
Siyasal partiler, ülkedeki sosyal sınıfların parlamentodaki temsilcileridir. "Kayda değer" olabilmesi için, tabanında/onu destekleyen bir sosyal sınıfın olması şarttır yani..
CHP, bu anlamda sadece bir "dernek irisi"dir, :P bence.. Çünkü kurulduğu yıllarda ne işveren, ne işçi sınıfı vardı.. Uzunca süreli "tek parti"li dönemde bu sınıflar devlet eliyle yaratıldı. Bu dönemin sonunda patronlar kendi partilerini kurduklarından, işçi sınıfının (diğer deyişle ezilenlerin) partisi olmak da CHP'ye kaldı.. (Ama aslâ olması gerektiği gibi bir parti olmayı beceremedi.)
Cumhuriyetin kazanımlarını sağlayan ve epeyce büyük bir kesimin örgütü ve sesi olma iddiasında olduklarından, varlıklarını halen sürdürüyorlar. Bundan sonraki yapısı ve tavırları da, Türkiye'nin genel yapısından soyutlanamaz.. Yani Türkiye'de "lümpen" kesimin daha fazla sesi duyuluyorsa, diğerlerine göre "göreceli" de olsa CHP'de de duyulacaktır.
Sevgili kuyucak, kavga çıkarmakta haklısın, haklısın da.. Yönteminde bir-iki hata var bana göre..
Birincisi, CHP ile CHP Antalya İl Örgütünü ayrı ayrı düşünmek gerek! basari'nin de dediği gibi; denizi olmayan yerlerde oturan, hayatında deniz görmemiş CHP'li (olsun ya da olmasın) vatandaşı bu tartışmanın konusu ilgilendirmez ama başlığa bakıp "olumsuz" düşünebilir.
İkincisi, yöntem üzerine.. Sen uzun bir zaman bu konuda birey olarak mücadele vermişsin. Kavga aşamasına geldiğinde de buraya yansıttın. Aslında çok iyi yaptın!Mutlaka konuyu daha çok kişinin bilmesinde, enine boyuna tartışmasında yarar var. Ama, konuyu buraya yansıtmakla senin olmaktan çıktı artık. Bizim oldu! Ve biz mücadelenin henüz başındayız.
Sen ise artık "kavga" aşamasına gelmişsin. İşte burada "az soluklan diyeceğim sana.. Hele biz de o aşamaya bir gelelim, senin geçtiğin yollardan geçelim.. Sonrasında birlikte gireriz kavgaların en hasına..
(Uzuuuuuun sürmez merak etme.
)