
Sevgili Oğuz,
Aslında ilginç bir konu.. Geç cevaplayabildiğim için kusura bakma.ops:
Anlattığın olaya kısaca "etikete saygı" da diyebiliriz sanırım.Bu tür olayların sadece bizim toplumumuza özgü olduğunu da sanmıyorum. Çünkü "önyargı" dünyanın her yerinde söz konusu. Batıda buna şöyle bir çözüm bulunmuş: (Tabii filmlerde gördüğümüz, kitaplarda okuduğumuz kadarıyla anlatıyorum.) İlk tanıştığı kişiye kartvizitini uzatıyor şahıs ve oradan onun etiketini öğreniyor karşıdaki. Ondan sonraki tavırları ona göre oluyor.
Bizde henüz böyle bir alışkanlık yerleşmedi. Kartvizit taşımak, gösteriş sayılıyor ve ayıp karşılanıyor. Nereden kaynaklandığını ve hangisinin daha doğru olduğunu işin uzmanlarına bırakalım.Ancak, anlattığın olay bir ön ve bön yargı olayıdır! Sadece o bayanın değil tüm toplum/ların problemidir. Kırıp temizlemek de, Einstein'ın dediği gibi; atomu parçalamaktan daha zor bir iştir.
Yalnız, (sen daha iyisini bilirsin) o bayanla empati yapmak gibi bir durum söz konusu oldu mu? Yani sen onun durumunda olsaydın ve diyelim senin gittiğin bir yerde, hiç tanımadığın, kılıksız bir adam, Picasso'nun resimleri hakkında söylev veriyor ve sen bu kişinin çok ünlü bir ressam oluğunu sonradan öğreniyorsun. Senin başlangıçtaki ve sonraki tavrın ne olurdu?
İnsanları kaybetmek çok kolaydır! Adının altına ya da üzerine kalınca bir kırmızı çizgi çektiğinde "kaybolmuş" olur. "Kazanmak" içinse belki bir ömür boyu mücadele verirsin. Ama değer.![]()