TEKSAN İnovatif Medikal Ürünler İstanbul, Bursa ve İzmir'de
Sayfa 1 / 2 12 SonSon
Toplam 23 mesajın 1-15 arasındakiler
Buraya tıklayarak yazıları büyültebilirsiniz Buraya tıklayarak yazıları küçültebilirsiniz
  1. #1
    Üye
    gadjodilo Avatarı

    Gerçek Adı
    Ramazan
    Üyelik Tarihi
    26.04-2006
    Son Giriş
    21.03-2023
    Saat
    22:57
    Yaşadığı Yer
    Yalova
    Mesaj
    437
    Alınan Beğeniler
    70
    Verilen Beğeniler
    8

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    STAR, dünyanın en güvenli, en sağlıklı, en konforlu ve en dayanıklı tekerlekli sandalye minderi.
    Okan Bayülgen'le Makina ve 'Süper Sakatlar'
    19 Mayıs Cumartesi günü programın konukları arasında sakatları da vardı...

    Garland Thomson, -medyada- engelliliğe ilişkin dört farklı temsil biçimi olduğundan bahsediyor:
    Birincisi, ‘Kahramanlaştırıcı Temsil Biçimi’. İzleyicinin hayrete düşmesini teşvik ediyor;
    İkincisi, ‘Duygusal Temsil Biçimi’. İzleyiciye şefkatle tepeden bakmasını (aşağı görmeyi) öğretiyor;
    Üçüncüsü, ‘Egzotik Temsil Biçimi’. İzleyiciyi yabancı bir nesneye uzaktan bakmaya koşulluyor;
    Ve dördüncüsü, ‘Gerçekçi Temsil Biçimi’. İzleyiciye incelediği nesneyle yan yana gelmesini tavsiye ediyor.
    • * Bu saptamalar ışığında sizce özelde Okan Bayülgen'in bahsi geçen programında, genelde ise Türkiye medyasında sakatlığı olan kişilerin ele alınış biçimi hangi şekilde oluyor?
      * Sakatların, bu ele alınış biçimine "katkısının" ne ölçüde olduğunu düşünüyorsunuz?
      * Sizce sakatlığı olan biri ne yaparsa "kahraman", ne yaparsa "duygusal", ne yaparsa "egzotik", ne yaparsa "gerçekçi" biçimde ele alınmalıdır?

    ***
    Not: Bu tartışmaya başlamadan evvel dünyanın en kalın çizgisiyle ve yazı karakteriyle vurguluyorum ki, kişilerle alıp veremediğim yoktur -ki yakından tanımam hiçbirisini- ve değinmek istediğim aslında daha önce de burada işlenmiş olan "sakatlar ve başarı" konusunun tekrarı mahiyetindedir.

    gripten sebep bir hayli bitkinken ve de vazgeçilmezim "prison break" ın tekrarını beklerken izledim sizleri. ve maalesef, yine mi dedim. okan gibi her olaya bakıl(a)mayan tarafından bakan, meseleleri hep farklı yönleriyle ele alan o adam bile "süper engelli" tuzağına düşmekten kurtulamamıştı.

    bir taraftan sakat konukların yaptıkları alkış beklercesine okunurken, bir yandan da yüzlerde "vay be bu adamlar görmezken, konuşmada zorluklar çekerken bunları başarmışlar" ifadesi belirirken düşünmeden edemedim. ya geride kalanlar?

    türkiye sakatlar için bir komando eğitim merkezimiydi? bir yerlere gelmek ve bir şeyleri başarmak için onca zorluğu aşmak sakat bireyler için bir iftihar sebebi mi olmalıydı yoksa ortada var olan fırsat eşitsizliğinin acı bir tecellisi olarak mı bakılmalıydı meseleye?

    6 yaşıma kadar dirseklerim üzerinde sürünürken şimdi üniveresite mezunu ve iyi sayılabilecek bir işim varken kendimi 60 yaşında hissettiğimi; kaçırdığım, yapamadığım onca şeyin asla geriye gelmeyeceğini bilerek aslında o kadar da sevinemiyordum. belki buruk bi sevinçti sadece.

    neden türkiyede eğitim almış sakat bir insan olmak için bu kadar efor sarfetmek ve en sonunda da sanki inanılmazı başarmış bi insan olarak algılanmak gerekiyordu?niçin bir yerlere gelen ya da gelmeyen sakatlar deilde, bir yerlere gelebilen ve gelemeyen sakatlar vardı? mesela üniversiteyi bitirmek, akademik kariyer yapmak ya da yapmamak niçin kişisel bir tercih deilde varolan eşitsizlikleri aşmış ya da aşamamış olmaktı sakat insanlar için? ve bunlar başaran insanları ön plana çıkarmak aslında şöyle bi mesaj mı vermekti :

    "bakın engelli haklarından bahsediyosunuz ama aslında başaran başarıyor. demek ki isteseniz sizlerde yapabilirsiniz. bu durumda ya yeterince yetenekli deilsiniz veyahut istemiyorsunuz"

    evet kişisel anlamda söylicem bişei yok. ama sakat insanları temsil yönünden bakıldığında bence yine çuvalladık.

  2. #2
    Genel Yayın Yönetmeni
    OturanBoğa Avatarı

    Gerçek Adı
    Bülent
    Üyelik Tarihi
    09.01-2003
    Son Giriş
    Bugün
    Saat
    10:49
    Yaşadığı Yer
    İstanbul
    Mesaj
    57.505
    Alınan Beğeniler
    3.871
    Verilen Beğeniler
    4.124

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Bu programı izlemedim ve merak ediyorum: Programa sakatlığı olan kaç kişi katıldı? Neler konuşuldu? Programda bu arkadaşlarımız hangi biçimde ele alındı?
    - Arkadaşlar, lütfen sorularınızı özel mesajla iletmek yerine ilgili foruma yazarak cevap arayın. Böylece hem soru-cevaplardan herkes yararlanır hem de en doğru cevaba en hızlı şekilde erişmiş olursunuz.
    - Lütfen sorunuza cevap aldıktan, bir sorununuza çözüm bulduktan sonra dönüp gitmeyin. Siz de başkalarına yararlı olmak için bilgilerinizi, tecrübelerinizi, duygularınızı paylaşabilirsiniz. Unutmayın, siz nasıl yana yakıla cevap arıyorduysanız, başkaları da içine düştüğü açmazdan çıkmak için aynı hararetle sorularına cevap arıyor...

  3. #3
    Üye
    dilemma Avatarı

    Gerçek Adı
    Dilek
    Üyelik Tarihi
    31.12-2004
    Son Giriş
    13.12-2022
    Saat
    12:46
    Yaşadığı Yer
    Ankara
    Mesaj
    648
    Alınan Beğeniler
    9
    Verilen Beğeniler
    12

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    programı izledim. ikisi,hukuk fakültesi mezunu ikiz engelli kardeş olan 3 konuktan biride sitemizin üyelerinden gazateci arkadaşımız Serkan Erol'du.

    evet. saatler geçtikçe bende düşündüm neden işe yarar mesajlar verilmiyor diye. en azından sorunlarımızın sadece birine, ama en önemlisine değinilebilinirdi dedim ama olmadı. düşüncemin tam aksine o iki kardeş başta mutlu engelliler tablosu çizildi. kendi hayatlarında mutlu bir geçmişlerinin olma durumunun yanısıra, programın formatına uygun bir hava vardı orada. o bir show programıydı ve işin eğlenceli, pozitif kısmını ele almaları doğal diye de düşündüm.
    ve tabii bence okumuş, biryerlere gelmiş engellilerin bu kadar küçük bir yüzdesi varken ülkemizde, bu arkadaşları başarabildikleri için bende alkışlarım.

    sorunlarımızı dile getirselerdide bunun çok yarar getirmesini bekleyemeyiz belki de showun saatinden dolayı çünkü arkadaşlarımız saat 24 den 03 e kadar oradaydılar ama; ama içim cız etmedi de değil hani. :roll: :roll:

  4. #4
    Üye
    Nafiye Avatarı

    Gerçek Adı
    Nafiye
    Üyelik Tarihi
    17.06-2004
    Son Giriş
    10.01-2018
    Saat
    00:50
    Mesaj
    209
    Alınan Beğeniler
    1
    Verilen Beğeniler
    0

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Niye için sız ediyor? Dilek sakatlar geç saate kdar oturamaz mı sen oturmuyormusun?

    Hangi programda sakatlarla ilgili konuşulduktan sonra hemen halledildi valla okunyunca sinirlendim ne alaka sakatlar gülemez mi eglenmez mi gecenin bi yarısında sorunlardan bahsedilse hemen çözülecek sanki bırakın o üç arkadaşımızda eğlendi kendilerini tanıttılar ve artı tanınma problemlerinin olduğunu sanmıyorum...

    Eglenceli bi programdı arkadaşlarda eğlendiler


    BIRAKIN SAKATLAR DA EĞLENSİN.

  5. #5
    yeditepe
    Misafir Üye
    yeditepe Avatarı

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    okan bayülgenin kendi web sitesinde makina tv kısmı var. orda ayrıca bir forum var. bu foruma yazanlar genelde sürekli makina izleyicileri... yani bu programın sürekli mudavimleri denilebilir. bu da program konusunda ne düşündüklerini gösterebilmesi açısından iyi bir fikir verebilir... bir programın hedefinin gerçekleştiğini vurgulaması açısından bunlar önemli bence...
    sürekli seyirci olan bu kişilerin o programa katılan konuklar konusunda yazdıkları ise baya düşündürücü...
    bütün yorumlara göz attıgımda programa katılan serkan erol ve ikiz kardeşlerin sadece başarılarından söz edilmiş. ama ne yaptıkları ya da eglence adına programın ruhuna uygun şekilde ayrıca kişisel olarak alınmamışlar bile... diğer konuklar kendileriyle ordayken serkan erol ve ikiz kardeşlerin orda olması engellileri temsil olarak alınmış mesela... onlar engelli ve insanlara başarının imkansız olmadıgını kanıtlayan insanlar...engelli olmalarına ragmen başarmışlar... çoğu seyirci boyle bir ders çıkarmış kendi adına...

    bence forumdaki yorumlara bir göz atınız.
    işte yorumlardan biri:

    Sabaha karşı gün ağırırken yazdığım gibi, çok güzel bir programdı...Stüdyo seyircisinin sızlanmalarına rağmen (ki bilirim o acıyı, az uyuşmadı bizim de ayaklarımız oralarda, gerçekten iyi bile dayandılar bu sefer) uzun süren bir Makina'ydı...Selim ve Kerim kardeşlerin hayatı, algıları, iç dünyalarını tasvir ediş şekilleri, kelimelere dökme üslubları izlerken kendimi öyle yetersiz hissetmemi sağladı ki...Bizim zannettiğimiz gibi "o karanlık dünyalarına" değil, imgelerin düşünce gücünün varlığını ağırlığınca bastıran o dünyaya neler neler sığdrmışlar...Ve sığdırmaya devam ediyorlar...İşte bu başarının gücünün, yaşama sıkı sıkı bağlı olmaktan, hep daha fazlasını istemek yerine elimizdekiyle neler aşabileceğimize neler yapabileceğimize inanmaktan geçtiğini düşünüyorum...Ama hala, güzel gülen adam'ın dokundurduğu gibi inceden inceden, kaşımızla gözümüzle kulağımızla uğraşıyoruz...Seren Serengil'in iyiden iyiye şişmiş halini gördükten sonra, ki çevremde her kadının deli gibi botoks yaptırdığı şu günlerde Seren'in yüzünün balon haline gelmesinin , ifadesizleşmesinin kilodan değil botokstan olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim, neden bu kadar doyumsuz insanoğlu gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum...Aradaki farka dikkatinizi çekerim, iki farklı hayat iki farklı hayata bakış açısı...Bir taraf duyularından birini, en önemlisini kaybetmiş aynı zamanda bütün duyuları çalışan bir insana nazarla inanılmaz başarılara imza atmış ve en önemlisi hayat dolu!!!! Diğer taraf sabahları aynaya baktığında, hmm elmacık kemiklerimi biraz daha belirginleştirsem bugün diyorum, evet dudağımdaki kolajen de miladını doldurmuş yenilemek lazım diye düşünmekte....Kesinlikle yargılamıyorum, herkes hakettiğini yaşar, doğar büyür ve ölür...Önemli olan doğum ve ölüm arasındaki o kısa (emin olun hiç uzun değil) zamanda nasıl gerçek güzellikte yaşabilirim, gerçekten yaşadım diyebilirim, demektir....Neyse bu uzar gider daha....
    Serkan'a hayran oldum Very Happy güzel gülen adam'la o kadar yakıştılar ki, ikisinin yaşam enerjisi, yanyana geldiklerinde adeta birbirlerine geçti, içiçe oldular muhteşem görünüyorlardı...Gürgen, Murat, Rüya ve Özgür bu hafta çok güldürdüler beni...Diğer gülümseten an ise, güzel gülen adam'ın Kurtlar Vadisi ve sigara ikilisine yaklaşımı, koşu yapan insanları anlattığı andı..."Sabahın köründe bilinçsizce, deli gibi belirsizliğe koşan insanlar..." Laughing
    Sözün Bittiği Yer filmine gittim geçen hafta ve hiç beğenmedim...O kadar itici geldi ki, filmin yarısında çıkmak istedim...Genelde beğenmediğim bir şeyi anlatırken bu kadar sert ifadeler kullanmam ama insanların duygularının sömürüldüğünü hissettiğim anda, tırnaklarım çıkıyor ister istemez....Başarısız bir film olarak görüyorum ama yine de gidip görmüş diğer arkadaşlarımın da fikrini almak isterim açıkcası...Hani bende mi bir gariplik var, o açıdan Confused
    Dolapdere Big Gang harikaydı, geçen ay arabamda ilk sıradaki cdydi ve muhabbet trafikteki müzik sesleri yönüne doğru kayınca bir tuhaf hissettim...Halbuki Varşova halkı çok sevmişti bu buram buram alaturka kokan kült şarkıları... Very Happy
    Tekrar teşekkürler, haftaya yine buradayız bekleriz efenim Wink
    diğer yorumlar için bakınız: Makina

  6. #6
    Üye
    NILSU Avatarı

    Üyelik Tarihi
    06.02-2007
    Son Giriş
    16.07-2007
    Saat
    17:45
    Yaşadığı Yer
    ÇANAKKALE
    Mesaj
    4
    Alınan Beğeniler
    0
    Verilen Beğeniler
    0

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    OKAN BAULGEN İN PROGRAMINI İZLEMEDİM MALESEF... ANCAK NAFİYE HANIM SİZE KATILIYORUM SONUCTA BÖYLE BİR AYRIMIN YAPILMAMASI GEREKTİĞİNİ SAKATLARINDA EĞELENMELERİ SOSYAL ORATAMLARININ GELİŞTİREBİLEVEKLERİNNİ DÜŞÜNCESNİDEYİM :lol:

  7. #7
    Üye
    ataka57 Avatarı

    Üyelik Tarihi
    16.05-2007
    Son Giriş
    28.06-2007
    Saat
    21:28
    Mesaj
    13
    Alınan Beğeniler
    0
    Verilen Beğeniler
    0

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Arkadaşlar,engelliler bir programa çıktıklarında,illede engelilerin sorunlarını dile getirecekler diye bir mesele yok.Ne güzel normal insanlar gibi eylendiler,arada msj da verdiler.Unutmayın bizimde eylenmeye ihtiyacımız var.Ben yakında mavi karadeniz tv ye çıkacam şiir okuyacam.Şimdi ben o programa çıktığımda şiir okumayayım eylenmeyeyimmi.Ben programda alkış tutarsam bu engelli arkadaşlarıma ayıpmı olur.Bırakın bu konuları biraz geniş olun.Hani bizim sorunlarımızın anlatıldığı programlardan sonra,sorunlarımız hemen halledilse neyse.Geniş olun biraz geniş,herşeye kafanızı takmayın...

  8. #8
    Genel Yayın Yönetmeni
    OturanBoğa Avatarı

    Gerçek Adı
    Bülent
    Üyelik Tarihi
    09.01-2003
    Son Giriş
    Bugün
    Saat
    10:49
    Yaşadığı Yer
    İstanbul
    Mesaj
    57.505
    Alınan Beğeniler
    3.871
    Verilen Beğeniler
    4.124

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Zaten burada tartışmak istediğimiz şey konukların sakatlığa dair mesaj vermesi felan değil. Bilakis, öyle bir programda vermesinler de zaten; kimse de istemesin katılımcılardan mesaj vermelerini. Katılan her konukla hangi formatta sürüyorsa program, sakatlığı olan kişiler için de aynı süreç işlesin...

    Tartışılması gereken şey sakatlığı olan kişilerin tam da "herkes gibi" kabul edilmiyor olması. Üniversiteyi bitirmiş (Vaaaay!), gazeteci/avukat olmuş (oooooo!), gitar çalıp şarkı söylüyor (daha neler!)
    Yani başkası için sıradan olan şeyler sakatlar sözkonusu olduğunda doğrudan başarı ve alkış konusu olarak ele alınıyor... Oysa o kişilerin sakatlıkları o yapmalara-etmelere engel değil ki!
    Medyadaki bu kahramanlaştırma, egzotikleştirme veya duygusallaştırma temalarının altında sakatlığa/sakatlara (hadi hakaret demiyeyim) haksızlık yapılıyor aslında. Önce sakatlığı olan kişileri hiçbirşey yapamaz-edemez olarak kabul ediyorlar, sonra bu kabulün ardından sakat kişi en sıradan bişey yapsa, ooooooo!, başarı sayılıyor!
    Yani bütün gözler sakatlıkta... Kimse, sakatlığı yaşamasna engel olmamasına karşın yapamamaya-edememeye mahkum eden engelleri, engelleyici sistemleri sormuyor, sorgulamıyor! Yaşamak için herkes "başarmak" zorunda, herkeste o engellerle debelenecek güç olmak zorunda sanki!
    Tartışalım...

  9. #9
    Üye
    dilemma Avatarı

    Gerçek Adı
    Dilek
    Üyelik Tarihi
    31.12-2004
    Son Giriş
    13.12-2022
    Saat
    12:46
    Yaşadığı Yer
    Ankara
    Mesaj
    648
    Alınan Beğeniler
    9
    Verilen Beğeniler
    12

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    yahu nafiye, ya solundan kalktın, yada birine sinirlendin. yoksa sen benim ne anlatmak isyediğimi anlardın.
    bağırma amaaa. :?

    yorumumda da yazdığım gibi;

    o bir show programıydı ve işin eğlenceli, pozitif kısmını ele almaları doğal diye de düşündüm.
    ve tabii bence okumuş, biryerlere gelmiş engellilerin bu kadar küçük bir yüzdesi varken ülkemizde, bu arkadaşları başarabildikleri için bende alkışlarım.
    serkanı tanırım. ve onu orada seyretmek çok keyifliydi bence. elbette dediğim gibi beklenilmemeli ama ben, en azından fiziki altyapılar konusunda fazlasıyla kısıtlı ve öyle engelliyimki, içim buna cız etti. bilinçaltı işte. televizyon bizim için bir şans. ama evet söylenseydi, toplumun ne kadarlık bir kesimi görecekti yada o keyifli ortamda ne kadarı ciddiye alırdı bunu bilemiyorum. sadece düşüncemi sizinle paylaştım. adam öldürmeye kastım yoktu yani söylerken :roll:

    ben serkanın tüm başarılarını takip eden biriyim. o ikiz kardeşleride büyük bir şaşkınlıkla seyrettim açıkçası. ve evet. engelliler için hiçbirşey kusursuz olmadığı için günümüzde, bunu bizim için sağlayanlarda bunun farkında olmalıki engellilerin en küçük başarısı bülentin de dediği gibi aaaaa, waaaawww gibi şaşkınlık ifadeleriyle telafuz ediliyor. sağlıklı insanlarla aynı standartlarda, aynı koşullarda yaşıyor olabilseydik eminimki o zaman "hadi len, başarılıymış.sen benim neler yaptığımı biliyon mu" diyebilirlerdi diye düşünüyorum.

    eğleneceğiz tabiiki. eğlence karşıtı, karamsar olabilecek en son kişi ben olurdum sanırım =)

  10. #10
    Üye
    kuyucak Avatarı

    Gerçek Adı
    Hasan
    Üyelik Tarihi
    15.03-2007
    Son Giriş
    17.11-2010
    Saat
    23:39
    Yaşadığı Yer
    antalya
    Mesaj
    867
    Alınan Beğeniler
    5
    Verilen Beğeniler
    0
    Blog Mesajları
    7

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    SİSTEM BU....

    Sistem her yerde aynı konuyu işliyor. ''Başarmışlar'' ön plana çıkarılarak sistemin doğru olduğu, önemli olanın başarı olduğu işleniyor. TEMEL, PÜF NOKTA ne dersen de, sistem bunun üzerinden AKLANIYOR... Sanayide Vehbi Koç, Sabancı, örneği verilir, 'nerelerden gelmişler 'diye... Popülist kültürde İbrahim Tatlıses örneği vardır. Futbolda milyonlarca dolar götürenler manşetlerde olur . YIRTABİLENLER hep öne çıkarılarak, geniş kitlelere 'onlarında' başarabileceği anlatılır.

    HERKESİN başarılı olabileceği, en azından herkesin bir alanda başarılı olabileceği bunun içinde ALTYAPILARIN hazır olması gerektiği anlatılmaz ....
    Başarı sorgulanmaz hiç bir zaman... Başarma diye bir ZORUNLULUK var mı?
    Başarmak bana göre SU ÜSTÜNDE YÜRÜMEK tir zaten. Altyapılar yeterli olsa, bu günkü başarı öyküleri o kadar sıradanlaşırki. Sanırım başarmayanları döverler ... Ben böyle düşünürüm, böye bilirimde... Amma velakin...

    Konyaaltına oturup da şöyle bir bakarsam ufka doğru... Güzel adam bunlar derim...
    Herşey yakışıyo kardeşlerime derim... Eğlenmek, gülmek, mutlu olmak en temel içgüdülerimiz değil mi derim... Bazen ittir et mesaajı filanda anı yaşa derim...
    Sonrada başka bir yerde yazdığım şu yazı aklıma gelir;
    ''Hani bir araç uzaydan gelir yada bir tekne dünyayı dolaşır yada bir otomobil çölü geçer de sizin karşınıza çıkıverir ya... O an ona dokunmak, onu okşamak istersiniz ya... Benim içimden hep bu duygu gelir başarmış bir sakatı görünce, onu sevmek,ona dokunmak isterim. Başına dokunmak sakalını saçını sıvazlamak gelir içimden''

  11. #11
    Üye
    Baben Avatarı

    Gerçek Adı
    Babür
    Üyelik Tarihi
    03.09-2005
    Son Giriş
    18.09-2010
    Saat
    12:56
    Yaşadığı Yer
    Konya
    Mesaj
    1.628
    Alınan Beğeniler
    2
    Verilen Beğeniler
    0

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Hepimizin bildiği gibi; insanoğlunun 5 ana duyusu var.. Bunlara bağlı olarak, yürümek, kaldırmak, yüzmek, düşünmek, konuşmak vb. gibi bazı eylemleri gerçekleştireceğimiz organlarımız da gelişmiş durumda.. Bunların sağlıklı insanlarda, normal olduğu kabul ediliyor. Sakatlarda da bu organlardan birinin ya da bir kaçının olmamasından/gerektiği gibi çalışmamasından doğan problemler var.

    İşte sakatlar, çalıştıramadıkları duyularının/organlarının yerine genellikle kendi çabalarıyla, başka duyularını/organlarını güçlendiriyorlar.

    Örneğin; işitme duyusu yoksa ya da azsa; yazısı normalden güçlü olabiliyor. Yürüyemiyorsa; kolları güçlü olabiliyor, halter kaldırabiliyor, çok iyi yüzebiliyor, okuyabiliyor, beyinsel olarak daha güçlü olabiliyor.. Göremiyorsa; kulakları, dokunma hissi ve hatta 6. his denilen normal insanlarda olmayan 'önceden hissetme' duyuları gelişmiş olabiliyor, yine geliştirdikleri beyin gücü sayesinde iyi derecede 'satranç' oynayabiliyor. Vb.

    'Başarı' buradan sonra doğuyor! Sakatlar geliştirdikleri yanlarını akıllıca kullanabildiklerinde, toplumun sağlıklı üyelerinin kolay kolay altından kalkamayacakları işleri bile rahatlıkla yapabiliyorlar! Ötekilerin de iyi niyetli olanları, yapamadıkları şeylerin bu sakatlar tarafından yapıldığını görünce, alkışlıyorlar!

    Bu noktada 'iyi niyet-kötü niyet' (sağlamların) duyguları öne çıkıyor. Bu da 'toplumsal bilinç'le, eğitimlilikle, ekonomik anlamda kalkınmışlıkla yakından ilgili.. Yani Dilekcim, fiziksel engellerin kaldırılması yetmez! Kafalardaki engellerin de kaldırılması, bunun da 'eşzamanlı' olması gerekir.. İstersen uzay merkezi gibi döşenmiş kentlerde yaşa, toplumun eğitim düzeyi ilkokul 3. sınıf düzeyinde ise sen biraz zor duyarsın o "hadi len, başarılıymış bıdı bıdı" lafını. :P

  12. #12
    Üye
    ddm_76 Avatarı

    Üyelik Tarihi
    02.10-2006
    Son Giriş
    06.01-2011
    Saat
    12:24
    Yaşadığı Yer
    İstanbul
    Mesaj
    109
    Alınan Beğeniler
    0
    Verilen Beğeniler
    0

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    o gece programı sonuna kadar ızledım her hafta sonu ızledıgım gıbı..
    aslında programda okanın yapmak ıstedıgı bence 'HEY ENGELLİLER YADA SAKATLAR BIRAKIN HAYATTAN KENDINIZI SOYUTLAMAYI ISTEYINCE HERSEYI BASARABILIRSINIZ' measjını vermesıydı.
    okanın da kısa bı sure olsa tekerleklı sandalyede yasadıgını dusunecek olursak kı bunu kendı agzıyla anlatmıs ve o dönemden sonra engellılerın yasadıklarına daha fazla anlayıp bu konuda elınden geldıgınce bıseyler yapabılecegını belırtmıs bırı olarak cıkarmıstır o ınsanları programa..
    ayrıca şuda dıkkattımı cektı:
    ıkız kör kardesler koç unıversıtesınde hukuk egıtımı gorurken derslerde bırı not almaya calısıyor dıgerı ıse kardesının unuttugu yada yetısemedıgı yerlerı aklında tutuyor ve aksam evde uzun saatler suren calışmalar sonuncunda notları kendılerıne özel alfabe sıstemıyle temıze gecıyorlar.eger onu o aksam yapmazlarsa unutuyorlar herseyi..
    bıde işin bu acısını ortaya koymak ıstemıstır okan bence...
    her hafta oldugu gıbı gene guzel programdı...

  13. #13
    Üye
    gadjodilo Avatarı

    Gerçek Adı
    Ramazan
    Üyelik Tarihi
    26.04-2006
    Son Giriş
    21.03-2023
    Saat
    22:57
    Yaşadığı Yer
    Yalova
    Mesaj
    437
    Alınan Beğeniler
    70
    Verilen Beğeniler
    8

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Alıntı Alıntı Yapılan Kişi: ddm_76
    aslında programda okanın yapmak ıstedıgı bence 'HEY ENGELLİLER YADA SAKATLAR BIRAKIN HAYATTAN KENDINIZI SOYUTLAMAYI ISTEYINCE HERSEYI BASARABILIRSINIZ' measjını vermesıydı.
    programı sonuna kadar izlemediğimi söylemiştim en başında. sadece ilk 1,5 saatlik kısmı izleyebildim -ki zaten sakat konukların takdimi yeni yeni bitiyordu :mrgreen: - eğer programda böyle bir mesaj hissetmişseniz tamda benim miiidemi kaldıran durum vuku bulmuş demektir. sakat ve engelli olmayan insanlara örneğin bir bina içinde merdiven yapmamak neyse, tekerlekli sandalye kullanan bir insan için asansör yapmamakta aynı şeydir.

    madem ki bizler zorluk çekmek ve sonunda elde ettiğimiz başarıyla sonsuz bir mutluluk hissi bulabilen insanlarız, otomobilleri, trenleri, uçakları, bilgisayarları, cep telefonlarımızı ve hayatımızı kolaylaştırmaya dair ne varsa hepsini kaldıralım. ve yırta yırta yaşayalım. tamam zor olacak belki ama sonunda "aydınlanmış", nirvananın zirvelerinde dolanan insanların yaşadığı bir dünya çıkacak ortaya.

    mesela görme engelli arkadaşlara kabartma yazıyla ders notlarını vermeyenler derse geldiklerinde hiçbir şey yazmasınlar tahtaya hatta konuşmasınlar. telepati yapsın görenler duyanlarda. evet zor olacak biliyorum ama bir daha ki makinada okan ve bu toplum yerlere göklere sığdıramayacak o insanları.

    evet bugünün türkiyesinde sakat insanların kotardıkları takdire şayandır, ibretliktir. ama işte tamda bu durum bu ülkenin ayıbıdır, yüzünün karası, sırtının kamburudur.
    bir yandan yüzbinlerce insanın beyin ve nispeten iş gücünden mahrum kalınırken, beri yandan da bu kadar büyük bir kesime :

    "valla yegen bizden bu kadar gerisi sizin azimle olan ikili diyaloğunuza kalmış. yerrrrrrrrrseniz tabi" deniliyor.

    ve nedense sakat insanlar konu olunca hemen hemen herkes vicdanlarını sızlatmayacak, mutlu (en azından dışarıdan bakıldığında) kesimi vitrine koyuyor ki,
    hem tezleri desteklensin, hem gaz olsun diğerlerine, hem de hak hukuk deyip keyiflerini kaçırmasın birileri.

  14. #14
    Üye
    ddm_76 Avatarı

    Üyelik Tarihi
    02.10-2006
    Son Giriş
    06.01-2011
    Saat
    12:24
    Yaşadığı Yer
    İstanbul
    Mesaj
    109
    Alınan Beğeniler
    0
    Verilen Beğeniler
    0

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    haklısın tabıkı bazı konularda..
    bu ülkede yasayan engellıler oldugunu düşünerek yapılmayan cok sey var..ama eger işin o tarafını konusarsak bitmez konular
    ben sadece okanın yapmak ıstedıgının altında kötü nıyet olmadan yaptıgına ınanıyorum..
    hem dogru deılmı bız deılmıyız kendımızı evlere kapatan toplumdan soyutlayan...bizim için bısey yapılmıyor dıyoruz ama biz toplum ıcınde kendımızı ne kadar gözterebılıyoruz.bizimde bıraz olsun sucumuz yokmu bu konuda?
    ben işte işin bu tarafının gösterılmek ıstedıgıne ınanıyorum makına programında...
    evet dogru toplum bızı görmuyor görsede acıyan gözlerle bakıyor...
    ama bizde bıraz silkinmelıyız dıye dusunuyorum ve okanında sanırım vermek ıstedıgı mesaj buydu bence

  15. #15
    Üye
    serkanerol Avatarı

    Gerçek Adı
    Serkan EROL
    Üyelik Tarihi
    14.11-2004
    Son Giriş
    18.08-2009
    Saat
    09:24
    Yaşadığı Yer
    Kastamonu
    Mesaj
    98
    Alınan Beğeniler
    0
    Verilen Beğeniler
    0

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Panthera: hafif, agresif ve zarif aktif tekerlekli sandalye...
    http://www.televizyongazetesi.com/sub/kanald/151.html

    Buradaki herkesin bu sitede yazılanları okumasını isterim. Bir eğlence programı olmasına rağmen mesajlar çok net verildi. Bu bir... İkincisi bizler orda alkış bekleyen zavallılar değil bilakis o alkışı hak etmiş olmanın gururla oturan insanlardık..Çünkü kerim ve selim Altınok ve benim yaptıklarım birçok kişinin engelli olmamasına rağmen başaramadığı şeylerdir. Gadjo başta demişin ben onları tanımıyorum. Keşke bunları yazana kadar en azından bu sitede üye olan beni tanımak için uğraş verseydin akıl edebilseydin..

    Okan Bayülgen kimsenin yapamadığını yaptı ve en çok reyting aldığı bölümde bize yer verdi. Biz mutluluk oyunu oynamadık. Eğlendik. İnsanları artık engelli gördüğü zaman ağlama duvarı sanmasınlar. Yine çıksam aynı şeyleri yaparım.

    Birde programı 1.5 saat izlemişsin keşke tümünü izlerse idin. Keşke...

    Bütün üzüntüm bu..




Sayfa 1 / 2 12 SonSon