Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

"Sakat"la Yüzleşme Denemeleri [Tartışma]

OturanBoğa

Yönetici
Üyelik
9 Ocak 2003
Konular
673
Mesajlar
57,908
Reaksiyonlar
271
Bülent Küçükaslan

Sakatlara neden “Engelli” ya da “Özürlü” değil de “Sakat” dememiz gerektiğine dair görüşlerimi bir önceki yazımda paylaşmıştım (bkz: “Sakat” Politiktir). O yazı sonrasında özellikle sakat olmayanlardan çok sayıda geri dönüş olunca, tartışmayı sürdürmenin keyifli ve yararlı olabileceğini düşündüm. Tek farkla, öncekinin aksine bu seferki yazım sakatların kendilerinden ziyade sakat olmayanlara yönelik olacak.

Her şeyden önce sakatlara “Sakat” demenin öyle kolay bir şey olmadığını çok iyi biliyorum. Sakat ya da değil, bu sözü duyan neredeyse herkesin önce şöyle bir irkildiğine ve hemen ardından da savunmaya geçip karşısındakine tırnaklarını gösterdiğine uzun yıllardır tanıklık ediyorum. Yani, sakat olmayan birinin sakatlara “Sakat” demesinin pratik açıdan ne kadar zor olduğunun farkındayım. Bu bağlamda bazı tespitlerim ve önerilerim olacak. Ama öncesinde bir arkadaşımın aynen katıldığım ifadesine dair bir şeyler söylemeliyim. Zira konunun bam telinin tam da bu olduğunu düşünüyorum.

“Sakat” sözcüğünün kullanımına dair yaptığımız kısa sohbette şöyle demişti Cengiz: “'Engelsiz bedenli' kişilerin ölümden sonraki ikinci korkusu olacak kadar yabancılaşılan bir konu[...]”
Çok açık bir iç hesaplaşma var burada. Hayatın tam da içinde olan bir hâli aslında mahkûm eden, gerçekte var olmayan bir sağlam-beden figürünü normal sayıp ondan her sapmayı anormalleştiren, sağlam bedeni kendisine yabancılaşmak pahasına kutsayan, zamanın akarken bedenlerimizde bıraktığı izleri örtmeye çalışan, yaşamın kırılganlığını görmezden gelen, ve aslında tüm bunların farkında olduğu için de sancı çeken birinin (hepimizin) kıvranışları söz konusu sanki... “Sakat” demeye dilimizin bir türlü varmaması, “Engelli”yi ise kolayca ve yüksek sesle söyleyivermemiz, mezarlıktan geçerken ıslık çalmaya benziyor biraz: Dikkatimizi kırılgan-bedenlerimizden uzaklaştırıp, dışımızdaki “ölülere” dua okuyoruz sanki.

Şunu söylemeye çalışıyorum: Sakata “Sakat” diyebilmek için önce yaşamla yüzleşmek gerek. Yaşamın bir noktadan bir noktaya giden düz bir çizgiden oluşmadığını hepimiz biliyoruz. Bu yolculuğun bazı anlarında sağa sapar zorlanırız, bazı anlarında sola sapar keyif alırız; bazı anlarda sürükleniriz, bazı anlarda kontrol elimizde olur; bazen koştururuz, bazen yavaşlarız; bazen koltuk değneğine ihtiyacımız olur, bazense birine koltuk değneği oluruz... Ve tüm bunlar bedenlerimizde çeşitli izler bırakarak bizlere sınırlarımızı hatırlatır; ufkumuzu genişletir, başkalarının farkına varmamızı sağlar, bizi hâlden anlar kılar.

İşte, sakatlık bu izlerden biridir ve bence “Sakat” sözcüğü de bu izin gizlenmesini vazeden iktidar mekanizmalarına karşı bedenine sahip çıkmayı muştulayan politik bir duruşun ifadesidir. Onun için, ne sakatlıktan korkun ne de “Sakat” sözünü kullanmaktan çekinin. Göreceksiniz, iyi gelecek.

***
Sakata “Sakat” deme tercihine geri dönecek olursak, konuyu ikiye ayırmak yararlı olur diye düşünüyorum.

1- İkili münasebetler

Kişisel ilişkilerimde karşımdakine ismiyle hitap ederim. İşte, ne bileyim, durup dururken karşımdaki kişiye ya da onun yanındayken başkalarına “Topal Hasan, spastik Murat, çingene Emine, eşcinsel Selda” diye hitap etmem. İlle de onun dâhil olduğu bir gruba ilişkin bir söz söylemem gerekirse ve onun bu konuda hassas olduğunu biliyorsam, bu durumda o nasıl hitap etmemi istiyorsa o şekilde hitap ederim. Kasmaya gerek yok. Bunun tek istisnası, benim de aynı gruba dâhil olmam olabilir; çünkü karşımdakinin benim söylemimden alınmayacağını varsayarım.

2- Genel söylemler

Burada en geniş anlamıyla kamusal alandaki söylemleri kastediyorum; akademik çalışmaları, gazete yazılarını, bilumum tartışmaları; hakikat arayışında olan, iktidar mekanizmalarını deşifre etmek için alan açmaya çalışan herkesin sözünü... Buralarda doğru bildiğimi söylememek, düşüncemin arkasında durmamak, söz söyleme hakkımı kendi ellerimle yok etmek bence hem etik değil, hem de susarsam iktidar mekanizmalarına hizmet ettiğimi düşünürüm. “Sakat” sözcüğünü kullanmamın doğru olduğunu düşünüyorsam, bunu kullanırım; ortaya çıkacak tartışmaları da söz söylemek için açılan alandaki mücadeleler olarak olumlarım.

Sonuç olarak, işin özü, tartışmayı Beden üzerinden yapmaktır... "Sakat"ı "Engelli " diye "şirinleştirmek" bence sakat olmayanlar -ve bazı sakatlar- kendilerini rahat hissetsinler diye uydurulan bir şey. "Sakat" sözünün bu gerçekle yüzleşmek ve sakatfobikliği aşmak için bir ilk adım olduğunu düşünüyorum.

Bir ara Yıldırım Türker'in "ibne" sözüne sahip çıkan bir yazısını okumuştum. Ondan uyarlarsak: "’Ben sakatım. Haydi bakalım’ dediğinizde bir an için dünyanın ağzı açık kalacaktır. O anı iyi kullanmanız gerek”
 
Türkiye Sakatlar Konfederasyonunu kuran Faruk Öztimur sık sık "Ben sakatım arkadaş... özürlü, engellli vs. bahane uydurmanın anlamı yok" demişti... :) aklıma o geldi.
 
Bence sakat ile engelli arasında anlam farklılıkları var.Engelli şirinleştirme den ziyade uygun anlamı vermek için kullanılıyor.Sakat kelimesinin açılımı bozuk,eksik anlamında bir insana bozuk demek ne kadar makul olur dersiniz.Sakat Adam-Bozuk Adam ne kadar uygun olur.Engelli ise tek başına kullanılmamalıdır önüne engelin nedeni koyulursa Kazandıracağı anlam sakat kelimesinin kazandırdığından daha büyük olacaktır.Mesela Ortebedik Engelli,Görme engelli,duyma engelli; burada ifade edilmek istenen çok açık ve net anlatmıştır.Birde şöyle yazalım Ortebedik sakat,Görme sakat Duyma sakat.Bu şekildeki yazımlar İfade edilmek isteneni bence anlatamamaktadır.
Ama her ne olursa olsun ne engelli ne sakat kelimesinden utanmamak,üzülmemek lazım.Akıl nimetimizde problem yoksa bizler eksik değiliz.Sadece hayat yolunda ilerlerken sahip olduğumuz ve belkide ömrümüzün sonuna kadar her daim aşmamız gereken engelimiz olması bir eksiklik değildir.
 
makaleni zevkle okudum bulent bey cok iyi yaziyor savundugun tezlerle hitabet gucunu iyice aciklayip hayran birakiyorsun okuyanlari en buyuk patron bizim patron:eek:
bence sakat demekle engelli demenin ayricaligi var
insanlar sakat olsalarda her islerini genellikle kendileri goren yasam savasinda kendilerine ellerinden geldigi kadar katilip yetebiliyorlar genelde gunumuzun sartlarinda hatta kimileri kendini saglam farzedenlere fark atiyor
kendi engelim sagirlik belki siz ortopedik engelliler bizleri sakat olarak kabul etmezsiniz nebilim
duymadigim icin oyle insan denen seylerin koydugu engellerle karsilasiyorumki o kadar olumlu yaklasip sagirligimi kabul etsemde pes ettigim zamanlar cok oluyor
insanlara soyluyorsun bir isin oldugu zaman yuzume bakarak tane tane soylermisiniz diye daha olmadi cantamdan kalemi kagidi tutusturuyorsunuz ama kacmaya yer ariyor bazilari
bir hastaneye gitsek muamma gibi guya eksikligimizi o sektorde daha iyi bilmeleri lazim
bankalari hic sormayin telefon nosu diye ustune basa basa sagirim desenizde caninizi cikariyorlar sirasinda
ben bu durumda daha cok sakat degil engellide degil engellenen denilmesini daha uygun goruyorum
 
Peki ya "Sakatlar Haftası" yada iş ilanlarında ki söylemler nasıl olmalı? "Sakat Personel" aranmaktadır. Fiziksel engelli personel? Hangisi bizi daha iyi ifade ediyor? Ben sakat kelimesini kullanmaktan hiç çekinmiyorum ama Sakatlar Haftası beni rahatsız ediyor sanki. O hafta kutlanlası bişey olmalıymış gibi :) iş ilanlarında ki sakat personel de beni tatmin etmiyor. Bu işte bi sakatlık var gibi :) İşin içinden çıkamadım ben biraz daha takip edeyim konuyu...
 
Şimdilik detay vermemem gereken bir hafta sonu eğitiminde tartıştığımız ilk konu sakat-özürlü-engelli sözcüklerinin kullanımı ile ilgiliydi. Orada genel başlık olarak aynen bu 3 sözcük vardı, ancak alt başlıktaki tanımlarda iki nokta üst üsteden önce şu şekilde kelimeler vardı.

Sakat, kör, topal, sağır vs: .....

Tanım bu şekilde yapıldığı zaman bana çok daha kullanılabilir geldi. İfade etmek istediğini "ben" üzerinden yaptığın için sakat olmayan bir arkadaşın olarak :) ne demek istediğini anlamamıştım. Eğitimdeki hocamız da "ben körüm" deyince söylemek istediğini daha iyi anladım açıkçası.

Buna ek olarak; engelli kelimesini ne de rahat ve yüksek sesle söyleyebildiğimiz konusundaki fikrine pek katılmıyorum. İnsanları genellediğini düşünüyorum bu konuda. Kendi hesabıma konuşmam gerekirse herhangi bir bedeni veya birşeyi örtmek için kullanmıyorum. Benim derdim toplumsal değişimle, dönüşümle. Ben "Aman da daha fazla sakat, kör, sağır insan doğmasın, olmasın" diye uğraşmam. İnsan hakları çerçevesinden olaya bakarsam o zaman engelleri ortadan kaldırmaya bakarım. Sosyal meselelerle ilgilendiğim için de "engelli" kelimesini kullanmaktan çekinmem. :)

Sakat bir arkadaşımla Bienal'e gidebilmem için engellerin ortadan kalkması, yasaların yeniden düzenlenmesi ve uygulanması gerekiyorsa onun için çalışırım. Umarım demek istediğimi anlatabilmişimdir.
 
Ana sayfadaki konu resmi RTÜK e takılmassa iyi;)
PİB... Sakat;)
 
merhaba oturan boğa
konulara çok güzel yaklaşıyorsunuz. çok güzel ifade ediyorsunuz. iyiyki sizle ve sitenizle tanışmışım diyorum. sakat sözcüğü hakkındaki görüşlerinize aynen katılıyorum. bu site sayesinde bizlere verdiğiniz emekler boşa gitmiyor .
iyi günler
 
Neden tüm engellileri aynı kelime içerisinde bir kategori oluşturmak istiyoruz ki. Belkide duruma göre sakat, engelli veya özürlü kelimelerinin hepsine ihtiyacımız vardır. Bülent beyin diğer konuda yaptığı tanımlardan yola çıkarak açıklayacam düşüncelerimi.
Sakat;Vücudunda hasta veya eksik bir yanı olan” şeklinde tanımlanmış
Engelli;Engel, “Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, pürüz” olarak tanımlanıyor.
özürlü;Özür, “Bir kusurun hoş görülmesini gerektiren sebep, mazeret” olarak tanımlanıyor

Bu tanımlardan ve engel gruplarından yola çıkarak şunu söyleyemezmiyiz. Vucudunda hasta veya eksik bir yanı olan arkadaşlara sakat denilsin. Örneğin ortopedik sakatlar. Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebeb yada pürüzü olan arkadaşlara engelli denilsin. örneğin; duyma engelliler yada görme engelliler. Bir kusurun hoş görülmesini gerektiren sebep ve mazaretli arkadaşlarada özürlü denilsin örneğin şizofren arkadaşlara. Bence yerinde kulanılırsa hepsi doğrudur. Kelimenin anlamına bakmak lazım insanların kalplerinde ne olduğu hangi nıyetle kulandıkları başka bir konudur. İnsanların ard nıyetleri kelimenın anlamını değiştirmemelidir. Muhakak bilmediğim engellik grupları olabilir şayet bu üç tanıma uymuyorsa onlara özel kelimelerde bulunabilir Fkt ne olursa olsun ortak bir isim lazım olduğu doğrudur ve en kapsayıcı tanım '' sakat'' kelimesinde bulunuyor. Tüm kronik hastaların kast edildiği bir bahis söz konusuysa '' sakat'' kelimesi kulanılmalıdır nitekim Vuudunda hastalık yada eksiklik bulunan diyince hastalık kelimesiyle kapsayıcı oluyor.
 
Sağlıklı insanlarda sakat kelimesini kullanmaktaki çekinceden ziyade, özellikle gözlemlediğim birşey var ki eğitim seviyesi düşük kişilerde ya da ben öyle zannediyorum, bizi görmezden gelme durumları olabiliyor. Şöyleki iletişim için muhatap direk bizken, yanımızda bulunan kişiden bizimle ilgili sorular sorulması,... gibi gibi...

Bu durum altındaki sağlam kişinin hangi psikolojik duygu ile böyle bir davranış sergilediğini de merak etmiyor değilim:rolleyes:
 
Yıllar önce yazdığım bir yorum geldi aklıma... Nigger/Black kelimelerin kullanımı ile ilgiliydi Amerikan toplumunda. Arama motorunda o başlığı bulamadım fakat yorum yazdığım makaleyi buldum : "Önce Şirinleşin Sonra Bakarız" Engelliler.Biz Platformu - Önce şirinleşin, sonrasına bakarız...

Herneyse ... Çember içinde köşe arıyor duygusu uyandırıyor artık bu konu hakkında konuşmak, yazasım yok.
"Sakat" kelimesi şirinleşmeden kullanmakta zorlanacağım gerçeği dışında içimden bir şey söylemek gelmiyor:)
 
Bu yazımı bir önceki “Sakat” Politiktir yazımın devamı olarak yazdım. O nedenle burada neden engelli-özürlü değil de sakat kelimesini kullanmak gerektiğini pas geçiyorum.

Burada tartışmaya açmak istediğim şey, özellikle sakat olmayanların "sakat" sözünü kullanmak konusunda yaşadığı tereddütün nedenlerini sorgulamak ve bir de bu söz kullanıldığında "tırnaklarını çıkaran" arkadaşlarımızın haksızlık yaptığı ve aslında kendi kendilerini köşeye sıkıştırdığı iddiasını dile getirmek.
 
..sakat olmayanların "sakat" sözünü kullanmak konusunda yaşadığı tereddütün nedenlerini sorgulamak...

Bu doğru bir tespit... çünkü gerçekten de sakat sözcüğünü kullanmaktan imtina ediyoruz. Ama bunun nedeni tek taraflı değil.

Sakatların büyük çoğunluğu kendilerinin bu tür bir sıfatla nitelenmesini hakaret veya küçümseme olarak algılıyor. Nitekim daha önce açtığınız konuda sadece sakat değil, engelli ve özürlü sözcüklerine karşı tepki gösteren arkadaşlarda vardı. Sonuç olarak hangi sözcüğü kullanırsak kullanalım karşımızdaki kişiyi bir yoksunluk hali ile kategorize etmemize neden oluyor.

Karşımızdaki kişiyi rencide etmemek için, daha doğrusu karşımızdaki kişinin bu sözcüklerin kullanılmasından rahatsız olacağını düşündüğümüz için bizler de kullanmaktan kaçınıyoruz. Aslında halkımız Topal Hasan veya Çolak Mehmet gibi tabirleri kullanmaktan hiç bir zaman rahatsızlık duymamış. Belkide sosyokültürel yapımız değiştikçe kullandığımız sıfatlara daha derin anlamlar yükleme başlıyoruz.

Komunist Mehmet dediğimizde komunist olmayı kötü bir şey algılayan için hakaret, iyi bir şey olarak algılayan için iltifat oluyor. Ama herhalukarda bir sınıfa dahil etmiş oluyor.
 
:eek: allahahallah kim nasil dersede netice degismiyor insanlarin ne dedigi onemli degil kimse begenerek sakatligini almamistir
bu sakat engelli ozurlu kelimelere takilanlar sakatligiyla barisamayan yeni sakatlar herhalde
alisilir alisilir herseye ne denirsede onumuze engel koymasin saglam addedilenler baska ihsan istemeyiz
 
Ben bizim siteye üye olana kadar hiç ama hiç "sakat" kelimesini kullanmadım.. Hatta arkadaşlarımın içinde "falancı sakat,filancı sakat" diyenler olunca, pençelerimi çıkarır "sakat demeyin, özürlü demeyin, engelli deyin" derdim..:) açıkcası özürlü kelimesiyle barışamadım, hala bana antipatik gelir pek sevmiyorum onu kullanmayı.. Şimdi düşünüyorum neden sakat,özürlü demek istemezdim diye.. Sakat demek hakaret gibi gelirdi bana, karşımdaki insanı inciteceğini düşünürdüm.. galiba böyle düşünmeme neden olan şey içinde yaşadığım insanların sakat, özürlü kelimesini hakaret amaçlı kullanıyor olmalarıydı.. Ben de sakat ya da özürlü dersem onlar gibi görünürdüm dışardan diye düşünüyordum..

Engelli demek bana göre "hor görmüyorum, dışlamıyorum, sana bakınca gördüğüm ilk şey sakatlığın değil, neden, niye sakat kaldın merak etmiyorum" vs. gibilerinden bir anlam taşıyordu.. Ben sokakta sakat bir insan görünce neden gözlerimi dikip sıradışı bir varlık görmüş gibi bakmıyorsam ve "vah vaaah yazık,tüüh, sakata bak" demiyorsam sanırım yine aynı nedenlerden sakat demek istemiyordum.. Engelli demek "herkes gibisin" demekti o zamanlar benim için.. sakat demek hakaretti..

Ama şimdi böyle düşünmüyorum.. Çünkü artık kişiler belirliyor benim hitap şeklimi.. Genel olarak sakat demeyi tercih ediyorum, ama bundan hoşlanmayacağını, incineceğini bildiğim kişilere demem sakat.. Engelli derim.. Özürlü demem kimseye onu ben de sevmiyorum zaten..:) Diretmiyorum artık illaaa engelli denmeli diye.. Benim açımdan çoook ciddi anlamda bi değişimdir bu..
 
..gönlünüze sağlık .. çok güzel açıklamışsınız.. aynen katılıyorum..hayırlı günler (bu arada bende yürüme engelliyim!):eek:
 
Nesrin Ablacım sabah sabah gülümsettin beni , çok hoşsun :eek:

" Tırnaklarımızı çıkarmak" tarzımız değil :) İnsanların yaklaşımındaki samimiyeti ayırt edecek durumdayız. Kimin ne niyetle neyi kastederek söylediğini algılarız elbette.

Samimiyetsizlik hissettiğim tüm durum ve insanları yok varsayıyorum , kendi kendi ile başbaşa kalıp yüzleşsin diye. En güzeli bu , kafam rahat ... :)
 
Sanırım bu soruya sağlıklı bedene sahip olanların katılması daha uygun olacak. Hiç sağlam olmadım o yüzden bize neden sakat derken çekindiklerini yada bunu söylerken ne hissettiklerini bilemiyorum. Bildiğim şey kardeşlerim engelli sakat topal hiç birini kullanmak istemezken annemin neredeyse girdiği her ortamda kızım engelli diye gayet rahat bunu söyleyebildiğidir. Benim de oldum olası bu takılır kafama.
 
Bende Havva gibi düşünüyorum...Kelimelere takılmamak gerekiyor ama yinede bir insana özürlü yada sakat yakıştırması yapamam nazik ve kelimeyi yumuşatmayı tercih ederim ne bilim sanki gücüne gidermiş gibi geliyor...Yada ayrımcılığın dahada ayrımcılaştırması gibi bir şey bu...
Bakın üç türlü nitelendirme sıfatı var özürlü,engelli ve sakat...
Kime neye göre...
Bu niteleme sıfatlarıda aslında farkında olmadan kendi arasında ayrımlaştırılmış...
Buda sanırım engel durumuna göre değişkenlik göstermiş olabilir kendi arasında...Engelli sanki hafif rahatsızlıkları olanlar için seçilmiş bir cümle...
Merak ediyorum sağlıkçılarımız tıp doktorlarımız bu tip hastalarına nasıl bir sıfat takıyor...
Tıp dilinde engelli,özürlü yoksa sakat mı???
Sakat kelimesi hastaların bakış açısı kabul gördüğü kelime sanırım...
Ama bugün resmi yazılarda yada ne biliyim en basidi olimpiyatlarda kimse sakatlarda koşu demiyor...
 
sevgili oturanboğa; bildiğim akdarı ile bir kaza sonucu sakat kaldınız.Acaba sakatlanmadan önce ki yaşantınızda karşınıza çıkan bir engelliye de bu yazdığınız yazıdaki gibi mi hitap ederdiniz.aslında kelimeler içinde sihir barındırırlar.bazı yerde sakat kelimesi bireyi rahatsız etmez ama tam aksisi de söz konusu...zaman,mekan , kişi, hissiyat,empati gücü.kısacası doğaçlama...
 
İkili sohbetlerde karşımda sakatlığı olan biri varsa "oo naber engelli Ayşe" ya da "nasılsın sakat Ayşe" veya"özürlü Ayşe" diye hitap etmiyoruz ki zaten.. Hangisi söylenirse söylensin bi yerde çok da önemi yok aslında niyet önemli.. Beni rahatsız eden şey ben karşımdaki insana sakatlığının farkında olduğumu bilerek mi yaklaşmalıyım,bekler mi bunu benden, yoksa yok sayarak mı? Karşımdaki insan benim nasıl davranmamı bekler mesela.. Ya da var mıdır böyle bir beklentisi.. O kadar çok olay yaşadım ki iki örnekle daha iyi ifade edebilirim kendimi..

Boy kısalığı olan bir kız arkadaşım kendinden uzun boylu olan birinden hoşlandığından bahsetmişti.. O sorun var diyordu, aralarındaki boy farkı sorundu ona göre bence değildi.. Bunu kendisine söyleyince tersledi beni "Sen kör değilsin, benim cüce olduğumu görüyorsun,neden normalmişim gibi hiç bir sorun yokmuş gibi davranıyorsun ben sakatım" dedi.. Bocaladım..:)

İkinci örnek de yine bir başka sakatlığı olan arkadaşıma "senin sakatlığın isteklerinin önüne geçmesin" gibilerinden birşeyler söyleyince "Bana sakat deme, ben engelliyim" dedi.. Binbir çeşit insan var, her birinin vereceği tepkide birbirinden farklı oluyor.. Eskiden sakat insanlara bakış açısından hoşlanmadığım kişilerle konuşurken (engelli demeyi tercih ettiğim zamanlar) "falancı kişinin kolundan rahatsızlığı var"derdim.. Engelli bile demez daha da yumuşatırdım kendimce.. Karşı taraftan "haaaa özürlü yani" lafını duymak istemezdim..Bunu zaman zaman yine yapıyorum.. Benim hitap şeklimi kişiler,o an ki şartlar belirleyebiliyor zaman zaman.. "Sen engelli değilsin, sen sakatsın" tartışmasına girilmiyor.. Ucu kişinin manevi dünyasına bağlı bir şey bu.. Onun için "sakat ya da özürlü" demek zor gelebiliyor..

Hangi niyetle söylendiğine bakılsa ona göre tepki verilse hiçbir sorun kalmayacak belki de.. Hem terslenmekten, hem kırmaktan çekindiğim için önce tanımak sonra ona göre ne diyebileceğime karar vermek şansım her zaman olsun isterim..
 
sakat insan insan fiziksel sakat insan ruhsal sonunda sakat fiziki sakat allahın verdiği cennetin anahtarıdır ama ruhsal sakatlık çok sakat :)
 
Mevzu karşınızdaki insanı bilerek yada bilmeyerek kırmamak incitmemek olmalı. Gerçek olan birşey var karşınızdaki insan yüzüne karşı sakat denildiği için üzülüyor inciniyorsa buna illa sakat demeniz gerekmiyor. Gaye karşınızdaki insanı üzmemek ne derseniz deyin...
 
Arkadaşımızın dediği gibi kim ne derse desin netice değişmiyor. Ben de Bülent Bey kardeşim gibi sakat kelimesini kullanmayı tercih ediyorum. Yeni oluşturulan engelli veya özürlü kelimelerini kullanmasını sevmiyorum. Ama bunları kullanmayı tercih edenler buyursunlar kullansınlar, hiç bir rahatsızlığım olmaz kesinlikle, bilakis çeşitlilik olur.
İşin en gırgır tarafı nedir aslında biliyormusunuz derneklerin bir çoğunda da sık sık bu tartışma yapılır. Derneklerin ana sermayesi sankı bu tartışmadan ibarettir. Başka yapılcak şeyleri yok mu ki dernekler sık sık bu tartışmayı gündeme alırlar anlamak mümkün değil.
 
önce yaşadığımız toplum, aile yaklaşımlarına bakmak gerek .Kendinle yüzleşmek bunu bir şekilde aşıp var olan durumu kabulleniyorsun fakat yakın çevren ailen ,anan baban kardeşin ne hikmetse seni bu şekilde görmek var olan durumu kabullenmek istemiyor.3 yaşında polio geçirdiğimde babamın şaçları bir gece de beyazlaşmış.H ehliyet almak isdedğimde önce büyük bir tepki verdi ben ısrar edince ağladı ben de vazgeçtim .Bu durum benim 2 sene durumumu anlatmakla geçti sonra gizlice değiştirdim ehliyetimi.Yani çevresel faktör insanları engelliye bakışı bilinçaltı duygular etkiliyor.En kötüsü acınası bakışlar bunu tarif etmek imkansız yaşamak gerekiyor.Bir insanın fakir olması veya zengin olması nasıl bir durumsa veya ırkının ,doğduğu ülkenin önceden seçme şansı yoksa bu da buna benziyor.Tüm zorluklara rağmen kendine yetecek şekilde ayakta durabilmek minnetsiz yaşayabilmek en güzeli nasıl bakmak istiyorlarsa öyle baksınlar sakat yada engelli desinler fark etmez önemli olan o ifadenin altında ki düşünce ve o gözlerdeki bakış yeterki o güzel olsun .Biraz empati kurma duygusu olan zaten nasıl bakacağını bilir.Sakat kelimesi pek kulağa hoş gelmiyor sanki kafadan sakat aklıma geliyor nedense sakat kelimesini duyunca.kafalar sakat olmasın bedenler önemli değil.Bu ülkenin bakanı ,doktorları, sağlık müdürleri ne güzel döktüler incilerini daha unutmadık.
 
Sonuç olarak, işin özü, tartışmayı Beden üzerinden yapmaktır... "Sakat"ı "Engelli " diye "şirinleştirmek" bence sakat olmayanlar -ve bazı sakatlar- kendilerini rahat hissetsinler diye uydurulan bir şey. "Sakat" sözünün bu gerçekle yüzleşmek ve sakatfobikliği aşmak için bir ilk adım olduğunu düşünüyorum.

Bir ara Yıldırım Türker'in "ibne" sözüne sahip çıkan bir yazısını okumuştum. Ondan uyarlarsak: "’Ben sakatım. Haydi bakalım’ dediğinizde bir an için dünyanın ağzı açık kalacaktır. O anı iyi kullanmanız gerek”


Aslına bakılırsa durum bana pek aynı şeyleri hissettirmiyor, neticede bütün yollar Roma... yani kullandığım kelime şahsen bakışımıda değiştirmediği gibi, çok üzerinde de durmuyorum ama Bülent'in yazısından sonra neden "Engelli" kelimesini kullandığımı düşününce şu tip şeyler geldi aklıma;

Çokta samimi olacak kadar vakit geçirmediğim ve birbirimizi çok iyi tanımadığımız bir arkadaşım aynı ortamdayken masadaki kahveyi yanlışlıkla döken bir başka arkadaşın hareketine hitaben şöyle bir geyik çevirebilir;

-"Olm sakatmısın?"

Tamda burada beni rahatsız eden bir durumun ortaya çıkma potansiyeli var... Yanlış anlamayın kullanılan kelimeden ötürü bir rahatsızlığım olmadığı gibi aynı kelimelerle aynı geyiği ben dahi çevirebilirim farkında olmadan... asıl rahatsız edici durum şu ki; kelimeyi kullanan şüphesiz iyi niyetiyle beni yahut "ortamdaki gerçek anlamdaki sakatı" tam olarak tanımadığından ve böyle bir kelimeyi kullanmaktan ötürü kendini bir an rahatsız hissedebilir ki ben bu duruma çok şahit oldum. Öyleki özür dileyenlerine bile çok rastladım... Ortada benim açımdan bir sorun yoktu ancak durumun böylesine hassasiyet içermesini bi yandan da anlamayı deneyebiliyordum. Gerçekten "Olm Sakatmısın" geyiğinden alınabilecek gerçek anlamda sakatlar da pek tabi olabilir di. Benim bundan rahatsız olmadığımı ifade etmem onların hassasiyetlerini gereksiz saymaya yetmiyordu yani... Ee o halde ben nie başkasının "gaf" yaptığını düşünüp karşımda utanmasından rahatsız hissediyordum kendimi? Bende gerçekten gaf yaptığını düşünsem sorun çözülücek belki, ama gaf yaptığını düşünemiyorum nedense... Gayet sıradan bir diyalog ortamda benim bulunmam sebebiyle "hassas" bir hal almışsa bu şahsen rahatsız edici bir durum...

Bu tip örneklerden yola çıkarak toplumun "sakat" algısı "engelli" kelimesinin yarattığı algıdan çok daha geniş diyebiliriz sanırım... Engelli kelimesi belki biraz daha net ama alanı dar ve bir yandanda sanki gerektiği yer dışında lazım olmayan bir kullanım şekli sunuyor kullanan için?. Bu dar alan bazı insanların hata yapmalarını (yada hata yaptıklarını sanmalarını) güçleştiriyor sanki... Her iki durumda da çıkan sonuç işimize geliyor gibi, birinde karşımızdakini hata yapmaktan diğerinde karşımızdakinin aslında bize karşı bir hata yapmadığını izah etme zorunluluğundan kurtarmış oluyoruz bana kalırsa...

Benim açımdan engelli, sakat, topal v.s. gibi kelimelerin tamamı beni ifade etsede kişinin doğal olarak hangisini kullanacağına öyle yada böyle müdahale etmek plakalara engelli amblemi koymak gibi sanki...

Ne farkeder?.. Benim yukarıda engelli kelimesini kullanmama dair söylediğim gerekçeler sadece beni bağlıyor ve işin aslı çokta önemli detaylar değil hayata dair...

Yazarın dediği gibi "Birşey çok önemli değilse, hiç önemli değildir" :)

Bülent bana kızmazsa eğer şahsi fikrim; sakat diyerek birşeyle yüzleştiğini düşünmek yel değirmenleriyle uğraşmak gibi geliyor bana :)
 
Merhaba Hayatdaşlar,

Bende engelliyim,özürlüyüm,sakatım,topalım v.s., v.s...

Bence kelimeler oyun oynamak için vardır.

Kelimelerle oynarsınız, yazarsınızdır oscar odülü almışsınızdır.
Kelimelerle oynarsınız, avukatsınzıdır idam sehpasından katil kurtarmışsınızdır.
Kelimelerle oynarsınız, aşıksınızdır yılın aşkını yaşarsınız.

O yüzden kelimelere takılmam, nasılki Balthasar Van Der Ast, Salvodar Dali, Pablo Picasso gibi neden resim çizemiyorum'a takılmadığım gibi.

Şuanda 32 yaşındayım, 6 yaşından beri yanlış ameliyatlardan dolayı engelliyim,özürlüyüm,sakatım,topalım

Şuana kadar 7-8 kere ameliyat oldum, Bu ameliyatlar hep kemik ameliyatıydı ve çok ağrılar sancılar çektim. 15 sene önce son emliyatımı olduğumda kas ağrısından 6 ay ağladığımı hatırlarım.

6 yaşında ilk ameliyatıma gittiğimi dün gibi hatırlıyorum bana ameliyattan hemen sonra luna parka götüreceklerini söylemişlerdi. Ameliyattan sonra o çocuk yaştaki pisikolojim altüst oldu.

Derken derken....

Bu hayattan herkese nasip olmayacak şeyler öğrendim. Belkide özürlü olmasaydım öğrenemeyecektim.

Evet herkesden bedensel olarak farklı olmak kolay değil.

Ben şuanda bekarım. Ailem inanılmaz baskı yapıyor evlen diye. İyide kızlar beni tercih etmiyorki :) Mesela annem geçen seneye kadar her hafta 2-3 kız bulup beni tanıştırırlardı ama benim vucudumun farklı olduğunu görünce 2. gün arayıp sormazlar ;)

Cinsellik konusuna hiç girmiyorum bile o bölüm ayrı bir sorun facia :)

Sanırım artık bu hayata alıştım. Bardağın dolu tarafından bakmıyorum. Eğer böyle yaparsam sürakli sorun sürekli sorun...

Artık herşeye alıştım, Allaha şükür Çalışıyorum paramı kazanıyorum, evimi aldım taksit ödüyorum, arabam var. Eğer hayatla zıtlaşsaydım bunların hiçbiri olmayacaktı.

O yüzden sevgili dostlar çok takılmayın.

Hayat hepimize bir rol biçti bizde o rölü layıkıyla yerine getirmemiz gerekiyor. Haaa içinizden ben bu rolü beğenmedim oynamayacağım diyen varsa buyursun oyundan çıksın. Ancak bu oyundan çıkmak biraz can yakabilir. :),

Sağlıcakla kalın
 
Merhaba arkadaşlar
Bana göre bu konuya bu kadar takılmanın çok gereği yok.Ayrıca bu konunun içinden çıkmanın da kolay olmadığını düşünüyorum.Çünkü aynı kelime farkı insanlar için farklı anlamlar oluşturabiliyor zihinlerinde.Birisi için sakat kelimesi bu durum için kullanılabilecek diğer kelimeler varken aşağılayıcı gelir, bir diğeri için de içinde bulunduğu durumun ta kendisidir ve bu hitaptan alınmaz, üzülmez. Ben eğer bu durumda olan bir kişiyi tanıyorsam ona göre davranırım ve hitap şeklimi ona göre belirlerim.Fakat tanımıyorsam en uygun kelime engelli olur benim için.Çünkü sakat kelimesinden alınmıyorsa ve bu hitap şekli onu üzmüyorsa engelli denmesi de üzmez.Özürlü kelimesi de benim zihnimde pek kullanılabilir bir kelime değil açıkçası.
 
bana sakat diyen kişiye sende sakat olmayansın derim ;)
 
doğrular konuşulmuş ama sakat sözcüğünü çok kulanılıyor sakata bak falan çok acayip oluyorum acıyorlar siz kendinize acıyın bikere engellilere ayrı dünya açılsa daha iyi olur bnce ;)
 
Üst Alt