TEKSAN İnovatif Medikal Ürünler İstanbul, Bursa ve İzmir'de
Sayfa 2 / 2 İlkİlk 12
Toplam 24 mesajın 16-24 arasındakiler
Buraya tıklayarak yazıları büyültebilirsiniz Buraya tıklayarak yazıları küçültebilirsiniz
  1. #16
    Üye
    dilemma Avatarı

    Gerçek Adı
    Dilek
    Üyelik Tarihi
    31.12-2004
    Son Giriş
    13.12-2022
    Saat
    12:46
    Yaşadığı Yer
    Ankara
    Mesaj
    648
    Alınan Beğeniler
    9
    Verilen Beğeniler
    12

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    STAR, dünyanın en güvenli, en sağlıklı, en konforlu ve en dayanıklı tekerlekli sandalye minderi.
    Alıntı Alıntı Yapılan Kişi: Baben
    Keçiboynuzu yemek için şu tabir kullanılır: “Üç gram şeker için 1 kilo odun çiğnemeye değer mi?..
    Alemsin abi yaaaa......Bak bunu duymamıştım.Yeni birşey daha öğrenmiş oldum sayende...


    Hayır Aksu arkadaşım. Ailelerimizi suçlamıyoruz burada tabiiki. İşe o yönden bakmak çok yanlış olur. Onları eleştiriyoruz diyelim. Özeleştiri de diyebiliriz. Çünkü onları eleştirirken, kendimizi de eleştiriyoruz. Bunun bize kazancı bile var. Sağlıklı, sıradan bireyler olsaydık, onların bu yönüyle hiç ilgilenmeyecektik belki. Şimdi dikkat ettiğimiz- karakterlerinde olsun, duygu yapılarında olsun- tüm özellikleri gözümüzden kaçacak, içimizde yer etmeyecekti.Onları tanımadan ölüp gidecektik belki. Ben burada ailemden işittiğim ve menekşe arkadaşımın da bahsini ettiği, daha birçok kalp kırıcı sözlerinden bahsetmedim.
    Evet...Tüm bunları yaşıyoruz fakat bunun yanında onları çok seviyoruz öyle değil mi?
    Herşey bilinçli olmaktan geçiyor. Ben bunu bilir bunu söylerim. Bizleri ne kadar sevselerde, ne kadar kendileri gibi görselerde, bilinçli olarak yaklaşmadıkları sürece içimizde olup bitenleri bilemeyecekler. Empati...Bilemiyorum bu onlar için belki çok zordur. Belki de bizler engelli olduğumuz, birçok sıradan duyguyu diğerlerine oranla daha yoğun yaşadığımız için Empati yapmak kolay görünüyor. Bilemiyorummm... İşte benim çelişkiler yaşadığım asıl konu......... :roll: :shock: :?

  2. #17
    Üye
    FATOS Avatarı

    Üyelik Tarihi
    29.08-2005
    Son Giriş
    19.11-2008
    Saat
    20:41
    Yaşadığı Yer
    ANKARA
    Mesaj
    86
    Alınan Beğeniler
    0
    Verilen Beğeniler
    0

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    HABERCİ PROĞRAMINDA BABANIN YAPTIĞI DAVRANIŞ NE KADAR DOĞRUDUR DİYE DÜŞÜNDÜM. AMA ANNE BABA İÇİN TAHMİN EDİYORUM Kİ ÖZÜRLÜ ÇOCUK SABİHİ OLMAK MUTLAKA ÇOK ZORDUR. BELKİ ELİNDE OLMADAN GAYRİ İHTİYARİ BİR DAVRANIŞTI O BABANIN YAPTIĞI. ÇÜNKÜ HERKES EVLADININ SAĞLIKLI OLMASINI İSTER. BELKİ ONU HAYATA HAZIRLAYABİLMEK İÇİN BİRAZCIK BENCİLCE DAVRANIP NORMAL ÇOCUKLAR GİBİ BAZI İHTİYAÇLARINI BAZI HAREKETLERİ DE KENDİ BAŞLARINA YAPABİLMELERİ İÇİN BİR ÇABALAMADIR BU YAPTIKLARI BELKİ DE.


    ŞAYET TOPLUMUMUZ BU KONUDA DAHA BİLİNÇLİ OLSAYDI ANNE VE BABALAR DA BÖYLE ZORLAYICI BİR TUTUM İÇİNE GİRMEZLERDİ DİYE DÜŞÜNÜYORUM. ÇOCUKLARINI TOPLUMA KAZANDIRMAK ÇABALARININ ÇOĞU TOPLUMUN ÖNYARGILARINDAN KAYNAKLANIYOR. BİR ÇOK NEDENSE KENDİLERİ BU DÜNYADAN GÖÇTÜKTEN SONRA EVLATLARININ TEK BAŞLARINA HAYATTA TUTUNABİLMELERİNİ SAĞLAMAKTIR.

    HER NE OLURSA OLSUN ÖZÜRLÜ EVLADI OLAN TÜM ANNE VE BABALARA ÖNCELİKLE SABIR DİLİYORUM. BİZLER BAZEN SAĞLIKLI ÇOCUKLARIMIZIN BİLE SORUNLARINI ÇÖZERKEN SABIR GÖSTEREMEZKEN ONLARI DAHA İYİ ANLIYABİLİYORUM.

  3. #18
    Üye
    aslı dincman Avatarı

    Gerçek Adı
    Aslı
    Üyelik Tarihi
    24.03-2005
    Son Giriş
    12.09-2019
    Saat
    15:51
    Yaşadığı Yer
    İzmir
    Mesaj
    66
    Alınan Beğeniler
    2
    Verilen Beğeniler
    0
    Blog Mesajları
    1

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Bülent bey, çok güzel ifade etmişsiniz. “Sakat ama...” söylemi, aşağılık kompleksinin açık bir dışavurumu... Oysa, aktivite ön plana çıkarılmalı; sakatlık değil...
    Ayrıca, çok haklısınız. İşlevselliği olmayan protezlerin kullanılması beni de hep rahatsız etmiştir. Zaten, hangi kılıfa geçirilmiş olursa olsun, TECRİT amaçlı her şeye karşıyım ve karşı olunması gerektiğine inanıyorum. İlgili yazınızı bekliyorum.

    Sema hanım, elbette ki her özürlü grubuyla ilgili her şeyi bilmek mümkün değil. Cerebral Palsy de derinlemesine bilinmiyor ne yazık ki... Örneğin, rehabilitasyonumuzun önemi hep vurgulanır da, ailelerimize, “Çocuğunuza derin nefes aldırın.” ya da, “Düzgün oturtmazsanız, omurga problemleri olur.” mesajları yoğun olarak verilmez..
    Engelli ailelerinin tek isteği, çocuklarının mutlu olduğunu görmek olabilseydi, öncelikle kendilerine dayatılan kalıplara başkaldırırlardı. Düşlerinden vazgeçmeden, bunları çocuklarının gerçekleriyle kaynaştırır, çocuklarını ve kendilerini her türlü tecritten uzak tutarak, sakatlıkla birlikte yaşamın içinde olmayı seçerlerdi... Ne yazık ki, olan bu değil. Dış etkiler, umutsuzluk aşılıyor. Aileler de umutsuzluğu kabullenip, çocuğa yapay bir “MUTLULUK ALEMİ” yaratmaya çalışıyorlar... Ben de buna ne yazık ki, sizin kadar pozitif bakamıyorum...

    Arkadaşlar, benim en büyük avantajım, annemin beni asla tecrit etmemesi ve benimle ilgili hiçbir şeyden utanç duymaması... Annem, ressam-dekoratör olarak, Türk Hava Yolları Genel Müdürlüğü’nde 28 yıl üst düzeyde görev yaptı. Beni sık sık işyerine götürürdü. Bütün arkadaşlarıyla, müdürlerle, çalışanlarla tanıştırırdı. Hatta bir keresinde, THY Genel Müdür İdari Yardımcısına beni tanıştırırken, spastik olduğumu önceden söylemediği için, elimi sıkarken kolum atınca müdür bey çok şaşırmıştı. Annem açıklamayı benim yanımda yapmak istemiş. Sonradan Erdoğan bey, elimi iki eliyle kavrayıp hararetle sıkmıştı...

    Yalnız bakın, engelli evladınızla gurur duymanın, okumuşlukla çok alakası yok bence. Bu, genel kabulleri kabullenmemek demek... Bu, çocuğunuzun engelinden bağımsız özelliklerini görebilmek demek... Diğer deyişle bu, “Her şeyiyle benim evladım özel...” diyebilmek... İnanın, toplumsal engelli kalıplarına başkaldırabilen her ebeveyn bunları hissedebilir...

    Ercan ÇETİNKAYA, hiçbir şeyi kabullenmemiz gerekmiyor. Çünkü, zaten başımıza ne geliyorsa, “KABULLENDİĞİMİZ İÇİN “ geliyor. Çoğu kişi, kabullenmeyi benimseme zannediyor. Oysa, basit gözlemlerle aradaki farkı kolayca görebiliriz:
    1. Neden “KABULLENME” kavramı, olumsuz olduğu düşünülen durumlarda kullanılır?
    2. Neden sağlam çocuğu olanlara, çocuklarını kabullenmeleri önerilmez?
    3. Neden engelle özdeşleşme kavramı kullanılmaz?
    Tüm bunlar, aşmamız gereken engeller... Ruh sağlığımızı korumanın tek yolu, bizi BİZ yapan her şeyi BENİMSEMEK...
    Ben kendimi her şeyimle seviyor ve benimsiyorum... Çünkü, benim bu dünyada bir parselim var ve yapılacak çooooook işim var...

    Çiğdem YÜKSEL, Aslında ben de bundan on yıl önce bile bile sağlığımı riske attım ve bu forum konusunu da, ders aldığım için, başkaları da benimle aynı hataya düşmesinler diye açtım. Yedi yıl boyunca, annemin tüm uyarılarına rağmen, günde sekiz saat bilgisayar başında eğri oturarak ilk kitabımı yazdım. Sonuçta, üç yıl annemle birlikte hastanede yaşadık. Ancak uyuşturucuyla hafifletilebilen dayanılmaz ağrılar çektim ve yirmi ameliyat geçirdim. Bu nedenle, diğer spastiklerin de aynı sıkıntıları çekmelerini istemiyorum.

    “Spastik” arkadaşım,
    Öncelikle ben düğme ilikleyemiyorum... Çocukluğumda bir süre ben de çok uğraştım; olmadı... Annem de bunu bana baskı unsuru yapmadı. Zaten ihtiyaçlarımı onun yardımıyla karşılayabiliyorum.
    Bazı şeyler riske atılamaz. Siz sanırım o programı izlemediniz. Bahsettiğim çocuğu görseydiniz, yapılan aktiviteden hiç de keyif almadığını fark ederdiniz...

    Arkadaşlar, ÖNCE SAĞLIK... Bırakalım bir şeyler kanıtlamayı... Sağlıksız insan, engelli ya da değil, hiçbir şey yapamaz... Kendimize değer vermek için önce sağlıklı olmalıyız...

  4. #19
    Üye
    Baben Avatarı

    Gerçek Adı
    Babür
    Üyelik Tarihi
    03.09-2005
    Son Giriş
    18.09-2010
    Saat
    12:56
    Yaşadığı Yer
    Konya
    Mesaj
    1.628
    Alınan Beğeniler
    2
    Verilen Beğeniler
    0

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Alıntı Alıntı Yapılan Kişi: aslı dincman
    ...
    Ercan ÇETİNKAYA, hiçbir şeyi kabullenmemiz gerekmiyor. Çünkü, zaten başımıza ne geliyorsa, “KABULLENDİĞİMİZ İÇİN“ geliyor. Çoğu kişi, kabullenmeyi benimseme zannediyor. Oysa, basit gözlemlerle aradaki farkı kolayca görebiliriz:
    1. Neden “KABULLENME” kavramı, olumsuz olduğu düşünülen durumlarda kullanılır?
    2. Neden sağlam çocuğu olanlara, çocuklarını kabullenmeleri önerilmez?
    3. Neden engelle özdeşleşme kavramı kullanılmaz?
    Tüm bunlar, aşmamız gereken engeller... Ruh sağlığımızı korumanın tek yolu, bizi BİZ yapan her şeyi BENİMSEMEK...
    Aslı Hanım,

    TDK sözlüğünde: http://tdk.org.tr/TDKSOZLUK/SOZBUL.A...ek&submit1=Ara benimsemek ile kabullenmek eşanlamlı gösterilir. TDK'nın tanımını kabul etmek zorundayız. Çünkü; dil konusunda tek otorite onlardır.. Eğer bir soru işareti varsa tartışmanızı o platformda sürdürmenizi öneririm.. :?

  5. #20
    Üye
    Sema Avatarı

    Gerçek Adı
    Sema
    Üyelik Tarihi
    28.07-2004
    Son Giriş
    31.03-2023
    Saat
    17:09
    Yaşadığı Yer
    A.
    Mesaj
    2.531
    Alınan Beğeniler
    290
    Verilen Beğeniler
    166
    Blog Mesajları
    28

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Aslı Hanım , pozitif bakmamın yegane sebebi annem

  6. #21
    Üye
    spastik Avatarı

    Üyelik Tarihi
    15.09-2005
    Son Giriş
    23.06-2022
    Saat
    08:12
    Yaşadığı Yer
    izmir
    Mesaj
    622
    Alınan Beğeniler
    112
    Verilen Beğeniler
    24

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    ASLI ARKADAŞIM BENDE O LANET DÜĞMEYİ İLİKLEMEYE ÇALIŞIRKEN KEYİF Mİ ALIYORDUM SİZCE.....................?

  7. #22
    Üye
    aslı dincman Avatarı

    Gerçek Adı
    Aslı
    Üyelik Tarihi
    24.03-2005
    Son Giriş
    12.09-2019
    Saat
    15:51
    Yaşadığı Yer
    İzmir
    Mesaj
    66
    Alınan Beğeniler
    2
    Verilen Beğeniler
    0
    Blog Mesajları
    1

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Verdiğiniz linki kullanarak araştırdım. İki kelime aynen şöyle tanımlanmış ve örneklenmiş:

    BENİMSEMEK:
    1. Bir şeyi kendine mal etmek, sahip çıkmak, kabullenmek, tesahup
    etmek: "Ağzın kulaklarına vardı, işi âdeta benimsedin."- R. H. Karay.
    2. Mecaz Bir şeye, birine bağlanmak, ısınmak:
    "Karım içinde büyüdüğü bu evi bütün psikolojik derinliğiyle
    benimsemişti." A. H. Tanpınar

    KABULLENMEK:
    1 . Kabul etmek, benimsemek:
    "Çakır, yenilişi kabullenmiş görünüyordu."- T. Buğra.
    2 . Hakkı yokken veya istemeyerek kendine mal etmek.

    Öncelikle büyük önderimiz M. Kemal ATATÜRK’ün anısına, TDK’ya elbette ki saygımız sonsuz... Ancak bu demek değil ki, TDK’nın tanımlarını mantık ve pratik süzgecinden geçirmeyeceğiz. Böyle bir tabu her şeyden önce Kemalizm’e aykırı olur.

    Türkiye’de birçok sözcük, sözlük tanımlarının ötesinde, etik, toplumsal, psikolojik, hatta dinsel anlamlar içerir. Deyimlerimiz, ya da türban kavramı gibi...

    Forumu kullanan tüm arkadaşlar, “KABULLENME” ve “BENİMSEME”nin pratikte asla eşanlamlı kullanılmadığını takdir edeceklerdir. Doğrusu da budur. Çünkü ben on yedi yıldır bu iki kavramı inceliyorum ve eşanlamlı olmak bir yana, zıtanlamlı olduklarını tespit ettim. İlk kitabım “Yedi Temel Tutum"da da bu iki kavramı “TERİM” olarak, ayrıntılarıyla açıkladım.
    En basit şekilde açıklamam gerekirse, önceki mesajımda da yer verdiğim, aşağıdaki üç soruyu sorabilirim:

    1. Neden “KABULLENME” kavramı, olumsuz olduğu düşünülen durumlarda kullanılır?
    2. Neden sağlam çocuğu olanlara, çocuklarını kabullenmeleri önerilmez?
    3. Neden engelle özdeşleşme kavramı kullanılmaz?

    Ayrıca, sakat olmayan çocukların aileleri de çocuklarıyla ilgili birçok sorun yaşar. Peki neden onlara “KABULLENİN!” komutu verilmez?
    Neden sadece engelli çocuk annelerindeki SABIR ve FEDAKARLIK, üstüne basa basa vurgulanır?

    Arkadaşlar, “KABULLENME”; başka çare olmadığı için, kişi, kavram ya da olguları sırtlamak, yüklenmek, sürüklemektir. Zorunluluk duygusundan kaynaklandığı için, zamanla bıkkınlığa ve çeşitli psikolojik baskılara yol açar. Mutsuzluk kaynağı olduğu için, mutlu ve kendiyle barışık çocuklar yetiştirmeyi önler...

    “BENİMSEME” ise, özdeşleşmek, birleşmek, bütünleşmek, içine sindirmektir. Kaynağı; kişi, kavram ya da olgularla bütünleşme arzusu olduğu için, yaşama sevinci verir, hayatı kolaylaştırır. Sakatlığın “ENGEL” olmasını önler. Çünkü, benimsenen sakatlığın yük gibi sırtlanması gerekmez... O sadece, anlaşılacak ve anlaşılması sağlanacak bir özelliktir.

    Eğer mümkünse, Bülent beyden rica ediyorum: Forumun bu bölümünü TDK’ya link olarak iletsin. Belki o kelimeleri tekrar incelemeye alırlar ve gerçek günışığına çıkar. Zararın neresinden dönülse, kardır...

    “Spastik” arkadaşım, ya benim gibi, düğme iliklemeyi başaramasaydınız?..

    Bugünlük, son olarak, bana “BENİMSEME”yi yaşatan, beni BEN yapan, varoluş anlamım, birtanem ANNEME sonsuz sevgi ve teşekkürlerimle...

  8. #23
    Üye
    spastik Avatarı

    Üyelik Tarihi
    15.09-2005
    Son Giriş
    23.06-2022
    Saat
    08:12
    Yaşadığı Yer
    izmir
    Mesaj
    622
    Alınan Beğeniler
    112
    Verilen Beğeniler
    24

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    TANRIM BANA DEĞİŞTİREBİLECEĞİM ŞEYLERİ DEĞİŞTİRME GÜCÜ VER
    DEĞİŞTİREMİYECEĞİM ŞEYLERİ KABULLENME GÜCÜ VER
    BU İKİSİNİ AYIREDEBİLECEK KADARDA AKIL VER..........

  9. #24
    eco
    Misafir Üye
    eco Avatarı

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Panthera: hafif, agresif ve zarif aktif tekerlekli sandalye...
    Ben KABULLENME'liyiz derken;
    Engelimizle bi köşede toplumdan kendimizi soyutlayalım demek istemedim.
    Benim demek istediğim engelsiz bireylerle kendimizi kıyaslamamız
    Gözü kapalı (Onun yaptığını bende yaparım) demekten kaçınmamız gerektiğini
    vurgulamak niyetindeydim.




Sayfa 2 / 2 İlkİlk 12