
Evet sakatlarla alakalı faaliyetlerde bulunan bir sivil toplum örgütüne üyeyim ve bu sivil toplumun Bayburt ta acılan şubesine ilk üye olanlardan biriyim örgütlü hareket etmenin hedefe giden yolda en kestirme yollardan biri olduğuna inanırım ama ülkemizdeki sivil toplumun etkisizliği yetersizliği bu inancımı sarsmıyor da değil bu anlam da üyesi olduğum sivil toplum örgütünü de çok ama çok yetersiz buluyorum ve “ Sakatlarla ilgili sivil toplum örgütlerinin şeffaflığı” tartışılırken bu örgütlenmelerin “etkinliğinin” de tartışılmasının gerektiğini söylemeden gecemeyeceğim…
Hayır düşünmüyorum zaman zaman basında çıkan derneklerdeki yolsuzluk haberleri bu düşüncemi iyice pekiştiriyor…
Üyesi olduğum sivil toplum örgütüne Bilgi edinme ve “hesap sorma” hakkımın olduğuna inanıyorum zira üyesi olduğum sivil toplum örgütüne her yıl üyelik aidatı yatırıyorum bu sembolik bir rakam dahi olsa nerelerde nasıl harcandığını bilmek benim hakkım![]()
her hangi bir ücret ödemesem dahi üyesi olduğum derneğin faaliyetlerini “Devlet sırrı” olarak gizlemesini mantıklı bulmam böylesi bir gizlilik hem benim kafamda soru işaretleri oluşturur hem de bu türden örgütlenmelerin kamuoyundaki zaten sabıkalı olan imajlarını iyice pekiştirir…
Kesinlikle ve kesinlikle bu türden soruların sorulması örgütleri rahatsız etmemeli bilakis bu sorular ne kadar çok kişi tarafından sorulursa bu örgütlerin o kadar çok kişi tarafından izlendiği anlamına gelir birde bu sorulara tatmin edici cevapların verilmesi durumun da arkasına alacağı kamuoyu desteği sayesinde kendisi için bulunmaz bir fırsat olarak algılanmalı…
Yani burada verilecek tek cevap elbetteki bu soruların cevabını veren örgütlerin kredibilite si diğerlerine göre her zaman öndedir…
Belki böyle bir zorunlulukları yok ancak gizli saklı bir işi olmayan bir örgütünde bu sorulara cevap vermekten kaçması kendi ayağına kurşun sıkmasından farksızdır bence.