Engelli çocuklara örgün eğitim veren özel eğitim okulları, devletten destek alamadıkları için ayakta duramıyor. Türkiye'deki 170 okulun 40'ı 8 ayda kapandı. Tam gün eğitim veren bu okulların engelli çocukların gelişimi açısından büyük önem taşıdığına dikkat çeken Özel Özel Eğitim Okulları Birliği Derneği Başkanı Metin Demircan, özel rehabilitasyon merkezleri gibi devlet desteği almaları gerektiğini söylüyor.
Engellilerin topluma uyumu için tam gün eğitim veren özel özel eğitim okulları, maddi imkansızlıklar nedeniyle kapılarına kilit vurmaya başladı. 8 ay öncesinde 170 olan okulların sayısı 130'a kadar düştü. Engelli çocuklara ayda sadece 8 saat eğitim veren özel rehabilitasyon merkezleri, öğrenci başına aylık 432 lira devlet desteği alırken, ayda 120 saat eğitim veren özel eğitim okulları hiçbir destek görmüyor. Özel Özel Eğitim Okulları Birliği Derneği Başkanı Metin Demircan, özel eğitim okullarının rehabilitasyon merkezleriyle yasal olarak aynı statüde olduğuna dikkat çekerek, Meclis tatile girmeden maddi destekle ilgili yasal düzenleme yapılmasını istiyor. Demircan, "Maliye Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı ile bugüne kadar ciddi atılımlar yaptı ancak konu ile ilgili kanun tasarısı halen Meclis'e sunulamadı. Meclis tatile girene kadar kanun tasarısı yasalaşmazsa binlerce engelli öğrenci 1 yıl daha eğitim hakkından mahrum kalacak." diyor.
Özel özel eğitim okullarının kapasitesi 17.500 olmasına rağmen mali sıkıntılar yüzünden ancak 2.300 öğrenciye eğitim verebiliyor. Demircan, örgün eğitim alması gereken 90 bin engelli çocuktan sadece 30 bin tanesinin ilköğretim düzeyinde eğitim gördüğünü belirtiyor. 60 bin ilköğretim çağındaki engelli çocuğun, devlete ait özel eğitim okulu olmadığı için eğitim hakkından mahrum kaldığına dikkat çekerek, "Devlet, özel rehabilitasyon merkezlerine giden engelli öğrencilerin taşıma bedelini ve kitap masraflarını karşılıyor. Ancak özel eğitim okuluna devam eden engelli bir bireyin ne taşıma bedeli ne de kitap bedeli karşılanıyor. Ülke çapında engelli-engelsiz her öğrenciye kitap desteği sağlayan devletimiz, ne yazık ki özel eğitim okullarına devam eden 2.300 öğrenciye bu desteği sağlamıyor." bilgisini veriyor.
Ağır otizmli raporu verilen bir öğrencinin özel eğitim okullarında aldığı eğitim sayesinde normal örgün eğitim programına dâhil olduğunun altını çizen Demircan, şöyle devam ediyor: "Engelli bir çocuğun mutlaka örgün eğitim veren bir kuruma gitmesi, eğer ikinci bir özrü var ise rehabilitasyon merkezine gitmesi gerekiyor. Rehabilitasyon merkezleri bu çocuklara sadece destek eğitimi veriyor. Destek eğitimin devlet tarafından desteklenip, örgün eğitimin bu okullara büyük ihtiyaç olduğu halde desteklenmemesi Türkiye'nin acı bir gerçeğidir. Bu çocukları topluma kazandırmak yerine niye kaybetmeyi tercih edelim?"
Özel eğitim okulları yaşam destek ünitesi gibi
Çocuklarının diğer öğrenciler gibi tam gün eğitim almasını isteyen engelli aileleri de hükümetin konuya el atmasını bekliyor. Makedonya'da yaşayan Sevgi-Sedat Aslanargın çifti, 4 yıl önce oğullarının otistik olduğunu öğrenince Türkiye'ye yerleşmiş. Kayseri'de oturan çift, şimdi 8 yaşında olan Mahmut'u özel eğitim okuluna yazdırmış. "Ölmek üzere olan bir hasta için yaşam destek ünitesi neyse bizim için de özel eğitim okulları hayati öneme sahip." diyen anne Aslanargın, oğlunun özel eğitim okuluna başlamasıyla çok büyük gelişim kaydettiğini vurguluyor. Aslanargın, şunları anlatıyor: "Oğlum 8 yıldır veremediğim tuvalet eğitimini 4 haftada öğrendi. Yazmaya başladı. Kullandığı kelimelerde artış oldu. Daha fazla konuşmaya başladı. Sağlıklı çocuğu olan anneler evlatlarının konuşmasına, 'anne' demesine alışkın. Çocuğum fazladan bir kelime kullanınca dünyalar benim oluyor." Rehabilitasyon merkezlerindeki aylık 8 saatlik eğitimin çok yetersiz olduğuna dikkat çeken baba Aslanargın da örgün eğitim yasasının çıkmasının engelli çocuklar için hayati önem taşıdığını ifade ediyor. Çocuklarını eve hapsetmek istemeyen Aslanargın ailesinin şu an en büyük korkusu Mahmut'un okulsuz kalması.
ZAMAN
NOT:Ama şunuda not edelim özle okullarda halkı kaz gibi soyuyorlar.... buda var
Engellilerin topluma uyumu için tam gün eğitim veren özel özel eğitim okulları, maddi imkansızlıklar nedeniyle kapılarına kilit vurmaya başladı. 8 ay öncesinde 170 olan okulların sayısı 130'a kadar düştü. Engelli çocuklara ayda sadece 8 saat eğitim veren özel rehabilitasyon merkezleri, öğrenci başına aylık 432 lira devlet desteği alırken, ayda 120 saat eğitim veren özel eğitim okulları hiçbir destek görmüyor. Özel Özel Eğitim Okulları Birliği Derneği Başkanı Metin Demircan, özel eğitim okullarının rehabilitasyon merkezleriyle yasal olarak aynı statüde olduğuna dikkat çekerek, Meclis tatile girmeden maddi destekle ilgili yasal düzenleme yapılmasını istiyor. Demircan, "Maliye Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı ile bugüne kadar ciddi atılımlar yaptı ancak konu ile ilgili kanun tasarısı halen Meclis'e sunulamadı. Meclis tatile girene kadar kanun tasarısı yasalaşmazsa binlerce engelli öğrenci 1 yıl daha eğitim hakkından mahrum kalacak." diyor.
Özel özel eğitim okullarının kapasitesi 17.500 olmasına rağmen mali sıkıntılar yüzünden ancak 2.300 öğrenciye eğitim verebiliyor. Demircan, örgün eğitim alması gereken 90 bin engelli çocuktan sadece 30 bin tanesinin ilköğretim düzeyinde eğitim gördüğünü belirtiyor. 60 bin ilköğretim çağındaki engelli çocuğun, devlete ait özel eğitim okulu olmadığı için eğitim hakkından mahrum kaldığına dikkat çekerek, "Devlet, özel rehabilitasyon merkezlerine giden engelli öğrencilerin taşıma bedelini ve kitap masraflarını karşılıyor. Ancak özel eğitim okuluna devam eden engelli bir bireyin ne taşıma bedeli ne de kitap bedeli karşılanıyor. Ülke çapında engelli-engelsiz her öğrenciye kitap desteği sağlayan devletimiz, ne yazık ki özel eğitim okullarına devam eden 2.300 öğrenciye bu desteği sağlamıyor." bilgisini veriyor.
Ağır otizmli raporu verilen bir öğrencinin özel eğitim okullarında aldığı eğitim sayesinde normal örgün eğitim programına dâhil olduğunun altını çizen Demircan, şöyle devam ediyor: "Engelli bir çocuğun mutlaka örgün eğitim veren bir kuruma gitmesi, eğer ikinci bir özrü var ise rehabilitasyon merkezine gitmesi gerekiyor. Rehabilitasyon merkezleri bu çocuklara sadece destek eğitimi veriyor. Destek eğitimin devlet tarafından desteklenip, örgün eğitimin bu okullara büyük ihtiyaç olduğu halde desteklenmemesi Türkiye'nin acı bir gerçeğidir. Bu çocukları topluma kazandırmak yerine niye kaybetmeyi tercih edelim?"
Özel eğitim okulları yaşam destek ünitesi gibi
Çocuklarının diğer öğrenciler gibi tam gün eğitim almasını isteyen engelli aileleri de hükümetin konuya el atmasını bekliyor. Makedonya'da yaşayan Sevgi-Sedat Aslanargın çifti, 4 yıl önce oğullarının otistik olduğunu öğrenince Türkiye'ye yerleşmiş. Kayseri'de oturan çift, şimdi 8 yaşında olan Mahmut'u özel eğitim okuluna yazdırmış. "Ölmek üzere olan bir hasta için yaşam destek ünitesi neyse bizim için de özel eğitim okulları hayati öneme sahip." diyen anne Aslanargın, oğlunun özel eğitim okuluna başlamasıyla çok büyük gelişim kaydettiğini vurguluyor. Aslanargın, şunları anlatıyor: "Oğlum 8 yıldır veremediğim tuvalet eğitimini 4 haftada öğrendi. Yazmaya başladı. Kullandığı kelimelerde artış oldu. Daha fazla konuşmaya başladı. Sağlıklı çocuğu olan anneler evlatlarının konuşmasına, 'anne' demesine alışkın. Çocuğum fazladan bir kelime kullanınca dünyalar benim oluyor." Rehabilitasyon merkezlerindeki aylık 8 saatlik eğitimin çok yetersiz olduğuna dikkat çeken baba Aslanargın da örgün eğitim yasasının çıkmasının engelli çocuklar için hayati önem taşıdığını ifade ediyor. Çocuklarını eve hapsetmek istemeyen Aslanargın ailesinin şu an en büyük korkusu Mahmut'un okulsuz kalması.
ZAMAN
NOT:Ama şunuda not edelim özle okullarda halkı kaz gibi soyuyorlar.... buda var
