Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Ümran Tokmak

BARBiEBARBiE

Aktif Üye
Üyelik
19 Ağu 2005
Konular
71
Mesajlar
1,693
Reaksiyonlar
0
ÇALI KUŞUYUM

Ne beyaz atlım oldu,ne bir prens düşüyüm
Ulu çınar dalına kondum,çalı kuşuyum
Ne şeytanım ne melek ne yılanın başıyım
Ulu çınar dalına kondum,çalı kuşuyum

Ne acemin malıyım,nede hint kumaşıyım
Ne elmasım ne akik belki kıtlık taşıyım
Yanağını ıslatan,bir damla göz yaşıyım
Ulu çınar dalına kondum,çalı kuşuyum

Ne dev bir abidenin ölümsüz nakışıyım
Ne ahu gözlü yarin,can alan bakışıyım
Ne de setleri yıkan bir selin akışıyım
Ulu çınar dalına kondum,çalı kuşuyum

Ne çağa damga vuran mucidin buluşuyum
Ne kehaneti tutan müneccim bilişiyim
Yaralı bir serçenin elinde ölüşüyüm
Ulu çınar dalına kondum,çalı kuşuyum . .

Ümran TOKMAK
 
Melodisi ağızda, söyledikleri zihinde güzel bir tad bırakıyor
 
SU DİYE

Bir dipsiz kuyuya ipsiz kovayı
Bilmeden uzatıp saldım su diye
Sırtlayıp dağları geçtim ovayı
Gayya'nın içine daldım su diye

Kızıl kostüm diker günahkar eller
Yeşili karaya boyuyor yeller
Uyurken hanemi bastı da seller
Balçığın içinde kaldım su diye

Umutlar işgalde hayal yaralı
Harami düşüme pusu kuralı
Gözlerini açmaz beyni saralı
Kanımı yüzüne çaldım su diye

Çelme dolamışlar aşka neşeye
Bedeni sarmışlar oddan döşeğe
Asidi koymuşlar bir cam şişeye
Verdiler damardan aldım su diye

Güz yaprağı gibi titrerken hayat
Em ilaç küf tutmuş aşılar bayat
Dehşet vücudunda teri nihayet
Ecelin göğsünden yoldum su diye

Damağım kurudu seraba kandım
Ben suya yangındım su ile yandım . .
Doldurup avcumu özümü bandım
Koru yüreğime saldım su diye


Muzdarip inilti ölgün çaresiz
Neme lazım adlı örtüde tüm giz
Yaşlı gözlerimi hep sessiz sessiz
Elimin Tersiyle Sildim Su Diye . .

Ümran TOKMAK

[SIZE=2][/SIZE]
 
SENLE ANACAK BENİ

Allah`ım intizarım bitmez mi ömür boyu
Kenan da bile yoktur düştüğüm derin kuyu
Ölürken dudağıma sürsen de zem zem suyu
Yandığım gözlerindir sanma kanacak beni

Sen gittin dertlerimi üst üste desteledim
Her gece hasretine kaç hüzzam besteledim
Yazdım vasiyetimi alt alta listeledim
Yollarının üstüne çıkar gömecek beni

Tabansız papuç gibi sürüklendim peşinde
Gönlümü köz eyledim aşkının ateşinde
Başımı bir kez bile koymadığım döşünde
Azrail kurban diye sana sunacak beni

Bir kara sevda idi kördü düştü diyerek
O kara gözlerine gönlü düştü diyerek
Kapısının önünde ömrü geçti diyerek
Arkamdan yad edenler, senle anacak beni ..

Ümran TOKMAK
 
AYNI ŞARKI

Bu şarkı bizim olsun diye çalar söylerdin
Meltemin busesinde bulduğum aynı şarkı
Bir ırmağın akışı gibi onu dinlerdim
Çağlayan su sesinde çaldığın aynı şarkı

Mazinin kapısını hep aralık bıraktım
Arasıra uğrayıp kokulu mumlar yaktım
Biraz da gözucuyla tozlu aynaya baktım
Zamanın ensesinde aldığım aynı şarkı

Her tarafa serpilmiş unuttuğun sözlerin
Yalancı gülüşlerin inandıran gözlerin
Yıllar aktı üstünden silinmemiş izlerin
Manalı güftesinde saldığın aynı şarkı

Anılar sıralandı geçtim yamaçlarına
Titreyerek ellerim uzandım saçlarına
Deli gönlüm bir daha düştü avuçlarına
Muhabbet bestesinde bildiğin aynı şarkı

Ümran TOKMAK
 
Bir Sevda Masalı

Yollarıma çıkardın elimde dolu güğüm
Nefesim göğüsüme tıkanırdı kördüğüm
Çıkmazdı kelimeler düşerdi boğum boğum
Burasında bulurduk sevginin manasını

İlk beraber yemiştik biz kağıt helvasını
Nasılda biliyordun gönlümü çalmasını
Eğilip bir hayrata doldurup su tasını
İçince sıyırırdık yorgunluğun pasını

Nisan yağmurlarında koşardık ayak yalın
Kuru ekmekte bile tadın alırdık balın
Sarılıp arasına ikimiz bir tek şalın
Denize taş atardık Kırardık aynasını

Titrerdi içimizde birer lamba fitili
Mâziye yolculukta çözülür gönül dili
Komşunun bahçesinden çaldığın pembe gülü
Sunuşunla alırdım hediyenin hasını

Gurubu seyir için çıkardık yamaçlara
Adımızı kazırdık asırlık ağaçlara
Bir buseyle gark olur kocaman utançlara
Dinlerdik kanımızda akışın sedâsını


Ümran Tokmak​
 
NERDESİN

Meltemin ılık ılık esintisi nefesin
Kulağıma çalınır, hoş nağmelerde sesin
Ellerimi uzatsam, dokunacak yerdesin
Hasretiyle yandığım, arıyorum nerdesin ..?

Hasretin yüreğimi, yakıyor kavuruyor
Hayalin yamacımda, ayna gibi duruyor
Sensizliğe kahretti, nabzım isyan vuruyor
Ömrümü yollarına seriyorum nerdesin

Elini bir an bile bırakmadım elimde
Yüreğini sıcacık, sakladım yüreğimde
Anmadan yaşayamam, adın zikir dilimde
Saniyeyi adına sarıyorum nerdesin

Güzellikler seninle, güzelliklerde sensin
Gördüğüm her güzelde baktıgım her yerdesin
Gönlünden habersizler, güzelliği ne bilsin ,
Sevdanı yüreğime deriyorum nerdesin

Bilsen ki, çalışına nasıl hasrette kapım
Ayrılık kaldıracak kudrette değil çapım
Unutmaya müsait, yaratılmamış yapım
Günümü gözyaşına karıyorum nerdesin

Acıyla çırpınışım, gidiyormu hoşuna
Adım uyduramadım, bu kulvarda koşuna
Mecalsiz ve dermansız düştüm işte peşine
Yollarında bitabım, eriyorum nerdesin

Kasırgaya tutulmuş, zavallı serçe gibi
Hani naif kırılgan,incecik sırça gibi
Toplayıp dertlerimi sırtıma bohça gibi
Sinemi hasretine geriyorum nerdesin ..?

Ümran TOKMAK



 
Yak Beni

Haydi uzat elini kırık kanadımı sar
Kalu beladan beri içimde hasretin var
Beni yaralı koyup nereye böyle ey yar
Ya yarama merham sür ya benzin dök yak beni

Yüreğime bir acı oturdu ki taş gibi
Ömrümü ufaladı hasretin talaş gibi
Düşmüşüm kafesine çırpınırım kuş gibi
Ya azat et kalsın hür ya çarmıha çak beni

Ölüm sunsan elinden içerdim kadeh kadeh
Sen şeytanın atına binip diyorsun ki deh
Hani anlatırdın ya sevdanı derdim ki peh
Ya sakla olsun bir sır ya başına tak beni

Sensiz kaç asır yandım sorma bilemiyorum
Artık yatırlar gezip seni dilemiyorum
Bazen haddimi aşıp biraz ileniyorum
Ya sineye sarsın yâr yada alsın Hak beni
 
Adı Yok

Mutluluğun telafuzu dudağıma yasaklı
Ara sıra bir kahkaha, ardında acı saklı

Hain gözler her sırrımı deşelerken meraklı
Kör yılanlar bedenimde hüküm sürer sürekli

Egzozlu nefeslere yem olurum her gece
Lime lime paylaştırır her masaya bir cüce

Çimdik çimdik yaralarım, ilaç olmaz em tutmaz
Şeytanın elinde kırbaç, şakırdatır gem tutmaz

En sert kuzey rüzgarları, damarımda dolaşır
İliklerimi dondurur, hücrelerim ağlaşır

Boynuma yüklenirim de dünyanın günahını
Gücüm yetmez dağılırım,duyan yoktur ahımı

Zift karası gecelerde bıraktım sabahımı
Arkamdan koşsa yetişmez, geç dedim eyvahımı

Gudubet sesler yaralar geceye saklanırım
Utanacaklar utanmaz, yine ben utanırım

Koca Dünya bana göre yerin yok mu bir karış?
Bitmiş tükenmiş haldeyken neden bu nefes alış?

Ümran Tokmak
 
SENİN İÇİN

Ayar tutmuyor bu gün nabzımda ki tik taklar
Her ana bir cereme seçtiğim senin için
Bu heyecen tufanı solumayı yasaklar
Dertleri şecereme geçtiğim senin için

Hani nerde sevgili ettiğin yemin nerde?
Şifa sunacak sensin hasret denilen derde
Hüzzamı bestelerken esen yeller seherde
Sinemi pencereme açtığım senin için

Şimdi damarlarımda bir ızdırap seğirir
Burup durur ruhumu kirmen gibi eğirir
Duvarlar çığlık çığlık sensizliği bağırır
Oturdu hançereme üç düğüm senin için

Nazarımı sapladım sokağın ta başına
Dört yanımı beledim vuslatın telaşına
Mesken tuttuğum yere dış eşiğin taşına
Bir uğra biçarene göçtüğüm senin için

Geçip gitti yıllarım mutluluğa yasaklı
Bir görümlük yüzüne rehin bıraktım aklı
Yine bulutlu ufkum acep hicran mı saklı
Damlıyor içerime içtiğim senin için ..

Ümran TOKMAK
 
ESİŞLERİN

Üfledin bulutlara, gökyüzü şimdi berrak
Camgöbeği rengiyle artık huzur saçıyor
Haydi başını kaldır çevrene şöyle bir bak
Hüzünü hatırlatan her şey nasıl kaçıyor

Ufkuma inen sisi, dağıtan güçlü yelsin
Latif esişlerinle uçurtmalar uçuyor
Koku taşı güllerden bülbüller dile gelsin
Muhabbetin bağından gönlümüz mey içiyor

Esişlerin benziyor, bir rahmet sağnağına
Umutlar yeşertiyor, binbir çiçek açıyor
Buseler konduruyor, güllerin yanağına
Dokunuyor dallara hoş armoni saçıyor

Süpür geç mutsuzluğu adı bile kalmasın
Sevdamızın yurdundan hasret ürktü göçüyor
Zaman bizi aldatıp sakın geri almasın
Biliyorsun, mutluluk mevsimi tez geçiyor


Ümran TOKMAK
 
Üst Alt