Karaya ayak basmamış adamın öyküsü.... Karaya hiç ayak basmamış bir Piyanistin..
Sahne X:
'"Jazzı bulan adam" yaftasını büyük gururla taşıyan ve yıllarca bir genelevde piyano çalmış gururlu,mağrur ve laf aramızda kıçı bir hayli kalkık ( ) ünlü piyanist Jelly Roll Morton karaya ayak basmamış piyanistten haberdar olur.
Düello için gemiye haber gönderilir.Düello ne içindir ki?Morton gemiye büyük bir tantanayla gelir.Basın ordusu etrafını kuşatmıştır.Serçe parmağını kaldırıp tek yapması gerekenin şu parmağıyla tuşlara basmak olduğunu söyler.Gemiyi satın alabilecek kadar kudretli serçe parmağını gösterir.Kendinden bir o kadar emin...
İlerleyen sahnede muazzam bir salonun ortasında bir piyano ve burjuvazi bir topluluğun düello izlemek için salonda yer aldığını görürüz.Morton piyanonun olduğu boşluğa doğru ilerler,piyanonun başında oturmuş karaya ayak basmamış adamı yerinden kaldırır.Kendine uzatılan eli sıkmaz,mağrurluğunun yüzünde yansımasını izleriz.Sigarasını yakar.Piyanonun kenarına yanan ucu boşlukta kalacak şekilde koyar ve çalmaya başlar.Gerçekten doyumsuz çalar.Bitirir,sigarası piyanonun ahşap sınırına dayanmaya ramak kala onu yerinden alır.Bir nefes çeker.Alkışlanır.
Karaya basmamış adam(ismi 1900 dür) oturur piyanonun başına.Sıra ondadır.Kalabalığı tatmin etmeyen bir 'christmas' şarkısı çalar.Destekçilerinden tepki alır,hayalkırıklığıdır.Morton da onu aşağılayıcı gözlerle süzer.
Morton'dadır yeniden sıra.O kadar güzel çalar ki;Karaya ayak basmamış adamımız ağlar.Halbuki Mortonda kazanma hırsından başka bir his gözlemleyemeyiz.Karaya ayak basmamış adamın müzik aşkı onun göz yaşlarını tetikler.Sıra kendisine geldiğinde aynısı çalar; Morton sinirlenir,kalabalık 1900'u yuhalar.
Morton son bir kez piyanonun başına oturur.Sinirlidir.Mümkün mertebe virtüözitesini sergiler.Parmakları ivedi bir şeklide piyano tuşları üzerinde gezinir.O kadar kendine güvenlidir ki..Gururdan şişmiş benliği ayağa kalkar.Bedeni de.Son notasını da bastıktan sonra 1900'e doğru bir küfür savurur.
Müzik mağrurluğun mu yoksa hissin mi dışavurumudur diye düşünürsünüz.
Sigara kullanmayan 1900 bir sigara alır eline.Yenilgiye uğradığına inanan kalabalığa gösterir yanmamış sigarayı ve piyanonun ahşap sırtına yaslar yakmadan.Çalmaya başlar.Öylesine çalar ki;parmakları hızın dansını sergiler.İki eli üç olur; dört olur;beş olur.Sanki beş tane el çalmaktadır.Alçakgöünllü ama ustaca eller piyanoyu hisse boğar.Zaferi,müziğin onurlu gerçekliğini sergiler.Morton donakalmış ve şaşkınlığın had safhada olduğun salonun bir köşesinde ayakta durmaktadır.Gözlerinde haset kıvılcımı görürüz.Mağlubiyetin ve gururun ateşle-barut etkisini hissederiz.
1900 piyano çalmayı bırakır.Ayağa kalkar.Sessizliğe bürünmüş kalabalık donuk gözlerle onu izler.Sigarayı eline alır.Piyanonun tellerine dokundurur ve sigara ateş alır.Morton'un yanına yaklaşır.Sigarayı ağzına sokuşturur ve
"ben içmesini bilmem sen iç"..der...'
sadece bir sahnesiydi...izlerken müzik hazzının doruklarında uçuştuğum bir sahne...
Sahne X:
'"Jazzı bulan adam" yaftasını büyük gururla taşıyan ve yıllarca bir genelevde piyano çalmış gururlu,mağrur ve laf aramızda kıçı bir hayli kalkık ( ) ünlü piyanist Jelly Roll Morton karaya ayak basmamış piyanistten haberdar olur.
Düello için gemiye haber gönderilir.Düello ne içindir ki?Morton gemiye büyük bir tantanayla gelir.Basın ordusu etrafını kuşatmıştır.Serçe parmağını kaldırıp tek yapması gerekenin şu parmağıyla tuşlara basmak olduğunu söyler.Gemiyi satın alabilecek kadar kudretli serçe parmağını gösterir.Kendinden bir o kadar emin...
İlerleyen sahnede muazzam bir salonun ortasında bir piyano ve burjuvazi bir topluluğun düello izlemek için salonda yer aldığını görürüz.Morton piyanonun olduğu boşluğa doğru ilerler,piyanonun başında oturmuş karaya ayak basmamış adamı yerinden kaldırır.Kendine uzatılan eli sıkmaz,mağrurluğunun yüzünde yansımasını izleriz.Sigarasını yakar.Piyanonun kenarına yanan ucu boşlukta kalacak şekilde koyar ve çalmaya başlar.Gerçekten doyumsuz çalar.Bitirir,sigarası piyanonun ahşap sınırına dayanmaya ramak kala onu yerinden alır.Bir nefes çeker.Alkışlanır.
Karaya basmamış adam(ismi 1900 dür) oturur piyanonun başına.Sıra ondadır.Kalabalığı tatmin etmeyen bir 'christmas' şarkısı çalar.Destekçilerinden tepki alır,hayalkırıklığıdır.Morton da onu aşağılayıcı gözlerle süzer.
Morton'dadır yeniden sıra.O kadar güzel çalar ki;Karaya ayak basmamış adamımız ağlar.Halbuki Mortonda kazanma hırsından başka bir his gözlemleyemeyiz.Karaya ayak basmamış adamın müzik aşkı onun göz yaşlarını tetikler.Sıra kendisine geldiğinde aynısı çalar; Morton sinirlenir,kalabalık 1900'u yuhalar.
Morton son bir kez piyanonun başına oturur.Sinirlidir.Mümkün mertebe virtüözitesini sergiler.Parmakları ivedi bir şeklide piyano tuşları üzerinde gezinir.O kadar kendine güvenlidir ki..Gururdan şişmiş benliği ayağa kalkar.Bedeni de.Son notasını da bastıktan sonra 1900'e doğru bir küfür savurur.
Müzik mağrurluğun mu yoksa hissin mi dışavurumudur diye düşünürsünüz.
Sigara kullanmayan 1900 bir sigara alır eline.Yenilgiye uğradığına inanan kalabalığa gösterir yanmamış sigarayı ve piyanonun ahşap sırtına yaslar yakmadan.Çalmaya başlar.Öylesine çalar ki;parmakları hızın dansını sergiler.İki eli üç olur; dört olur;beş olur.Sanki beş tane el çalmaktadır.Alçakgöünllü ama ustaca eller piyanoyu hisse boğar.Zaferi,müziğin onurlu gerçekliğini sergiler.Morton donakalmış ve şaşkınlığın had safhada olduğun salonun bir köşesinde ayakta durmaktadır.Gözlerinde haset kıvılcımı görürüz.Mağlubiyetin ve gururun ateşle-barut etkisini hissederiz.
1900 piyano çalmayı bırakır.Ayağa kalkar.Sessizliğe bürünmüş kalabalık donuk gözlerle onu izler.Sigarayı eline alır.Piyanonun tellerine dokundurur ve sigara ateş alır.Morton'un yanına yaklaşır.Sigarayı ağzına sokuşturur ve
"ben içmesini bilmem sen iç"..der...'
sadece bir sahnesiydi...izlerken müzik hazzının doruklarında uçuştuğum bir sahne...