Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Adnan Özer

Sehribanu

Aktif Üye
Üyelik
23 May 2003
Konular
152
Mesajlar
2,954
Reaksiyonlar
0
KIRLARA VEDA

Gözyaşlarının gücü vardı eskiden
ırmak yüklü adamlardır, tuz katarlarının ardınca giden
gölgemizde damlaların bıraktığı izlerden
açılırdı hayal, tuzun sudan bukağısı çözulurken

Utanır arınırdık şehirde fazla kalmak suçundan,
akıl danışırdık yağmura, nasıl döneriz
evlerimize doğru yollarından,
nasıl fener yapıp kemiklerimizden, tütsüleriz
gecenin mor arılarını çıkınca kovanından.

Çoraksa gece, saçlarda yıldız, gözlerde yine yağmur,
sarı bir zaman dilimi gibi fenerler
(mum yanar, yağ dolanır, mumyalar toprağı çamur)
kandaki yaralar gibi gülün ağrıttığı dikenler,
ardımızdaki yoksul ve yerli bir söylenti...

Böyle yürürdük ateşli ekinler gibi menzilsiz,
Yoktu buğdaya un olmaktan ötesi
bulgur çeken kadınlardan doğduk ya biz;
güneşi taşta sırmalayan o kırıntı bilgeleri,
aya bakan sundurmalarda çatlak topkulu annelerimiz,
sıcak bağımsız, güleç mısırımız, dindar soğan tilmizleri;
topuklar, ah o topuklar ve kerpici terkedişimiz.

Kızıl toprak ve iri saman, yani Allah'ın harcı
gözyaşlarının gücüyle eskiden
serin eviçlerine sarı bir mahremlik sunardı,
yağmur bir dua gibi geçerdi pencerelerden,
yetim insan toprağın vicdanıyla doyardı.
Demem o ki, gözyaşlarının gücü vardı eskiden.

ADNAN ÖZER
 
MARMARADA AKŞAM

Çıkar gelir alacakaranlık
yeni sürülmüş tarlalardan
her adımda biraz daha yiten topukları
ve taflan külüne kokan elleriyle
çıkar gelir
her solukta bir dermansız hastalığın
iç kanamalarını çekerek sinesine

dalgalarda çözer
saçlarını alizeler
fosfor su yüzüne vurur
bir çağanoz çıkmak ister
göğsünün sarmal dehlizlerinden

ağır ağır yürür gece
taşlarında otlar bitmiş
Aspendos'un sahnesine
ve eski, alışkın bir oyuncu gibi
okur ceneviz gününden kalma tiradını

ak benekli gömleğini aranır
soğuk kıkırdaklarıyla ürpererek
kum engereği

çıkar gelir kutup yıldızı
ışıltılı bir pelerin gibi savurarak
samanyolunu
bağdaş kurup oturur
gök tapınağının mimberine

deniz / ah! o uçsuz bucaksız göğsünde
yeşil hareler oynaşan / deniz
gece dev bir çoban gibi
kara kepeneğiyle abanınca üstüne
çırpınıp bırakır kendini
vahşi bir aşkın öpüşlerine

ADNAN ÖZER


Çıkar gelir alacakaranlık
yeni sürülmüş tarlalardan
her adımda biraz daha yiten topukları
ve taflan külüne kokan elleriyle
çıkar gelir
her solukta bir dermansız hastalığın
iç kanamalarını çekerek sinesine

dalgalarda çözer
saçlarını alizeler
fosfor su yüzüne vurur
bir çağanoz çıkmak ister
göğsünün sarmal dehlizlerinden

ağır ağır yürür gece
taşlarında otlar bitmiş
Aspendos'un sahnesine
ve eski, alışkın bir oyuncu gibi
okur ceneviz gününden kalma tiradını

ak benekli gömleğini aranır
soğuk kıkırdaklarıyla ürpererek
kum engereği

çıkar gelir kutup yıldızı
ışıltılı bir pelerin gibi savurarak
samanyolunu
bağdaş kurup oturur
gök tapınağının mimberine

deniz / ah! o uçsuz bucaksız göğsünde
yeşil hareler oynaşan / deniz
gece dev bir çoban gibi
kara kepeneğiyle abanınca üstüne
çırpınıp bırakır kendini
vahşi bir aşkın öpüşlerine

ADNAN ÖZER
 
GİZLEDİKÇE AŞK

Kışın soğuk balıktan günlerini sayıyorum ağımda
O yaza hiç dönülmeyecek
O başlatılmamış, o varsayılan ortasında yaşanmış sevda
yakılmamış bir mum gibi aklımda
Kesik ağzıyla suları eğrilten
boğaza karşı durup da
oraların kuşu yalıçapkınını hecelemiştik
beyaz bir yelkenli gecesiyle sulara

Kışın vurgusu açık, bağımsız bir ses
esiyor bize değmeden, bizden almadan
hiç uğramadığımız bir yerlerden doğruca
Uçuyor cinsiyetin kindar ağzıyla
İbret olsun diye savuruyor
uzaklara bir meddücezir haritasını
Ne uzanma, ne geri çekiliş
biz varsayılanın ortasında
iki içine işleyen zaman
iki uyurgezer nokta

Şimdi sen bile bu şiir için
çeperleri kapanmış, kendi başına bir ses
kışın soğuk balıklardan takviminde
sadece kendine dökülen bir yapraksın

Yalıçapkını yeni bir sözcüğe uçuyordur şimdi
bilmediğimiz bir lugatta

ADNAN ÖZER
 
Üst Alt