Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

"Normal" bir adam/kadın, tekerlekli sandalyede!?

OturanBoğa

Yönetici
Üyelik
9 Ocak 2003
Konular
673
Mesajlar
57,913
Reaksiyonlar
284
"Normal" bir adam/kadın, tekerlekli sandalyede!?

Bülent Küçükaslan

Biz omurilik felçlilerin toplumda –diğer sakat gruplarına nazaran- biraz daha farklı algılandıklarını düşünüyorum: dışarıdan bakınca “normal” bir bedene sahip gibi görünen adamın/kadının neden tekerlekli sandalyede oturduğu hep ayrı bir merak unsuru oluyor gibi. Sanki sandalyede oturan kişi şaka yapıyor ve biraz sonra ayağa kalkıp “şaka yaptım” diyecek; ya da en kötü olasılıkla geçici bir rahatsızlığı vardır, kısa sürede düzelecek.

“Normallik” üzerinden kuruluna bu empati –yine diğer sakat grupları ile mukayese edildiğinde- tekerlekli sandalyede oturan kişiyle sohbet etmek konusunda herkesi daha bir “cesur” kılıyor. Bir fırsatını yaratıp, “geçmiş olsun, kaza mı?” sorusuyla başlayan heyecanlı sohbetin meraklı tarafı, yolda yürürken bir anda dâhil olduğu interaktif bir televizyon şovunun heyecanlı izleyicisi gibi, önce tekerlekli sandalyede oturan bu kişinin hikayesini dinleyecek, sonra “sağlam bedenli” gibi görünen bu kişinin ayağa kalkamadığını öğrenince gerçekten üzülecek; sonunda da evinde arkasına yaslanıp kumandayı eline alarak kanalı değiştirdiği gibi, arkasını dönecek ve gidecek... Giderken, bir yandan “kanalı değiştirmiş olmanın” ferahlığını hissedecek, ama bir yandan da, bu talihsizliğe maruz kalmadığı için şükredip, “sakat kalmak kâbusum” diye diye, içi ürpermiş bir vaziyette adımlarını hızlandıracak.

Oysa “izleyicinin” kâbusu olan o an, tekerlekli sandalyede oturan kişinin hayatının sıradan bir kesitidir. İzleyiciye kâbus gibi gelen sakat-beden, berikinin özüdür. Sağlam-izleyici için ayakta olmak mutluluk için bir ön şartken, sakat kişi için ayakta olmanın mutlulukla hiçbir bağı yoktur. Sakat olmayan kişi ölümü sakatlığa yeğ tutarken, sakat kişi için bu değerlendirme bir hakarettir. Sakat olmayan kişi için tekerlekli sandalye kullanan birine yardım etmek doğal ve iyi bir davranışken, tekerlekli sandalye kullanan kişi için -hayatın her kademesinin sakat olmayanlara göre kurgulanmasından dolayı- her an yardım edilmesi gereken kişi durumuna düşürülmek şiddetli bir kızgınlık gerekçesidir (bu demek değildir ki yardım istendiğinde yardım etmeyin).

Sakat olmanın kâbus, sakatların da bu kâbusla baş edebilen fantastik kahramanlar olmadığını anlamalısınız. Sakatlar kaderin darbesini yemiş meczuplar değiller. Sakatlar çok aptal ya da çok zeki de değiller; sevgi pıtırcığı hiç değiller. Hele sevgi-kelebeği-sağlamların durmaksızın etrafta dolanıp üzerlerine konmasından gocunmayacak gurursuz yaratıklar hiç hiç değiller. Sakatlar her daim mutlu ya da mutsuz da değil. Sıradan bir gülümseme, sıradan bir merhaba, sıradan bir nezaket, sıradan bir yarenlik nasıl sağlamların beklentisi ise, sakatların da beklentisidir, o kadar.

Hasılı, öğrenecek çok şeyiniz var. Bedenlerinizi kompleks yapmadan sevmeyi öğreneceksiniz en başta; çevrenizde sürprizlerle dolu sonsuz sayıda yol ve yolcu olduğunu, hepsinin de en az sizin kadar saygın ve kıymetli olduğunu öğreneceksiniz. Bunları öğrendiğinizde, özgürleşeceksiniz, yaşamınız daha bir keyifli ve anlamlı olacak. Göreceksiniz. Konuşalım...
 
saglam dogup sakat kalmayi sakatligiyle barismayi baristiktan sonraki psikolojiyi anladim ssanirim yazdiklarinizdan sayin yoneticim:) bunun sakatliginizla barismadan on cekisini kimseler bilemez psikolojik gelisme bu olmali

bu sizin yazdiklariniz tekerlekli sandalyede oturan normal gorunen adam diye tarifiniz
iste biz sagirlarinda kabusu oluyor:(neyse dobraca kendi sagirligimizla nasil yasadigimi yazipta guzelim yazinizi bozmayim bunlari yasayanlardan baskasindan empati beklemek olamayacagini coktaaaan anlamis bulunuyorum
 
kazadan önce bende bir omurilik felçlisi gördüğümde ne yalan söyleyim bülent beyin anlattığı seyircilrden biriydim çünki çevremde bu durumda hiç kimse yoktu bazen bina girişinde tekerlekli sandalye olurdu o boş sandalyeyi görünce içim ürperir ona muhtaç kalmaktan korkardım sonra bu kazayı yaşadım kazadan 1,5 ay sonra o korktuğum tekerlekli sandalyem geldi ayağım ve kolum alçıdaydı belim en ufak harekette ağrıyordu daha 1,5 ay önce korktuğum sandalyeye oturmak en büyük hayalim oldu tıpkı sevgilisinin geleceği anı hayal eden aşık gibi o sandalyeye oturabileceğim anı sabırsızlıkla bekliyordum ve 2. ayın sonunda oturdum kendimi o denli özgür hissettim ki inanın tarifi mümkün değil o sandalye beni hayata bağladı diyemem çünki hiç hayattan kopmadım hani derlerya hasta psikolojisi çok farlı bir anda ayakları tutmuyor hayata küsüyorlar aslında öyle olmuyor doktorlar bunu asla anlayamaz ilk kaza anında hastaneye götürüldüğümde korkma yüreyeceksin diyorlardı ama ben ayaklarımı hissetmediğimin farkında bile değildim tek isteğim o inanılmaz acının bitmesiydi şuan bile yürüyememek beni o denli yıkmıyor istediğim ağrılarımın bitmesi insanların bana engelli olarak değil eski ben gibi davranması kaldırımların ben ve benim gibilerin tek başına dolaşabileceği hale getirilmesi ve en önemlisi insanların nasıl oldu anlatsana dememeleri ben o anı hatırlamak istemez iken bana her defasında hatırlatmalarıdan nefret ediyorum düşünsenize bir kadın tecavüze uğruyor ve her gören nasıl oldu anlat diyor o kadının bu soru karşısındaki hali ne ise benimkide o bırakında o lanet anı unutayım zaten doğru düzgün dışarı çıkamıyoruz bırakında çıkınca nefes alalım
 
bir keresinde yaşlı bir amca bana utanmıyormusun o arabada oturmaya...maca nedrede bilsin 10 senelik hastayım...kızlarda ileşiceğimi zan edip benla konuşıyorlara hatta çıkıyorlar ama biraz zaman geçince...konuşmalar derinleşince ayvallah...diyip gidiyorlar...sandalyede oldunmu yakışıklık fayda etmiyor:(
 
Sakatlar her daim mutlu ya da mutsuz da değil. Sıradan bir gülümseme, sıradan bir merhaba, sıradan bir nezaket, sıradan bir yarenlik nasıl sağlamların beklentisi ise, sakatların da beklentisidir, o kadar.
farklı olduğumuzu her defasında hissettirdiklerinde bize kötülük yapıyorlar
 
Malesef ülkemizdeki merak etme olayı insanın hevesini kırıyor,yıpratıyor,üzüyor...Neden,niçin'i aramak yerine meraklı bakışlar yerine bir tebessümle geçip gidilse ne olur ki anlamıyorum..Neden ve niçin olduğunu öğrenince mutlu mu olunuyor ya da biraz ağır gelicek belki ama başı göğe mi eriyor soran insanın öğrendiğinde anlamıyorum..

Sorularla,bakışlarla incitmenin ne anlamı var..Empati yapıp sadece 5 dakika yerine koymayı deneseler ne hissediliceğini anlayabilirler....Ama anlamalarını beklemekte yorucu olabilir...Belki zaman zaman engellerden çok insanlardan gelen şeyler daha çok yıpratıyor...

Amaaa..yaşamak güzeldir herşeye rağmen..Kim ne derse desin,kim ne konuşursa konuşsun yaşama hevesini,gülümsemeyi bırakmamak lazım diye düşünüyorum :)
 
Bizim insanımızın sakat insana bakışının değişeceğini hiç zannetmiyorum.. Bilinçli bir art niyette yok ki ortada asalım keselim diyebilelim.. Geneli tartmaz bile lafını sözünü, nereye gider, nasıl anlaşılır, nasıl bir etki bırakır karşı tarafta diye düşünmezler, yine art niyetten değil.. Hatta ve hatta iyi bişey söylediğini sanarak konuşur geneli.. Mesela "Nasıl oldu, ne zaman oldu, kaza mı?" sorusu bizim geleneklerimizle bağlantılıdır.. Sakat, hastadır, geçmiş olsun demek lazımdır ve hal hatır sormak yani nasılsın, nasıl oldun-nasıl oldu gibilerinden bişeydir.. Bilinç altında bu düşünce yatar..O an senin pisikolojinin hesabını yapmaz karşı taraf..

Çeşit çeşit insan var. Kimisi çıkıyor diyor ki; "benim yolda izde yardıma ihtiyacım oldu, kimse oralı olmadı, beni görmediler yanımdan geçiiip gittiler, insanlar çook duyarsız" Kimisi de diyor ki; "Yardım istemediğim halde gelip bana yardım ediyorlar ve ben çok kızıyorum buna, tersliyorum"diyorlar... haydaaaa..:) valla ben gerçekten ikilemde kalıyorum artık.. Dışarda yardım edilmesi gereken bir durum gördüğümde kala kalıyorum.. Genelde de birşey yapmıyorum yardım istenmedikçe.. Azar yemekten iyidir.. "Yardım isteyen mi oldu senden" denirse kötü olur yanii:)

Benim en sık duyduğum ve en çok kızdığım şey "vay be sakat ama ne kadar da hayat dolu, ne kadar da neşeli, mutlu" lafları birde "haline bakmadan" denilip "insanı değersizleştirmek".. İnsan olmak pahalı, değeri paha biçilemeyecek kadar pahalı olan bişey bana göre.. "İnsanlığını, insanlık değerlerini" bedene vurup, sakatlıktan dolayı sıfır çıkarmak, insana beden üstünden paha biçmek (akla gelebilecek her anlamda) cahil insan alametidir bana göre..
 
Hasılı, öğrenecek çok şeyiniz var. Bedenlerinizi kompleks yapmadan sevmeyi öğreneceksiniz en başta; çevrenizde sürprizlerle dolu sonsuz sayıda yol ve yolcu olduğunu, hepsinin de en az sizin kadar saygın ve kıymetli olduğunu öğreneceksiniz. Bunları öğrendiğinizde, özgürleşeceksiniz, yaşamınız daha bir keyifli ve anlamlı olacak. Göreceksiniz.

Çok hoşuma gitti bu pragraf isyan edenler okusun :)
 
toplumumuz her konuda bilincsiz...acz içinde...cahil olduğu kadar zalimliğide elden bırakmaz...

seni dışlar...ötekileştirir...ezer...acır...hayatını zorlaştırır..prosedürlere boğar...

engelinle savaş acıtmaz belki ama bu toplumla savaşmak yaralar...diye yazmıştım bir yerlerde...


Bülent Abi engelinlemi savaşacaksın toplumla mı...hangisini alt edeceksin ki...


7 milyar insan var...14 milyar göz...hepsi engellilerin üzerinde..kusurun üzerinde...kusura odaklanmış...

nasıl bir algıysa bu ondan olmayan ona benzemeyen herşeyi garipseyip farklı psikolojiye girmekte...

engelinle barış vücudunla barış bana biraz sahte geliyor...ne kadar sevgiyle büyürsen büyü engeliniz bu sistemin içinde göze batar..hor görülür acınır zavallı olarak yaftalanır ve damgalanırsınız...

kahrolası düzen bunu gerektiriyor bunu emrediyor...engelli olmayıp çirkin ve cahil diye nitelendiriliyorsun garip izdüşümler...bu toplumun ruh sağlığı bozuk...linc ederler...dedikodu yaparlar iyiliğini istemezler...kıskanırlar...çelme takarlar...saygı duymazlar...Türk Toplumundan bahsediyorum...utanç duyduğum bu toplumun ne yazık ki bir parçasıyım...

engelliysen bu topluma birşeyleri ispatlamak inandırmak zorundasın...


belki negatif bir bakış açısıyla yazdım...metropolde yaşıyoruz burada böyleyse Anadoluda küçük ilçelerde köylerde ki engellilere baskı...zulmü..alayı..hor görmeyi tahmin bile edemiyorum...

engelliysen hayatın zor...

engelli bir kadınsan daha zor...

engelli bir çocuk isen zor ötesi...

engelli bir çocuk annesi ve babası isen kat kat zor ...

Allah sabır ve güç versin hepinize...

engelli olmaktan değil de...bu toplumda engelli olmaktan korkuyorum...
 
"Hasılı, öğrenecek çok şeyiniz var. Bedenlerinizi kompleks yapmadan sevmeyi öğreneceksiniz en başta; çevrenizde sürprizlerle dolu sonsuz sayıda yol ve yolcu olduğunu, hepsinin de en az sizin kadar saygın ve kıymetli olduğunu öğreneceksiniz. Bunları öğrendiğinizde, özgürleşeceksiniz, yaşamınız daha bir keyifli ve anlamlı olacak. Göreceksiniz. Konuşalım... "

Bülent Bey gercekten de cok güzel bi yazı yüreğinize saglık gercekten de cok güzel özetlemişsiniz son paragrafda.Gercekten o insanları varlıgını her zaman karsınıza bu tür kişilerin çıkacağını unutmamak gerekir.Bizde birer engelliyiz bize gözlerini hic ayırmadan bakan insanları tuhaf karşılarız sordugu sorular bizi incitir ama bide şunu düşünmek gerekir eğer bende normal olsaydım en azından onlar gibi davranırdım tamm asırısı rahatsız edicidir ama insan yinede merakdan bakar (meraklı toplumuz ya:DD) hemen onların derdine ortak olmaya calısırcasına sorarız doğusdanmı nasıl oldu diye sormaya baslarız.Şunuda unutmamalıdırlar ki her insan bir engelli adayıdır.O an o haine şükredebiliir ama yarının bize neler göstereceğini kimseler bilemez.

Size bir olay anlatmak isterim.Bir gün b.çekmece sahilinde dolasırken yanımdan 9-10 yaslarında iki kız cocugu gecti.
bitanesi yanındakine döndu ve dediki ya kıza baksana nasıl.Diğeri de ona dönerek aynen sunu dedi.
Sakın öyle deme onuda Allah öyle yaratmıs sende dalga gecme yarın öbür gün seninde basına gelir.Ve ben o anda o kızla gercekten gurur duydum kücücük bir kız cocugundan bunu duymak hem sasırtıcı hemde mutluluk vericiydi İşte bu kızında dediği gibi hayatımız süprizlerle doludur.Bu gün haline şükrederken bir bakmışsın yarın sende baska bir dertten yakınırsın.Ben her zaman bunu derim
 
Şuan yüzlerini bile hatırlamadığım bakışlarıyla, sorularıyla bunaltan kişilere birşeyler karalayayım derken tırnağımı yedim! :) Ve fecii şekilde canım acıyor. Sorumlusu kim onlar mı? HAYIR! BEN!!? Farkına varmamız gerekende bu, asıl zarar veren onlar değil, biziz.. Belki bir daha hiç görmeyeceğimiz insanların davranışları bizi ne içimize kapamalı, ne dört duvar arasına.. Ben skuterime ' trene mi benziyorum ' yazdıracağım ilk fırsatta :cool:
 
her iki tarafın psikolojik bakış açısına dayalı bir konu bence..
 
Bu bakış açısı engelli sağlam ayırmadan insanlara özgü bir bakış açısıdır. Çoğu arkadaşın söylediği gibi engelli kendi içini ancak kendisi acıtıyor. İnsanlardan empati beklemeyin zira yaşamayan anlayamaz. Körün sağırı, bacağı olmayanın kolu olmayanı, omurilik felçlisinin kronik hastayı anlamasını beklemek abesle iştigaldir. Bu sadece ülkemizde olan birşey de değil. Batılı ülkelerde sadece ve sadece insanlar kurallara göre yaşar ve bu kurallara uyar. O yüzden sakata saygı vardır, yoksa Alman her sakata empati yapar Türk yapamaz diye birşey yok. Bizim ülkemizde ise kurallar uyulmamak için koyulur. Zaten sakatlarımızın büyük kısmı da bu yüzden sakat değil mi; aşırı hız yaparsın veya karşıdan gelen yapar, al sana kaza, fabrikada makinayı kapatmadan içinde sıkışan zerzevatı almaya çalışırsın, al sana kaza, ağustosun sıcağında benzin almaya gittiğin benzincide sigara içesin tutar, al sana kaza, üst geçit 20 metre ileride diye E5 e balıklama atlarsın, al sana kaza, günde 3 paket sigara içersin, oturduğun koltukta kıçının izi çıkar oturmaktan, al sana hasta. Şu da var eğitim sistemimiz sakat kardeşim. 39 yaşındayım ve okulda bana öğretilen dünyada en çok deprem olan ülke Japonyadır idi çoğumuz gibi. 2 nci sırada Türkiyenin olduğunu 17 Ağustos 99 dan sonra öğrendim. Yani yaşayarak. Bir de okulda öğretilen sakat figürü illa ki tekerlekli sandalye veya beyaz bastonla 3 noktalı kolluktu. Yani yürüyemeyenle körü sakat biliyorduk. Demek ki şartlanmışız kusura bakmayın. Bugün ise devlet hastanelerinde bile taburcu olan sağlam adamı tekerlekli sandalyeyle kapıya kadar götürüyorlar, tıpkı izlediğimiz Amerikan filmlerindeki gibi. Son nokta şunu yazayım uzatmadan; benim gibi 40 lı yaşlarında olan nesil bu dünyadan silindiğinde her şey çok daha farklı olacak, yerimize geleceklerden umutluyum...
--Şunu da ekleyeyim ki sağlamlardan yakınan arkadaşlar hiç bir devlet dairesinde sakat memur hışmına uğramamışlar demek ki. Ben uğrayanlardanım.
 
Ek olarak normal bir adam-kadın bilmeli ki; ben kimseye bana bakıpta şükretmesi için tekerlekli sandalyede değilim..!! Merak etmeleri normal ben olsam bende merak ederim hatta ediyorumda..Soru sormalarıda normal ama sorular bittikten sonra o içlerinden geçen acıma duygusunu dışa vurup "vah vah!!" denmesin!! içinden geçirdikten sonra istediği zaman kanalı değiştirebilirler :)
 
valla beni görenler hayat hıkayemin ardından cok imreniyoruz seni diyorlar neden diyorum herseye ragmen o kadar hayat dolusun kı biz bile bu halımızle senin kadar olamıyoruz diyorlar bende diyom eee hayata bakıs acısı diyelim biz buna deyincede sasırıp kalıyorlar

bir hastane odasında iki hastanın biri kör kör olan cam kenarında yatıyor digeri ise ameliyat olmuş camdan uzak yanındakı hastaya diyorki camdan baktıgında gördüğün gizellikleri bana anlatırmısın? Kör adam tabiki diyerek baslıyor anlatmaya kuslar börtü böcekler kosup oynayan cocuklar doğa güzellikleri yanındakının icini ferahlatıyor gün gfeciyor bi kac gün sonra o kör adam kalp krizi gecirerek vefat ediyor.tbiki yerinede diğer hastayı yatırıyorlar ve diyorki kendi kendine bu camda bakalım arkadasımın bana anlattıgı güzellikler neler birde ben göreyim diyor ve bir de bakıyorkı karsısında koskoca bi duvardan baska bişey yok

velasıl kelam bende bu görmeyen hasta gibi o koca duvara baktıgımda o duvarı degil hayatın güzelliklerini görüyorum.
 
gören arkadaş gözlerinden ameliyat olmuş herelde.gözler bandajlı olmasından kör olan arkadaşının kör olduğunu görememiş:) espiri bi yana nasıl görmek istersen öyle algılarsına güzel hikayemiş neriman:) benim asıl yorum ölmez kalırsak akşama:)
 
Buna benzer bi hıkayeden alıntı yapmısdım ama güzel bi hikaye burda öemli olan görmek degil bakmatır.
 
hayalet73 sizin dediginiz artik komikmi yoksa kendinin aynisi engeli olmayaninin anlamadigimi yoksa iltimasmi basimdan gecen bi hastane olayi

simdi hacettepeye gogus rontgenine gitmistimo hastaneye isi dusupte beklemeleri bugun git yarin gelleri insan vaktine deger verilmeyenleri bilirsin:( kulaktan her zamanki gibi ameyilat olacagimya doktor filmler tahliller biktim usandim en son gibi gogus filmi
kapida engellileri kayit duserse beklemeyecek diye kagit asmislar kagida engelinizi bide yanina isminizi yaziyorsunuz
kapiya bakip hasta cagiranda topal
hah bende sagirim cagirilinca anlayamadan cok sirami kaybetmisimdir tewkrardan sira almisimdir:( firsat bu ismimi yazdim sagir diye not dustum:ptopal arkadas cikti baska saglamlari unledi :mad:bir iki:(ee hani dedim topal arkadasa bende sagirim yazdimya ismimi
bana dediki sen ayaklarinin ustunde durabiliyorsun engelli degilsin
iyide duymadigimdan cok sira kaybettigim oldu bana ozel olarak yanima gelipte cagiracak anlayisi neden goremioyorum ayaklarimin ustunde duruyorum sukurde:mad: yani topal olsdaymis onu cagirirmista sagir engelli degilmis
 
Merhaba arkadaşlar.Bülent bey dedikleriniz ve tesbitleriniz.Doğru ve sağlam.Görüşleriniz de aynı sağlamlıkta.Ben bir şey sormak isterim müsade ederseniz.Bir an düşünelim.Siz sağlamsınız arslanlar gibi,ve ben o sandelyedeyim.Sizin fikirlerinizde bende olsun sandelye ile beraber. Şimdi siz nasıl bir yaklaşım göstereceksiniz sandelyedeki bana?..Herhalde ifade edebildim.İnsanlar sevgi ile yaklaşmak istiyorlar sizlere. Ama sizleri kırmadan ve üzmeden nasıl yapacaklarını, nasıl davranacaklarını bilemiyorlar.Ne yapsınlar,nasıl tavır koyarlarsa memnun olursunuz:gözünüzdenmi öpsünler koçum benim diye?.Sizin' le tokalaşsınlar mı hiçbir şeyiniz yok canavar gibisiniz diye,Yoksa sizi görmezden mi gelsinler.Ben bile bilmiyorum. Nasıl davranırsam hangi tepki ile karşılaşacağımı bilmiyorum.Ben kendi fikrime göre normal bir insanmış gibi davranmayı tercih ediyorum.Doğru mu yanlış mı bilemem.Bence en doğrusu bu. Önce sizler kendinizi özürlü olarak görmeyin.Görmeyin ki toplumda sizi normal bir birey olarak görsün.Yani iş sizlerden başlar ve yine sizlerden biter kısaca.Siz isteyin toplum versin.Ama önce ne isteyeceğinize karar vermek lazım.
Misal siz benim gözünde engelli değilsiniz.Nesiniz öyleyse.Siz birtakım rahatsızlıkları olan bir insansınız.Hastalık ayrı engel ayrıdır.Çoğu sağlam insanın yapamadığı işleri, sizin yapmanız, engel dediğiniz rahatsızlıkların aslında sizin için engel olmadıklarının en güzel isbatı değilmidir.Benim gözümde taş gibisiniz.Ve güzel bir örneksiniz. Aklınızın zekanızın maşallahı var.Netice ortada.Ama öteki arkadaşlarımız sızlanmaktan başka bir şey yapmıyorlar.Aciz insan gibi tavır koyuyorlar.Engelli insan sadece beyinde rahatsızlığı olan insandır.Düşünemeyen insandır.İradesi yoktur.Fikride yoktur. İşte bu arkadaşımız malesef engellidir ve herkesin yardımına da ihtiyacı vardır.
Yani lütfen açıkça belirtiniz.İster burda ister başka bir yerde.Size toplum nasıl davransın.Nasıl yaklaşsın.Ne yaparsa sizleri memnun görebilir.Evet insanlar şöyle- böyle ama yine de hiç kimse sizleri üzmek ve kırmak istemez.Sizler bunu nasıl yapılacağını göstermelisiniz.Olurmu olmazmı bilemiyorum ama hayatta imkansız diye birşey yoktur biliyorsunuz.Hadi hep birlikte imkansızı,imkanlı hale getirelim.Herkese iş düşüyor.Bu arada bilmeden sürçü lisan etti isek affola. Saygılar.:)
 
Bülent bey ben bir şey sormak isterim müsade ederseniz. Bir an düşünelim. Siz sağlamsınız arslanlar gibi, ve ben o sandelyedeyim. Sizin fikirlerinizde bende olsun sandelye ile beraber. Şimdi siz nasıl bir yaklaşım göstereceksiniz sandelyedeki bana

Sakat sana neden bir şey söylemek isteyeyim? Yolda giderken sakat olmayanlar biribirini durdurup bişey diyor mu da ben sakat sana bişey diyeyim? Yanından geçip giderim...
 
Nasıl davranırsam hangi tepki ile karşılaşacağımı bilmiyorum.Ben kendi fikrime göre normal bir insanmış gibi davranmayı tercih ediyorum.
Çoook yanlış yapıyorsunuz. Niye allahın sakatına normal insan muamelesi yapıyorsunuz ki. Tasmasından tutup biraz dolaştırın, ne bileyim başını falan okşayın, olmadı bir dal parçası fırlatıp getir koçum bana diyin, oyuncu olur bu sakatlar... Allahtan insanlığın kolla bacakla olmadığını bilen insanlar da var hala. Buna da şükür.
 
hayalet

karsındakı insan bunu bilincindeyse nrmal karsılamasında ne var allah askına bazı inssanlar vardır merakdan kudurur sorar iş olsun diye bazılarıda bunu bilincindedir senin engelini unutturmak icin normal karsılar tıpkı benim çevremdekiler gibi iş yerimdekı evdeki dısardaki arkadaslarım ben bahane ürettikce onlar senin bizden neyin eksik dedikce ben mutlu oluyorum onların arasında moralim yukseliyor bu gercekten cok önemlidir.
eger cevremizdeki insanlar bilinçli olabilseler okuzun trene baktığı gibi degil sıradan bi insanmıs gibi davranır davranır dediysekde köpek muamelesi yapmaz.
senin engel durumuna baktımda yazmısın kalp diyabet troit die allah askına söylermisin bana herkes kısısel hastalıklarını suraya sen gibi yazsa bu dinyada engelsiz insanmı var sorarım sana?
 
Çoook yanlış yapıyorsunuz. Niye allahın sakatına normal insan muamelesi yapıyorsunuz ki. Tasmasından tutup biraz dolaştırın, ne bileyim başını falan okşayın, olmadı bir dal parçası fırlatıp getir koçum bana diyin, oyuncu olur bu sakatlar... Allahtan insanlığın kolla bacakla olmadığını bilen insanlar da var hala. Buna da şükür.
.
Merhaba atakan bey.Çok fazla heyacanla okumuşsunuz yazıyı.biraz sakinleşin ve tekrar okuyun lütfen.Hangi niyetle, neler söylendiğini gözden kaçırmışsınız.Aslında cevap çok basit ama ben sizin iyi niyetle söylediğinize eminim.Yani benim söylemediklerimi söylemişim gibi algılamışsınız.Lütfen doğru ve salih bir gönülle tekrar değerlendirin. Saygılar.

Neri kardeşim teşekkür ediyorum.Beyaz olan bir şey nasıl bu kadar siyah görülebilir.Malesef bazı arkadaşlarımız kurulmuş zemberek gibi boşalıyorlar.Ne dersek ,ne söylesek farketmiyor.Bizim kendileri için ne kadar üzüldüğümüzü göremiyorlar bile.Kendilerinin sözlerini biz hoş görüyoruz.Kızgınlıkla yazıldığı belli zaten.İşte biz bunu eleştiriyoruz.Hiç kimseyi engelli diye görmediğimi belirtmiştim.Fakat Atakan bey kendi kendini o kadar alıştırmış ki engelli olduğuna,bu fikrinden bir türlü kurtulamıyor.Öncelikle kendi kendine yardım etmeli.Bu fikirden bir an önce kurtulmalı.Malesef başka da bir çare yok.Aslında benim söylediklerimi siz bizzat uygulamışsınız.Hem siz memnun,hemde başkaları.Bundan güzel ne olabilir.Tebrik ediyorum sizi.Saygılar.:)
 
Sakat olmak zaten başlı başına artı eksi ayrıcalıklı olmak demek...Sakatların dünyaya bakış açısı farklı,sağlamınki farklı,sağlamlardan sakat olmadan sakatları tam olarak anlayacaklarını zannetmiyorum...Sadece anladıklarını sanırlar,ben bir sakat olarak yolda bir sakat görsem sanki bir yakınımmış veya tanıdıkmış hissi uyanıyor ve gülümseyerek selam veriyorum...Selam verince derttaşa mutlu oluyorum...Günlük yaşam kargaşasında sakat olmanın bilinci ile kendimi doğal yaşamın akışına bırakıyorum.İnsanların beni övmelerini veya yermelerini hoşgörüyle karşılayıp hayattan zevk almaya bakıyorum....Hep derim iki seçenek var sakatların önünde...
1:kahrederkmi yaşamak?
2:tadını çıkararakmı yaşamak? tercih sizin...sevgilerimle...
 
Burası yazıyla anlaşılabilen bir ortam ve ben de mimiklerinizi göremediğimden yazdıklarınıza göre karar vermek zorundayım. ''Normal bir insanmış gibi'' ne anlama gelir takdirinize bırakayım bari. Oradaki ''gibi'' olmasa ben de söylediğiniz gibi anlayacağım normal olarak. Doğru anlaşılmak istiyorsanız doğru cümleler kurun o zaman zira ben konuya bulduğum yerden dalmıyor anlayarak okumaya çalışıyorum.

hayalet

senin engel durumuna baktımda yazmısın kalp diyabet troit die allah askına söylermisin bana herkes kısısel hastalıklarını suraya sen gibi yazsa bu dinyada engelsiz insanmı var sorarım sana?
Neriman Hanım, ben gerçekçi bir insanım. Adım da yaşadığım yer de hastalıklarım da doğru olarak yazıyor forumda. Üye olurken bu alanlar vardı ve doldurdum bunun neresi abes geldi size. Olmayan bişey icat etmedim ki sizin profilinizde de var bu alanlar. Doldurup doldurmamak size kalmış ama ben doldurunca niye sorun gördünüz. Bu foruma laylaylom için ona buna çemkirmek için üye olmadım ki ben. Bildiğim kadarıyla benimle aynı hastalığı yaşayanlara yardımcı olmak için ve hayat tecrübemden katkı sunabilmek için üye oldum. Yoksa bu forumu üye olmadan da takip edebiliyorsunuz. Hoş bu forumda kimseyi şahsen tanımam ve kimse de beni tanımaz. Sağırım desem de farketmeyecekti yani ama o durumda sağırlara yardımcı olamazdım zira hiçbir bilgim yok o konuda.
 
hayalet73;

Haklısınız.bir kelime herşeyi değiştirebilir. Ama ya bütünü anlamamız lazım yada noktalama bilgilerinden tutunda bütün imla kurallarını burada tartışmamız lazım.Bir kelimeye takılıyorsunuz.ok.hassasiyetiniz belli. fakat birde; sizlere nasıl davranacağımız sorusuna cevap vermeniz gerekir mi acaba diye sormadan edemiyorum.Ama kullandığınız cümlelerHakikaten biraz incitici olmuş.Hiç düşünmeyi denedinizmi? bu sitede sadece hasta (diyelim)insanlarmı var.Cevabınız evet değilse diğerleri sizin deyiminizle bulunduğu yerden mi dalıyor?.Yoksa siz mi böyle algılıyorsunuz.Sizleri memnun etmek için bizde ellerimizi ve ayaklarımızı kestirelim mi ?.O zaman sorun hallolacakmı?.Başka bir başlıkta belirttiğim gibi ""dik durmak"" hakikaten bazen zor değil,imkansız oluyor.
 
O zaman şöyle anlatayım mavikalem34; sizleri kırmak veya üzmek ne bileyim birilerine çemkirmek gibi bir durumum ve niyetim yok. Yazdığınızı okuyunca ONLARDAN olduğunuzu düşündüm ki sizin amacınız bu değilse yazınızın o kısmını editlersiniz olur biter. Benim yazım da anlamsızca asılı kalır orada. ONLAR kim derseniz ikiyüzlüler diyeceğim. Hani empati empati diye sevgi kelebeği olarak dolaşır da sonra bir sakatın elini sıktı diye elini sabunla yıkar ya onlar işte. bunlardan toplumumuzda ne yazık ki çok fazla var. Bu ONLAR sık sık ikiyüzlülükleri hakkında açık verirler ama mesela Neriman Hanım gibi fazlasıyla alçakgönüllü arkadaşlar pek farketmez bunu, onların iyilik yönünü görmek daha kolay bir kaçış yoludur çünkü. Mücadele etmek, satır aralarını okumak ve anlamak çoğumuza zor gelir ve biz genetik olarak kolay yolu seçeriz. Umarım hassasiyetimin nedenini anlatabilmişimdir. Sorunuzun cevabına gelince; bana zaten Bülent Bey'in bahsettiği gibi yani normal davranırsınız. Kısacası yolda görseniz yanımdan geçer gidersiniz. Çünkü benim görünür bir sakatlığım yok.
 
evet sakatımm ama hiçteeeeee kendimi sakat görmedim olaya fazla duygusal yaklaşmamak lazım :D yürürken iyiidi de şimdimi kötü oldu misali hayata kaldım yerden devam duygular a yenik düşer isek zaten hayat berbat kat kat berbat
 
Üst Alt