Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Tuğrul Asi Balkar

Sehribanu

Aktif Üye
Üyelik
23 May 2003
Konular
152
Mesajlar
2,954
Reaksiyonlar
0
VAZGEÇMELER USTASI

Dünya kirletilmişse,

Üstünüze sıçramış

Bir şey vardır mutlaka.

Benimki aşktan bir leke,

Kazındıkça kendini temize çeken

Gizlice. Sürtündükçe kıvılcımlar saçan

Çakaralmaz renk cümbüşü işte.

Ya sizinki?



Ben vazgeçmeler ustasıyım.

Reddedemem önerinizi,

Paylaşalım elbette:

Lekeniz sizde kalsın,

Ben aşk'ı alırım sadece.



Dünya kirletilmişse,

Üstünüze sıçramış

Bir şey vardır mutlaka.

Benimki iki soluk arasında

Gelip geçen zaman.

Hangisi ölüm hangisi yaşam?

Ya sizinki?



Ben vazgeçmeler ustasıyım.

Yaşadığınız bir ömür değil mi?

Seçimi siz yapsanız, istediğiniz sahneyi seçseniz:

İster ilkincisi olsun ister sonuncusu fark etmez ki,

- Başarımızı arttıracaktır provalardaki performansınız -

Artanıyla yetinirim zaten ben, ilk gösteri için

siz önden buyrunuz lütfen!



Dünya kirletilmişse,

Üstünüze sıçramış

Bir şey vardır mutlaka.

Benimki korkusuz ve kuşkusuz bir aşk,

Başdöndürücü ve anısız,

Fısıldaşmaları dalgınlıklara takılı.

Ya sizinki?



Hala anlamadınız mı?

Demiştim:

Ben vazgeçmeler ustasıyım.

Aşk'ı bana terk etmiştiniz zaten,

Üstü...kalabilir sizde...


Tuğrul Asi BALKAR


GÖLGESİ

hep bir gölgeyle saklandı yüzüm fark edilmedim

kimi mutluluktan derdi kimi umutsuzluktan

bense bilirdim senin gibi, yıllar öncesi

alnımda seken bir kurşunun parlamasından

alnımda seken o kurşunun

beni hayata bağışlamasından

(durur izi sol üst köşesinde alnımın

yaşama atılmış bir çentik gibi)

hep bir gölgeyle saklandı yüzüm fark edilmedim

güneş doğudan doğardı sırtımı ona verirdim

güneş batıdan batardı sırtımı ona verirdim

tepede yükselirdi güneş her öğle vakti

bir saçak altı bulur beklerdim

uzasın diye gölgem – uzardı gölgem

uzasın diye gölgem – uzardı gölgem

(gölgem uzundur günahlarım gibi

gölgem uzundur günahlarım gibi)

öyle de denir - ki doğrudur:

gölgesi uzun olur hayata kısa gelenlerin gövdesi.

istemekle,

insanın başına gelmesi arasındaki fark! işte bu:

hayata kısa kalan bir adamın uzun gölgesi.

Tuğrul Asi BALKAR

KANIT

yalnız çığlığım var elimde yokoluşu kanıtlamak için

dengede tutmak için aşkın ve kurtuluşun cesaretini
unutulmaz ki senin şakaların terazisinde
hep acının kefesinde dara olduğun
aşkı tadışın rakıyı yudumlayışın
susmayı küsüşün sesi ünleyişin
anımsanır her eflatun düşüne
yalancı ama yeni bir aşkı yakıştırdığın

behçetim don değiştirmiş hezarfenim
çıkarmış yüreğinin kanatlarını
madımak'ta uçmaklığa kavuşur
söyledikçe sır tutmaz aynalar
ele veriyor kimliğini
koşuyor kış tozuyor bahar
bitiyor güz kavuruyor yaz yakıyor
kırılıyor boynu kuğuların pervanelerin
hasretlerin metinlerin asafların
gösterdikçe gizi yitiyor görüntülerde
kirletilen insanlığın
behçetim don değiştirmiş hezarfenim
çıkarmış yüreğinin kanatlarını
madımak'ta uçmaklığa
biliyorum gülüşün deprem
biliyorum haykırışın boran
susturur. ama ya acıyı
biliyorum soluğu cana can verir, olsun!dur
nasıl da yakışıklıdır gözleri: giritli, göçmen
dudakları çarpışırken dilinin erdemine
dişleri şahmeran kalesinin temel taşları
düşleri, ne de olsa askeri bir tıbbiyeli, eyy!
behçetim don değiştirmiş hezarfenim
çıkarmış yüreğinin kanatlarını
madımak'ta
sen ki görkemli voltanı atarken
tutulur kapıları insanlığın ve umarsızlığın
belki bir unutkanlıktır kalır: kardeşlik
pasaportunun ritsos'la paylaşılması
biliyorsun yaşam yaşatmaktır
kanın dolaştığı her yerde ve insanlığı
kimin gücü yeter 'yangında ilk kurtarılacaktır' demeye
behçetim don değiştirmiş hezarfenim
çıkarmış yüreğinin kanatlarını
(çıkarınız yüreğinizi
bu ülkenin sahibi kim: bilmiyorum
ben acılarelininkini: biliyorum)
behçetim
ağabeyim
kendi çığlığımdır ancak ses veren çığlığıma

Tuğrul Asi BALKAR
 
KUŞATMALAR COĞRAFYASI'NDAN

altı

o bendim, beni unutma
diyen sesinin çınlamasıyla şaşkın
ellerimi tuttuğunda uslu bir çocuk
gözlerini kapayınca karanlıkta kalan
o bendim
bir düşten uyanmışçasına sersem
bir güle baktıkça solan
bir serçe salıverince köle
aklı hep o şarkıya takılı
gider mi gider gitme desen de


yedi

o bendim, gökyüzüne bakarak
yıldız kaymalarından kendine umut biçen
her yıldızın bir ömrün
bedeli olduğunu bilmeyen
yanılan yıkılmış ve sürgün
o bendim
boşlukta dağılan
ellerimle dalgın
kirlenmiş düşlerimden
soyunup
bekleyen,
seni bekleyen
çoktandır yaşamayan birine
arada gelen mektuplar için
şiirler yazan, uçurumun kıyısında
uyuyan ve uyanan
gider mi gider gitme desen de

Tuğrul Asi BALKAR
 
TUNÇTAN BİR YALNIZLIK

ilk o geldi rıhtıma demirlediği umutlarıyla
durdu. artık yaşamaktan yoruldum
diye yanıtladı oğlunu
ufku izledikçe sonsuzluğun çizgileri
yerleşirken alnına
uykusuzluk, soluğunu kesen öksürük nöbetleri ve kan
sığ sularında tekneler yüzdürdüğü kasaba:
bodrum, her insan bir bodrum burada
bir yalnızlık kalesi ve poyraz
poyraz olmalıydı uykularımın son limanı
de oğul kimin ağına takıldı ki
mutluluk, kimin
çekilirken deniz ağlardan.

tunçtan bir yalnızlık kalesi babam
gözleri çakır.

Tuğrul Asi BALKAR
 
Üst Alt