Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

İçimizdeki engelleri aşabildik mi?

sonbahar723

Yeni Üye
Üyelik
14 Eyl 2011
Konular
1
Mesajlar
3
Reaksiyonlar
0
Merhaba arkadaşlar..
Biz engellilere malum insanların bakış açısını olumlu yada olumsuz görüyoruz. Kimi acıyarak, kimi üzülerek, kimi görmezden gelerek, kimi yardım eder "ki hiç etmese daha iyi".... vs. Anlaşılan o ki insanların çoğu, her zaman duyarlı olamıyor bizler için..
Peki siz içinizdeki kendi engelinizi aşabildiniz mi? Ben aşabildiğimi düşünüyordum hep (meğer kendimi kandırıyormuşum)
Ama yaşadığım kötü bir olay kendi engelimi içimden kendimin atamadığını farkettirdi bana.
Bana katılan varmı?? Hani hep etrafımızdaki insanları suçlarız ya şöyle dedi böyle baktı gibi... Sanırım önce kendi içimizdeki engeli aşmak gerekiyor:confused:
 
Merhaba.
Sizde benim gibi olmuşsunuz işte, engelimizi kabullendiğimizi sanıyoruz ama hayatımızı yaşamaya gelince o bize hep engel oluyor..
Çok doğru bi tespit yapmışsınız.. Kendi dünyamızda hep isyanlardayız..
 
Aştığımızı sanırız ama kalbimiz hep buruktur.
Kimi bunu yüzüne yansıtır, kimi yansıtmaz...
 
Sonradan engelli olupta bu haline alışabilene helal olsun. Ben alışamadım, alaşabileceğimide hiç sanmıyorum. Mesela Erciyes'te engelliler için gezi var ve ben Kayseri'de olduğum halde katılmaya korkuyorum. Çünki kendimi biliyorum oraya gittiğimde eskiden rüzgarı hissederek kaydığım o günleri hatırlayacağım ve tutmayan bacaklarıma feryat edeceğim. Neyse dostlar, ben alışamadım. Eskiden çok basit olan şeyleri yapmak şimdi imkansız. Nasıl alışabiliriz ki?
 
Yahu arkadaşlar İsyan edecek ne var, engelinizin ne olduğunun, engelli olup-olmamanızın ne anlamı var?

Ne böyle şeylerle kendinizi yorun, ne de böyle şeyler yazıp yanlış anlamalara meydan verin.
Bacağı tutmayan kayak yapamıyorsa pekala tekerlekli sandalyede basket oynayabilir, yüzebilir ve daha birçok şey yapabilir. Önemli olan engelinizin ne olduğu değil, bizlerin engelsizliğe ne kadar yaklaşabildiği ya da engelimizi kaldırıp-kaldıramadığımızdır.

İnsanız, hepimiz çeşitli sebeplerle bunalıma girebiliriz (bu lla ki de engelimizle alakalı olmak zorunda değil, engelsiz insanlar da bunalıma girebiliyor), ama bunu o zaman periodundan öteye taşımamak gerekiyor. Ben görme engelliyim, çevremde kimse beni engelli olarak görmez, sizleri de öyle görmüyordur büyük olasılıkla.

Söylediğim gibi, ne kadar engeli olmayanlara yaklaşır, ne kadar sosyal olursak, o kadar engelimizi hissetmez-hissettirmeyiz. Ne kadar engelsizleşirsek, o kadar başarılı oluruz. Sonradan engelli olanları uyum sağlama sürecinde anlayabilirim, onların bu yeni duruma alışana kadar bir süre zorluk çekmesi normal. Onlar da reabilitasyon sürecinde bunları atlatabilirler, fakat doğuştan engele sahip bir insanın artık buralarda bunları konuşmuyor olması lazım.
 
Sosyal hayata katılmak, gezmek eğlenmek bunlar sözde şeyler. Bu ülkede asla gerçekleşemeyecek hayaller, ben kimsenin yardımı olmadan tekerlekli sandalyeme binip dışarıya çıkmak, hava almak istiyorum. Bir odada mahkum yaşamak istemiyorum ama bu ülkedeki herşey engelliyi engellemek için dizayn edilmiş. Ya en basiti kendi maaşımı postaneden kendim almak istiyorum ama 300 mt. ilerdeki postaneye ulaşamıyorum. Önce evin önündeki iki kademeli kaldırımı aşmam lazım, sonra postane önündeki iki kademe kaldırım ardından postane bahçe girişindeki tek basamak, sonra postane girişindeki 4 basamak... Ha bunları aşmaylada bitmiyor, birinci kapıdan geçiş kolay ama ara bölme L şeklinde ve dar sandalye manevrasıyla aşamıyorum. birinin sandalyenin arkasını kaldırıp çevirmesi lazım. Geldik ikinci kapıya, kapı çift kanatlı ikinci kanat hep kilitli. Birinin kapıyı açması lazım, tüm bunları geçtikten sonra birde geri dönmek için aynı işlemler. Postane müdürüne sorunu anlattığımda, istasyondaki postaneye git orası engellilere göre düz ayak yapıldı diyor. İyide o postane bana 3 km. uzaklıkta. Herhangi bir yere eğlenmeye gidemiyorum, engelli için tuvalet yok. Yapanlarda alafranga tuvaleti koymuş al sana engelli tuvaleti diyor. Daracık yere sandalye nasıl girsin, girse herhangi bir tutamak yok. Ben tuvalete gitmek için dahi başkasının yardımına muhtaç kalacaksam, nasıl eğlenebilirim ki?!
 
6 Aylıkken çocuk felci geçirdim. 18 Yaşıma gelene kadar hep isyan, hep isyan. Neden ben diyerek geçti. Ailemi çok üzdüm, onları bile sorguladım. Yaş ilerledikçe alışıyor olgunlaşıyoruz ondan sanırım. Yaş 32 oldu, komplekslerimi yendim dersem yalan olur. Çevreme bakıpta yapamadığım şeyleri gördükçe, içimdeki burukluğu kimseye anlatamamak, kendi içinde yaşamak çok üzüyor insanı. Gerçekten engelli olmak çok zor bi durum. Ama yinede yaşam devam ediyor. Engelli veya engelsiz, olabildiğince fırsatları tepmemek, hayata sıkı sıkı bağlanmak, yapabildiğinle mutlu olmaya bakmak. Yoksa çok yıpranıyorsun. Komplekslerimi sıfıra indirdim kimse diyemez. Olabildiğince minimum düzeyde tutmak önemli olan. Bu yazıyı yazarken bile bunlara ben bile inanmak istiyorum. Ama bazı zamanlar olmuyor işte...
 
Hayat görerek yaşamaktır.....
 
Kendimi bildim bileli özürlüyüm. Hiç ama hiç umrumda değil.
 
sonradan engelli olmak daha iyi degilmi saglikli saglam olarak bir gun bile yasamak cok iyi birsey olmali
kucukten kendini bildikten engelli olanlar daha sanssiz bence ne egitim ne cevre ne arkadas
hic olmazsa birikimlerle hatiralarla yasamak iyidir bence
 
Üst Alt