Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Eskiden sokaklar lambasız, mahalleler bekçili olurdu ..Şimdi?

KKELEBEKK

Yönetici
Üyelik
23 Eki 2010
Konular
448
Mesajlar
13,382
Reaksiyonlar
135
52019295.jpg
Bir varmışbir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde mahalle adlı bir kavram varmış. Bu mahallenin çocukları birbirlerini severlermiş. Sokaktan gelen şifreli bir ıslıkla uçarak evlerinden çıkarlarmış. Beraber olacakları anları iple çekerlermiş. Kavga da etseler kin tutmazlarmış. Her gün dünyayı yeniden kurarlarmış. Her birinde sevgi paylaşma ve arkadaşlarını kollama duygusu mutlaka gelişirmiş...


Bilmezlermiş pet şişelerde plastik damacanalarda satılan suları; bilirlermiş bahçe hortumundanmahalle çeşmesinden içilen suları.


Bilmezlermiş "tam gün" eğitim veren okulları öğle arası okullarda yenen "fast-food"ları; bilirlermiş yarım gün süren okulları öğle yemekleri için eve gelindiğini.


Bilmezlermiş yara-bere çıkık-kırık için mahkemelere gidildiğini; bilirlermiş kendi hasarlarından sadece kendilerinin sorumlu tutulduğunu.


Bilmezlermiş sağlığı hijyeni tiksinmeyi; bilirlermiş birkaç çocuğun bir bardak limonatayı paylaştığınıbu yüzden kimsenin hastalanmadığını.


Bilmezlermiş arkadaşlarını ziyaret etmek için bir sürü formalite gerektiğini; bilirlermiş uzakta oturan arkadaşlarına bile yürüyerek gitmeyi kapıyı çalmadan arkadaşlarının evine girmeyi.


Bilmezlermiş...
Hamburgeri McDonalds'ı Burger-King'i Kentucky'yi
Uyduyu MTV'yi çizgi filmleri
İnterneti MSN'i
Cep telefonunu WAP'ı GPRS'i SMS'i
Tetris'i Pac-Man'i Half-Life'ı
Bilgisayarı "internet kafe"yi
Şehrin en iyi dershanesini hazırlık kurslarını.




Herkes yoğun yorgun ve tek başına...


Bilirlermiş...
Duvarların üstünde oturup sohbet etmeyi
Hatıra defterleri doldurup sevgilerini belli etmeyi
Elma şekerciyi macuncunun tornavida ile yarattığı renkli ahenkleri
Eve gitmeyi unutmayı hava kararınca dayak yemeyi bir ıslıkla sokağa kaçmayı
Küsmeyi kan kardeşliğini
Meşe (misket bilye atak lek vs.) toplamayı
Değiş tokuşu kırışmayı
Teksas'ı Tommiks'i Kulver kalesini
Taştan kale direklerini üç korner bir penaltıyı oyuncu seçerken yapılan adım hesabını sonradan apartman dikilen top sahalarını
Hey dergisini Sadun Boro'nun dünya seyahatini
Belediye otobüsündeki biletçiyi boynuzları çıkan troleybüsü
Yoğurtçuyu kalaycıyı pamuk atıcıyı (hallacı) üç tekerlekli seyyar dondurmacıyı
Evlerin arkasındaki odun-kömür depolarını
Mantarlı gazoz kapaklarını gazoz kapağı biriktirmeyi
Şans-talih-kader-kısmet oyununu yaldız kazımayı
Yan mahalleler ile alınan/yapılan kavgaları bu kavgaların çıkardığı kahramanları
İp atlamayı topaç çevirmeyi çelik-çomak oynamayı tekerlek döndürmeyi silik seksek çizgilerini
Açık hava sinemalarını ücretli minderleri Sunalko'yu Fruko'yu Cincibir'i...

73292075.jpg


O zamanlar çocuklar evden okula servis minibüsüyle değil buluşarak giderlermiş. Endişeyle gözlenmezmiş çocukların okuldan dönüşleri hiçbir zaman...


Sonra zamanla bu rüya misali mahallede çok şey değişmeye başlamış...


Yaşları ilerledikçe bu beraberlik koruma kollama duyguları mahalle çocuklarının başlarına çok işler açmış.


Daha sonra işsizlik enflasyon köşe dönme adamını bulma malı götürme falan derken hepsinin yüzünde soluk birer bakış içlerinde bezgin birer yenilgi çaresizlik ve tatminsizlik duygularıyla baş başa kalmışlar...


Şimdiki çocuklar mı? Onlar şimdi devasa apartmanların içinde sağlıksız bir havada sanal bir dünyadaemniyet içerisinde ama yalnız yaşıyorlar... Ebeveynleri onları çok fazla seviyorlar. Virüs kapmasınlar diye kalabalık ortamlara hiç sokmuyorlar. Trafik kazası korkusuyla köşedeki markete dahi göndermiyorlar.
Hafta sonları hep beraber İkea'da veya Carrefour'dalar...


Okul servisleri çocukları neredeyse yataklarından alıyor...


Babalar şirketlerin bilançolarını çocuklar da dershane "reyting"lerini izliyorlar. Hepsi birer test uzmanı sayısal-sözel yuvarlanıp gidiyorlar. Seksek oynamayı değil ama taban puanı hesaplamayı çok iyi biliyorlar. Hayata açılan pencereleri yalnızca Windows yani sanal pencereler. Onlar ekrana ekran onlara bakıyor ve dışarıda koca bir hayat akıp gidiyor...


Ve şehrin dışındaki ağaçlar tırmanacak salıncak kuracak harf kazıyacak mahalle çocuklarını bekliyor... Paylaşmayan yalnız bencil kafesler içinde soluk benizli ama güvencedeki çocukları. Bekliyorlar hiç sopa yememiş ağaçtan düşmemiş topu yan bahçeye kaçmamış dizlerinde-dirseklerinde yara kabuğu olmamış çocukları...


76631979.jpg


Eskiden
Çember çevrilir su musluktan içilir ağaçlara tırmanılırdı.


Bebekler bezden silahlar tahtadan resimler kömür karasından yapılırdı.


Kızlara ninelerinin erkeklere dedelerinin isimleri konulur Saatli Maarif okunurdu.


Komşuda pişen bize de pişer bizde pişen komşuya düşerdi.


Geceler ayaz sokaklar karanlık yıldızlar parlak olurdu.


Turşu salça mantı evde yapılır karpuz kuyuda soğutulurdu.


Erik ağacının çiçeği pencere camımıza yaslanır güz yaprakları bahçemize düşerdi.


Kardan adam yapılır evlerde soba yakılır kış gecelerinde masal anlatılırdı.


Merdiven çıkılır aidat ödenmez yönetici seçilmezdi.


Evler badanalı sokaklar lambasız mahalleler bekçili olurdu.


Ajans radyodan dinlenir çizgili roman okunur defterlere kenar süsü yapılırdı.


Hayat "arkası yarın" gibiydi kesintisizdi


Her gün yaşanacak bir şey vardı


Herkes kendi düşünü kurar kendi hayatını oynardı...


Şimdi
Hayat tek perdelik bir oyun stand-up bir yalnızlık gibi...

Şimdi
Herkes yoğun yorgun ve tek başına...
alıntı..​
 
Üst Alt