TEKSAN İnovatif Medikal Ürünler İstanbul, Bursa ve İzmir'de
Sayfa 1 / 2 12 SonSon
Toplam 23 mesajın 1-15 arasındakiler
Buraya tıklayarak yazıları büyültebilirsiniz Buraya tıklayarak yazıları küçültebilirsiniz
  1. #1
    Genel Yayın Yönetmeni
    OturanBoğa Avatarı

    Gerçek Adı
    Bülent
    Üyelik Tarihi
    09.01-2003
    Son Giriş
    Bugün
    Saat
    10:49
    Yaşadığı Yer
    İstanbul
    Mesaj
    57.505
    Alınan Beğeniler
    3.871
    Verilen Beğeniler
    4.124

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    STAR, dünyanın en güvenli, en sağlıklı, en konforlu ve en dayanıklı tekerlekli sandalye minderi.
    Ayrımcılık / Menetmek...

    “Ayırımcılık, bir kişi ya da gruba yaş, ırk, renk, milliyet ya da etnik köken; cinsiyet, hamilelik ya da medeni durum; özürlülük; dini inanç; cinsel tercih veya diğer kişisel özellikler nedeniyle başka kişi ya da gruplara göre farklı davranılması sonucu oluşur
    Ayrımcılık, bir kişinin normal günlük yasam etkinliklerine özgürce ve tam olarak katılma olanağından mahrum bırakılması durumunda ortaya çıkmaktadır. Ayrımcılık, işyerinde taciz ya da haksızlığa uğrama; bina ya da tesislere fiziksel erişimin engellenmesi; mal ve hizmetlerden yararlanmadan mahrum bırakılma; uygun barınma ya da konut bulmada zorluklar; ya da sendikaya katılmadan mahrum bırakılmayı kapsayabilir.K"

    • * Sizce sakatlığı olan insanlar ülkemizde ayrımcılığa uğruyor mu?
      * Yaşamınızda ayrımcılığa uğradığınızı düşündüğünüz an’lardan birkaç örnek verebilir misiniz?
      * Bu menedişlerin temel İnsan Hakları’nı ihlal anlamına geldiğini düşünüyor musunuz, ve 10 puan üzerinden değerlendirme yapmanız istense, sakatların yaşadıkları sorunlar içinde uğradıkları ayrımcılığa ne kadar önem atfedersiniz?
      * Bu durumdan kimlerin sorumlu olduğunu ve bu durumla önem sırasına göre en çok kimlerin (okullar, üniversiteler, aileler, medya vb.) mücadele etmesi gerektiğini düşünüyorsunuz?

    Not: Geçen ay Avrupa Birliği'nde Ayrımcılık konulu bir rapor açıklandı. "27 ülkede altı ayrımcılık türünün varlığının, o ülke sakinleri tarafından algılanmasını ele alıyor. Bunlar, etnik kökene, sakatlığa, cinsel kimliklere, yaşa, din veya inanca ve cinsiyete dayalı ayrımcılıklar. "
    Biz ülkemizde bu ayrımcılığın farkında mıyız acaba? Zira ancak bilinçli insanlar (herkesin) insan haklarını bilebilir ve onlar ihlal edildiğinde bunu anında kavrayıp tepki verebilir...

  2. #2
    Genel Yayın Yönetmeni
    OturanBoğa Avatarı

    Gerçek Adı
    Bülent
    Üyelik Tarihi
    09.01-2003
    Son Giriş
    Bugün
    Saat
    10:49
    Yaşadığı Yer
    İstanbul
    Mesaj
    57.505
    Alınan Beğeniler
    3.871
    Verilen Beğeniler
    4.124

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Bence ülkemizde sakatlığı olan kişiler çok büyük ayrımcılıkla karşı karşıya kalıyor.
    İş müracaatlarında, okula gitmek istediklerinde, ev tutmak istediklerinde, kamu hizmeti almak istediklerinde, oy kullanmak istediklerinde, alışveriş yapmak istediklerinde, otomobil almak ve sürücü olmak istediklerinde vs. sürekli sakat oldukları gerekçesiyle engellerle karşılaşıyor ve dışlanıyorlar.
    Bu tür menetmeler en temel insan haklarına dahi aykırıdır. Sakatların yaşadığı sorunlar içinde bu ayrımcılık bence 10 üzernden 10 derecesişnde önemdedir. Çünkü bu ayrımcı zihniyet değişmeden sakatlığı olan kişilerin herkes gibi olması imkansızdır.

    Bu durumdan başta Milli Eğitim Bakanlığı'nı (çocuklara farklı olanla yaşamayı öğretmediği için), sonra üniversiteleri (toplumun çok büyük bir kesimini gözardı edip, sosyolojik ve ekonomik akademik çalışmalar yapmadıkları ve öğrencilerini ve kurumları bu kitleden haberdar etmedikleri, sorunları bilimsel olarak çözme yöntemlerini ortaya koymadıkları için), sonra aileleri (yaşadıkları sorunları kamuoyuna mal edecek girişimlerde bulunmadıkları ve çocuklarına özgüven aşılaamadıkları için) ve sonra da medyayı (kamuoyu yaratmada bilinçli olmadıkları ve ayrımcılığı ve kötü imajı yaratıp taşıdıkları için) sorumlu tutuyorum.
    Ve çözümün de aynı sıralı "kendine gelme" ile çözülebileceğini düşünüyorum.
    - Arkadaşlar, lütfen sorularınızı özel mesajla iletmek yerine ilgili foruma yazarak cevap arayın. Böylece hem soru-cevaplardan herkes yararlanır hem de en doğru cevaba en hızlı şekilde erişmiş olursunuz.
    - Lütfen sorunuza cevap aldıktan, bir sorununuza çözüm bulduktan sonra dönüp gitmeyin. Siz de başkalarına yararlı olmak için bilgilerinizi, tecrübelerinizi, duygularınızı paylaşabilirsiniz. Unutmayın, siz nasıl yana yakıla cevap arıyorduysanız, başkaları da içine düştüğü açmazdan çıkmak için aynı hararetle sorularına cevap arıyor...

  3. #3
    yeditepe
    Misafir Üye
    yeditepe Avatarı

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Bence başta MEB’i suçlamak ve suçlu listesi oluşturmakla hata yaparız. Yeni bir sistem kurulmaya çalışılıyor ama alt yapısı vb gibi sorunlar var… Üstelik engellilere dair büyük önyargılar var. Öğretmenlerde bile...
    Bu kurumun içinden biri olarak bazı konulara değinmek istiyorum ben. Çoğu okullarda biliyorsunuz kaynaştırma eğitim yapılıyor. Her sınıfta az sayıda olmak üzere kaynaştırma öğrencisi bulunuyor.
    Benim de bir öğrencim kaynaştırma öğrencisi. İleri düzeyde zihinsel engelli. Diğer sınıflarda da kaynaştırma öğrencileri var. Okul yapısı MEB’in isteği üzerine fiziki açıdan tekrar yapılandırıldı. Rampa ve sakatlara uygun wc yapıldı. Alt yapı sorunu bizde şu an itibariyle yok. Fakat sorun bu değil. Sorun öğretmenlerin ve çevrenin engellilere bakış açısında…
    Bu öğrencilerin burada diğer öğrenciler arasında olması hiç istenmiyor. “Onlara bir şey yapılamadığı gibi diğer öğrencilere de yazık oluyor” deniyor.
    Kaynaştırma öğrencileri için BEP gereğince planlar hazırlanmak zorunda. Performansları tespit edilip, onlara göre ayrı yıllık planlar hazırlanmak zorunda. Ayrıca aylık raporlar halinde bu öğrencilerin gelişimleri takip edilmek zorunda. Bu çalışma sınıf öğretmeni, okul rehber öğretmeni ve aile arasında ortak sürdürülüyor. Bu ve başka sebeplerden dolayı öğretmenler de dâhil kimse istemiyor. Ama yapılmak zorunda…
    Geçende kaynaştırma öğrencim, bir öğrencime çelme takarak düşürdü. Kız öğrencim merdivenlerden yuvarlanmış. Bunu oyun olarak yapıyor o. Ertesi gün annesi geldi düşen çocuğun.
    Annesinin anlattığına göre kız öğrencim kaynaştırma öğrencim için “akıl hastanesinde yatmış deli “ demiş. Velim “böyle birinin okulda ne işi var” diyor… Önce öğrencimi haşladım. Olayı farklı(suçu başkasına atmak için) anlattığı için. Anneye kaynaştırma öğrencim ve kaynaştırma eğitim hakkında bilgi verdim. Ortada kasıt olmadığını ve kaza sonucu olduğunu söyledim. Sonuçta bu durumu başka öğrenciler de yapıyordu. Böyle kalabalık okullarda olabileceğini ve daha dikkatli olunabileceğini söyledim. Kız öğrencim de suçluydu. Kendi hatasını anlatmak yerine öğrencimi suçlamak kolay gelmişti. Zaten yaptığına da pişman oldu.
    Fakat annesine yanlış bilgi vermekle kaynaştırma öğrencimin deliler gibi ağlamasına sebep oldu. Çünkü anne ben yokken gelmiş, öğrencimi haşlamış, o da gün boyu ağlamış bana bile söylememişti durumu… Sonra arkadaşlarına anlatmış öyle öğrenmiştim.
    Kaynaştırma öğrencimden çok sınıfımla başım dertte) üstelik kaynaştırma öğrencime çok şey de öğrettiler öğrencim dayak atmaya başladı. Arka sıralardaki kızlarıma sürekli vuruyor. Kitaplarını alıyor, kalemlerini alıyor, atıyor. Üstelik bugün bir kız öğrencimi dövmüş ve biraz zarar vermiş… Gittim yanına ve “gel rehberlik odasına(orda konuşmak için) gidiyoruz”. Kalkmadı (Kalkmaz zaten). Hemen sıranın altına kaçtı. Kaldırmaya çalışırken ayağım da gitti)) (ayağıma bastı fena şekilde) ama ağlamaya başladı yine. Bir taraftan da arkadaşlarına zarar verdiğini vurmaması gerektiğini anlatıyorum. Zaten bu yüzden ağlamaya başladı. Kötü bir şey yaptığının farkına vardı çünkü. Ama ağladıkça sınıfım, dayak yiyen kızım bana şikâyet etti diye, ona kızıyor. “Niye öğretmene söyledin bak arkadaşımız nasıl ağlıyor” bir taraftan da kaynaştırma öğrencimi koruyorlar.

    Neyse öğrencim yerde sıranın altına uzanmış yatıyor, kalkmaz hiç… Öğrencilerin aklı onda… Kaynaştırma öğrencim kendine yaklaştırmıyor pek kimseyi( ama artık arkadaşlarıyla oynuyor, konuşuyor). Selpak alıp gittim yanına. Bir taraftan dersi anlatan öğrencileri dinliyorum, onları programlıyorum. Bir taraftan sessizce kaynaştırma öğrencimle konuşuyorum. Sonunda kalkmayınca kucağıma alıp kaldırdım. Kararlıydım bunda. Ve oturttum sırasına. Bir taraftan da arkadaşlarına zarar vermemesi gerektiğini anlatıyor, dövmeyeceğimi, korkmaması gerektiğini söylüyorum. Çünkü hala dayaktan korkuyor dövmememe rağmen…(önceki okulunda,aileden ve çevresinden baya şiddet görmüş travma etkileri var hala)
    Abanmış sırasına… Bütün yüzü, önlüğü sümük olmuş. Selpakla yüzünü ve önlüğünü sileceğimi söyledim. Burnunu kollarını çekerek zorla sildim. Direniyor ama izin de veriyor. Sonra önlüğünü sileceğimi söyledim ve sildim. Tekrar sıraya abandı. Bir daha kaldırmadı başını. Ama burnunu silince ve içten konuşunca rahatlamıştı.
    Zamana ihtiyacı var daha onun… Sınıfım birbirine vuruyor ama asla ona vurmuyorlar. Onla arkadaşlar ve çok seviyorlar. Şiddete maruz kaldığını biliyorlar çünkü onun.

    Öğretmenin öğrencilere yaklaşımı çevreye de etki ediyor haliyle. “Bunun burada ne işi var” diye kimse bir şey diyemiyor.(onu ayırmak için sebep yok çünkü. Ondan daha beter yaramazlık yapanlar var) hepsi çocuk yahu)
    Fakat çevreden gözlemlediğim kadarıyla sadece engelli olanlara değil yaramaz, tembel olanlara da ayrı gözle bakılıyor. Boşa zaman kaybı olarak görülüyor hepsi.
    Çünkü büyük çoğunluk bu öğrencilere önyargılı. Özellikle öğretmen arkadaşların bazıları benim öğrencim için “burada ne işi var ki” diye sorduğunda anlatmak zorunda kalıyorum hep… Okula niçin gelmesi gerektiğini…Öğrencimin öğrenebileceklerini...ve öğretebileceklerini...
    Çünkü benim öğrencim (12 yaşında) artık daha da sosyalleşti. Okula tek başına gelebiliyor artık. Annesi getirmeyi bıraktı. Bakkala alış verişe gidebiliyor. Denilenleri alıp götürüyor. Ayrıca arkadaşlarıyla oynamaya başladı okulda. Koridorlara çıkıyor. Arkadaşları ya da yabancılar geldiğinde odasına kapanmıyor. Gerçi çok değil ama... En azından arkadaşlarına… Daha da alışacak… Törenlere çıkıyor. Sıra oluyor. Sınıfta görev veriliyor…

    Bu işler fazla özveri istiyor. Fakat toplum bilinçli olmadığı için ve öğretmenler de bazı sorunlardan dolayı bunları es geçiyor. Ama inanın MEB bu işe çok ciddi el attı.(bk. BEP) Fakat toplum bu çalışmaya sahip çıkmıyor ayrı. Başta öğretmenler… Tabi alt yapı sorunları da var…
    Sorunun kaynağını engellilere bakış açısındaki yanlışlıkta, önyargılarda görüyorum. Bu işin uzmanları ne kadar çalışırsa çalışsın medya, toplum bu işe sarılmadıkça ne MEB ne üniversiteler başarılı olamaz…
    Eğitimi sadece MEB’in üstüne yıkmak ve sadece "eksik arayan" mantıkla yaklaşmakla bizler kaybederiz. Toplum kaybeder… O yüzden bu okullara sık sık gidilmeli takipçisi olunmalıdır… toplum engellileri tanımalıdır. Ve sorun sadece engelli çocuklar sorunu değil bütün çocuklar sorunudur. Çünkü yeni nesli kaybetmek üzereyiz. Medya bu konuda en etkin güce sahip… Bu gerçek inkâr edilemez artık… İnanın çocuklarda şiddet vs. doludizgin gidiyor… Aileler de aynı... Çocuklarla ilgilenen yok.
    Çocuklara en son ne zaman çamurla oynadınız diye sordum. En son oynayalı beş sene olmuş)
    Şimdilik burada kalsın. Devam edeceğim sırası geldikçe… Söylenecek paylaşacak çok şey var çünkü…

  4. #4
    Üye
    andante Avatarı

    Üyelik Tarihi
    11.01-2005
    Son Giriş
    15.12-2009
    Saat
    18:11
    Yaşadığı Yer
    istanbul
    Mesaj
    756
    Alınan Beğeniler
    1
    Verilen Beğeniler
    0

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Konuya Türkiyedeki ayrımcılık olarak girilseydi yazacaklarım çok farklı olabilirdi. Ancak buradaki konuya bağlı kalarak sorulara yanıt vereyim;

    Sizce sakatlığı olan insanlar ülkemizde ayrımcılığa uğruyor mu?

    Evet uğruyor.

    Yaşamınızda ayrımcılığa uğradığınızı düşündüğünüz an’lardan birkaç örnek verebilir misiniz?

    Bu soruya sakat olmayan üyelerde cevap verecek mi anlayamadığım için şimdilik cevap vermiyorum.

    Bu menedişlerin temel İnsan Hakları’nı ihlal anlamına geldiğini düşünüyor musunuz, ve 10 puan üzerinden değerlendirme yapmanız istense, sakatların uğradığı ayrımcılığa ne kadar önem atfedersiniz?

    Açıkcası benim gözlemlerime göre benim ülkemde ayrımcılık bir çok konuda yapılırken sakatlara ayrımcılık sadece benden 3 puan alır.

    Bu durumdan kimlerin sorumlu olduğunu ve bu durumla önem sırasına göre en çok kimlerin (okullar, üniversiteler, aileler, medya vb.) mücadele etmesi gerektiğini düşünüyorsunuz?

    Sistem diyeceğim. Sadece bu parantez içindekiler değil. O parantezi oluşturan tüm alt ve üst yapı kuruluşları.

    Not a yanıt;

    İşte tüm sorun burada yatmakta. Ayrımcılık kavramına bir bütün olarak bakabilmeyi öğrendiğimiz ve ayrımcılıkla ilgili mücadele yollarını bulabildiğimiz sürece sakatlara ayrımcılık ta nasibini alacaktır.

    Benim ülkemde kadınlara ayrımcılık yapılırken, düşüncelerine göre insan ayrımı yapılırken, etnik kökenine göre ayrımcılık yapılırken sadece sakatlara karşı ayrımcılığın üzerine gidilmesinin ve bu anlamda iyileştirme çabalarının yapılması da başka bir ayrımcılıktır.

    Gerçi burası engelliler sitesi olduğundan bu anlamdaki tüm çalışmaları destekleyeceğimden emin olabilirsiniz ama asıl önemli olan ayrımcılık kavramıyla mücadeledir.

  5. #5
    Üye
    Halil Avatarı

    Üyelik Tarihi
    03.11-2006
    Son Giriş
    Saat
    Yaşadığı Yer
    Bayburt
    Mesaj
    517
    Alınan Beğeniler
    0
    Verilen Beğeniler
    0

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Evet bu işin adını koymanın vakti geldide geçiyor bile bu ülkede engellilere karşı acık bir ayrımcılık uygulanmaktadırbunu en başta devlet yapıyor engellinin rahat hareket etmesi için gerekli mimari düzenlemeleri yapmadığı için (sorumlular arasında devletin adının gecmemesinide anlayamadım o.boğa :?: ).

    milli eğitime yüklenilmesinede bir anlam veremedim acıkcası engellilerin eğitimi vs gibi konularda milli eğitimden cok özürlüler koordinasyon kurumunun bu işe organizze edip milli eğitimi yönlendirmesi gerekmezmi?

    Aslına bakılrsa nufusun 12.29'una denk düşen özürlülerle ilgili bir BAKANLIĞIN kurulması en doğrusu ama konu dışı olduğu için es gecelim.

    Yaşamınızda ayrımcılığa uğradığınızı düşündüğünüz an’lardan birkaç örnek verebilir misiniz?
    Buna her engelli cok sayıda örnek sayabilir kanımca ben kendi başıma gelen bir ufak örnekle konuya gireyim daha gecenlerde siyesetin tartışıldığı dost meclisi diyebileceğim ve oradaki herkesi yakınen tanıdığım bir ortamda konuya ben girip bir iki şey söyledim benim söylediklerim karşı tarafı rahatsız etmiş olmalıki bana sende oturduğun yerden hüküm veriyorsundiyerek bir anlamda engelli olmanın hiç bir şey bilmememle eş anlama geldiği ima etmeye calıştı tabi bende buna onun bana verdiği bu ağır cevabın misliyle karşılık verdim

    Bu menedişlerin temel İnsan Hakları’nı ihlal anlamına geldiğini düşünüyor musunuz, ve 10 puan üzerinden değerlendirme yapmanız istense, sakatların uğradığı ayrımcılığa ne kadar önem atfedersiniz?
    Ben buna cok cok rahatlıkla 10 üzerinden 10 veriyorum

    andante demişki

    Benim ülkemde kadınlara ayrımcılık yapılırken, düşüncelerine göre insan ayrımı yapılırken, etnik kökenine göre ayrımcılık yapılırken sadece sakatlara karşı ayrımcılığın üzerine gidilmesinin ve bu anlamda iyileştirme çabalarının yapılması da başka bir ayrımcılıktır.
    Sayın andante bütün dünyadaki engelli hareketleri bu işe bir ayrımcılık ve temel insan hakları ihlali olarak bakarken ülkemizde engelliler tarafından yeni yeni anlaşılmaya calışılan bu kavrama neden karşı cıkıyorsunuz ve bu işi bizatihi bir ayrımcılık olarak değerlendiriyorsunuzki bir kesimin ayrımcılığa uğradığı olgusunu kabul etmek diğer ayrımcılığa uğrayan kesimlerin ayrımcılığa uğradığını red etmek anlamınamı gelir?evet bu ülkede kadınlara bir ayrımcılık olabilir etnik kökene dayalı bir ayrımcılıktanda bahsedilebilir zaten bunlar sık sık bahsedilen konular ama siz bu anlamda hiçbir T.V. proğramında yada yazılı basında yada engelli derneklerinde engellilere ayrımcılık uygulandığıyla ilğili bir konuşmaya yazıya rastladınızmı bu kavram ülkemizde bek bilinmeyen ve ayrımcılık olarak nitelenmeyen nitelenemeyen bir kavram.

    Bu ülkede engellilere bir ayrımcılık ve acık bir insan hakkı ihlali olduğunu kabul etmek konuya daha evrensel bir boyut kazandırırki bu da bu mücadelenin daha sağlam temeller üzerine kurulmasını sağlar bilmem yanılıyormuyum?

    SAYGILARIMLA.

  6. #6
    Üye
    andante Avatarı

    Üyelik Tarihi
    11.01-2005
    Son Giriş
    15.12-2009
    Saat
    18:11
    Yaşadığı Yer
    istanbul
    Mesaj
    756
    Alınan Beğeniler
    1
    Verilen Beğeniler
    0

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Gerçekten alemsin rambocum.

    Sakatların ayrımcılığa uğradığına evet derken, karşı çıkmış olmuyorum değil mi?

    Eğer sakatlar ayrımcılığa uğruyor mu sorusuna " Hayır " yanıtını vermiş olsaydım bu eleştirinde haklı olabilirdin. Ben çok daha farklı bir şey diyorum sadece.

    Gerçi burası engelliler sitesi olduğundan bu anlamdaki tüm çalışmaları destekleyeceğimden emin olabilirsiniz
    Bak bu cümlede bana ait, bunu görmemezlikten gelebilirmisin?Geldin bile galibaa

  7. #7
    Üye
    Halil Avatarı

    Üyelik Tarihi
    03.11-2006
    Son Giriş
    Saat
    Yaşadığı Yer
    Bayburt
    Mesaj
    517
    Alınan Beğeniler
    0
    Verilen Beğeniler
    0

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    andante hocam yazınızı tamamen okudum burada yazılan bütün yazıları okuduğum gibi doğrudur sakatların ayrımcılığa uğradığını kabul ediyorsunuz.

    Buradaki tüm calışmalarıda destekleyeceğinizide söylüyorsunuz ancak benim anlam veremediğim ve celişkiye düştügünüzü düşündüğüm bir bölüm var orada kafam karıştı


    Not a yanıt;

    İşte tüm sorun burada yatmakta. Ayrımcılık kavramına bir bütün olarak bakabilmeyi öğrendiğimiz ve ayrımcılıkla ilgili mücadele yollarını bulabildiğimiz sürece sakatlara ayrımcılık ta nasibini alacaktır.

    Benim ülkemde kadınlara ayrımcılık yapılırken, düşüncelerine göre insan ayrımı yapılırken, etnik kökenine göre ayrımcılık yapılırken sadece sakatlara karşı ayrımcılığın üzerine gidilmesinin ve bu anlamda iyileştirme çabalarının yapılması da başka bir ayrımcılıktır.

    Gerçi burası engelliler sitesi olduğundan bu anlamdaki tüm çalışmaları destekleyeceğimden emin olabilirsiniz ama asıl önemli olan ayrımcılık kavramıyla mücadeledir.
    sadece sakatlara karşı ayrımcılığın üzerine gidilmesinin ve bu anlamda iyileştirme çabalarının yapılması da başka bir ayrımcılıktır. ayrımcılığa bir bütün olarak bakılmalı diyorsunuz eyvallah bunada kimsenin en azından benim karşı cıktığım yok fakat dediğim şu engellilere uygulanan ayrımcılık kavramı ülkemizde pek fark edilmeyen bir olgu bunun yeni yeni algılanmaya başlaması engelli hareketinin ayaklarını yere basmasına ve dahada evrensel bir boyut kazanmasıne sağlar siz ise sadece sakatlara karşı ayrımcılığın üzerine gidilmesi bir ayrımcılık olarak nitelendiriyorsunuz allah aşkına soruyorum bu kavramdan kimsenin haberi yokken nasıl herkes bunun üzerine gidebilirki öyle bir söz söylüyorsunuzki sanki bu ülkede herkes işini güçünü bırakmış engellilere karşı ayrımcımlıkla uğraşıyor daha ülkemizde engellilerin ayrımcılığa uğradığı gerceği bile kabul edilmemiş yanlışmıyım sayın hocam

    Ben bu sözünüzü anlayamadım bunu acıklarsanız belki anlarım BURADA TAM OLARAK NEYİ KASDETTİNİZKİ?

  8. #8
    Üye
    andante Avatarı

    Üyelik Tarihi
    11.01-2005
    Son Giriş
    15.12-2009
    Saat
    18:11
    Yaşadığı Yer
    istanbul
    Mesaj
    756
    Alınan Beğeniler
    1
    Verilen Beğeniler
    0

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Evet rambocum elimden geldiğince açıklamaya çalışayım.

    Bildiğin gibi bu konu tartışılırken sorulan bazı sorular var. Örneğin diyor ki birinde sevgili oturanboğa;

    Bu menedişlerin temel İnsan Hakları’nı ihlal anlamına geldiğini düşünüyor musunuz, ve 10 puan üzerinden değerlendirme yapmanız istense, sakatların uğradığı ayrımcılığa ne kadar önem atfedersiniz?

    Ve bende yanıt olarak 3 veririm diyorum.

    Çünkü benim ülkemde en fazla ayrımcılığa uğrayanlar kadınlar....

    Sonra çocuklar

    Sonra ekonomik olarak dar gelirli tüm vatandaşlar....

    Sakatlar bence bundan sonra ki bölümü oluşturduğundan ben on üzerinden bu soruya 3 veriyorum.

    Doğal olarak senin aklını karıştıran konunun yanıtı burda gizli.

    Sakatların bu ülkeden yüzde yüz herşeyin ötesinde ayrımcılığa uğradığını düşünmüyorum. Kesinlikle bir ayrımcılığa uğruyor ama öyle diğerleri gibi daha baskın ve yoğun bir ayrımcılık değil. Kuşkusuz bu tartışılır.

    Ve doğal olarak ortaya çok daha ilginç bir şey çıkıyor. O da, benim ülkemde büyük bir genelin ayrımcılığa uğraması. O halde sorun içlerinden bir tanesini cımbızla seçip onunla mücadele etmek olmamalıdır. Bu bizleri yanılgıya götürür. Ortada ciddi anlamda ayrımcılık diye bir yaşam şekli var. Öyleyese biz kadın, çoluk çocuk, sakat, sağlam hepimiz bir olup önce ayrımcılık kavramına karşı bir duruş göstermeliyiz.

    Ben sakat değilim biliyorsunuz. Öyleyse neden burdayım? Sakatların ayrımcılığa uğradığına inandığım için. Aynı savaşı bir kadın olarak ta başka yerlerde veriyorum.

    Sakat olduğumuz için ayrımcılığa uğruyoruz diye yola çıkılmalıdır elbette. Ama bunu yaparken tüm ayrımcılığa karşı duruşumuz var mı ben bunu vurgulamaya çalışıyorum.

    Diğer tüm ayrımcılıkları görmemezlikten gelip, sakatlar sadece sakatlar için, kadınlar sadece kadınlar için bir savaş verecekse, ki bunu yaptık şimdiye kadar ne geçti elimize?

    O zaman ayrımcılık felsefesine karşı bir duruşu olan insanın düşüncesini ve yaşam tarzının içine hepsi girecektir ve bu daha doğru olanıdır diyorum.

    Çünkü biz sadece bir konuda yoğunlaştığımızda diğer ayrımcılıkları kesinlikle unutuyor yada görmemezlikten geliyoruz. Hedef sakatların ayrımcılığa uğradığını dile getirirken asıl sorunun ayrımcı kafalarda yattığını vurgulamak olmalıdır diyorum. Ve bu da bir bütünü oluşturur.

  9. #9
    Üye
    GuLeNKIZ Avatarı

    Üyelik Tarihi
    28.09-2004
    Son Giriş
    17.03-2013
    Saat
    17:13
    Yaşadığı Yer
    uzaklar
    Mesaj
    255
    Alınan Beğeniler
    1
    Verilen Beğeniler
    0

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Herzaman ayrımcılığğa uğruyoruz

    bir gün okulda ders anfide olucaktı aksinede o gün berbat fırtına var ben tek başıma hayatta gidemezdim okul kütüphanesine oturup havanın dinmesini bekliyodum. çok fazla da tanıdığım yoktu bi kaç kız arkadaşıma dedim giderken benide alın diye onlarda unuttular ben öylece oturdum kaldım giremedim derse çok acıtmıştı içimi.

    10 üzerinden yıldızlı 10

    bence öncelikle aileler önemli ilk eğitim ailede başlar ve o hamur çerçevesinde insan gelişir.İster özürlü ister özürlü olmayan bireylerin aileleri onlara iyi bir eğitim, çok yönlü bakış açısı , empati aşılarsa toplumda her yönde mücadele etme imkanı doğacaktır. Sonra üniversiteler ve medya geliyor. Özellikle medyanın insanları yönlendirici bir fonksiyonu olduğu için çok önemli.

  10. #10
    Üye
    nbayar Avatarı

    Üyelik Tarihi
    29.01-2007
    Son Giriş
    27.08-2012
    Saat
    13:25
    Yaşadığı Yer
    Ankara
    Mesaj
    5
    Alınan Beğeniler
    0
    Verilen Beğeniler
    0

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Herkese merhaba,
    Evet "gülenkız"ın da dediği gibir her zaman ayrımcılığı uğruyoruz. Bu kimi zaman bizim için olumlu kimi zamansa kötü oluyor, fakat ne yazık ki her ikisi de canımızı yakıyor.

    Lise yıllarındaydım Cumhuriyet Bayramı nedeniyle Anıtkabire gidilecekti ve ben de gitmek istemiştim. Görevli Öğretmen ise beni o sıradan görüntüyü bozduğum için çıkartmıştı. O gün çok üzülmüştüm. Bir yıl sonra aynı hoca benim yaptığım yağlı boya tobloyu istedi. Tabi ki bende vermedim. Fakat sergiden sonra tablomu bulamadım. Resmen tablom çalındı. Aynı kişi mi aldı bilemiyorum ama bugün, tabloyu istediğinde O'na bana yaptığı haksızlığı hatırlatıp daha sonra da o tabloyu ona verseydim diye düşünüyorüm çünkü o tablo'ya baktıkça yaptığı haksızlığı hatırlıyacak ve bir başkasına yapmayacaktı.

    İş hayatında ise yaptığınız veya söylediğiniz birşey nekadar doğru olursa olsun sakatsanız iş bitmiştir. Yaptığınız şeye şüpheyle bakılır. Kısacası sağlam olan kişiler (bence asıl sakat onlar) bir çalışıyorsa bizlerin iki çalışarak kendimizi isbatlamak zorunda kalıyoruz. Tabi ki burada herkesi suçlamıyorum, arada birkaç iyi insan çıkar, ama istisnalar kaideyi bozmaz diye de bir tabir vardır.

    Bütün eğitimin aile de başladığına inanıyorum. Aile çocuğa herkesi nasıl tanıtırsa çocuk da o şekilde alır ve o şekilde davranır.

    Ayrımcılığa puan verecek olursam ben de 10 üzerinden 10 puan diyorum

  11. #11
    Üye
    ikinci bahar Avatarı

    Üyelik Tarihi
    23.07-2005
    Son Giriş
    08.01-2023
    Saat
    23:09
    Yaşadığı Yer
    İl
    Mesaj
    399
    Alınan Beğeniler
    27
    Verilen Beğeniler
    28

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Uğruyor.. o kadar çok ki;şimdi uzun hikayeler yazmak istemiyorum.

    Şimdi sakatları insan boyutunda düşünürsek, tabi ki hakları ihlal edilmiş oluyor.
    -geneli tüketici,yenik başlamış hayata,elinden bir iş gelmediği için (bu suç onların olmasa bile) haklarının olması bile çok fazla..
    Toplumun çoğu sakat insanların farkında değil, bu siteye üye olan sağlıklılar pc yi kapattıklarında bir engelle yaşamıyorlar ki, atıp tutuyorlar bolbol bizler çok duyarlıyız diye.
    puan verirsem 8 veririm ,diğer 2 puan aktif performansları yetersiz mecbur bi çok konuda ayrımcılığa uğruyacaklar.

    sanırım en çok aileler suçlu. Ben sakat kalmadan önce ,ailem ,çevrem, sakatların ayrımcılığa uğradıklarının, duyguları olabileceğinin bile farkında değildik.

  12. #12
    Üye
    andante Avatarı

    Üyelik Tarihi
    11.01-2005
    Son Giriş
    15.12-2009
    Saat
    18:11
    Yaşadığı Yer
    istanbul
    Mesaj
    756
    Alınan Beğeniler
    1
    Verilen Beğeniler
    0

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    İyi de sevgili ikincibahar,

    Biz sağlamlar, atıp tutuyoruz senin deyiminle, sen ne yapıyorsun sadece karanlık bir tablo çizmenin dışında bana açıklayabilirmisin.?

    En azından sağlamken farkındayız sakatların ayrımcılıkla karşı karşıya olduklarına, sen sakat olmasaymışsın ömrün boyunca bir haber olacakmışsın sakatların yaşantısıyla ilgili olarak değil mi?

    Bu senin cümlen,

    Ben sakat kalmadan önce ,ailem ,çevrem, sakatların ayrımcılığa uğradıklarının, duyguları olabileceğinin bile farkında değildik
    Bu yüzden kendin gibi algılama insanları olur mu?

  13. #13
    Üye
    Pegasus Avatarı

    Üyelik Tarihi
    23.11-2003
    Son Giriş
    10.12-2018
    Saat
    01:14
    Yaşadığı Yer
    İstanbul
    Mesaj
    649
    Alınan Beğeniler
    53
    Verilen Beğeniler
    20

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Güzel ülkemizde sakatların ayrımcılığa uğadığı konusunda şüphelerimiz olsaydı sanırım 'engelli' diye bir sıfat icad etmek zorunda kalmazdık.

    Bu ülkede MEB i çözümün kaynaklarından biri olarak görmeyi yeterli bulmuyorum. Çünkü bu kurum çok daha genel bir siyasi anlayışın bir kolundan ibarettir. Düşünün ki MEB kanunlarına engellilere yönelik duyarlılıklar sokmuşsunuz ama bayındırlık bakanlığı engellilere uygun binaların inşası konusunda duyarsız...Bu yüzden bunları birbiriyle çimen kökleri gibi birbirine bağlı bir sistem olarak görmek gerekir. Bu sistemin MEB boyutu olduğu gibi Diyanet boyutu, Maliye Boyutu, Kültür Bakanlığı boyutu, Uluslararası İlişkiler boyutu vb bir çok yönü vardır.

    İnsan bilincinin evrimsel süreçteki şekillenimi nedeniyle sakat bireylere yönelik ötekileştirmenin kanunlarda, politikalarda 'olması gereken' (Doğru)tespit edilip uygulansa bile bilişsel yapının (Gerçek) bu düzenlemeleri tam anlamıyla özümseyebileceğini sanmıyorum. Özetle sakat birey tarihin görülebilir kesitinde benzer sorunları farklı varyasyonuyla yaşayacaktır. Ancak bu durum verilmiş ve verilecek mücadelelerle elde edilmiş ve edilecek kazanımların devasalığını örtemez/örtmemelidir. Engelli birey kendisine konulan engelleri aşmak için mücadele vermelidir. Bu, varoluşunun kaçınılmaz kanunudur. Yani engelli olmanın kanunu 'engellenmiş olmak' değil aksine ' bu engellerle savaşmak' olmalıdır. Varoluşun en doğru ve meşru mücadelesi budur. Gerçekler ne olursa olsun insan denen canlının bir de 'Doğrusu' vardır çünkü.

  14. #14
    Cellmaam
    Misafir Üye
    Cellmaam Avatarı

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Canım andantecim sana bir matematik sorusu?

    Sence ben engelli bir kadın,

    Doğuştan engelli olduğum için engelli bir çocuk,

    Devlet memuriyetimide eklersek buna dar gelirli vatandaşlığa meyilli biri olarak

    Sence kaç tane ayrımcılığa uğramış oluyorum?

    Çifte kavrulmuş bisküvi vardır bilirsin rengi koyu ve daha gevrektir biran onun gibi hissettim kendimi.

    Engelli kadın ve engelli bir çocuk olarak ülkemde en çok ben ve benim gibilerin ayrımcılığa uğradığını düşünüyorum.

    Benden sonrada ülkemizde negatif bir erkek ayrımcılığı yapılmazken, engelli erkeklerin ayrımcılığın en büyüğüne maruz kaldıklarını düşünüyorum. Örneğin engelli erkeğin sağlıklı kızlara layık görülmemesi, yarım insan muamelesi görmesi. (Ki buna engelli kadınlarda maruz kalır) vs. vs. yaz yaz bitmez... (Zaten defalarca değinildi bu konulara bu sitede, kısa örneklendiriyorum.)

    Bizler hem cinsel kimliklerimizden, hem fiziksel dezavantajlarımızdan ötürü, büyük bir çoğunluğumuzun ya işsiz oluşundan/birşekilde alt geliri temsil etmesinden ötürü ayrımcılığa ve daha fazla ayrımcılığa maruz kaldığmızı düşünüyorum.

    Bazen engelliliğe öyle bir bakılıyor ki insanın kendini üçüncü tür olarak hissetmemesi imkansız.

    Ayrıca sakatların uğradığı ayrımcılığa 10 puan veriyorum

  15. #15
    Üye
    andante Avatarı

    Üyelik Tarihi
    11.01-2005
    Son Giriş
    15.12-2009
    Saat
    18:11
    Yaşadığı Yer
    istanbul
    Mesaj
    756
    Alınan Beğeniler
    1
    Verilen Beğeniler
    0

    Zaten Değerlendirdiniz! 0
    Panthera: hafif, agresif ve zarif aktif tekerlekli sandalye...
    Benden çok yaşayacağın kesin Cellmaam,

    İnan sen yazmamış olsaydın yazmayı düşünüyordum. Eğer biri kız çocuğu ve sakatsa ve ailesinin ekonomik durumu bir de iyi değilse işte sadece ona 10 puan veririm diye.

    Yinede insanın yapacağı şeyler mutlaka vardır ve kesinlikle pegasus a katılıyorum ki, engellilerin herkesten önce kendilerinin farkında olması ve bu gerçeklerini için kimseden yardım beklemeden bir şeyler yapmaya başlaması gerekir.

    Ancak ben yine de, ayrımcılık olayına bir bütün olarak bakılmasından yanayım. Çözümü burada görüyorum.




Sayfa 1 / 2 12 SonSon