi haline yansın. Biz kendi öz güvenimizi doğarken kazandık. Unutma, hayatta her zaman zorluklar var, bunları zamanla aşacaksın... Pes etme hiç bir zaman... İş yerinde yaşananlar, her zaman yaşanan durumlar... Ondan kulak arkası yapacaksın :)

Hayata her zaman gül :)
 
Peki onurcan kardeşim sen bir kolunu kullanamıyorsun tamam ama neden en önemli organını beynini kullanamayan bu tarz insanlarla dalga geçiyorsun anlamıyorum.
Bak onlar beyin özürlü olarak yaşamaktan mutlu, sen neden bir kol için dert yanıyorsun. Benimde bir bacağım yok ama çok şükür ki beynimi bu tarz insanlardan çok daha iyi kullanabiliyorum. Unutma sen bu tarz beyin özürlü insanlardan çok daha az özürlüsün ve mutlu olmak için onlardan çok daha fazla sebebin var. Tek yapman gereken bunları ortaya çıkartmak için aklını kullanman ve ona sahip çıkman.
 
Benim derdim senin derdini döver muhabbetine girmek istemiyorum ama inan senin yerinde olmak için neleri feda ederdim bilemezsin... Hatta bir kolunu alacağız, sağlığına kavuşacaksın ama sadece 1 yıl yaşayabilirsin desinler vallaha hemen kabul ederim...
Haline şükret güzel kardeşim...
 
Öncelikle geçmiş olsun arkadaşım. Allah herkese şifa versin...

Tek kolunun olmamasını bırak hiç bir şey ölmek istemene sebep değil.. Yaşadığım sıkıntıları, ameliyatları vs.vs. anlatsam ohoo ben bile anlatırken bu kadar şeye nasıl dayanmışım ki diyorum. Ben de 24 yaşındayım 8-9 yıldır hastayım birçok kez ameliyat geçirdim hala da olmam gereken ameliaytlarım var artı sağırım vs.vs.vs.

Her zaman acaba duymamak yerine tek kolum olmasaydı yada bacağım olmasaydı ne olurdu diye düşünürüm. Her zaman haline şükretmen gerekir. Bir ameliyat sebebiyle sol tarafımın komple felç olma ihtimali vardı hem felçli hem de sağır olduğumu düşünsene? Yada böyle de arkadaşlar var burda felçli olup hareket edemeyen eşine muhtaç olan ailesine muhtaç olan.. En azından (afedersiniz) tuvalet ihtiyacını kendi başına giderebiliyorsun. Yemeğini vs. tüm ihtiyaçlarını kendi başına giderebiliyorsun. Ha yazıyı mı bize nazaran daha zor yazıyosun olsun ne olacak ki? En azından yazmayı biliyorsun ve karşındakiyle anlaşabiliyosun. Klavyeyi 2 eli olanlar 10 parmağını da kullanıyor mu ki? Sadece 2 işaret parmağıyla yazanlar var. Ne olmuş yani tek elinle yazarsan? Hem uzun süre yazdığında alışır ve bu durumda kendini geliştirirsin..

Elalemin bakışlarına gelince... Milletin hareketlerine, sözlerine vs.vs. göre hareket edersek sağlıklı bile olsak sağlıklı hareket edemeyiz:)
İnsanlar hep düşünür iyi-kötü yani ne olur ki baksa baksın belki ders alır belki senin sayende dua eder belki sana dua eder. Belki senin sayende Allaha şükreder. Ayrıca ben bile sizin sırf bu düşünceleriniz yüzünden bir engelli gördüğümde ne yapacağımı şaşırıyorum ilk söylediğim şey Allah herkese acil şifalar versin bir yandan da aklımdan geçiriyorum acaba benden rahatsız oldu mu vs. gibi hatta oturduğum yerden yer verdiğimde bile düşünüyorum hani burdaki bazı arkadaşlar diyorlar ki siz yardım etmeyi teklif etmeyin eğer bizim ihtiyacımız varsa yardım isteriz öyle şey mi olur?

Ve kimsenin ne düşündüğü hiç umrumda değil. 1 Yıldan fazla yüzüm felçliydi gözlerimin halini dudaklarımın halini anlatamam görmen lazımdı:) Çok şükür ki atlattım geçti zamanla ama hala ağlayamıyorum gözlerimden yaş gelmiyor. Falan filan işte ozaman da birçok kişinin bakışları arasındaydım ama yapacak bir şey yok baksınlar yani napıyım kendi keyfimi niye bozayım? Hayat her şeye rağmen yaşamaya değer gayet de güzel sadece değerlendirmesini bil yeter...
 
Onurcan;
Sülalenin erkek büyük torunu benim, rahmetlik babannemden tut halama kadar okadar şımarık yetiştirilmişimki 1 dediğimi 2. kez tekrarlamazdım olurdu. Neyse büyüdük okula başladık, orta okulda arkadaş çevresinden derslerim iyi değildi okulu bıraktım. Nerde çakallık var pislik işler bela var orda biz. Okuyacağım dedim dışardan orta okulu bitirdim. Liseye kayıt yaptırdım hemen, öyle iyiydiki derslerim lise sonda edebiyattan 1 puan yüzünden teşekkürü kaçırdım. Lisede öyle seviliyorumki okuldaki hocalarımla abi diye konuşurdum ve halen görüşüyorum. Yaptığım her hatayı görmezden gelirlerdi. Hata dediğim (sigara içerdim arama yaparlardı benim pakete eller yokmuş gibi tamam geç derlerdi) Liseyi bitirdim, iş hayatına atıldım Bosch servisine işe başladım. Beraber çalıştığım teknisyenle anlaşamıyorduk ama patronum çok seviyordu beni. Kafam bozuldu başlarım işine dedim çıktım patronum geri çağırdı. Başladım yine bir gün tatsızlıktan çıktım işten. Komşumuz sağolsun bir resmi kurumun ayak işlerini yapmam için yanında götürüp getiriyordu, orada da sevdirdim kendimi ama genciz ya fırtına gibiyim, kısa sürede şöförlerle sanki 30 senedir beraber çalışıyormuşuz gibiydik. Onlara görede adım söylendimi akan suları durdururlardı, bu sırada öyle alkol kullanıyorum ki artık damarlarımda kan yerine alkol dolaşıyor, nerde akşam orada sabah paraya para demiyorum ve geldi askerlik zamanı...

Askere gittim geldim liseden bir arkadaşımla çok samimi şekilde görüşüyoruz arkadaşız, onların mahalleye gidip gelirken mahalledeki arkadaşlarıylada arkadaş oldum. Lise arkadaşım askere gidecek, diğer arkadaşları evlerine davet etti yemekti eğlenceydi vs vs bende değişiklik olsun diye dışarıda piknik yapalım masraflar benden dedim. Neyse günlerden 28.09.2003 pikniğe gittik ve dönüş yolunda okadar yavaş git dememe rağmen 2 araca makas attı veeee güüümmmm sesi halen kulağımda direğe vurmuştu öküz herif. Neyse ben yerde yatıyorum etraf insan dolu falan filan derken hastaneye götürüldüm ameliyat masasına yatırıldım, gözümü açtım yoğun bakımdayım. 39 Gün yattım, sayısını hatırlamadığım ameliyatlar oldum. Milyarlık ilaçlar kullandım ve bu arada askerden geldim çalışmıyorum ssk yok herşey parayla ameliyatlar ilaçlar vs..

Arkadaşımın teki aynı kazada öldü, ben sakat kaldım. Şoför mü? sapa sağlam burnu bile kanamadı ve bana ne maddi ne manevi destekde bulundu. Neyse yine ameliyat için hastanelere gidip geliyorken tam evden çıkacağım telefon geldi ve 1 arkadaşımın kendi kullandığı aracın kaza yapması sonucu camdan fırlayıp kullandığı aracın altında kalarak öldüğünü öğrendim. Öğleye kadar hastanede işlerimle uğraştım öğlen arkadaşımın cenazesine katıldım bastonlarla. Neyse yine aradan 6 ay geçti ameliyatlar sonucu bacağım güçlensin diye yürüyüş yaparken bir arkadaşımın abisini gördüm ve arkadaşımın öldüğünü söyledi yıkıldım. Ölürkende adımı sayıklayarak gidemedim yanında olamadım o neler çekti diyerek nefesini vermiş olduğunu öğrendim. Neyse onuda atlattık aradan seneler geçti (özel hayatımda bazı değişiklikler oldu orayı yazmıyorum ) 2008 senesinde Almanya'ya gittim. Bazı sorunlardan dolayı geri döndüm ve evimi aldım, eşyalarımı aldım. O sırada işe girdim, çalışırken aradan 4 sene geçti başıma başka talihsiz bir olay daha geldi (burasıda özel yaşantım yazmıyorum) Tam yıkıldım, isyan edecekken terör estirecekken katliam yapacakken, bu arada sevenlerim peşimi bırakmıyor ve herzaman destek oluyorlar vs vs.

Çok sevdiğim bir abim, bir kuruma işe aldırdı beni. Kendisi idari amirim oldu ve elinden gelse 7/24 benimle olacak gözü hep üzerimde afedersiniz wc bile peşimden gelecek o derece takipteyim. Tabi takip etmesinin nedenleri var, oda bende saklı kalsın...
Sonuç : kazadan dolayı sağ dizden altta his yok,ayak bileği donuk oynamıyor hareket yok kan dolaşımı bozuk, sağ el parmakları pençe el güç kaybı var...

Hayatımdan kısa özette bulundum ki belki pay çıkartırsın kendine, neydim ne oldum ve ne oluyorum. İsyan edeceğim, yakıp yıkacağım derken Yüce rabbim fırsat vermedi bana. Her zaman inançlı ol, dua et, isyan etme. Ne Ramazan bilirdim ne Kandil bilirdim. Başta dediğim gibi damarlarımda alkol dolaşıyordu, kaza yaptıktan sonra herşeye tövbe deyip sınavı başarılı şekilde geçmeye çalışıyorum...

Yolun bahtın açık olsun...
 
Benimde bir kolum bilekten yok.
İki eli olup benden çok daha yavaş insanlar var...
İlk zamanlarda benimde biraz canım sıkılmıştı bu olaya ama sonra şöyle birşey fark ettim...
Sabahlara kadar düşüneyim, üzüleyim, ağlayım hatta olmadı intihar edeyim... Geri gelecek mi? Ne yazık ki hayır...
O zaman ne yapacağım? Olmadı kolumu kabul edeceğim. Şimdi belki banada bazen insanlar acıyarak bakıyordur, çok dikkati çekmiyor çünkü kimseye bakmıyorum o gözle. Bazen biri bana yardım etmek istiyor kolum yok diye, istemiyorum. Tek başıma yapmaya çalışıp, yapıyorum... Ki herzaman o insanlar yanımda olmayacak, kendi başıma birçok şeyi yapabılmem gerek...

Bak bence sen şunu hiç unutma; Herkes sana acıyarak bakacak, gerektiğinde yardım edecek, otobuste yer verecek... Sen engellisin, çünkü kolun yok senin, bunu kabul et...
Sana acıyarak bakmaları gayet normal değil mi? Sende başkalarına bakıyorsundur. Önemli olan söylediklerimi kabul et, böyle yaşamaya bak. Kimseleri de dikkate alma!

Hayat yaşadıkça güzelll...
 
Arkadaşlar hepinize çok teşekkür ederim. Dediğiniz gibi beterin beteri var, çok şükür sağ elimide kullanabiliyorum az da olsa. Hepiniz Allah'a emanet olun.
 
Evet beterin beteri var, sanma ki dert sadece sende var. Sendeki derdi nimet sayanlarda var demiş Mevlana...
 
Onurcan şaka mısın sen kardeş..
İntiharı düşünüyormuşsun, nefes aldığın yerler morg gibiymiş, falan..
Güldürdün beni... :)
Canım kardeşim senin yerinde olmak isteyen o kadar çok insan var ki bu sitede,
ama hepimiz engelimizle barışık yaşamaya çalışıyoruz..

Kendimden örnek vereyim;
İki kulağım da hiç duymuyor ve insanlar önümden de arkamdan da ne konuşurlarsa konuşsunlar umurumda bile değil.. :) Senin gibi düşünsem 99 kez intihara teşebbüs etmiştim.. :)

Hayat güzel canım kardeşim, keyif almaya bak..
Yoksa sıkıntı yapmak için 1001 türlü bahaneyi herkes bulur...
 
Benim eller ayaklar rahatsız, bende zamanında isyan ettim. Allah bir daha o günlere düşürmesin. Halen yoklar bu nefs ve şeytan. Napalım sabrediyoruz vesveselere, gül geç. Hani bir kitap var s*tt*r et diye okumadım ama okuyanlardan dinlediğim kadarıyla tek önemli senmişsin. Ha bu bize ve toplum yaşantımıza uymuyor ama yeri geliyorrr s*tt*et diyesimiz geliyor :)
OnucanG Datca mı oooo :) ya oğlum ne kullanıyorsun:) Git hayatını yaşa, burada dertsiz bir Allah'ın kulu yok. Kendini daha da bunaltıpta hayatını zehretme.
 
Bu hikayelerden kitap oluşur. Benimde engelim, var işitme engelliyim. Sadece ince sesleri duymuyorum ve duyduğumu anlayamıyorum. İşitme cihazımı ise zil telefon vs. gibi ince ve tiz sesler için taşıyorum. Hiçte isyan etmedim çünki 4 yılık İlahiyat bitiren amcam şimdi 42 yaşında ve bunama hastası. Kısaca 2 yaşındaki çocuğun 42 yaşında beden taşıması gibi. Ona da şükürler olsun, konuşamıyor yediğini yarım saat te yutamıyor, ayakta durmakta zorluk çekiyor. Sürekli panik halinde oturup kalkıp duruyor, daha neler neler yazmakla bitmez.

Acınacak olan sen misin, ben mi, yoksa amcam mı bunların hepsi dünya için, imtihan için, kulluk görevi için. Rabbim seni gördükten sonra başkası acımış, iskence etmiş yada dalga geçmiş hiç önemi var mı? Sen haline şükret kardeşim. Rabbim hepimizi beterinden korusun, sabrın ile cennetine kabul buyursun inşallah.
 
Arkadaşım hep duyarız ya, hayat bir sınav diye. Bizim sorular biraz daha kazık gelmiş o kadar, ama inan mükafatı da büyük olacaktır. Sıkıntım var bıktım diyorsun; fakir, milyarder, sakat, sağlam, kadın, erkek kimin yok ki? Bize düşen onlara sabretmek.
 
Onurcan kardeşim dert bende deme, senin durumunda olmak isteyen kaç kişi vardır bir düşün.

Bakışların ve bazı diyalogların rahatsızlığı herkesin sorunu, ama bu bugünden yarına çözülebilecek birşey değil, toplumdaki bilinç düzeyiyle alakalı bir durum ve değişmesi hatırı sayılır bir zaman gerektiriyor.

Sana ve tüm engelli kardeşlerime ALLAH c.c tan kolaylıklar, şifalar ve sevdikleriyle huzurlu bir yaşam dilerim.
 
Kamera nerde ? nereye el sallıyoruz..?:rolleyes:
 
Evet tüm engeli kardeşlerime öncelikle geçmiş olsun diyorum. Kardeşlerim, bunların hepsi bir imtihandır, hepimiz sabırlı olmak zorundayız. Hele hele intihar kelimesi özellikle bizlere hiç yakışmıyor. Rab'bimin huzurunda biliyormusunuz bizler daha kıymetliyiz. Onucan kardeşim sen kendini hiç üzme, herkesin rızkını veren Allah'tır. Biliyorsun ki şimdi engelli insanlar azda olsa bir maaş alıyor, eskiden bu da yoktu. Dilerim Rab'bimden herşey daha güzel olacak. Bizler yeterki Rab'bime bağlı olalım. Hepimiz bir birimize dua edelim, tüm kardeşlerimi saygıyla selamlıyorum ve Allah'a emanet ediyorum...
 
Ya arkadaşlar fazla destan yazmaya gerek yok. İnsanların engelleriyle alay eden xxx:mad: e şunu söylemek gerek; it ürür kervan yürür.
Bizleri yaratan RAB elbet onlara ruhlar aleminde hesap soracaktır. Fakat bu dünyalık iş, kahpelik adamın kanın da varsa siz onu eğitimle de düzeltemezsiniz. Bu tür 11'li lerin.
 
Yazılanlar başlık sahibine ithafen yazıldı ama bende de bir süredir aynı sorun vardı. Burada yazılanları okuyunca ben de kendi hesabıma dersimi aldım. Özellikle Plumeria ve Gönülyarası'na paylaşımları için çok teşekkür ederim.
 
İdrs kardeşim doğru söylüyorsun ama yinede bir birimize moral vermek lazım, saygılarımla kardeşim.
 
engelli_eskisehir;

Yardımcı olabildiysem ne mutlu, yaşadıklarım ve yazdıklarım kısa özetti, intihar etmek ve katliam yapmak için neler var neler de...
 
Merhablar.
Öncelikle Plumeria ve Gönülyarası'na büyük geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum. Büyük bir sınavdan geçmişsiniz. Bilmenizi isterimki şu dünyada bırakın engelli olanları engelsiz olanlarda bile binbir türlü dert var. Yani anlayacağın şu; yeryüzünde bulunan bütün insanların, bitkilerin, hayvanların vs vs kendine göre dertleri vardır. Ben bile bazen kendime ağlarken niye sağlam arkadaşlarım bana ne dese beğenirsiniz? Senin yerinde olmayı ne çok isterdik! Şaşırmadım değil de hani yaşamayan bilemez. Dışarıdan bakılınca davulun sesi hoş gelir.
Hepimizde dert olması önemli değil, önemli olan bunlarla nasıl mücadele edeceğimizdir. Sorarım sana sen küçükken okul çıkışında diğer yaşıtların tarafından hiç taşlandın mı? Yada ne bileyim nereye gidersen git kapılar yüzüne çarpıldımı? Bunları yaşadım ben. Ha, yeri geldi oturdum ağladım, okula gitmek istemedim. Yeri geldi ölmek istedim, neler neler düşünmedim ki. Dalga geçilmeler, alay edilmeler. Okul konusunda anacığımın zoruyla mezun oldum ve şuan lisans mezunuyum ve ilk başvurumda kapıdan içeri alınmayan özel kurumda şimdi en iyi sevilen personeliyim. Bunları yılmadan yaptığım mücadeleme borçluyum. Hazıra herkes koşar ama önemli olan önüne konulan engeller değil o engelleri nasıl aşabileceğindir.

Demişsin ki staja gittim, bana bunları bunları yapmamı istediler. Bana onları bile deme zahmetinde bulunmadılar, deseler yapardım. Staj zamanımda masada sildim, yerde sildim. Yeri geldi müdürden azarda yedim bunları zaten yaşamadan hayatı hiç bir sekilde öğrenemeyiz. Millet müdürden tırsardı onun korkusuna ben silerdim masayı düsün yani o derece :D
Milletin bakış açısına gelince, banada tuhaf bakıyorlar, sürekli bakıyorlar. Bunlar benide rahatsız ediyor ama bende onlara baktıkça beni anlıyor olmalılar ki gözlerini kaçırıyorlar. Hafif bir gülümsemem onlarında gülümsemelerine neden olabiliyor.
Bana bir şey mi diyorlar, bende onlara diyorum dediklerine pişman oluyorlar. Yada ne bileyim hayata hep neşeli gözlerle baktığımdan olsa gerek, her söyleneni espiriye vuruyorum karşılıklı kahkaha atıyoruz.
İşte hayat bir ayna gibidir nasıl bakarsan öyle görürsün ::D
 
İnsanlar o kadar acımasız ki, neden böyle insanlar bazen keşke insan olarak dünyaya gelmeseydim diyorum. Böyle başkalarını küçük düşürmeye çalışanları gördükçe, sana verebileceğim çok bi tavsiye yok belki ama şöyle düşün; Senden ne kötüleri var her işinde hatta tuvalet ihtiyacını karşılarken bile başkasına muhtaç olanlar var, kendi yemeğini yiyemeyenler, giyinemeyenler, konuşamayanlar, yürüyemeyenler var. Hatta bacaklarının hissetmemesini geçtim, kesik olanlar bile var. Arkadaşım bunları düşünerek motive olmaya çalış ve hayata sımsıkı tutun. Sevenlerinin sana ihtiyacı var.
 
Sakat çocuğu olan anne babaya çok görev düşüyor, ama bizim ülkemiz gelişemedi daha o kadar.. İlacını al, beden yarasını iyileştir tamam bitti görevim sanıyor ailelerin bir kısmı, ve salıyor sakat çocuğunu dünyanın en vahşi hayvalarının arasına, yani insanların ortasında bırakıyor.... Bence asıl önemli olan ruh halinin tedavisi.. Küçük yaştan yetişkin olana kadar ve yetişkin olduğunda gerek duyacak olursa devam ettirerek psikolojik destek almalılar.. Bedenini kabullenene kadar uzman kişilerin kontrolünde olmalılar.. Hatta diğer sakatlık grubundan kişilerle terabi seansları düzenlenmeli vs.

Toplumun tacizi ile öyle inşallah maşallahlarla, benden beteri var şükür yarabbiilerle başetmek mümkün değil..Kaldıki aile içinde bile kabul görmeyen, aşağlanan sakat insanlar var.. Profesyonel destek almadan çıkamaz insan bu ruh halinin içinden...Sakatlığı ne olursa olsun çocukların psikikolojik destek almaları zorunlu hale getirilmeli..

Neden farklıyım, neden toplumda yer edinemiyorum, dışlanıyorum, tuhaf, itici bakışlara maruz kalıyorum, neden sakatlığımla ilgili konuşmak istemediğim halde hep sakatlığım üstüne sorulara maruz kalıyorum vs.vs.vs. bunları düşünerek yaşanmaz bu hayatta.. Zehir zıkkım olur yaşamak.. Kendi bedenini sevmezsen, sen kendi kendini hor görürsen çiseden nem kapacak kıvama gelirsin.. Mesela sen ruh halini dengede tutmak için çabalarsın, gelir bir dengesizin biri tek lafı ile alt üst eder seni, ya da bir ters bakışıyla yapar bunu, ama nasıl yapar "SEN İZİN VERİRSEN" yapabilir..

Normalde düşüncem, bedenin hasta, sakat ya da farklı nedenlerle çirkinse asla toplumda hak ettiğin değeri görmezsin, senin farklılığın-bedenin, aşağlık kompleksi olan insanların kendileri ile şişinmesine malzeme olur.. Hiçbir zaman insanlar sana doğruyu söylemez.. Sakatsın ama şöyle iyi bir insansın, böyle özellliklerin var falan vesaire hikayeler yazarlar.. Bence gerçekle yüzleşip üstüne gitmek ve kendini olduğun gibi kabullenmek doğru olan.. İzin vermeyin insanların sizi hikayelerle uyutmasına!! Ben ne halde olduğumu, nelere yetip yetmeyeceğimi biliyorum, lüzümsüz tesellilere ihtiyac duymuyorum diyebilin! Körüm, topalım, kollarım yok, ellerim yok vs. diyebilin yüksek sesle!

Etrafınızdan dağılan kaçanlar olacaktır, insan tavrını bozmadan devam ederse yaşantısına, zaman içinde yanında çook çook ince eleklerden geçmiş, süzme, hakiki, su katılmamış eş, dost, arkadaşlar bulacaktır, ben inanıyorum buna.. :)
 
Bacıbey'in dedikleri üstüne kelam etmeye gerek yok:)

Başlığı açan arkadaşımızın da zaaten kendini toplayacagına inanıyorum.

Fakat bacıbey'in bence söylediği en önemli kısım şurası:

"Etrafınızdan dağılan kaçanlar olacaktır, insan tavrını bozmadan devam ederse yaşantısına, zaman içinde yanında çook çook ince eleklerden geçmiş, süzme, hakiki, su katılmamış eş, dost, arkadaşlar bulacaktır, ben inanıyorum buna.. :) "

BU söze gerçekten katılıyorum. Yedi senedir bu sitedeyim. ÇOk kişi kendisini saklamayı becerse de aslına rücu etti:) Eşek, altından kaftan giyse de sonuçta eşekliği ortaya çıkıyor sonradan:)

Şu an yanımda hakiki, su katılmamış bir dostum var: Sema:)

Ha Sadece Sema ile dolaşıyorum diye laf atanlar da oluyor ama tınan kim:)
Yok efendim yalnızmışız, yok efendim adam olsa yalnız kalmazdı gibi bıdı bıdılar:)
 
İlginç yazılar okudum arkadaşlar.Ve başlığı açan intiharı düşünen arkadaşa değilde sizlere şaşırıyorum.Eleman 18 yaşında ruh duurmu hasas bir süreçten geçiyor sağlıklı olan o yaştaki başka çocuklar bile genelde bunalım takılır.Bunlar olağan şeylerdir.Ama ilginç olan hepinizin nasihat ders verme ti ye alma tavrınız.İlginç gerçekten.Bu yazılarınızla umarım çocuk intihardan vazgeçer :D
 
Üst Alt