Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

[Yaşam] Düş mü, gerçek mi? Hangisi...kimin canını ne kadar yakıyor?

gülnihal

Üye
Üyelik
8 Haz 2006
Konular
19
Mesajlar
136
Reaksiyonlar
0
Düşmü, gerçek mi? Hangisi...kimin canını ne kadar yakıyor?
Huzurevi ziyaretlerim sırasında tanıdığım bir Mercan Teyze?m vardı.
Gözleri görmeyen ve hayatının geri kalan kısmını orada idame ettirmek zorunda kalan...
Sesimden tanıyordu beni... Ellerini yüzümde dolaştırırken kimbilir kafasına nasıl çiziyordu benim profilimi...
Ve geçen öyle bir can alıcı bir cümle kurduki bana...Keşkelerle, kahretsinlerle öyle üzüldümki..
Dediki bana Her gece rüyamda gözlerim görüyor kızım dedi. Kuşları, ağaçları, insanları herşeyi görüyorum.
Ama sabah kalktığım zaman tekrar aynı gerçekle karşılaşıyorum. Gözlerimin görmediğini her sabah o rüyadan uyandığımda anlıyorum.
Düşle yaşaması güzelde, ya bu gerçekler... Nereye kadar canımızı acıtacak, yada birilerinin canını acıtırken bizimkide acıyacak mı hergün?
 
Hayaller düşler güzel ama insan var olan durumu kabullenmeyince iş içinden çıkılmaz bir hal alıyor..
 
Rüyalarım,
Belkide özlemlerimi yaşadığım sayılı dakikalarım.
Kazadan beri gördüğüm tüm rüyalarımda tekerlekli iskemlem bir aksesuar vazifesi görüyor….
çoğunda kendimi yürüyor görüyorum ,
eğer tekerlekli iskemledeysem hiçbir engel rüyalarımda beni yıldırmıyor ,
eşiklerde , arabanın giremiyeceği yerler de inip
yürüyebiliyorum…
Kısaca rüyalarımı çok seviyorum…
o kadarki bazen devamını görebilmek için , uyuyormuş numarası yapıp rüyalarımı kandırmaya çalıştığım bile oluyor…..

Gerçekler ise çok acı….
Daha dün siteden değer verdiğim bir dostuma dedim…
ben sanalı çok seviyorum,
orada mutlu oluyorum,
orada sakat olduğumu da unutuyorum…
Çünkü orada sohbet ettiğim kişilerde benim sakatlığımı görmüyor,
benim kelimelerimle ilgileniyor.
Sakat sağlam her ne olursa olsun eğer fikirlerimiz aynı ise dostluk kurabiliyorum…
Ama gerçek yaşam öylemi ya ,
benden, benim fikirlerimden önce sandalyem ön plana çıkıyor….
Gerçekler canımı yakıyor,
gerçekler beni yalnızlaştırıyor…
Kim ne derse desin ben sakatlığımı unuttuğum düşlerimi
ve sanal dünyayı seviyorum.

Kimbilir…dünya için yalan demiyorlar mı?

Belkide gerçek olan düşler dir ?
 
Kabullenmesi zor bir durum ama gerçekleri yok sayarak yaşamak pek de mümkün değil.Kimin ne düşündüğü ya da kimin ne dediği önemli değil,önemli olan bizim kendi hakkımızdaki düşüncelerimizi tutarlı bir hale getirmemiz gerekiyor.Geçekleri yok sayarak bir ömür geçirmek kolay değil,önemli olan ben engelliyim ,sağlık problemlerim de var ama ben hayatımı bu şekilde devam ettirebilirim diyebilmek.Bununla birlikte hayatımızı yaşarken mutlu olmak için de çaba harcamalıyız.....
Sevgilerimle...... :D
 
ben bazen rüyalarımı net göreyim die dereceli gözlük takıp yatıyorum...
 
Evet gerçekleri yok saydığınız takdirde maalesef daha zor oluyor herşey...
Bir de.....Herzaman ileri bakmak gerekiyor...Geriye baktığınız zamanda büyük bir boşluğa düşüyorsunuz..

O derdi Kabullenmek ....Sadece kabullenmek...Onunla yaşamayı bilmek...
Yapılması gereken tek şey bu aslında...
 
Teyzenin ellerinden öpüyorum, nice ömürler diliyorum.
İnşallah öteki dünyası aydınlık olur.
 
[Yaşam] Yaşamı maske takmadan ve zamanında yaşamak

Yaşamı maske takmadan ve zamanında yaşamak çok önemli.Benim duygularımı anlatmaya gerek yok bu yazı her şeyi çok güzel bir biçimde ifade ediyor.....

[size=4]Yaşamak ve Mutluluk

Yaman Koray'ın, çok beğendiğim romanlarından biridir "Badanalı Yüzler".
Yaşamımızın her anında, her karesinde "badanalı yüzler" ile karşı karşıya olduğumuz bir gerçek. Her şey sahte, sevgiler, saygılar bile... Kötülükler, çirkinlikler, bayağılıklar tüm yaşamımızı kuşatmış. Yükseldiğini sanırken, aslında dibe çakıldığının farkında olmayan kişiler az değil.
Nietzsche, "İnsan da ağaca benzer. Ne kadar yükseğe ve ışığa çıkmak isterse, o kadar yaman kök salar yere, aşağılara, karanlığa, derinliğe, kötülüğe..."derken haksız mı?

***
Dünyada en büyük erdemin, mutluluk olduğu tartışılmaz bir gerçek.
"Yaşamımda yaptığım hiçbir şeyden pişman değilim", "Bugüne dek tüm isteklerimi elde ettim", "Her yaşın bir güzelliği vardır" şeklindeki kendi kendini avutmaya çalışma sözleri beni çok güldürüyor. Geriye dönüp baktığımda, "Keşke o an, öyle davranma-saydım" dediğim hatalarımı nasıl görmezlikten gelebilirim? İnsanın, kendi kendisini aldatma olanağı var mı?
Ya isteyip de yaşayamadıklarım? Elbette ki geriye bakmanın artık anlamı yok ve yaşanacak günler değil, anlar var önümüzde ama yeniden eskiye dönebilseydim kesinlikle "daha az iş, daha çok yaşamak" derdim. "Mutlu anlar"ı daha çok arardım. Çünkü gerçek mutluluk ne mesleki kariyerde, ne çok büyük başarılarda ne de ihtiraslarda... Mutluluğun kaynağı dışımızda değil, içimizde. Mutluluk, kimi zaman bir martının gökyüzünde salınarak uçuşunu izlemekte, kimi zaman sahilde çıplak ayakla yürürken denizden gelen iyodu doyasıya ciğerlerine doldurmakta, kimi zaman bir şiir gecesinde Nâzım'ın dizelerini yüreğinde hissetmekte, kimi zaman bir tiyatro yapıtıyla bütünleşmekte, kimi zaman bir kimsesize yardım ederek acısına merhem olmakta...
Mutluluk, aslında çok değişik bir kavram. Bir şeye sahip olan, onu yitirmesini de bilmeli. Mutluluk içinde olan, acıyı da tatmalı. Çünkü arzu öylesine bir açlıktır ki, hiç doymak bilmez. Birçok kişinin yaşamı, arzularını doyurma yollarını aramakla geçer. Bir de bakarlar ki ömür bitivermiş. "Kovama umman niçin sığmıyor?" diye üzülmek yerine, kovamızı ummana boca etmek daha doğru değil mi? Unutmayalım ki önemli olan yaşamımıza yeni yıllar katmamız değil, yıllarımıza yeni yaşamlar eklememizdir. Yaşam, ertelenmeyecek kadar kısa ve değerlidir.
Can Dündar ne diyor?
"Özenle sakladığınız bir sarı lira gibi ömrünüz!
Vakit gelip, sandıktan çıkardığınızda
Bir de bakıyorsunuz ki, tedavülden kalkmış!"
Yaşayın! Hemen, şimdi!

Bizim Gazete- Önder Balıkçı[/size]
 
Düşler ve gerçekler

Düşler hayatın tadı..Rüyalarsa uykunun..
Hep keşke olsaydı.ya olursa dediklerimiz var düşlerimizde ,hayallerimizde
Bir yanda da gerçekler acı yada tatlı kaçamadığımız reddedemediğimiz beraber yaşadığımız yaşlandığımız gerçekler.
Hani arada durupta bir düşlerinize , bir de gerçeklere bakarsınız ya..
Aralarında uçurumlar varsa eğer ve siz o uçurumu aşamayacaksanız mutsuzsunuzdur..yada kendinizi öyle hissedersiniz...
Eğer ulaşıp tutuverecekseniz düşlerinizi, mutluluk kapınızdadır artık..
Rüyalarımız da geçmişin geleceğin karmasıdır sanki...Bir geçmiştesinizdir bir gelecekte bazen de zaman yoktur sizin için...mutluluklar, hüzünler yatar içinde, siz karar veremezsiniz size ne olacağına, rüyalarınız karar verir ve sabah uyandığınızda yüreğinizde hafif bir özlem ,biraz acı bırakır gider bazen de tarif edilmez bir mutluluk.
İyi ki var rüyalar , düşler, hayaller yoksa nasıl dayanır insan gerçeklere...
 
kendimi hiç koşabilirken görmedim rüyamda. yada merdivenleri sağlıklı insanlar gibi çıkarken.
sanırım bu biraz da belkide tamamen, sonradan engelli olmakla alakalı bir durum. ben merdivenleri normal olarak çıkmanın ne demek olduğunu hiç bilmiyorum. yaşamadım.

hayal kurdum mu... olmuştur ergenlik dönemimizde. ama belki hala insanları merdiven çıkarken izlediğimde şaşırırım bu mucizeye...
 
hayaller deılmı ınsanı yasatan...
nıye hayal kurulmasın düşler kurulmasın..
tamam hayatın gerceklerı acı ama bırakın bazen acılar oldugu yerde kalsın...
bu aralar kurdugum tek hayal ve cok mutlu eden
cok uzaklarda denız kıyısında bı kulubede sevdıgımle olmak...
baska sey ıstemem
ınanın bunu hayal etmek benı cok mutlu edıyor....
hayal kurmak guzel ... :D
 
Ben realistim. Ama hayallerim mutlaka var onları gerçekleştirebilirmiyim bilmem. Ama en azından bir hayalim gerçek olsun başkada birşey istemem. (BU hayalim ne para ne ne varlık çok mütevazi bir hayal)
 
Rüyalar sadece güzelikleri görmek değildir...Bazen uyandığımızda oh be iyiki ruyaymış diyoruz kendi kendimize....

Tabiki gerçekleri yaşamak daha güzel oluyor..
 
KEŞKE HAYALLERİMİZ GERÇEK OLSA

HANİ DERLER YA HAYALLER GERÇEK OLSA O ZAMAN NE YAPARDINIZ TEYZENİN HAYALİNİN DE GERÇEK OLMASINI İSTİYORUM
 
Açıkçası imrendim teyzeye.Acil şifalar dilerim.Ben sonradan sakatlanmış biri olarak kendimin tekrar yürüdüğümü rüyalarımda bile görmüyorum.
 
Ben düşlerimde özgürüm hayatı rüyalarımda sorunsuz yaşıyorum okadarki bir kersinde rüyamda ölümü yaşadım ne kadar hoş bir duygu ve ne kadar huzur verici bir durumdu sizlere anlatamam sonraki 3 gün içten içe ölümü özledim 4.gün ailemi gözlemledim onların beni hayatta tutmak ve mutlu etmek adına yaptıklarını hatırladım yiğenlerim ve aileleri arasında oluşturduğum köprüyü ve derslerine yaptığım katkıyı düşündüm ve o rüyanın çekiciliğinden kurtuldum artık yaşamak bana acı vermiyor benimde bu yaşama katkım var.Gerçek hayatta olduğu gibi düşlerdende iyi olanı alıp kötü olanı geride bırakmak lazım.Düşlerinizde ama daha fazla gerçek hayatta mutlu anlarınızın bol olması dileğiyle
 
Üst Alt