Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Engellilerin risk alma özgürlüğü

yalnizbiropera

Yeni Üye
Üyelik
16 Haz 2005
Konular
13
Mesajlar
32
Reaksiyonlar
0
Merhaba,

Birkaç gün önce Clair’den bir yazı aldım. Konu başlığı “risk assessment”. İngiltere’de bu konuda yapılan çalışmalar ve bu çalışmaların engelliler üzerindeki etkilerini sorgulayan bir yazı. Avrupa ve amerika’da, adına “gelişmiş” dediğimiz ülkelerde, insanların yaşam alanlarında sağlık ve güvenlik koşullarının doğru biçimde sağlanması konusunda birçok çalışma var ve bu ülkeler vatandaşlarının sağlık ve güvenliğini koruma maksatlı birçok yasa çıkarıyor ve uyguluyor. Örneğin bir binanın yangın durumunda hiçkimsenin zarar görmeden binadan kurtarılmasına yönelik alınan önlemler. Yada trafiğin yoğun olduğu bir yolda, kazaları önleyici alınan önlemler gibi. En ilginç olanlarından biri şu ki; bir lokantada yaşlı insanların kağıt peçeteyi yutabileceği olasılığına karşılık lokantada kağıt peçete bulundurulmaması. İlgili yazıda bu şekilde bir çok örnek var.

Konunun engellileri ilgilendiren yönü ise şu: İngiltere’de alınmış olan bu önlemler bir yandan sağlık ve güvenlik konusundaki riski azaltmak ve yönetmek konusunda başarılı oluyor, ama diğer yandan koruma adı altında engelli insanların bağımsızlıklarına müdahale ediliyor ve toplumda engelli olmayanların sahip olduğu haklara sahip olamıyorlar. Buna da şöyle bir örnek verilmiş: binalardaki yangın çıkmasına karşı yapılan yasal düzenlemelerden sonra, birçok bina yöneticisi bu yasalarla başları derde girmesin diye engelli insanların binalara girmesi konusunda sorun çıkarmaya başlamış.

Türkiye’de henüz risk yönetimi konusunda bu şekilde detaylı önlem ve yasalar yok. Trafik malum. Binalardaki güvenlik önemlerini bırakın, engellilerin binalara girip rahatça hareket edebilmesine yönelik düzenlemeler bile yok. Varolanlar bile farklı amaçlarla kullanılıyor. Gerekli önlemler alınmadığı, yasalara ve en basit güvenlik kurallarına bile uyulmadığı için binlerce insanın ölümüne neden olan deprem, tren kazaları vs. gibi olayların sonuçları da ortada.

Yine de bu konu üzerinde tartışmak ve düşünce alışverişinde bulunmak istiyorum. Halihazırda hepimiz bulunduğumuz çevrelerde “koruma”, ("bizim için en iyisinin bu olması") adı altında ayrımcılığa, başkalarına tanınan hakların bize tanınmaması gibi durumlara maruz kalıyoruz. Engelli olmak dünyanın her yerinde “daha yardıma muhtaç, daha aciz, bir işi daha zor yapar” önyargıları ile birarada ifadesini buluyor. Aklıma ilk gelen örneklerden biri geçtiğimiz yıllarda Türkiye sualtı federasyonunun, Bodrum Alternatif kampta engellilere dalış dersi verdiği ve onların hayatını riske attığı için Yasemin Dalkılıç’a disiplin cezası vermesi. Federasyon başkanı basın açıklamasında “hayati tehlikesi nedeni ile, engellilerin su altı dalışı yapamayacağını” beyan etmişti. Ankara’dan sevgili Betül’ün işe herkes gibi işyerinin servisi ile tekbaşına gidip gelmesine, Betül’e bir şey olur diye birçok insan tarafından tepki gösterilmesi. Ehliyet almak için rapor almaya gittiğimde, doktor boyumun kısalığı nedeni ile dikiz aynasından arkayı doğru kontrol edemeyeceğimi, bu nedenle trafiğe çıkmamın sakıncalı olduğu gerekçesi ile raporuma onay vermemesi. Bugün kişilerin önyargıları ile savaşmak zorundayız, yarın iş daha da zorlaşacak, yasal düzenlemelerle boğuşmak zorunda kalacağız. Biz olmasak bile bizden sonra gelenler. Bu nedenle bugün yaşadığımız ve yarın yaşabileceğimiz bu sorunlar üzerinde biraz konuşalım istiyorum.

Başlangıç olarak Clair’in verdiği yazıdaki sorulardan yola çıkalım:
1- Engellilerin karşılacağı risklerden onları korumak ile engellilerin risk alma özgürlükleri arasındaki dengeyi nasıl sağlayabiliriz?
Bu konuda kafamı meşgul eden bir örnek var. Bir süre önce bir dalış kursuna katılan öğrencilerden biri, bir iki dalış denemesinden sonra eğitmene yeni bir deneme yapmak istemediğini, nedeni sorulduğunda MS hastası olduğunu ve yeni bir dalış için kendini iyi hissetmediğini söylüyor. MS olduğunu dalıştan önce belirtmemiş. Dalış eğitmeni eğer bu hastalığı bilseydi o kişiyi kesinlikle daldırmayacağını söyledi bana. Dalışa katılan MS hastası eğitmenlerin böyle davranacağını tahmin ettiğinden olsa gerek, risk yönetimini kendi yapmaya kalmıştı. Engellilerin her alana girmesi gerektiğini, yapabileceğine inandığı sürece herşeyi yapması gerektiğini düşündüğümden MS hastasının davranışını yanlış bulmadım ama yine de sorguluyorum.

2- Risk yönetimi ile ilgili bir yasal düzenlemede hem engelliler hem engelli olmayanlar eşit haklara sahip olarak nasıl korunabilirler.

3- Risk kavramı engellilere uygulanan ayrımcılık için hangi koşullarda bir kılıf- bir gerekçe olabilir?
Sanırım bu konuda herkes birçok şey yaşamıştır. Örnek çoktur.

Herkese sevgi ve selamlar.
şule
 
Gelişmekte olan ülkeler kategorisinden bir türlü çıkamadığımız için " risk assesment " gibi bir çok kavram sadece kitap üzerinde okutulup , bilgi mahiyetinde verilmekte ve uygulamasını hiçbir zaman görememekteyiz. ( Ders kitabı dışında ne yazık ki görmedim )

Diğer taraftan , yasal düzenleme olmamasına rağmen burada bahsettiğim http://www.engelliler.biz/forum/viewtopic.php?t=8344 başlıkta , dalış hocalarının, arkadaşlarımın , ailemin çekincelerinden dolayı bu sevdadan vazgeçme durumunda kaldım :)
 
sevgili sema,
risk yönetimi konusunda evet türkiye'de yasal düzenlemeler yok, ama birgün olacak. mevcutta yaşadığın örnekler varsa ve paylaşırsan sevinirim.
dalış konusuna gelince. verdiğin başlık altında dalışına engel olacak bir neden göremedim. dalış sevdasından vazgeçmenin nedeni dalış hocalarının, arkadaşlarının ve ailenin çekinceleri ise bunlar da önemli değil. önemli olan senin çekincelerin. bir anlamda senin risk alma tercihin. dalış yapan öyle farklı engel grubunda insan gördüm ki, engellilerin dalışı konusunda çekinceleri kabul etmem mümkün değil. bu konuda başta gülçin olmak üzere dalış yapan arkadaşlar sana cesaretlendirici cevapları vermişler zaten.
verdiğin güzel bir örnek oldu tartışmak istediğim konuda. insanlar bizi korumak adına bizi engelliyorlar.
 
Bence risk alma yönünden engelliler ki sokakta gördüğümüz engellilerin hepsi risk almıştır evden adımımızı atmakla başlıyor risk almalarımız uygunsuz yollar,duyarsız insanlar,arabalar,dolmuşlar,otobüsler,karşıdan karşıya geçeceğiz düşünüyoruz uygunsuz alt-üst geçitlerrr,bir devlet dairesine gideceğiz işimiz var merdivenler çıkıyor önümüze tutunacak tarabzanları olmayan veya rampası olmayan çıkamıyoruz engelleniyoruzz vb.bir çok engel biz evden adımımızı atar atmaz bizi kucaklıyor ama biz o adımı attığımız için bunlardan yılmıyoruz bir yerde belki (bir ms hastasının dalış yapma gibi bir risk almasının yanında) daha basite indirgenmiş gibi görünen ama hergün aldığımız riskler bunlar

ve yine sevgili şule nin dünyadanda verdiği örneklere bakılırsa ben şunu anlıyorum engellilerin bazı alanlarda aktif olmasını sanki onları korumaya yönelik koruyucu önlemler olarak düşünülüyor ve sanırım bu onlar için devletler özel sektörün işine geliyor onların(biz engellilerin) risk alma kapasiteleri gerçekten fazla buna katkısı olacak düzenlemelerdense(ki maddiyat gibi bir engelle karşılaşılıyor veya bu alana ayırmak yerine başka alanlarda değerlendirmeyi daha yatırımcı görebiliyorlar kendilerince) onları sizinde söylediğiniz bir takım sahalara sokmamayı çözüm olarak görüyorlarrr

ve en basitinden şunu da söylemek isterim kişisel olarak hangi alanda risk alınacaksa yinede getiri-götürü açısından değerlendirmesinin iyi bir şekilde yapılarak o riskin alınması taraftarıyım ve ms örneğini bu açıdan ben gözü fazlaca kara (ve tabir uygun olursa eğer cahilane olarak alınmış bir risk olarak görüyorum çünkü ms ciddi bir hastalık hata affetmeyebilirdi bu da bir gerçek alacağımız riskler hayatımız pahasına hayatın önüne geçmemeli :!: :?:
 
Hayati tehlikenin sozkonusu olabilecegi durumlarda bir uzmanlar toplulugu risk analizi yapip gerekli onlemleri almali veya tavsiye etmeli hatta bunun da yaptirimi olmalidir ama sadece engelliler icin degil son derece normal bir insan icin de bu gecerli.

Ote yandan dalis orneginde oldugu gibi, hayati tehlikesi olsa bile bir aktivitenin ya da bir tecrubenin diyelim riski ne kadar yuksek olursa olsun bence bu kisisel iradeye birakilmali. Hayattaki riskleri sifira indirmek zaten mumkun degildir ve birey bazi engelleri asmaktan kazanacaklarinin bir de bu sekilde engellenmesini hak etmiyor. Yani demem o ki belki kazanacagi sey kaybedeceginden daha buyuktur. Bunu kimse ongoremez. Risk herkes icin var.
 
Herşey herkese göre planlanmalı ve yaşama geçirilmeli,
Herkes yaptıklarının herkes için uygun koşulları barındırmasından mesul tutulmalı,
Herkes KENDİSİ İÇİN karar verebilmeli,
Herkes başkalarının HAKlarına ve kararlarına saygı duymalı
Herkese, eğitimin her aşamasında, yardım etmenin ulviliği değil, HAK, EŞİTLİK ve SAYGI kavramlarının tartışılmaz bir kural olduğu benimsetilmeli,
Ayrımcılık ayıp/aşağılayıcı bir suç sayılmalı.

Çok çok çok güzel ve anlamlı bir hikayeden bikaç kısa alıntı yapayım ( www.engelliler.biz/forum/viewtopic.php?t=931 ):

""aptal çocuk! yağmurlu günlerde evde kalmalısın. Topal olduğunu unutup yapamayacağın işlere kalkışma." diye bağırmıştı?"
"Sağlamlar, kötü hava şartlarında ve bozuk yollarda kendilerine yardımcı olacak her türlü aleti geliştirmişken, en ufak bir zor durumda sakatlara neden "sakın evinizden çıkmayın" diyorlardı?"
"Her yer, üzerinde Shanti'nin resmi bulunan bir posterle donatılmıştı. Posterde "Shanti ve onun gibiler yardımlarınızı bekliyor. Sakatlar köyü için cömertçe verin." yazıyordu. Kimse Shanti ve arkadaşlarına gerçekten istediklerinin bu olup olmadığını hiç sormamıştı."
" Sonra herkes gitti ve sağlam bakıcılar kontrolü ele aldı. Günler birbirini kovalarken, bakıcılar köy sakinlerini her sabah yataklarından çıkarıp geceleri de yataklarına götürme işini bir rutine bağlamışlardı. Gün içinde de mesleki terapi uyguluyorlardı."
"[Devrim için plan yaptılar ve] Shanti hayatında ilk kez bir topluluk karşısında konuştu. "Bay Pahad'ı tanıyorum" dedi. "Sakatlara yardımlarından dolayı bir sürü ödül almış bir adam. Öyleyse neden bizi dinlemeye gerek duysun ki? Artık hakları için dilenmek yoktu. Doğru bildiğimizi yapmalıyız. Bu yolla, hem ödülleri biz alırız hem de başkalarına ne istediğimizi bildiğimizi gösteririz.""
" Bakıcılar önce afalladılar. Onların yardımı olmaksızın sakatların bir şeyler yapabileceğini hiç mi hiç beklemiyorlardı. Sonra, ayakları su ve çamur içinde kalınca ve girişlerin kapalı olduğunu görünce sinirlendiler. İşlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olduklarını görünce, "engellilerin" onların yardımlarına gereksinim duyduklarına daha fazla ikna oldular. Kapıyı kırıp içeriye koşmaya başladılar. Ama kafalarındaki acıyla kendilerini yerde buldular"
"O gün Shanti kendisi hakkında çok şey öğrenmişti. Shanti kendisi ya da sakatlar hakkında neyin en iyisi olduğunun başkaları tarafından belirlenmesini asla istemiyordu"
"Devrimden sonra yapacak çok iş vardı ve çok uzun olmayan bir süre içinde köyün havası hızla değişti..."
 
Üst Alt