Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Engelliye yapılan iyiliğin yüze vurulması

dotanu53

Üye
Üyelik
17 Şub 2009
Konular
23
Mesajlar
87
Reaksiyonlar
0
iyilik karşılıksız olursa iyilktir....
Engelli olsun veya sağlam kişi olsun iyilik ve yardım yapıldığı zaman,Allah c.c. rızası için yapılmalıdır.
Eğer yapılan iyilik yüze vurulursa hiçbir değeri yoktur.Bu yardım engelli kjişiye yapılırsa,sonra yüzüne vurulursa çok acı oluyor.Bu olay benim başıma geldiği için çok kötü oldum.Biz gücümüz olmadığı durumda yardım isteriz,kendi imkanları sonuna kadar kullandıktan sonra destek isteriz.
İnsanlıktan nasibini almayan bazı kişiler,özellikle engelli kardeşler bizi acı sözlerle ezebiliyorlar. Bir kişi kendini,başkasının yerine koyamıyorsa,o kişi karşisındakini anlayamaz. Yapılan iyilik karşılıksız değilse,yardım etmek
işkence olur.
Ne mutlu her konuda anlayışlı ailesi olanlara.....
 
yapılan iyilik tabiki karşılıksız olmalıdır iyilikler kendi çıkarları için degilde allah için yapılır zayten gösteriş için yapıyorsa bi annamı yok
 
allaha şükür henüz, hemen hemn %90 bağımlı olduğum halde, hiç yapılan iyiliğin yüzümme vurulduğunu hissetmedim, zaten öle bi amaçlarıda olmadı...
ne ailem , ne akrabalarım, ne tanıdıklarım, nede 11 yıllık okul yaşamımda yardımını esirgemeyip, hatta habersiz yapan arkadaşlarm... allah cümlesinde razı olsun... öle bi acı yaşatmadıkları için...
 
Bu tipler aklın sıra enaniyetlerini okşarlar... Sürekli teşekkür etmek gerekir onlara... Sürekli ezik durmalsınız ki onlar da kendilerini bişey sanabilsin... Kendilerini iyi hissetmek için acıtmaya ihtiyaçları var.Anlayın artık...
 
iyilik, gönülden karşılıksız paylaşımdır.işte o insanlar iyilik yapmanın anlamını bilmiyor.

bence ya günahlarına karşı yaradanı kandırdıklarını sanıyorlar ya da cevresine yardım sever görünüyorlar.yürekten yapıldığında ağızdaki dil bile yapılan iyiliği dile getiremez.

Sadece Allah'tan kimseyi muhannete muhtaç etmesin diliyorum
 
İyilik beklentisiz olunduğu zaman değer kazanır.Yoksa birine iyilik yapıp, sonra yüzüne bak senın için böyle bir iyilik yaptım tarzı söylemleri abartılıca söyleyip,bundan övünç ve pay çıkarmaları o kişinin hem görgüsüzlüğünü gösterir hemde kişiliğinin ne kadar zayıf olduğunun işaretedir.
 
iyilik Allah için yapılmalı, karşılığı Allah'tan beklenmeli. iyilik yap denize at demişler.

yaptığın iyiliği başa kakmak ise bayağılıktır. Asil olan davranış başa kakmadan yapılan iyiliktir
 
Birisi bizlere iyilik yaptı ve başımıza kakıyor yada hissettiriyor diyelim;
Peki bizler buna uymak zorundamıyız.. Öyle bir hareketi bizde onun başına kakmalıyız yada hissettirmeliyiz o anda diyorum ben.. Eziklik duymamalıyız asla.. Bazen iyilik istenebilir (Bana göre adı yardımlaşmadır bunun adı.Yüzlerce sağlıklı insanada ben yardım ettim bi şekilde..) karşımızdaki kişi bunu başımıza kakmaya, hissettirmeye çalışırsa bizde yaptığını başına kakmalıyız diyorum.. Kavga güzeldir..
 
Sadece engelliye değil, engelsiz insana da yapılan iyiliğin yüze vurulması hoş bir davranış değildir ki... İnsanın kendini "iyi biriyim" diye tanımlaması bile çirkindir bence... Bırak başkaları sana iyi desin... Sen bunu duyma bile...

Ailenin, engelli yakınına yaptığı iyiliğe gelince... Ben hiçbir zaman aileme beni yetiştirdikleri için minnet duymadım.Bana emek göstedikleri için saygı ve sevgi duydum sadece. Zira dünyaya gelmek gibi bir niyetim yoktu.Onlar vesile oldu... Peki zorunda mıydılar bana iyilik yapmaya? Evet zorundaydılar... Çünkü ben onların sorumlulukları ya da sorumsuzlukları üzerine dünyaya geldim... Burdaki minnet duygusuyla teşekkür kelimesini karşılaştımanızı istiyorum... İkisi birbirinden çok farklıdır. Minnetin içinde bir eziklik vardır... Teşekkürde ise gönüllülük...

Ömer Seyfettin'in "Diyet" adlı hikayesini okumanızı tavsiye ederim... Sürekli başa kakılan iyiliğin insanı nasıl çileden çıkarabileceğine güzel bir örnek...
 
Kendi insanlığın için iyilik yolundan şaşmamalı..Karsında ki bunu anlar anlamaz ama sen yaptığının yüceliğini kalbinde taşı.
 
Eğer yapılan bir yardım karşılığında başa kakma gibi bir durum varsa, bu yardımın adı iyilik olmaz zaten. Öyle insanlarla arkadaşlık yapmıyorum ve onlardan mümkün olduğunca yardım istemiyorum.
 
En güzeli uzak olsun benden uzak lazım değil öyle akraba arkadaş.
 
Sadece engelliye degıl..yanlıs bır sey bu ya HER YARDIM ZATEN GİZLİ YAPILMALI..
 
bir iyilik karsılıksız yapılır karsılıklı yapacaksan o kişinin yüzüne vuracaksan hiç yapma daha iyi karsı tarafdaki insanı küçük düsürür
 
Engelli, engelsiz hiç farketmez. Yapılan iyilik yüze vurulmaz. Vurulacaksa hiç yapılmasın. O zaman yapılan iyilik hiç bir işe yaramaz.
 
Zaten iyilikler karşılıksız yapılırsa iyilik olur. Yoksa sadece ihtiyacımız olduğu zaman yapılan ve karşılığı beklenen bir halde yapılan bir durumun iyilikle çok alakası olmaz.

Bir iyilik yapmışsan en güzel onu unutmaktır. Karşımızdaki insanın o zayıf anında ihtiyacı olan bir şeyi hiç bir menfaate dayandırmadan temin etmek veya her hangi bir sebebe dayandırmadan olanak sağlamak çok güzeldir. Fakat ilerleyen zaman diliminde onu başa kalkmak hiç etik bir davranış olmadığı gibi çokta kırıcı olabilmektedir.

Bunun yanında iyilik yaptığın halde iyiliğini suiistimal ederek karşısındaki kişiye saf muamelesinde bulunan kişilerinde var olduğunu unutmamak gerekir.

Yapacağın bir iyilikte bence duygulardan önce aklını kullanarak yaptığın iyiliğin gerçekten ihtiyaç sahibi bir insana yapılması da kendi mağduriyetimizi en asgariye indirecektir.
 
burda ki tartışma konunuz iyilikse size bir sorum var?
yıl 2001 olay kahramanı 14 yaşında ortaokulun bittiği sene maddi sıkıntılar yüzünde marangoza girer.işe başlamasının üzerinden tam 1 ay geçmiştir.o gün iş yerinde iş yerinden arkadaşıyla üzerine yaklaşık 900 kg.(bana söyledikleri yaklaşık ağırlık) ağırlığında ağaç topluluğu düşer.acilen hastaneye kaldırılır.sol ayak bilek üstü ve bel t10-11 kırılır.olayın üzerinden 1 ay geçer.hastane de ameliyatlar devam eder.iş veren hastane de polislere ifade de "bizimle çalışmıyordu." der.sadece "hasta yatak bezi" yüzünden tartışma çıkar ve dava açılır.olayın üzerinden 1 sene geçer.bu süre zarfında olay kahramanı belinden 1,ayağındansa 11 yani toplam 12 defa ameliyat olur.bu ameliyatlar toplam 4 ay gibi bir süre de gerçekleşir.olay kahramanı 2002 öğretim yılına yetişir ve lisesine "anne"sinin zoruyla :) başlar.neyse uzatmıyayım.
yıl 2009.dava devam eder ama sigorta "iş kazası" olduğu için malulen emeklilik için tetkikler ve raporlar ister.rapor almaişlemi tam 6 ay sürer.rapor verildikten 3 ay sonra "malülen emekli" olduğu müjdesi gelir.(bu arada olay kahramanı 22 yaşında pencere arkasında yaşamaya alışmıştır.ailesiyle(anne,baba,erkek kardeş.) mutlu mesut yaşamaktadır.)emeklilik ikramiyesi(11.000 lira) ve aylık 1050 lira maaş gelir.rapor almak için kredi kartları kullanıldığı için kahraman sesini çıkarmaz ve parayı ailesine verir.7 bin lira borçlara dağıtılır.(borçlar bitmemiştir.)2. el bir araba alınır.kahramanın eskiden balıkçı olan babası,"bir balıkçı teknesi alalım çalışır paramızı kazanırız."der.kahraman istemese de ısrar ve baskılarla tekne alınması için 10 bin lira kredi çekilir daha almaya başlamadığı malulen olduğu emekliliğin aylığına.tam 505 lira ödenecek 24 ay boyunca.daha önceden ihtiyaç:D için çekilen kredilerin taksitleri de kahramana kalır.aylık taksit oldu 850 lira.önceden kalan 650 liralık borç için 2000 lira kredi çekilir.:D 24 ay 100 lira taksit daha:Dbanka bi tane kredi kartı verir 1.000 liralık.o da kullanılır.her ay askerisini yatırmak için 100 lira da oraya gider.(özürlü kişi tak yapar.böbrekleri narin olduğu için cipro kullanır.bunlar için babasına muhtaç olur.)
çok uzun oldu biliyorum ama sona geliyoruz.
kahraman geçenlerde bir tartışma başlatır."ben bu aylıktan hiçfaydalanamayacak mıyım?" diye.bunun üzerine babasının tek söylediği şeyse;"aylığı ben bağlattım sana"
dipnot:kahraman hastaneden eve döndüğünde babası; "ben mi yolladım onu çalışması için de ben bakmak zorundayım" der annesine.

ŞİMDİ SORUYORUM:yapılan "iyilik" karşılıksızsa;ne zaman biter acaba bu benim borcum???????
ayrıca baba denen şahıs aylık için vekalette istedi zamanında.
şimdi bu evden ayrılmak ve başka bir yerde(bakım evi,hastane,huzur evi) hayata yeniden başlamak için nereyi tavsiye edersiniz.
 
sükutu vaveyla;
senin arkadaşın sana defalarca iyilik yapmış, yalnızca bir defa beklediğin gibi davranmadı diye bunu unutmamışsın. burada da anlatıyorsun. ben bu olayı yıllar önce okuduğum bir yazıya benzettim. şöyle yazıyordu:
bir insanı kırk yıl şekerle balla besleseniz en sonunda yalnızca bir kez kaşığı ağzının yanına yanlışlıkla çarpsanız size dönüp: ne yapıyorsun bak ağzımı acıttın diye kızar.
insanoğlu böyledir.
kusura bakma ama bana böyle düşündürdün.

stiloking kardeşim
öncelikle çok geçmiş olsun. yaşadıklarına çok üzüldüm.
ailen hakkında yazdıklarına ise aile arasında olur böyle şeyler demek istiyorum. birbirinize destek olacaksınız elbette siz ailesiniz. hem sen bu haldeyken bile onlara faydan var düşün kü hiç paran olmasaydı şimdikinden çok daha üzgün olurdun.
sen bir kaç kez daha taleplerini belirtsen eminim ki onlar da anlar bazı şeyleri. başka bir yere gitsen bakımevi vs. ordada paranı alacaklar ve evdeki gibi rahat edebilecek misin. ilerde o da olur istesen. bence haline şükretmelisin aile arasında iyilik olmaz.ailemiz bizim herşeyimiz.sağlıkla kal..
 
güzel bir konu açmışsın;çünkü engelliler ortak bir noktada buluşuyor ve dertlerini anlatabiliyor.

kesinlikle yapılan iyilik yüze de vurulmaz arkadan da atılmaz.

gün gelir devran döner
 
selam

böyle birşey mi oldu yakın zaman da
 
Stiloking ,

Aile bireylerinin hep beraber olduğu bir ortamda damdan düşercesine "gitmek istediğini" söyle... Açıkçası tepkilerini merak ediyorum... Borcun olduğunu sanmıyorum... Hatta "üstü kalsın" diyecek durumdasın...

Bak şimdi ya, kendimi seninle ailen arasında "kara kedi" gibi hissettim... Bulunduğun durumdan kurtulmak istiyorsan yerinde sızlanma... Sesin gür çıksın... Telefon çeviremeyecek kadar kötü müsün? Aileni değil ,kendini ihbar etmelisin önce... Hariçten gazel okumak gibi gelebilir yazdıklarım. Ama öyle değil... Biraz cazgırım galiba... :)Herkesin de biraz cazgır olması gerektiğini düşünüyorum...
 
sükutu vaveyla;
arkadaşınızın defalarca iyilik yaptığı kanısına şurdan vardım,
merdiven inip çıkarken ona tutunduğunuzu yazmışsınız. Yorumum sert olsun istemedim aslında.:)
 
Üst Alt