
Felç olduğumda (hatta bugüne kadar) hiç kimse bana "artık görmeyeceksin" demedi, çünkü gözümde sorun yoktu
Şaka bir yana, sahiden de hiç kimse bana "artık yürüyemeyeceksin" demedi. Bugün düşündüğümde, iyi ki de demediler diyorum. Bayke'nin de tecrübe ettiği üzere, zaten zaman içinde o his/bilgi siniyor üzerine. Açıkçası, ben de hiç "yürüyecek miyim" diye sormadım kimseye. Gizli anlaşma varmış gibi sadece sustuk ve ne yapabiliriz, nasıl daha iyi olabiliriz, tam yürüyemesek bile en iyi nasıl oluruz...'un peşinde koştuk. Koşarken bir de bakıyorsunuz ki her şeyi sindirmişsiniz...
Olmayacak diye kestirip atmak yerine, hep birlikte çabalıyoruz, bakalım ne kadar olur, diyerek bir süreç (ki bu alışma sürecidir aslında) başlatmak daha doğru geliyor bana.
Bir de yalan söylememek gerek. "yürüyebilecek miyim?" diye sorarsa hasta, "eskisi gibi olamayacaksın ama, bu, ne kadar çabaladığına da bağlı..." demek, alışmaya zaman tanır.