Herhangi bir kategoriye dahil değil
Tut elinden eski bir şiirin Çal kapımı yine sevgili Gülüşünde kelebek öyküleri var senin Duvarlarında dört mevsim melodi Yaşamak daha mavi Ölmek kayıp bir şehir Burada işte Uykusu kaçmış akrep ve yelkovan Ardından ninniler söyleyen bir kucak umut Eksik bir şey var aramızda Senin renklerin güler her sözcükte Lisanımda kırılır hayallerim Paslı birkaç anı Kızılca kıyamet ...
Tırnaklarından söküldüğümüz gecenin üstüne and olsun ki Bu gece de seni düşüneceğim. Defnedilir unutulan afili sözler Selasız ve sedasızdır çoğu terk edişler Kaçışı olmayan ölümler yürür önümüzden Korkarız yaşamaya mevsimini bilmeden Bu gece seni düşüneceğim Sensiz geçen gecelerin tümüne sıvanmış küfürleri Söküp dudaklarından Ve kirli sakallarından bir adamın Yalnız seni. ...
Gülüşü güneşten geçen küçüğüm Dinle! Dilsiz bir kuyuda ruhum Kirpiklerimden acı sağanaklar dolar Avuçlarımda puhu kuşları İplik iplik sesin Sesime değdiğinden beri. Beynimin duvarlarına çarpıyor Mühürlenmiş bir telaş bakışlarında İki yanımdan yaşam akıyor Seni düşünüyorum. Sokakları yalnızlık besliyor bak yine Elinde valiziyle bir ölüm haberi Kapında. Ya evdeysen! ...
Kırıldı Yağmurun sesi,mimozanın kokusu Ellerimde tebessüm Kırıldı. Saydım saatlerini beklemenin Alışmak yanılgısında aklım ve yüreğim Durmadan koşuyor içimdeki yolcu Sana doğru bu yangın Küçük bir umutlayım Çiçekleri koparıldı dağlarımın Ağlıyorum yine. Bu uzak,soğuk mesafeler Rüyanda değilim mesele bu Yolları aşındıran yalnız ben İki ayrı şehirde öyküler yazıyoruz ...
Usul usul seviyorum seni Dağıtmadan avuçlarımdaki ışığı Sesin süzüldükçe uykumun derinlerine Camda bir tık sesi suretinde oluyorsun Hatırasında türkü, kurutulmuş akasya Kumdan yaşlar döküyorsun Tanıyorum Bu sesten örülmüş duvarları Öylesine bir renk oluyorsun İsmi keşfedilmemiş kalbimin odalarında Hüzünle beslenen gecenin yamacında Şarkılar söyleyen küçük bir çocuk biraz Usul usul seviyorum ...