Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

'Sakat doğacağına/kalacağına yaşamasın'sözü üzerine düşünceler..

O SORUYU SOR

Yeni Üye
Üyelik
15 Nis 2007
Konular
3
Mesajlar
27
Reaksiyonlar
0
  • “Sakat kalacağına yaşamasın!”

    6.5 aylık hamileyken 1 kilo 400 gram ağırlığında bir erkek bebek dünyaya getiren Zeynep Tokuş, kuvözdeki bebeğini görmek için evle hastane arasında mekik dokurken eşi Alp Nuhoğlu ise Ali ismini verdikleri oğullarını “sağlıklı” yaşatmak için savaş veriyor. Karısının doğumunu bizzat gerçekleştiren Jinekolog Nuhoğlu"na doğum gecesini Vatan'a anlattı:
    “[...] Ufak doğanlarda önemli olan ilk iki gündür. Ondan sonra 1 hafta içersinde kendini belli eder. Diğer korkulan da kafa içerisinde kanama. Ufak bebeklerde böyle bir risk var. Böyle bir şey olursa da bebek yaşatmamakta da fayda var, çünkü sakat kalır"

    Benim için önemli olan Zeynep"ti. Ona bir şey olmasın. Sonuçta çocuk yapabiliriz. Zeynep bebeğini ilk Cuma günü kucağına alabildi. Gelmeyen sütünü onun için çekmeye çalışıyor. Bir damla bile olsa vermek için çabalıyor, bebeği iyi olsun diye. Bizim bebek diğerleriyle kıyaslandığında daha savaşçı. Bayrama kadar iyi olsun da bize bayram hediyesi versin.”
Arkadaşlar yukarıdaki yazıyı netten aldım tv lerde de sizlerde izlemişsinizdir. Sizlerden bu konuda görüşlerinizi bekliyorum. engelli olarak''SAKAT KALACAĞINA YAŞAMASIN'' sözü sizlere ne hissettirdi?
Bu söz benim içimi acıttı
:cry:
 
"Engelli olacağına yaşamasın" çok kolay söylenecek bir söz, tabi vicdan sahibi olmayan ve hayatının sonrasını düşünemeyen bir insan için.
Her engelli doğuştan değil..!
engelli doğumuna karşı lar tamam..! peki kendi karşılarına çıkacak sürpriz bir engeli nasıl önleyebilirler...?
yaşamamalıyım buna hakkım yok diyebilirler mi..?
 
BAZEN DÜŞÜNÜYORUM DA..;
ya hitler dönemi almanyasında yaşasaydık..ki asıl tartışma burda başlıyor..yaşamamıza izin dahi verilmezdi..

nedenine gelince ari ırk şablonuna göre bizim sabun olmamız daha mantıklıydı..hoş istersek 1. sınıf alman vatandaşı olup,tüm özellikleri taşımız olsak bile..engelli olmamız suç sayılıp çürüğe ayrılarak katlimiz vacip gözükecekti..

ne kadar iç açıtıcı da olsa sakat kalacağına ölsün cümlesi ..sonuçta anne baba kadar ergenliğe ulaşan çocuk içinde belki ölmek iyi olabilir..

yaw aslında şahıs hakkında ne hayırlısı neyse o olsun deseydi :)) ve dile getirmeseydi ölsün kelimesini..bazen söze vuran dilenmese ...
 
YAŞAM

BEN CE O SÖZÜ SÖYLEMEDEN BEBEGİN ANNE KARNINDAKİ KALP ATIŞLARINI DUYAN BİRİ BÖYLE KONUŞMAZ BİZİM BİR İNSANIN YAŞAM HAKKINI ELİNDEN ALMAMIZ DORU DEGİL DİR SONUCTA ONA YOK TAN CAN KATAN ALLAH CC İSYAN EMİŞ OLURUZ SAGLAM DOGUP SAKAT OLAN DA KADERİN KENDİSİ GEGİLMİ
 
Çok samimi olduğum sevdiğim, saydığım uzaktan bi tanıdığımınn fiziksel ve zihinsel özürlü bi çocuğu oldu. Şuanda 9 yaşında ve bu 9 yıl boyunca hayatları tam anlamıyla bir işkenceydi. Aile adeta yıkıldı. Hem kendileri hem sevenleri... Neşe dolu, hayat dolu insanlar özürlü çocukları doğduktan sonra tanınamaz hale geldiler. Çocuk ne yürüyor, ne konuşuyor, ne görüyor... Hiçbir şeye tepki vermiyor, sürekli ağlıyor... Doktorlar çocuğun hiçbir sorununa çare bulamıyor maalesef...

biricikkk' Alıntı:
"Engelli olacağına yaşamasın" çok kolay söylenecek bir söz, tabi vicdan sahibi olmayan ve hayatının sonrasını düşünemeyen bir insan için.

Bence bu konunun ne vicdanla ne de dinle bi alakası var. Özürlü çocuk doğurmak kolay bişeye benziyor size göre... Ama gidin bi çekene sorun. Bir değerlendirmede bulunmadan önce gidin böyle çocuklara sahip ailelere sorun ne çekiyolar diye? Bi de bu çocukların bakımını vicdanınızı sorgulamak için bi sadece 1 ay üstlenin. Bakalım sonra vicdanınız size neyi tavsiye edecek?

Böyle bi özürlü çocuğa bakmanın çok ta kolay olduğunu sanıyorsunuz değil mi? Hariçten gazel okumak kolay....

Önceden tıp o kadar gelişmemişti tabi. Anne karnında çocuğun durumunu öğrenmek imkansızdı. İnsanlar çaresizdi önceden. Ama madem ki şimdi tıp bu konuda çaresiz değil, neden tıbbın insanlığa sunduğu bu nimetlerden yararlanmayalım.

Gerçekçi olun biraz...
 
Önceden tıp o kadar gelişmemişti tabi. Anne karnında çocuğun durumunu öğrenmek imkansızdı. İnsanlar çaresizdi önceden. Ama madem ki şimdi tıp bu konuda çaresiz değil, neden tıbbın insanlığa sunduğu bu nimetlerden yararlanmayalım.

Gerçekçi olun biraz...bende bu düşüncesinde yeday'a sonuna kadar hak veriyorum.benimde çevremde aynı şekilde sorunları olan tanıdığım insanlar var..çok zor olduğunu biliyorum..görüyorum... :(
 
verilmesi çok zor bir karar..

bence böyle bir durumda duygusal değilde, gerçekçi ve mantıklı düşünülmeli.
diyelim ki, aile engelli çocuğu herşeyi ile bakmaya ve sevmeye hazır ve kabul ediyor, yani yaşatıyor..
belki de bir zaman sonra çocuk herşeyin farkına vardığı zaman,
bu durumdan şikayetçi olucak!..
yaşantısı, sağlıklı bir insanın ki gibi istesede olmayacak, bunu
en iyi bizler biliyoruz, çünkü birebir yaşıyoruz...
yaşadığı sürece bişeylerin özlemini çekecek,
bana kalırsa o çocuğa sıkıntılı ve zor bir hayat yaşatmaya hakkımız yok!..
bu çok hassas bir konu :!:
herşey yaşasın demekle, olmuyor!..
sonrasını da hesaba katmak gerekiyor...
 
Başıma gelmediği için ne desem boş olucak aslında... Yani cevabın doğruluğundan o kadar emin olamam... Cevap vermek gerekirsede, zihinsel bir engeli olmadığı müddetçe sanırım yaşamasını isterdim... Çünkü zihinde bir hastalık olursa hayatı bile anlıyamıyor insan... Yine de doğru cevabı bulmak için yaşamış olmak lazım... Çünkü bazı insanlar bile neden bu dünyaya geldik diyor... Bu kararı vermek öyle klavye başından cevap vermeye benzemez...

Bu arada Zeynep Tokuş ve eşinin vereceği karara ve düşüncelere herkesin saygılı olması lazım...
 
aramızda engelli olmayan arkadaşlar var. görüşlerini önemsiyoruz. ama genelde üzerinde durulan bir konu var "çocuğun büyüyünce vereceği tepki"

o çocuklardan biri olarak şunu söylemek istiyorum. mümkünse beni hemen aldırabilir misiniz? bi fişim olsa hemen çekeceğim ama yokki...
 
benim 13 yaşında engelli bir oğlum var 13 yıldır ne çektiğimizi bir allah birde biz biliriz ikinci çocuğa karar verdiğimizde bir sorun olursa aldırırız diye düşünmüştük ama sonra bu düşüncemiz değişti insan doğmamışta olsa çocuğuna kıyamıyor ama çok şükür korktuğumuz olmadı şimdi 5 yaşında sağlıklı bir oğlumuz var ve şimdiden abisine sahip çıkıyor özürlüde olsa her insanın yaşama hakkı var bence
 
YOK DAHA NELER.HAYAT BİYEK ENGELLİLER İÇİN Mİ ZOR.BENCE Bİ İSTATİSLİK YAPILSA ÖZÜRLÜDEN DAHA FAZLA SAĞLAM İNSANLAR İNTİHAR EDİYORDUR.
ÖZÜRLÜ DOGACAGINA ÖLSÜNÜ KABUL ETMEK AİLELERİN ÖZÜRLÜ ÇOCUKLARININ BAŞINA Bİ KURŞUN SIKMASINIDA KABUL ETMEK GİBİ GELİYOR BANA. HEPİMİZ ÖLÜMÜ DÜŞÜNDÜK AMA 'MÜSLÜMAN ÖLÜMÜ İSTEMEZ.BANA ÖLÜM NE ZAMAN HAYIRLIYSA ALLAHIM SEN O ZAMAN NASİP ET 'DİYE DUA EDER.
 
Bu söz öyle tanıdık geldi ki bana...

Belki sözkonusu olay ünlü birinin başına gelmeseydi bu konu medyada gündeme oturmayacaktı.

Kimbilir! Kaç kişi, kaç aile bu ve benzeri olayları yaşıyor.

Benim bir yakınım da bir yıl önce böyle bir olay yaşadı.

Çocuk yedi aylık doğdu. Doğum anında oksijensiz kalmış. Beyinde hasar oluşmuş olabilir dediler. İlk başta doktorların söyledikleri çok olumsuzdu. Tüm kötü ihtimalleri sayıp sıraladılar. Kör olabilirdi. Zeka engelli olabilirdi. Yürümeyebilirdi. Ya da birkaçı bir arada olabilirdi. Yaşayan bir ölü yani!

Baba bunları duyunca hastane masraflarını karşılamak istemedi. Ölsün dedi. Çocuğun Çapa'ya yatması gerekiyor. Baba ölsün diye hiç oralı olmuyor. Anne çocuğunu yaşatmak için çırpınıyor. Tam bir aile faciası aslında.

Anne çaresiz durumda. Çocuk iki ay kuvözde kaldı. Çapa'ya gitmediler. Çocuk taburcu oldu. Eve geldikten sonra çocuk yedi kez havale geçirdi. Baba iyice çıldırdı. "Bu çocuktan bize hayır yok "diyor. Anneye bağırıp çağırıyor. "Sen ne diye taksi tutup acile götürüyorsun bu çocuğu diye" fırça atıyor.

En sonunda Çapa'da bir hocaya götürdüler çocuğu. Hoca tüm sonuçlara bakıp tüylerim diken diken oldu demiş. Eğer bu çocuk başını tutup yemek yiyebilirse siz şükredin demiş.

Baba ile anne sürekli kavga ediyorlar. Anne çocuğu yaşatmaya çalışıyor. Baba bırak ölsün diyor.

Bunu doktora sormuşlar. Doktor da " Bu konu tıpta etik olarak tartışılıyor " demiş. Bir çocuğu her ne olursa olsun yaşatmak mı? Yoksa müdahale etmemek mi?

Valla! Yukarı tükürsen bıyık! Aşağı tükürsen sakal! Çık bakalım işin içinden.

Şimdi mi? Çocuk bir yaşını biraz geçti. Emekliyor. "Baba baba " diyor. Doktorların dediği çıkmadı.

Yalnızca hareketlerinde diğer çocuklardan üç ay geri. O da belki prematüre doğduğundan.

Kimileyin olanlara tıp bile yanıt veremiyor. Çocukta öyle tatlı birşey ki... Sormayın.

Ben dünyaya gelmiş bir canlı için "sakat olacağı yerde ölseydi" denmesini insani açıdan hiçbir insana yakıştıramıyorum. Bunu diyenleri şiddetle kınıyorum.

Dünyada kimin ne olacağı hiç belli değil... Her an herkesin başına herşey gelebilir. Bu da benim başıma gelmez denmemeli...

Engelli çocuğu olan tüm cefekar anneleri kutluyorum. Onlar her türlü güçlüğe göğüs geriyorlar.

Aslında sakatlığa olumsuz bakış açısı devletin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmemesinden kaynaklanıyor.
 
Bu çok kişisel bir karar. Herkesin kendi koşullarında değerlendirip cevap verebileceği bir şey...

- Anne-baba ortak karar almalı
- Anne-baba güçlü olmalı. Birinden biri yan çiziyorsa (aslında baba demek daha doğru olur!) o zaman fena
- Anne-baba önlerindeki yaşamı -zorluklarıyla olsun güzellikleriyle olsun- bilmeli ve kararını öyle vermeli. Gelecek onlar için süpriz olmamalı.
- Maddi olanaklar en azından çocuğun sağlık ve eğitim güvencesini kurmak için yeterli olmalı
- Çocuk gerçekten çooook sevilmeli ve bilinçli yetiştirilmeli. Yaşamın herkes kadar onun da hakkı olduğu iliklerine işletilmeli.
- İnsana değer veren bir ülkede yaşanmalı!
 
son dönemin moda beyanatı. doğuracakları ya da doğurdukları sabiler hakkında o yaşasın bu yaşamasın diye bir tartışmadır gidiyor. benimse onlara bir kaç sorum var,

1- her ne koşulda olursa olsun bir canlının canı hususunda söz sahibi olma yetkisini kimden aldınız?

2- engelli olmak yaşamadan men sebebi ise siz o aciz hayatlarınızı sürdürmekte kullandığınız üstün zeka ve üstün fiziksel formunuzla dünyaya ne gibi bir fayda sağlıyorsunuz da yaşamaya hak kazanıyorsunuz?

3- başka galaksilerden sizden çok daha üstün, çok daha zeki, çok daha fiziksel yeterlilikli yaratıklar tarafından engelli addedilip iyiliğiniz için gezegenimiz imha edilse duman olduğunuz anda o üstün aklınızdan ne geçer?

4- engelli bebek ilerde çok zor durumda kalabilir de sağlamının iyi bir hayat süreceği garanti mi edilmiştir size? toptan insan hayatını mı sona erdirsek gelecekteki risklere karşı?

5- sizin herhangi bir nedenle engelli olmayacağınıza dair birileriyle anlaşmanız mı vardır ya da engelli olduğunuz an ensenize pompalı dayanmasını birilerinden isteyecek misiniz?

artar gider liste. demem o ki insan kendinin, bebeğinin, sevdiklerinin hiç bir konuda hiç bir engelle karşılaşmasını istemez. ancak böyle bir durumla karşılaşıldığında bunun çözümü imha değildir.
 
bence bedensel özür özür deildir herkes gibi onlarında hakları var
 
Üst Alt