Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

[kuyucak] KUYUCAK'ça...

kuyucak

Üye
Üyelik
15 Mar 2007
Konular
50
Mesajlar
860
Reaksiyonlar
0
GÜNAYDIN

Paraları saymayı sevmedim ama hesaplamak mesleğim oldu..
Kendimi harcarken hep zengin saydım.. Fakir olmayı hiç hazmedemedim galiba..
İnsanların hepsine yeterim belki diye ideolojik yollar aradım.. Buldum da.. Fakat boş ver şimdi.. Konu o değil..

En zengin olduğum şey aslında harflermiş.. Üstelik sadece benim değil bu harfler.. Herkesin kullanma hakkı var.. Çanaklar var önümüz de, içinde harfler var.. Ama her birinde birer tane harf var.. Ama acayip bir olay var bu işte.. Harfleri aldığın anda aynı harften yeniden doğuyor o kasede.. Hiç bitmiyor anlayacağınız o harf o kasede.. İster sonsuz hızla kullan.. İstersen günde bir tane.. Alıyorsun A ları B leri.. Bi bakıyorsun orda yeni A lar ve B ler duruyor.. Al yeniden kullan.. Hepsi pırıl pırıl.. O yüzden onları kimse stoklamıyor.. Bankaya yatırmıyor..
Ve onlar herkese yetiyor..

Galiba zenginlik bu.. Aynı üzüm veren bir bağ gibi.. Veriyor üzümü, tüketiyorsun ama seneye gene aynı üzüm orada.. Para da böyle olsa..

Ama o zaman gücün saklanması nasıl olacak? Gücün delirmesi nasıl olacak?

Boş ver.. Ben zenginliğimi keşfedeyim de onlar gücün saklanmasını bulmuşlar zaten..

Oturuyorum kumların üstüne.. Koyuyorum harf kaselerini önüme.. Bir gelenlere veriyorum, bir kendime.. Herkese yetiyor.. Bana da tabiî ki.. GÜNAYDIN diyorum denize..Gelip geçenlere ve kendime.. O kadar zenginim ki hiç bitmiyor kasedeki harfler..

Karın doyurur mu? Bence şimdiye kadar doyurdu..
 
SİLAH HARFLER..
Silah olur mu harflerden? Adam öldürür mü arka arkaya atsan harfleri birinin kalbine, kafasına? Yaralandınız hiç yada siz denediniz mi harflerle adam öldürmeyi?

Düşünün! Bir marangozun ağzına çivileri doldurup onları birer birer çaktığını düşünün! Kaselerden doldurdunuz ağzınıza harfleri.. Yada biz iyi adam olalım neme lazım.. Başkaları doldurdu ağzına harfleri.. Başladı diliyle çakmaya kafanıza, kalbinize.. Mutlaka buna benzer cinayetler görmüşsünüzdür..

Yada bi bakın bedeninize var mı bu yaralardan?
Bence asıl ruhunuzda olabilir o harf yaralarından.. Bi bakın isterseniz..

Oyun sanıp, harflerle yaraladınız mı birilerini? Kar topu gibi salvoya tutuldunuz mu? Ya da siz attınız mı karşınızda sizi oyundaşı sanan kişilerin kafalarına?

Kötü olan ne biliyor musunuz, bu harfler girdiği yerden çıkmıyor.. Çelik bir iğne gibiler, dolaşıyorlar vücutta, ruhta.. Bu gün bir yeri felç ediyorlar, dün başka yeri felç etmişlerdi, yarın başka yeri felç edecekler..

Makineli tüfek vardır, ona da mermi şarjörleri takarsın ateş etmek için .. Hani uzun, upuzun, yüzlerce metre uzunlukta ve binlerce mermi yan yana.. Takarsın bi ucundan namluya o mermi şarjörlerini, başlarsın taramaya .. Taaa taaa taaaaaaa..
İşte buna benzer harfler ağızlarda.. Hallaç pamuğu gibi dağıtırlar hedefi..
Ya hedef yoksa? Oyun sanılıyorsa , çocuk oyunu birde; Hallaç pamuğu dağıtır kafaları ruhları.. Kötü olansa bunların bazıları anında etkili, bazıları zamanla etkisini gösterir..
Kan kaybından öldürür insanı zamanla.. Üstelik kan kaybı çoğu zaman görülmez..
Sahi hangi harfle vurulmaktan korkarsınız? Ben X harfiyle vurulmaktan korktum.. Girerken parçalar, çıkışı ise mümkün değil..
 
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]HARFLERDEN HAPİSHANELER..[/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Hiç duvar örüldüğünü gördünüz mü harflerden? Hem de sur gibi duvarlar..Geçit vermez.. Yıkmak için top tüfek yetmez.. İnsan bu harflerle öyle duvarlar örer ki anlatmaya kalksan zaman yetmez.. Dedim ya harf dediğin o kadar sınırsız ki.. O yüzden örülen duvarlarda aşılmaz oluyor.. Yıkılmaz oluyor.. [/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman][/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]İnsan önce bu harflerle kendi çevresine duvarlar örüyor.. Korkuyor aslında.. Diğer insanlardan korkuyor.. Ölümden korkuyor.. Evrendeki zerreliğinden, yalnızlığından korkuyor.. Bunları dış tehdit olarak algılıyor.. O dış tehdide karşı başlıyor kendi etrafına duvar örmeye.. Ölüme karşı, yalnızlığa karşı, insanlara karşı ha bire duvarlar örüyor.. Ama bu duvarlar beyinde.. Beyninde oluşan duvarlarla aslında kendini hapsediyor.. O duvarlar ne kadar kalınsa, ne kadar yüksekse o kadar ulaşılmaz oluyor.. Hem de kendisine.. İnsan o duvarlar la kendine ulaşılmaz oluyor.. Kendini hapsedip, kendine ulaşamıyor.. [/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman][/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]İnsan diğer insanlara karşı da harften duvarlar örüyor.. Asla ben kendimin kölesiyim demiyor.. Ben sizden korktuğum için kendimi kapattım, kendimi hapsettim, sizle duvarların arkasından konuşuyorum demiyor.. Ben özgürüm diyor.. Sizle konuşmak için ben özgürüm ve bu kadar, bu şekilde, bu içerikte ilişki kurmayı ben istedim diyor.. Oysa kendinin kölesi (Birileri mutlu olsun hadi; sistemin kurbanı) olduğunu söylese, karşısındaki kişiden ödü koptuğunu anlatsa, güvenmediğini belirtse..İnsan başka insanlarla arasına o duvarları örmeden kendini güvende saymıyor artık.. Kötüsü o duvarları boyuyor.. Müziklendiriyor.. [/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman][/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]İnsan sonra ülke sınırlarına duvarlar örüyor.. Bu harflerle yapılan duvarların yanında Çin Seddi hava civa kalır.. Öyle bir duvar ki bunlar.. Dört boyutlusundan hemde.. Dördüncü boyutu var bu lanet duvarların.. Zaman boyutu var.. Bu gün yıkmaya çalışsan geçmişi, tarihi boyutuyla karşımıza çıkıyorlar.. [/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]İşte insan harflerden yaptığı bu duvarlarla yaşamayı seçti.. Kendini kendinden uzak tuttu.. Kendini kendi insanından uzak tuttu.. Kendini dünya insanından uzak tuttu.. Kendi ile kendi arasına harflerden duvarlar ördü.. Kendiyle diğer insanlar arasına harften duvarlar ördü..Kendi ile dünya insanları arasına duvarlar ördü harflerden.. [/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman][/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Bu kadarcık mı? Göremiyor ki başkalarını.. Gözleri de harften duvarlarla örülmüş.. [/FONT][/SIZE]
 
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]HARFLERİN SANRILARI..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]O harfleri o kadar dolduruyor ki ruhuna insan.. O kadar çok dolduruyor ki.. Gerçeklik kalkıyor ortadan.. Gördüğünü görmez oluyor.. Duyduğunu duymaz oluyor.. Bildiği değişiyor..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Gerçekliğe o harflerden yaptığı gözlüklerden bakmaya başlıyor.. Gerçeklikten kopuyor.. [/SIZE][/FONT]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Binlerce, milyarlarca harfle doldurulmuş ruhu boğulmuşluk içinde yüzüyor.. Şişmiş bir ceset gibi hiçbir şeyden etkilenmiyor.. [/FONT][/SIZE]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]En büyük sarhoşluk bu oysa.. Her saniye kafaya pompalanan harfler arı kovanına çeviriyor ruhu.. Her salise kovanın içinde uçuşan milyarlarca harf.. Birbiriyle eklenmeler, kopmalar [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Buna bağımlı hale getiriyor ruhları.. Çünkü insan olmanın yaşamdan etkilenme hali bitti artık.. Yaşamı harflere dökme dönemi bitti.. O artık yaratılan bir bağımlı.. Her bağımlı gibi o gerçeklikten koptu çoktan.. Onun yaşamında anlamı olan her şey harflerden oluştu artık.. Kutsalı olan her şeyi harfler oluşturuyor.. Dünya, kendisi, diğer insanlar, kutsalları hep harfler.. O harfler olmasa bomboş artık o.. Ne doğayı bilir.. Ne mantarın zehirlisini ayırabilir zehirsizinden, ne balık tutabilir dere kenarında.. Suyun temizini bulamaz, karnını doyuramaz..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Gece karanlığında Samanyolu ürkütür onu.. Kendi başına bir gün kalmak dünyanın en büyük işkencesidir onun için.. O bağımlıdır çünkü.. Harflere bağımlıdır.. Sürekli emmek zorundadır harfleri.. [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]O harfler onu sanrılara sürükler.. İnançları sanrıdır.. Tanrısı, sevgisi sanrıdır.. Zenginliği açlığı sanrıdır onun.. Vatanı, evlat sevgisi sanrıdır.. Hiçbir şeyin gerçeği oluşmaz onun kafasında.. Çünkü gerçek olanı kovar sanrılar.. Sanrı da harflerin oluşturduğu bir sonuçtur..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman] Gerçek olanla doyasıya sevişmektir insan olmanın temeli.. Bu sevişme savaş şeklinde bile olabilir.. Kuma ayak basmalı ayak dediğin, çamurlanmalı el dediğin.. Mutluluğu düşündüğünde insan bu harflerin dışında bir resim olabilmeli.. İnsan böyle kodlanmıştır.. Rüyasında insan hala nefes nefese sevişiyorsa, sanrılara bir başkaldırıdır bu.. Sanrı harflerin imparatorluğudur.. Gerçek ise bir gözde hissetmektir sevilmeyi..[/FONT][/SIZE]
 
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]HARFLERLE ŞARTLANMA[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Harfler dizin dizin olunca, ruhta kodlanmalar oluşur.. Size hep kodlanmış harfler öğretilir... Sizde gezerken, çalışırken, severken, sevişirken o kodlanmış harfleri ararsınız.. Sokaktayken gözlerin yerde gezmesi gibi bir şey bu.. Yada çağdaş bir şekilde anlatalım; X ray cihazı öter hani metal bir nesne görünce.. Sizde kodlanmış harfler karşısında, aynı tepkiyi verirsiniz ruhunuzdan bir buldum sesi yükselir.... [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]O kadar basit harflerle kodlanmıştır ki ruhunuz o eşiği aşamazsınız.. Tek taraflı bi şey değil bu.. Bazen de duramazsınız o kodlanma karşısında.. Koş dediğinde koşar, öldür dediğinde öldürür, öl dediğinde ölürsünüz.. [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Harfler karşısında kodlanmanın adı şartlanmadır.. [/FONT][/SIZE]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Bu bilinenleri niye anlatıyorum durmadan? Durmadan niye tekrarlıyorum kendime bunları?[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Bir anlatabilsem her istediğimizin bir kodlanma sonucu olduğunu.. Bir anlatabilsem mutlu olmanın bile kafamıza kodlandığını.. İnsan olmanın kodlandığını ruhumuza.. Ve genelde mutsuz olduğunu biliyorum insanların.. Demek ki diyorum KOD lama hatası yapıldı.. İnsan öyle bir halde ki, koşturuyor durmadan..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Bütün bilinen hızların üstüne binmiş koşturuyor insanoğlu.. İşe gidiyor.. İşte değil aklı, oradan herkese aynı anda, düşünce hızında koşturuyor artık insan.. Markete gidiyor, bankaya gidiyor,[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]oyun gidiyor, spor yapıyor.. Ama hangisini yaparsa yapsın o an bile koşturuyor.. Yatarken, uyurken koşturuyor.. Girip çıkıyor her yere, her şeye.. Girip çıkıyor tüm gizli dehlizlere..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Ne arıyor biliyor musunuz? Dinleneceği bir gönül arıyor.. Oysa dinleneceği gönlü kendisinde.. Bunu görmüyor.. Başkalarındaki gönüllerde aynı kendisi gibi.. Gönüller birbirini görmüyor .. Şartlandıklarını arıyorlar.. Gönlümüzün gözünü çıkarmış bu şartlanmalar.. [/FONT][/SIZE]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
 
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]DARBE[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Su koyuyorlar saksılara.. ..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Toprak koyuyorlar kazanlara...[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Taş koyuyorlar yüreklere..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Duvar örüyorlar harflerle. [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Sonra bağırıyorlar; İşte bre insan..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Acılara dayanan..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Farklıyız biz; ağlayarak meydan okuyan..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Yasalarla darbe önleyeceğiz haaaaa.. Bir yaşıma daha girdim..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Hem de harften yasalarla..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]En başta koşar bence o yasayı koyan, darbenin peşinden..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]O kendi darbesi peşinde.. Baş darbeci olma peşinde.. Gelene ağam, gidene paşam denmeyecekmiş o kadar.. Fakat bu yazılmış kodlarla.. Değişiklik buymuş..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Kendi içinde olur insanın darbe.. Kendi içinde patlar kalenin duvarları..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Darbeye karşı içinde olmalı darbe.. Yoksa darbenin sivilinden, resmisinden bana ne?[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Kodlanma kırılsa kıçıyla güler her kes darbe yapmak isteyene..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Ancak kodlanma kutsuyor darbeyi..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Kodlanma kırılsa var ya.. Hade leyn darbeci…[/SIZE][/FONT]
 
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]BALIKLAR VE KODLANMA[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Balıklar diyorum kodlansa.. Harflerle doldurulsa kafaları, ve dizinler oluşturulsa kafalarında..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Sonra mesela o kodlanmış harf dizinleri Kara denizin, Ak denizin ve Ege denizinin üstünde dolaştırılsa uçaklarla.. Yada o harfler denize atılsa.. Sonramı? [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Sonra bütün balıklar diğer ülke sularından koşup gelseler bizim kıyılarımıza.. Bizde kolayca ve sınırsızca avlansak.. Zengin olsak, doysak..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Kodlanma dizinleri de, Bize yaptıkları gibi olsa.. Ulusal ve ilahi kavramları koysak kafalarına.. Mutlaka harf olmasın hadi.. Ama harfleri anlatan ses olsun..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Yahu karıştırmayın ötesini bu kodlanma elbet öteki ülkelerde aynı kullanılıyor.. Ama diyelim ki balıklar sadece bizim kodları tanıyor.. Gülmeyin kardeşim bir bildiğimiz var..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Yahu bunu görmüştüm ben.. Somon balıkları okyanuslarda büyüyüp, doğdukları yer olan bir nehrin yukarılarına varmak için ölüm yürüyüşü yapıyorlardı.. Ölüm yüzüşümü demek lazım?[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]O kadar trajik bir son için, o kadar emek sarf ediyorlardı ki.. Saygı duymanın ötesinde dayak atmak geldi içimden her birine.. Ama kodlanmışlar işte.. Kodlamışlar, başka çareleri yok ki? [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Ne farkımız var derim hep? Ne farkımız var? [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Onlar da özgür değil mi ölüme yüzüşlerinde?[/SIZE][/FONT]
 
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]KISRAK VE KODLANMA[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Kısrak doğunca bir bakar çevresine.. Sonra şöyle bir yoklar ayaklarını.. Eğer yanındaysa sevdiği, pek yabancılık çekmez bu Dünyaya.. Başlar hoplamaya zıplamaya..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Kalabalığa karışmaya kodlanmıştır o çünkü..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Dünyaya karışmaya kodlanmıştır ..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Sofraya karışmaya kodlanmıştır ..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Sevdiklerine kodlanmıştır diyelim isterseniz..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]İnsanda böyledir aslında.. [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Fakat sonradannnnn, çok sonradannnnn, aynı genetiğiyle oynanmış bitkiler gibi, hayvanlar gibi sevgiye kodlanan insan, kendini kodlamaya başlamıştır.. Başlamıştır ama başarmış mıdır?[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Sevgiyi harflerde aradığı sürece, o kodlanmanın yerine kendi kodlarını koyması anlam ifade[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]eder mi bilemiyorum? İnsan kendini kodlamaya çalışıyor günümüzde?[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Doğru aradığı tek şey, doğallıktan gelen şeyleri arıyor..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Kalabalığa karışmayı arıyor.. [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Dünyaya karışmayı arıyor....[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Sofraya karışmayı arıyor..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Sevgiye karışmayı arıyor..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Ancak bunları doğallık içinde değil, harflerden yarattığı kodlanmalarla arıyor..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Sevildiği, sevdiği olmuyor..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Kalabalıkları kendi oluşturmak istiyor.. Kendinden kalabalıkları harfler oluşturuyor..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Sofralarda yemekleri o belirlemek istiyor..Lanet olsun! Kendi için değil.. Herkes için yemekleri kendisi seçiyor.. İçkileri O seçmek istiyor..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Dualar ona göre okunmalı.. Sevişmeler kendince olmalı.. [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Ona uymalı.. Harften kodlanmalara tıpatıp uymalı onun olanlar..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Kodlanma ne biliyor musunuz? Ona uyanlar, onun sevdikleridir.. [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Kilit nasıl anahtarsız olmazsa, onunda kodlanmaları var artık.. Ancak bunlar harflerden.[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Kısrağınki gibi değil.. Kısrak kendi kodlarını yaratmaz harflerden..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Korkulacak bi şey yok.. Merak etmeyin.. İnsanda öyle.. İnsan sonradan kodlanıyor kendi soyu tarafından.. Fakat öyle bir güzel yanı var ki insanın, her doğan yeniden doğal doğuyor..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]İşte sistemler buna çıldırıyor.. Buna deli oluyor..Bununla başa çıkamıyor.. Her doğan deli özgür doğuyor, insan doğuyor..[/SIZE][/FONT]
 
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]DOĞAL KODLANMA[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Doğa kodlar insanı.. Fakat öylesine inceliklerle, öylesine güzelliklerle kodlar ki.. Milyarlarca yıldız gökyüzüne nasıl dağıtılmışsa, her biri nasıl ayrıysa ötekinden ve nasıl her biri ateş taşıyorsa içinde.. İnsanda öyle kodlanmıştır işte doğa tarafından.. Her biri özeldir.. Her biri ayrıdır..Her biri varlıktır.. Hiç biri diğeri için değildir.. Her biri kendinindir..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Ancak, insan yeniden kodlamaya çalışır kendi soyunu.. Ve üç kelimeyle özetlenecek insanlar yaratmaya çalışır.. Harften kodlama işte.. Bunu bile başaramaz.. Dedim ya, insan doğasına aykırı harflerle kodlamak insanı.. Gülünç olan ne biliyor musunuz?[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Babalarımızı dedelerimizi kodlamaya çalışanlar, bizim bebekleri de kodlamak için uğraşacaklar.. Bence az kaldı.. Kodlamaya çalışanlarda kurtulacak kodlanmaktan..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
 
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]GÜL PAPATYA VE KODLANMA[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Bir gül neye kodludur? Bir gelincik, bir papatya, bir sümbül neye kodludur? İşte yanlış olan soru bu.. Bir tavuk neye kodludur? Gül, papatya ve sümbül kendilerine kodludur.. Yaşamaya kodlanmışlardır.. Özgürce yaşamak, bunu için korunmak ve sonsuz sürdürmek yaşamlarını..İşte budur onların kodlanmaları.. Güzel oldukları için yaşama hakları olduğunu sanırım insanlar söyler onlara.. Tavuk içinde yararlı olduğu için insan emrine sunulduğunu..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Dünya da olan bu kodlanmanın amacı nedir? İşte harflerle kodlanmış bir kafanın soracağı bir sorudur bu? Arkası geliverir bundan sonra soruların..Ve bu sorulara verilen cevaplarda besin zincirinde en üstte olan insana göre sıralanmıştır..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Her şey insan için yaratılmıştır.. Tüm doğayı kodlayan, bu hizmeti ona altın tepsi içinde vermiştir..Karşılığında da bizim minnet etmemiz gerekir.. Sonra yeniden acayip ödüller alacağız minnet karşılığında..İnsan işte bu kadar bencildir.. Çünkü doğasını yitirmiştir.. Doğal kodlanmanın ötesine geçip, harflerle kodlamanın bir sonucudur bütün bunlar..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Kodlayan kim? Bence soru yanlış..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]İki olay var ortada; Bir ruh var ortada..Milyon tane yaşam formuna bürünmüş.. Ya korkudan, [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]yada kendini geliştiren bir ruh hali içinde daldan dala konuyor..Yaşamı burada geliştirecek ve dağılacak tüm evrene.. Geldiği yere gidecek, dağılacak..Havai fişek gibi..[/SIZE][/FONT]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Birde madde canlandı, dillendi..En iyisini arıyor kendine yaşam formu olarak.. [/FONT][/SIZE]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Karıncaların her yaz yığdıkları yiyecekleri kışın yemeye kodlanmaları acaba, sadece ve sadece insana çalışmanın kutsal olduğunu göstermek için düzenlenmiş bir gösterimidir?[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Ya kuşların oradan oraya uçmaya kodlanmaları, insan özgürlüğü anlatmak için midir?[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Kodlayan orada mıdır, onlar damıdır? Yoksa biz gibi , insan gibi, onlar damı şimdilik sadece sadece yaşamaya tutunmaya mı çalışmaktadır.. Kodlayan da kendini milyon yaşam formu içinde en rahat ve ölümsüz olan damı bulmak için çırpınmaktadır..Yada madde diyelim..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Dünyadaki her maddenin bir yaşam formuna dönüp tekrar madde, tekrar yaşam formu olduğunu ve bu döngünün nasıl akıl almaz hızla devam ettiğini görür bakan göz.. Başlamış bir iş devam ediyor.. Hepsi bu..Her demir, her çinko, her bakır, her su bir kere yaşam formuna dönüşüp, düşünmeyi tadıyor..Üremeyi tadıyor.. [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Ve bir gül aslında diken midir kendini korumaya çalışırken, bir yandan da güzelliğim var benim içimde diyen? Kendini göstermeye çalışan bir diken midir?[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Ya insan? Galiba kodlanmanın en yanlış yeri, en zayıf halkası beslenme.. Keşke taşları öğütseydi mideler..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman] Bu yazı nereye gider? Gittiği yere gider[/FONT][/SIZE]
 
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]KADIN VE KODLANMA [/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Bu sokaktan çıkmak lazım şimdilik.. [/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Kuş kanadı kendisini taşımaya kodlanmıştır.. Kuş yüreği kendini yaşamaya kodlanmıştır..Başkasını taşır mı kuş kanadı? Taşır, taşır da ne kadar taşır, nasıl taşır o bilinmez..Başkasını yaşar mı kuş yüreği? O nasıl söz demeyin, bazen yaşamaya çalışır.. Kendinden vaz geçer, başkası için yaşar kuş yüreği.. Sorumluluk en soylu duygudur yüreklerde kodlanan..Analık diyelim bu kodlanmış duyguya.. Kodlanmaya doğal olan, harfle kodlanmaya suni olan,plastik olan, naylon olan diyelim.. Kodlanma doğanın kodlamasıdır, harfle kodlanma insanın kendi bilincinin yeniden başkaları ve kendisi tarafından üretilmesidir, kodlanmaya çalışılmasıdır.[/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Babalık ise harflerle kodlanmaktır.. Bin bir çeşidi vardır o yüzden.. Aslan, dişisiyle seks yapabilmek için kendi yavrusunu yiyebilir.. Öte yandan aslan yürekli denilen nice erkeğimiz sorumluluktan sahillere (!) vurur kendini.. Başka babalıklara yelken açar.. Kimi erkek ölüme atar kendini, kadını ve çocuğu için.. Dedim ya erkek harflerle kodlanır sorumluluk konusunda.. Milyar şekli vardır harfle kodlanmanın.. [/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Kadın analığa kodlanmıştır.. Ancak kadın ana olamaz kodlanma gereği.. Kadında harflerle kodlanırsa erkek olur.. İçindeki kodlanma, uzak diyarlara özlem gibi kalır.. Kendini sılada görür kadın çocuksuzsa.. Kadın ana olmak için doğurmalıdır.. Ancak harflerle kodlanan kadın için kimden doğuracağı, doğurmanın önüne geçmiştir.. Çünkü kadın doğasının ötesinde ayrıca kodlamıştır kendisini.. Aslında düzen tarafından kodlanmıştır diyelim de kendini kurban saysın bari.. Mazlum olmak kendiyle çelişkiyi önler.. O kimden ve hangi şartlarda doğuracağına, önce kariyer yapması gerektiğine kodlamıştır kendini.. Doğurmadan önce yani..O yüzden kadın aynı erkek gibi bin bir çeşit olmuştur.. Milyar tane olmuştur.. [/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Kadın analığa kodlansa sadece, bence seçenekler içinde olanı seçerdi.. Seçeneklerde olmayanı seçmezdi.. Seçenekleri zorlamazdı.. Tek seçeneği olmayan kadın olamaz bu dünyada.. O yaratır üstelik seçeneğini, işve ile naz ile.. Kendini seçeni yaratmak harflerle kodlanmadır.. Seçenekler içinde en mükemmeli seçme, kadınsı dürtüdür.. Ancak hepsinin temeli doğurmak üzerine kuruludur.. Kariyer üzerine kurulu değildir.. Kendini inkar ediyor kadın.. Seçecek erkeği kodlamış çünkü kafasında.. Oysa var olandan seçer doğal kodlu kadın, olmayandan değil.. Üstelik doğurmama pahasına.. [/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Kadın kendi yüreğini yaşamıyor artık..[/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Erkek kendi kanatlarıyla başkalarını taşımaktan vazgeçmiştir.. Yorulmuştur..Bıkmıştır.. Nasıl olsa karşısında duran kadının kendisine ihtiyacı kalmamıştır..[/FONT][/SIZE]
 
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]UYGARLIK VE KADIN[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Dişi doğurmaya kodlanmıştır.. Doğurmak doğal kodlanmadır varlıkta.. Dişinin doğal kodlanması ile barışıklığı vardır.. Kişinin kendi ile barışık olmasından bahsetmiyorum ben.. O ayrı bir olay..Ben burada doğal kodlanmanın dişi üzerindeki etkisinden söz ediyorum.. Dişinin doğal olarak kodlanmışlığı (Yaratılışı desem başka şeyler çıkacak) Dünya ile barışık olmayı da beraberinde getirmiştir.. Varlığı ile barışıktır Dişi.. Onu sorgulamaz.. Kabul etmiştir.. Mutlu bile diyebiliriz bu Dünyada.. Dünya Cennetidir desem yeridir.. Niye varız yerine, mutluyuz ya işte der Dişi..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Yerleşmiştir Dünyaya onun ruhu.. Yerleşiktir ruhu.. Yerleşerek Cenneti yaratacağına inanır.. Çiçek eker durduğu yere, su ister.. Ağaçları, otları tanır.. Toplar çevresinde olan her şeyi.. Taş üstüne taş koyarak sahip olduklarını korumaya alır.. [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Uygarlık yerleşme demektir.. Kadın kendi cenneti için yerleşmeyi seçer.. Kendine ait olanları korumak için evler oluşturur.. Şehirler olsun ister kendi soyundan.. Evlerde sular ister.. Evlerde cennet ister.. Evlerde aynalar ister.. Evlerde kendi cennetini kurar Dişi.. Onun için ipek üretilir, altın tasarlanır ve bulunur.. Dişi cennetini erkeğe kabul ettirmiştir.. O yüzden uygarlık dişi demektir.. Bin bir koku, binbir lezzet, binbir renk onun ruhu için üretilmiştir. En hızlı olan ona ulaşmak için değil, ondan duyulacak güzel bir memnuniyet nidası içindir.. [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Dişi yeryüzünü vatanı kabul eder.. Yeryüzünü cenneti kabul eder.. Yeryüzünün sanatı, incelikleri onun ruhunun temsilcisidir.. O erkeği de bu cennete ortak etmiştir.. Yükselen aslında dişi ruhtur.. Yeryüzü uygarlığı erkek tarafından onu mutlu etmek için kurulmuştur.. Efendi onun ruhudur..[/SIZE][/FONT]
 
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]ERKEK VE KODLANMA[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Erkek doğal kodlanması ile oluşan varlığı ile asla barışık değildir..Onda en son olma, yani ölüm [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]korkusu daha yoğun olarak görülür..Asla doğuramayacağı gerçeği onu sürekli doğurtabilme arayışına zorlar.[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Huzursuzdur..Arayış içindedir..Onun fetihciliğinin, keşifciliğinin, avcılığının,savaşcılığının altında [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]yatan gerçek budur..O doğuramama, yaşamın kendinde son bulduğu sanrısı içinde sürekli telaş, huzursuz ve[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]arayış içinde çırpınmaktadır..Sürekli olarak spermlerini yayma, uzak diyarlara, dünyanın her yerine tohum atma[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]telaşı içindedir..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Doğum yapan her anne ile çocuk arasında yaşanan o büyülü ayine baba ancak uzaktan bakar..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Baba asla o ayinde olamayacağını çok geçmeden anlar.. O başka bir olgudur.. O ayine ancak[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]sorumlulukları yerine getirmek şartıyla katılmasına izin verilir, ancak yinede seyircidir..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Babalık duygusu zamanla gelişir.. Emektir daha doğrusu o duygular.. Kendi emeğini sevmektir babalık.. [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Ne kadar emek verdiyse o kadar sever.. Bunlar sonradan oluşan benim harfle kodlanma dediğim şeylerdir..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]İşte insanlık tarihi denen ilerleme bu iki temel kodlanmanın sürekli olarak birbirini etkilemesinden [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]kaynaklanır.. Erkek hiç durmadan arayış içinde olmuştur.. O kaybolmuşa, arayışa kodlanmıştır..Kadın ise[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Dünya'nın vatanı olduğuna inanmıştır.. Erkek sürekli değişimle içindekini susturmaya, kadınsa sürekli[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Dünyadaki cennetini sağlamlaştırmaya çalışır..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Ancak Erkek için Dünya yetmeyen bir unsurdur.. Kendini başka dünyalarda aramaya başlamıştır çoktandır..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Oralara tohumlarını atmak için çırpınmaktadır..[/SIZE][/FONT]
 
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]SEVGİ VE KODLANMA[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Herşeyin ilacı olmuş sevgi de haberimiz yokmuş..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Doktorlar çözüm bulamadıkları, tanı koyamadıkları her şeye ''Pisikolojik'' diyorlar ya;[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Bu günlerde sevgi de aynı halta yarıyor galiba..Sevgi her şeyin başıymış..Bir şeylerin[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]başı onu biliyoruz da her şeyin başı değil.. Ben neyi nasıl, niçin seveceğimi biliyorum [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]anam babam.. Üste kalan sizin olsun.. [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]-İçinizi sevgiyle doldurun her şeyin üstesinden gelirsiniz; Boş yer olsa azda ondan dolduram.[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Boş yer kalmamış..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]-Sevgiyle başlar her şey: Haklısınızda sevecek şey bulamazsam, düşman saydıklarımı mı seveyim?[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]-Sevgi insanca olan duyguların en güçlüsüdür; Başka gücü kalmayınca insanın, o güç olmaktan[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]çıkıyor bence..Parayla sevişen fahişelere dönüyor insan..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]-Sevgi insanı insan yapan en yüce değerdir; Başka beleş değer yokda ondan.. Bizlere kala kala[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]beleş değerler kalıyor ve değerini durmadan parlatıyorlar..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]-Sevgiyle değişecek Dünya; De get yaaaa.. Düşman olmayın yeter..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Sevgi öyle bir şeydirki; Tanıman lazım..Bilmen lazım..Kabul etmen lazım..Gerisi Hikaye..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Haaa son olarakda..Gerekmeyene verilmemesi lazım.. Gerekmeyene verirsen sevginin değerini[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]kendi içinde yok edersin..Onları tanrı sevsin..Ben o kadar güçlü değilim..Zaten o da bırakmış..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Yani öyle herkesten istenen, herkese verilen bir şey değil sevgi..Az bulunur..Kıymetlidir..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Aç adamaz sevemez kardeşim..Aç adamdan bi bok olmaz.. Cinselliğe açsa, karşı cinse açsa,[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]ekmeğe aşa açsa, sosyal statüye açsa, ezilmişse, dövülmüşse herkesin içinde bi adam, hele[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]hele karşı koymamışsa, o adam sevse ne olur, sevilse ne olur..[/SIZE][/FONT]
 
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]KORKU VE KODLANMA[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Köşeye sıkıştırılan kedi saldırgan olur..Kedi köşeye sıkıştırılmaz..Kediye kaçacak yer bırakılır sıkıştırılınca..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Bilinir ki kedi zarar verir fazla üstüne gidilince..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Oysa insan öyle değildir..İnsan siner korku karşısında.. Düşmanı kafasında harflerle kurgulanmıştır..O düşmanı , baskı kuranı ,daha görmeden tanımıştır..Ona tanıtılmıştır..Düşmanı karşısında, yada ona baskı yapan karşısında hiçbir şansının olmadığı anlatılmıştır ona..O dünyanın en zavallı, en çaresiz, en güçsüz yaratığıdır ve karşısındaki örgütlenmiş güç de başa çıkılmayacak örgütlü bir güçtür..Ona akıllara durgunluk veren zararlar verebilir karşı çıkarsa..Hem kendisine, hem sevdiklerine üstelik.. Yapılacak en akıllı iş boyun eğmektir..Biat etmektir..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]İnsan işte böyle kodlanır korku karşısında.. Bu harflerle kodlanmaktır..Oysa doğada her şey karşı koymaya kodlanmıştır..İnsansa kendini korku karşısında sinmeye kodlamıştır..Karşı koymak oysa doğanın temel yasasıdır..Dünyada hiçbir canlı korunma içgüdüsünden ve silahından mahrum değildir..Ve hiç birisi teslim olmak üzerine kodlanmamıştır..Oysa insan kendi uygarlığını yaratan tek canlı olmasına rağmen, o uygarlık temel doğa yasalarına aykırıdır..İnsan korku karşısında teslim olur..Kendini korkuya karşı teslim eder ve siner..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Sirk hayvanlarını da bu öğrendiği korku yasalarından ders alarak eğitmektedir..Sirk hayvanları da onun oluşturduğu kodlamanın bir sonucudur..Sokak ayıcıları var ya ,onların zincirlerinin ucundaki ayılar..İşte onları da kendine çevirmiştir..İnsan tüm doğal kodlanmalara aykırı olarak kendi harflerden oluşan korku kodlanmasını kültürünün temellerinden biri yapmıştır..Zincirin ucundaki ayı misali onunda sahipleri olmuştur..Fakat zincirin ucu bulunamamaktadır..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Bir seli, depremi, fırtınayı korkutmanın yolunu aramaktadır şimdi..Bulamayınca da çıldırmaktadır..O korktuğu her şeyi korkutmanın yolunu ararken, kendinden vazgeçmiştir..Korkularının kurbanıdır insan..[/SIZE][/FONT]
 
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]TEMMUZ VE KODLANMA.. [/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Temmuzun sıcağı ..[/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Taşın, toprağın,havanın pes edişi..[FONT=Tahoma][/FONT][/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Kekik kokusu..[FONT=Tahoma][/FONT][/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Ruhlarda karpuz tadı..[FONT=Tahoma][/FONT][/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Temmuzun Ak denizi..[/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Karadenizi, Marmarası..[FONT=Tahoma][/FONT][/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Sıcak.. Sıcağın Temmuzu..[FONT=Tahoma][/FONT][/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman] [FONT=Tahoma][/FONT][/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman] [FONT=Tahoma][/FONT][/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Kokunun Temmuzu..[FONT=Tahoma][/FONT][/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Tuzun Temmuzu..[FONT=Tahoma][/FONT][/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Üzümün temmuzu..[FONT=Tahoma][/FONT][/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Gözümün Temmuzu..[FONT=Tahoma][/FONT][/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Sevgimin Temmuzu..[FONT=Tahoma][/FONT][/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman] [FONT=Tahoma][/FONT][/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Salıvermenin kendini..[FONT=Tahoma][/FONT][/FONT][/SIZE]
[FONT=Tahoma]Takılıvermenin düşlere..[/FONT]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Batışa.. Kalkışa..Çıkışa.[FONT=Tahoma][/FONT][/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Dikiş tutmazlığa..[FONT=Tahoma][/FONT][/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Adına Temmuz denmiş..[FONT=Tahoma][/FONT][/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]İnsan Temmuz’la insan olmuş..[/FONT][/SIZE]
 
[FONT=Arial][SIZE=5]GÜZELLİK VE KODLANMA[/SIZE][/FONT]

[FONT=Arial][SIZE=5]İnsana sonradan kodlandı güzellik ..Yani güzel vardı insan için .. Şimdi güzel doksan 60 doksan oldu.. Yeşil gözler .. Sıfır beden .. hala bilmem sıfır bedeni .. Unutmayın ben erkeğim ..Aklıma sokulan güzellik bu .. İsterseniz sıralayayım; Dişini, kaşını, dudaklarını, parfümün kokusunu… Gerek yok diyorum … Yoklayın kafanızı sizde aynı şeyler vardır .. Bu güzellik ızdırap … Bu güzellik, güzellik değil..[/SIZE][/FONT]

[FONT=Arial][SIZE=5]Oysa Güzel;[/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]Size gülen gözdür …[/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]Size gülen gözün üstündeki kaştır ..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]Okşa beni diye uzatılan saçtır ..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]Sizi görünce gülen dudaktır ..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]Gülmekten açılan ağızdır … [/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]Ama sizin içindir, sizedir o ağız dolusu kahkahalar …[/SIZE][/FONT]

[FONT=Arial][SIZE=5]Size koşan ayaktır güzel olan ..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]Size sarılmak isteyen koldur … [/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]Sizi içine bastıran göğüstür …[/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]Size verilen omuzdur ..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]Ne yaparsan yap,yerin burası diyen omuzdur güzel olan ..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial]İçimde rahat ol diyen yürekten başka güzel olan ne vardır Dünyada?[/FONT]
 
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]BEĞENİLER VE KODLANMA[/FONT][/SIZE]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]İnsan kendisini ve kendi soyunu nasıl kodluyor? Toplum nasıl iç güdüsel olmayan, kendisini mutsuz eden beğenilere kodlanıyor? İsterseniz az bi örnekleyelim..[/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]- Güzellik size gülen gözdür dedik; Bir resim yapılıyor o resmin altına hemencecik; Öteki göz görmez.. Çürük bir diş.. Sizi avlamaya çalışan, ağzında salyalar akan şişman bir beden..[/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]-Güzellik okşa diye uzatılan saçtır dedik; Okşanıyor saç ve okşayan elini yıkayacak lavabo aranıyor.. Mutlaka kepeklidir..Kirlidir.. Marka ile yıkanmayan saç güzel değildir çünkü..[/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]-Sizi görünce gülen dudaktır güzellik dedik; Yok öyle bir şey.. Belli kalınlıkta olmayan, silikonla şişirilmemiş ve marka rujlarla boyanmamış dudak maymun dudağından farklı değildir.. Öpülmesi bile iğrendirir insanı..[/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]-Gülen bir ağızdır, içten bir kahkahadır dedik güzellik; Doğaüstü beyaz olmayan dişlerle gülmek haaa? Ne haddinize? Sizin ne hakkınız var hela taşı gibi dişlerinizi gösterip ortalığa mikrop saçmaya? Kahkahanızı alında münasip yerinize sokun lütfen..[/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]-Size koşan ayaktır dedik güzel; O bacak mutlaka topaldır.. Kıllıdır.. Lastik terliklidir ve kokuyordur.. Sütun olmalı o ayağın bağlı olduğu bacak.. Çorapları şu, ayakkabıları bu, halhalı da olmalı..Hem de elmas taşlı.. Tüyler şunla alınmalı, derisinin gözenekleri bunla açılmalı..[/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]Yoksa koşsa ne olur ayak sana, koşmasa ne olur?[/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]-Size sarılmak isteyen koldur sevgi; Koltuk altları kokuyorsa kalsın..[/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]-Sizi içine almak için göğsüne bastırmaktır sevgi; Haydaaaaa nerden çıktı bu yaaaa? Ya doksan değilse göğüsler..İnek memesi gibiyse, sarkmışsa.? O göğüsler bilmem ne marka sütyenle sarılı değilse? Üstünde kremler, kokular, pullar yoksa ne yapayım o göğsü ben?[/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]-Size verilen omuzdur güzel olan; Kıvrımlarını, yumuşaklığını, genişliğini bilmediğim omzu ben ne yapayım? Şu aletlerle çalışmayan omuz omuz olur mu hiç? Aaa birde boyunlar güzel gözükmeli omza yaslanınca..[/FONT][/SIZE]
[SIZE=3][FONT=Times New Roman]-Sizi seven yürektir güzel olan; Ben anlamam yürek dalak kardeşimmmm.. Ev olmalı elit mekanlarda..Araba olmalı gösterişli.. İş olmalı saygın.. Gelecek korkusuna kapılmamak için bankada paralar olmalı.. Güzel olmasın istersen yürek, bunlara sahip olsun yeter..[/FONT][/SIZE]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Sevgi nerde kaldı? Hani kutsanan..Mumla aranır hale gelen sevgi nerde?[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=3]Annelerimizde o artık.. Bir tek onların bakışında, ellerinde, gülmelerinde, omuzlarında kaldı sevmeler..[/SIZE][/FONT]
 
[FONT=Arial][SIZE=5]ÇİVİ ÇİVİYİ SÖKER [/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5][/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]Benim zavallı insanlarım ..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]Şimdiye kadar seni kodladıkları her şeyden vaz geç diyorlar..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]İşte bu düşman dediler ..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]Vur dediler…[/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]Vurulana şehit oldu dediler..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]Vatan dediler …[/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]Bayrak dediler…[/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]Birlik bütünlük dediler…[/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]Sen mutlu bile oldun bu süreçte verdiğin çabalar sonuç verdiğinde .[/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]O kodlanmışlıkla kendini adam saydın..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]Yurtsever saydın..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]Şehit ve gazi yakını saydın..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]Övündün, övdüklerinde ağladın, duygulandın..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]İçini ateş kavurdukça dualara sarıldın..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5][/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]Şimdi seni yanlış kodlamışlar diyorlar ..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]Yeniden kodlamamız lazım düşüncelerini diyorlar ..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]Ve yanlış kodlandığına seni ikna etmeye çalışıyorlar ..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5][/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]Zavallı insanlarım benim .. Sen nasıl yaşayacaksın şimdi elinden alınan, alınmaya çalışılan yada en azından kötü olduğu kuşkusu kafana sokulan bu kodlanmışlıklarla?[/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]Yada bu eski ve yeni kodlarla nasıl başa çıkacaksın?[/SIZE][/FONT]
[SIZE=5][FONT=Arial]Eski kodlanmışlıkları çıkarmak için (aynı çivi çiviyi söker gibi) yeni kodlanmalarla kafana çakarken hangi yaban hayvanının çıkardığı ulumayı çıkaracaksın merak ediyorum? [/FONT][/SIZE]
[FONT=Arial][SIZE=5] [/SIZE][/FONT]
 
[FONT=Arial][SIZE=5]ŞEYTAN TAŞLAMA [/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5][/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]Üç beş kova su alıyorsun kuyudan dışarı .. Şöyle etrafı bir suluyorsun, az bir nefes alıyorsun.. Toz toprak gidiyor kafandan ..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5][/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]Gelen yolculara, tanımadığın yabancılara, dost saydığın insanlara birer tas suda arada versen, içindeki dolu kuyu boşalmıyor ki ..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5][/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]Dünya’ları sulamak için gayret sarf ediyorsun, o zamanda hemen sus, sularını başka kulaklara akıt şikayeti geliverir .. [/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5][/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]Ben çözdüm galiba bu işi .. Ne kadar su boşaltırsan boşalt, aslında aynı miktarı alıyorsun içine.. Kuyu gibisin çünkü, beslendiğin yer altı tünelleri aynı oranda dolu tutuyor seni ..[/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5][/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]Şeytan taşlar gibi yapmak lazım belki de.. Kuyudan su almak yerine, kendini taşlayıp doldurmak mı lazım acaba kuyuları? Her gün üç beş taş yeter mi acaba? [/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5]Yada başka yerde aramayın, şeytan burada deyip doldurtmak mı lazım acaba kuyuları, kendi şeytan olan insanlara?[/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5][/SIZE][/FONT]
[SIZE=5][FONT=Arial]Deli deliyi görünce ne yapar belli de .. İnsan şeytanı görse, günaha mı tapar yada şeytan insan peşinden taş mı atar hep merak ederim? [/FONT][/SIZE]
[FONT=Arial][SIZE=5] [/SIZE][/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5] [/SIZE][/FONT]
 
[FONT=Verdana]ALMAK VERMEK ÜZERİNE[/FONT]

[FONT=Verdana]Almaya tırnaklarımızdan başladık .. Bedenimizin her yerine bir şeyler almaya mahkum olduk biz .. Kodlanma bu .. Bacaklarımıza ağdalar, ayaklarımıza envai çeşit pudra .. Yüzlerce çeşit ayakkabı, terlik, çorap ve jartiyer .. Oramız için dar olandan yada büyük olandan aranırız .. Burası çok muzır oldu galiba ancak seçim yapılırken etkenlerden birisidir, unutmayın diye söyledim .. Artık gereksinim olmaktan çıkmış elbiseler, elbiseler, elbiseler .. Tek işlevi ereotizm olan iç çamaşırları, temizlik ürünleri, parfümler .. [/FONT]

[FONT=Verdana]Araba diyeceğim ama herkesin alma sınırı farklı, ancak doyum noktası aynı .. Masaya atılan ya cep telefonudur yada araba anahtarı.. [/FONT]
[FONT=Verdana]Almak sosyal bir statü göstergesi artık .. [/FONT]
[FONT=Verdana]Her şey alınarak yapılıyor artık .. [/FONT]
[FONT=Verdana]Araba yapılıyor, ev yapılıyor..[/FONT]
[FONT=Verdana]İş yapılıyor, sevgili bile yapılıyor ..[/FONT]
[FONT=Verdana]Dost, arkadaş, metres yapılıyor .. Yapılıyor kelimesine takılmayın lütfen .. Piyasadaki adı bu işin .. Araba, ev, çevre, eş- dost ve manita yapılıyor ..[/FONT]
[FONT=Verdana]Yani alıyorsun ..Sosyal statün of yaa özür, Fiyakan aldığınla orantılı …[/FONT]

[FONT=Verdana]Bedenine lazım olmayan her şeyi alıyorsun .. Gözüne gözlük alır gibi sevgi alıyorsun.. Bedenini çöp konteynerleri gibi dolduruyorsun .. Yani piyasa yapan her şeyi hele diğer insanların ulaşamadığı şeyleri kutsayıp dolduruyorsun içine .. Damarlarında, kanında dolaşan şeylerin çoğunu bilmiyorsun artık .. Sadece alıyorsun ve emiyorsun içine, hücrelerine ..[/FONT]
[FONT=Verdana]Bu öyle bir boşluk ki, aldıkça açlık artıyor bedenin de .. Gayya kuyusu gibi .. Ne alsan, ne emsen, içine ne doldursan açlık doymuyor .. Aldığının iki katı katlanıyor içindeki boşluk ..[/FONT]

[FONT=Verdana]Ağzında biberonla dolaşan bebeklere döndük hepimiz .. Biberon dediğime bakmayın hepsi birer mikser, ne koysan öğütüyor ve bizler emiyoruz.. Gözümüz sürekli vitrinlerde, miksere ne koysak da emsek telaşı içindeyiz ..[/FONT]

[FONT=Verdana]Oysa doyum, vermektir .. Vermek içinde beynin dolması gerekir .. [/FONT]
[FONT=Verdana]Doyumun almaktan geçtiği kodlaması, en büyük alçaklıktır çağımız insanına[/FONT]
[FONT=Verdana]yapılmış .. Beyin almaya alışsa, kendine lazım olanı almaya çalışsa, bedenini lağım vidanjörlerine çevirmezdi .. Beyin kendi gıdasını bulsa, kendini geliştirse,[/FONT]
[FONT=Verdana]kendini değiştirmeye kodlasa, kendi hapishanelerini yaratmazdı .. Kendi düşmanlarını kendi yaratmazdı ..[/FONT]
[FONT=Verdana]Vermek üzerine kodlanmalıdır insan ..[/FONT]
[FONT=Verdana]Ama vermek için almanın kutsanmadığı, her yolun mübah sayılmadığı bir vermek dediğim .. Yoksa gönlümüzü almak isteyen iblislerin verdikleri değil dediğim … Vermek senle olandır .. Ne fazlası olur ne birikimi ..[/FONT]
 
[FONT=Verdana]ÇAĞIMIZ MİTLERİ[/FONT]

[FONT=Verdana]Her düşüncenin orijinal olduğunu sanmak en büyük kodlanmadır bence …[/FONT]

[FONT=Verdana]Oysa düşünce özgür beyinlerin ürünüdür .. Özgür düşünce resimlerle düşünebilmektir .. Hep anlatırlar kavramlarla düşünmek zeki insanların işidir diye .. Aptallar ise resimler ile, somut şeylerle düşünebilir diye … Oysa asıl sorun iletebilmektir kafandakini ..[/FONT]

[FONT=Verdana]Sümer ve mısırlılar yazılarını şekillerle yazdılar .. Onları herkes anladı ..[/FONT]
[FONT=Verdana]1800 yıllardan sonra ise resimle düşünmenin yerini kavramlar ile düşünmek aldı.. Ve iletişim de bitti, düşünce devrimleri de ..[/FONT]

[FONT=Verdana]Şöyle bir kanı var insanların kafasında .. Aaaa İsa’dan önce binlerce yıl önce nasıl bulmuşlar bu kadar bilgiyi .. O zaman özellikle Sümer ler uzaylılar ile bağlantıda mıydı acaba? O piramitlerin yapımı hele ..[/FONT]

[FONT=Verdana]Bu kendini beğenmiş, ukala ve bilgisizliğin bakış açısıdır işte .. Senin bu gün kafanda olan her mit’in, her bilginin, her adet ve inancın oralardan kaynaklandığını bilmemekten kaynaklı arsız kendini beğenmişlik aslında seni insanlıktan çıkarmaktadır ..[/FONT]

[FONT=Verdana]Bu insanlık bir nehir .. Herkes bir şeyler katmış bu dereye .. O sele katılmış bir şekilde.. O dere büyümüş .. Denize kavuşmaksa o derelerin temel derdi, daha güçlü olmak gerekir .. Oysa çağımızda o dereler çöllere sürülmekte ve kurutulmaktadır .. Ve insan olanların yeniden yeniden o kaynağın çıktığı yere dönmeleri bundandır .. Orası hala pırıl pırıl ve olanca gücüyle çağlamaktadır ..[/FONT]
[FONT=Verdana]Çağımızın yaptığı ise kavramlarla kodlanmış beyinlerin geçmişi küçümseyerek kendi cüceliğini anlamamasıdır .. Oysa insan olan oradadır ve giderek yok olmaktadır insana ait şeyler .. Daha tek temel inanç ve mit yaratamadı insan oralardan farklı .. Yaratması da gerekmez zaten, fakat dereye yol açmak gerek ..[/FONT]
[FONT=Verdana]Deniz olmalı hedef .. İnsan olmalı .. Tapınan, kodlanan insan değil ama ..[/FONT]
[FONT=Verdana]Çağımızın Mit’i tüketimdir .. Hepsi bu .. Ve insanlar tüketecek şey aramaktadır .. Sümerlerin ve Mısırlıların ölülerini bile tüketmişlerdir .. [/FONT]
 
[FONT=Verdana]BAYRAM[/FONT]
[FONT=Verdana]İçimdeki dağ adamı düze inecek bu gün ,[/FONT]
[FONT=Verdana]Düzlüklere dağ esintileri gelmiş mi, koklayacak ..[/FONT]
[FONT=Verdana]Bu gün içimdeki deniz adamı karaya dönecek, [/FONT]
[FONT=Verdana]Karalara deniz neler getirmiş, denizi arayacak ..[/FONT]
[FONT=Verdana]İçimdeki kavgacı adam topluluklara karışacak .[/FONT]
[FONT=Verdana]Kavga ettiği insanların gözlerine bakacak..[/FONT]
[FONT=Verdana]Ne var gözlerinde, gözleri görecek ..[/FONT]
[FONT=Verdana]İçimdeki şarapçı bu gün ayık olacak,[/FONT]
[FONT=Verdana]İnsanlar içmeyi öğrenmiş mi anlayacak ..[/FONT]
[FONT=Verdana]İçimdeki mülteci bu gün kovulduğu şehrinde olacak,[/FONT]
[FONT=Verdana]Hala kararları aynımı kendini kovanların?[/FONT]
[FONT=Verdana]Barış ya medet diyen varmı?[/FONT]
[FONT=Verdana]Dilleri aynımı? Dillerini dinleyecek ..[/FONT]
[FONT=Verdana]Bayramları bayram mı?[/FONT]
[FONT=Verdana]Gözleri göz mü?[/FONT]
[FONT=Verdana]Dilleri Dil mi?[/FONT]
[FONT=Verdana]Elleri el mi?_[/FONT]
[FONT=Verdana]Belleri bel mi?[/FONT]
[FONT=Verdana]İçimdeki sakallı bunları arayacak bu gün,[/FONT]
[FONT=Verdana]Tebdil kıyafet olacak.. [/FONT]

[FONT=Verdana]El öpmeyecek ..[/FONT]
[FONT=Verdana]Elde öptürmez zaten..[/FONT]
[FONT=Verdana]Bayramınız olsun her gün diyecek.. [/FONT]
 
[FONT=Verdana]TÜRBELERDE DUYGU SELLERİ..[/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]Bilmek gerekli elbet her şeyi .. Fakat bilmek kadar hissetmek, duymak da önemli bence insanları anlamak için.. Farkı var mı derseniz bilmek ile duyumsamanın, hissetmenin arasında, elbet var derim.. Bu gün hissetmek, duyumsamak bilmenin ötesine geçti.. Gaipten olan insanları daha çok hislendiriyor, ağlatıyor..[/FONT]
[FONT=Verdana]Nasıl oldu demeyin, elbet cevabım kodlanmadır.. Kodlanma insanı öyle bir hale getirdi ki duyumsa, hisset, gerisini düşünme ... Duyumsa, hisset![/FONT]
[FONT=Verdana]Ama bizim istediğimizi duyumsa, bizim istediğimiz gibi duygulan..[/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]Bilmek, nesnel şeylerin oluşumunu, gelişimini ve sonuçlarını zaman içinde ve zamanın şartlarında öğrenmek anlamına geliyor bana göre.. [/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]İnsanlarımız bir şeylerin üzerinde oturduğundan emin.. Kuşkuları yok bundan.. Ve üstünde oturdukları kültür öyle derin ki, katmanları öyle çok ki ..[/FONT]
[FONT=Verdana]Kazıyorsun toprağı, su gözükmeye başlıyor .. Biraz daha kazıyorsun su akmaya başlıyor.. Az daha kazarsan akan dereleri göreceksin.. Akan dereler korkutuyor insanları.. İnsanlar o derelerden korkuyor işte.. Hep korkmuşlar .. İlk gelenlerde korkmuş, şimdi yanında yaşayanlarda korkuyor.. Ancak bilmiyorlar ama hissediyorlar, duyumsuyorlar .. Perge, Aspendos, Efes ve Pamukkale halkı için oradaki uygarlıklar sadece gelenlere incik boncuk satmaya yarayan yerlerdir öte yandan.. Oraları ne bilir nede oralardakiler için kodlanmıştır..[/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]Gözleri dolar, ağlamaklı olur benim insanımın çoğu, bilmedikleri karşısında.. Fakat o güzel denene güzel demeye kodlanmıştır.. İyi denene iyi demeye kodlanmıştır.. Sorumluluk, Vatan, Millet ve Kardeşe kodlanmıştır o.. Ve o onları taşır yüreğinde ve onlar karşısında duygulanır, ağlar.. Ama bilmez.. Bildiği karşısında duygulanmaz insanoğlu.. Etkilenir, alkışlar, ona katılır, hatta bir adım ileri götürür, fakat onu her gördüğünde ağlamaz.. Gurur olabilir, gururla duygulanır.. Onurdur ve onurlu şeyle karşısında duygulanabilir .. Beğenir diyelim .. Beğenileri uyuşursa da mutlu olur..[/FONT]
[FONT=Verdana]Ağlamak, duyumsamaktır .. Duyumsamak kodlanmaktır.. Deki kendine acımaktır, kendine, ezikliğine ağlamaktır.. İçindekilere ağlamaktır.. Onlarla o dönemler de, o kutsal eylemlerin içinde yaşayamadığına ağlar çoğu.. [/FONT]
[FONT=Verdana] [/FONT]
[FONT=Arial][SIZE=5] [/SIZE][/FONT]
 
[FONT=Verdana]YAŞASIN ÇELİŞKİ[/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]Ufacık bir alet düşünün.. Ufacık insan eliyle üretilmiş şey düşünün.. Mesela tornavida, pense, makas.. Ondaki insan bilincinin gelişimini hikayesini bir anlamaya çalışın..[/FONT]
[FONT=Verdana]İnsan hep güçlerini en iyi şekilde kullanmayı aramıştır.. Doğada var olan güçleri nasıl kullanabilirim diye düşünmüştür.. Yeni güçleri nasıl yaratabilirim diye düşünmüştür.. İnsanlık tarihi bu güçleri öğrenme, bilme ve ona hakim olup diğer insanlar üzerinde hakim olma savaşı gibidir aslında..[/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]Çelişki aslında güçlerin karşıtlığı gibidir..[/FONT]
[FONT=Verdana]Bir oto lastiğinde yüzlerce güç vardır aslında birbirine hakim olmak isteyen..[/FONT]
[FONT=Verdana]Bir otoda ise binlerce güç karşılıklı olarak birbirini dengeler..[/FONT]
[FONT=Verdana]Bir uçak ise on binlerce karşılıklı gücün dengede tutulmasıyla uçmaktadır..[/FONT]
[FONT=Verdana]Her vida, her cıvata, her parça bir güç üretmek, bir gücü başka bir güce çevirmek, ya da bir güce karşı koymak için bir araya getirilmiştir ..[/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]Çelişkilerden kurtulmak gerekmez.. Çelişkiler içimizdeki güçlerdir bizim..[/FONT]
[FONT=Verdana]Tek düze bir inanç sistemi, bizi huzurlu yapıyor iddiasıyla kafamıza doldurulmaktadır.. Oysa içimizdeki doğal güçleri yok etmektedir..[/FONT]
[FONT=Verdana]Çelişkilerin ortaya çıkardığı gücü dengeleyebilirsek, onlarla uçacağız bizler..[/FONT]
[FONT=Verdana]Hem de istediğimiz yaşama.. Tek kanatlı bir kuş olmaz..[/FONT]
[FONT=Verdana]Düşüncelerimizi ve bildiklerimizi sürekli sorgulamak güçlendirir bizi..[/FONT]
[FONT=Verdana]Hem de en temel olanları sorgulamalıyız .. Bizi en çok onlar yönlendiriyor çünkü. [/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
 
[FONT=Tahoma]KARA DELİLİK[/FONT]

[FONT=Tahoma]İki düşman ulus düşünün; güçleri denk.. Hangi savaşa girseler galip gelende belli olmaz mağlup olanda.. Ne yapar bu iki ulus? Karşılıklı birbirini kollar, gözler.. Birbirinin gözünü oymak, ekmeğini yakmak, suyunu kesmek için harcar tüm gücünü.. Taki biri ötekini ezinceye kadar sürer bu düşmanlık.. Yüzlerce yıl sürse bile biri kazanır..[/FONT]

[FONT=Tahoma]İki düşman ordu düşünün; Güçlü ve güçsüz.. Güçsüz olan, güçlü olanın güçlerini kullanamayacağı alanları seçer kendine savaş alanı olarak.. Çöllere çeker, dağlara vurur yüzünü.. Güç doğa karşısında erisin diye.. Taki birisi esir düşene kadar sürer bu savaş.. Onlarca yıl sürse bile birisi kazanır.. Bu savaş oyunudur.. Birisi kazanır sonuçta..[/FONT]

[FONT=Tahoma]İki düşman düşünce düşünün; Birbirinin açığından başka bir şey aramayan.. Birbirini sürekli yok etmeye çalışmak elbet temel amaçları olacak.. Ancak ikisi de birbirine göre pozisyon almaktan bitap düşecek.. Birisi insanlarını çöllere sürüklerse, öteki daha susuz çöllerde olmak isteyecek .. Birisi dağların oksijensiz tepelerinde yaşamak daha iyi diye insanlarını dondurucu soğuklarda telef ederken, ötekisi buzdan evlerde yaşamak isteyecek .. Birbirine göre pozisyon almak nereye vardı acaba günümüzde?[/FONT]

[FONT=Tahoma]Kara delilik diye bir kavram var kafamda.. Deliliğe saygım var benim .. Bu insanlar içinde çok mutlu olanlarını gördüm, çok saygı duyduğum insanlar oldu.. Hatta sorumluluktan kaçmak, toplumsal koşullanmışlığı kırmak için numara yaptıklarını bile çok düşündüm.. Hatta onlar arasında yaşamanın bir yolu olsa, hatta ülke kursalar seve seve vatandaşları bile olurum .. Oysa Kara Delilik başka bir şey.. En akıllı olan birisi, düşüncesi en kara olan birisi, insanlardan en nefret eden, fakat insanı en iyi tanıyan birisi çıkıp, insana ait olan her şeyi kullanıp, insancıkları insan olmaktan çıkarıyor.. İnsanlığınızdan vaz geçin diyor, mükafat olarak da ilerde insan olarak yaşamayı öneriyor.. İşte bu kara adamların düşünceleri zamanla ilerliyor toplum içinde.. O düşünce insanları kara deli yapıyor işte..[/FONT]
[FONT=Tahoma]Kara deliliğe kapılanlar, kendilerini öteki düşünceye inat yaşıyorlar.. Ötekine inat yaşam için her şeyden vaz geçiyorlar.. Çöllerde, Buzullarda nefes almaya çalışıyorlar.. İnsanları oralarda yok ediyorlar.. Düşünce çöllerinde, düşünce buzullarında yok ediyorlar insan oğlunu.. İşte bu düşsel dünyaya kapılanları ben kara deliler olarak adlandırıyorum.. Kendilerini mutsuz eden bir sanrı içinde kıvranıp duruyor insanoğlu diyorum.. [/FONT]

[FONT=Tahoma]Kara deliler birbirine inat yaşıyorlar unutmayın bunu.. Biri varsa mutlaka ötekine inat var ..Ve düşünsel zafer olmadığı için, insanlar bu kara delilik içinde yüzüyor. Her gelen kara deliliğe mahkum..[/FONT]
 
[FONT=Verdana]KENDİNİ BOĞMAK..[/FONT]
[FONT=Verdana]Kuyular içlerine çeker yer altı sularını.. Süzerler o çamura bulanmış suları.. Sonra o sular yükselmeye başlar dimdik kuyu boyunca.. Sudan kule olurlar toprak altında.. Tertemiz, duru ve serin, sudan bir kule.. [/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]O kuyu daha çok su çekmek ister yer altı topraklarından.. Yer altının görünmezlerinde yüzen, çamura kuma batmış, her canlıya lazım olan bu suları daha çok çekmesi için bu kuyunun, kuyudan suyunda boşaltılması gerekir.. [/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]Kuyuların boşaltılması lazım diyorum ya, aslında insanlar kendinde boğuluyor demek istediğim.. Kuyular açılıyor özenle .. O kuyular kendini değil, birilerince doldurulan suyu bir türlü akıtamıyor dışarıya.. Ve akıtamadığı suda boğuluyor insanlar.. Akıtabilmeli insan içinde olanları.. Yeniden dolmak için bu şart.. Bakmayın öyle garip garip, insan içindekileri boşaltabilmeli, hem de hiç kalmamacasına.. Bu doluluk insanları kendi içinde boğuyor.. Bu dolulukta insan kendini bulamıyor.. Kendini tanımıyor.. Gizemli olmak? Pöhhhhhh .. Bilinmenin rahatlığı neyde var? [/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]Pencerelerin arkasını merak eder misiniz çok? Her pencerenin arkasını ama..Sıradan sahibi olanında, varlıklı olanında evlerinin içini deliler gibi merak eder misiniz? Dur dur, soruyu baştan alalım, merak etmeyen var mıdır acaba,[/FONT]
[FONT=Verdana]gizli olan günahları, gizli olan ilişkileri, telefonları? Ağlayışları, hayvansı arzuları, hayvansı sevişmeleri? Giyinişleri, güzellikleri, zenginlikleri ? Daha sıralayabileceğimiz yüzlerce şeyi merak etmeyen var mıdır acaba, hiç düşünmeden hayır diyebilecek biri var mıdır acaba ? [/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]Daha gidelim haydi öteye.. Her pencerenin arkası, diğer pencerelerin arkasını ölesiye bilmek isteği ile yanıp tutuşuyorsa diyelim.. Hatta her kapı diyelim mi? Aynı pencere içlerinde, aynı çatılarda bulunan her kapı arkası, ötekini delice dinleme görme ve bilme isteği ile yanıp tutuşuyorsa diyelim mi?[/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]İnsan kendinde olanı herkeste görüncemi rahatlayacak acaba? Yada tam tersi kendinde olandan kurtulmak,kendinde olmayanımı arıyor acaba? Oysa anlamalı artık insana ait yeni bir şey yok.. Onu deli gibi şaşırtacak bir şey yok.. İçinde olmak var her şeyin yada dışında kalmak var yaşamın.. [/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]Galiba insan kendinde boğuluyor.. O yüzden sürekli konuşmak istiyor, iletişim istiyor, görmek ve dinlemek istiyor..Duymak istiyor, bilinmek istiyor.. Oysa asla kendini boşaltmıyor tam olarak.. Boşaltmak isterken bile doluyor.. Çünkü karşısında olandan, konuştuğundan korkuyor.. Onun içinden çıkardıklarını görünmesinden korkuyor.. İlerde silah olarak kendisine karşı kullanılmasından çok korkuyor.. İnsan kendi soyundan o kadar çok korkuyor ki sürekli onlara karşı kendini dolduruyor.. İnsan kendini boğuyor.. [/FONT]
 
Harflerden kaleler yaptık önce,kralı kraliçesi ilan ettik kendimizi,sarıldık sarmalandık ,sevilendik...sonra yabancılaştık harflerden oluşan kelimelere...öğretilmiş anlamlarını kendimizdeki anlamıyla çözümleyemedik...kendimizden anlamlar yüklemeden havalandırdık başka kalelere...ulaştık sandık ama gönderirken kelimeleri yeterince sevemedik...harf zenginiyseniz evet ruhunuz ve aklınız zengin...zihniniz ve ruhunuzla bütünleşen harfleri döküyorsanız bedeninizden yağmur gibi yeşerecektir dünya,dünyalar,dünyamız


Hocam,kodlama ile ilgili yazılarınızı nedense kuantum fiziği ile ilişkilendirme gibi bir dürtü dürter beni şimdiden affolayım...Ama yazılarınızda önceden kodlanan bilgilerin aslında harfleri anlattığınız yazılarınızda olduğu gibi bireye bağlı anlamlar yüklenmesi de var....kodlamalarla ilgili yazılarınız devam edecek mi?

ben büyük bir keyifle okudum yoğun yazılarınızı
 
[SIZE=5][FONT=Arial]DELİLİK VE KODLANMA[/FONT][/SIZE]
[FONT=Arial][SIZE=5][/SIZE][/FONT]
[SIZE=5][FONT=Arial]Benim bir Deli Mehmet Amcam vardı köyde, arkadaşımın dedesi.. Çok şey öğrendim onun yaşamından ve onla olan konuşmalarımızdan.. Bu güne kadar onun hastalığına benzer bir hastalık duymadım ben.. [/FONT][/SIZE]
[FONT=Arial][SIZE=5][/SIZE][/FONT]
[SIZE=5][FONT=Arial]Yaz geldimi akıllı, soğuklar başlayınca zaptedilmez bir deli. Zarar verdiği bir insan görmedik hiç.. Ancak onun olduğu sokaktan geçmeye yürek isterdi.. Kadın kız, çoluk çocuk o sokaktan geçmek yerine yolu uzatırlardı evlerine gitmek için.. Hele geceleri.. Köpekler bile korkardı Mehmet Amcamdan.. Bir ses duymaya görsün hemen başlardı küfre.. Hem de ne küfürler… [/FONT][/SIZE]
[SIZE=5][FONT=Arial]Her sene rutin tekrarlanan altmış yıl.. Deli olunca zincirlere bağlanan Mehmet amca akıllı olunca da çocuklarla çocuk olan dünyanın en tonton ihtiyarı.. [/FONT][/SIZE]
[FONT=Arial][SIZE=5][/SIZE][/FONT]
[SIZE=5][FONT=Arial]Biz onunla herkesten ayrı arkadaştık.. Onunla tütün dizme işçisiydik, yoldaşıydık.. Tütün dizmek, bu dünyadaki en ağır ve en lanet işlerden birisidir diyebilirim.. Ucu sivri şişlere, tütün yaprağını damarından geçirmek ve oradan da iplere aktarma işlemine tütün dizmek denir.. Sabahtan akşama kadar oturmak demektir bu.. Belinize, boynunuza eğilmekten sancılar girer.. Ellerinize yapışan tütün tetiri kolay kolay çıkmaz, zehir gibi acıdır, yediğiniz içtiğiniz her şeye geçer.. Ve çok ucuzdur bu işin işçiliği.. Çocuklara, yaşlılara yaptırılır..Kolaycada bulunmaz anlıyacağınız bu işçiler .. İşte biz Mehmet amca ile beraber çalışan bir ekiptik.. El üstünde tutulurduk.. O ve ben sevdiğimiz yerlere giderdik, o beni kırmazdı bende onu.. Proleter dayanışması derim hala gırgırına..[/FONT][/SIZE]
[FONT=Arial][SIZE=5][/SIZE][/FONT]
[SIZE=5][FONT=Arial]Onunla da çok konuşurduk.. Başka ne yaparsın sabahtan akşama kadar.. Delilik olayına gelince hiç konuşmazdı.. Sıkılırdı.. Ona bir gün dedim ki; ‘’Madem deliriyorsun bunu anladım, hiç kuşkum yok.. Fakat niye sadece insanların duyacağı yerlerde ve zamanlarda küfür ediyorsun? Onlar yokken, onlar duymazken hiç küfür ettiğini görmedim senin.. Mesela bir gün çok dikkatli bir şekilde gördüm.. Sakince kahvenin oraya kadar gittin, kış sıcağının ve çaylarının tadını çıkaranları görünce; Gabba karısını bellediklerim diye bastın küfürü..Neden yalnızken değilde insanların duyması gereken yerlerde küfrediyorsun..’’ Bana dediği lafı hiç unutmam..[/FONT][/SIZE]
[FONT=Arial][SIZE=5][/SIZE][/FONT]
[SIZE=5][FONT=Arial]‘’Deli olduğunun bilinmesi gerekli.. Başka türlü nasıl deli olunur ki? Bilinmedikten sonra deli olmanın anlamı ne?’’[/FONT][/SIZE]
[FONT=Arial][SIZE=5][/SIZE][/FONT]
[SIZE=5][FONT=Arial]İşte bu derim o gün bu gündür.. Düşündüklerimi çıkarmam lazım içimden, bilinmesi gerekir..[/FONT][/SIZE]
[FONT=Arial]Öykü hanım sanırım bu öykünme senin soruna cevap olmuştur.. Fakat ben Mehmet Amca geleneğinden geldiğim için hep deli olamıyorum.. Arada bir akıllı zamanım oluyor ne yazık ki.. Deli zamanlarımda çıkıyor o kodlanmaya küfür etmeler..[/FONT]
 
Üst Alt