Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Engelli örgütleri Hayat televizyonunda Anayasa değişikliklerini tartışıyor

Veritas

Üye
Üyelik
20 Ara 2009
Konular
29
Mesajlar
590
Reaksiyonlar
0
Bugün iş mailime düşen bir haberi sizlerle paylaşmak istedim. İlginizi çekebileceğini düşündüm. Sadece uydudan ve internet üzerinden izlenebilen Hayat TV'deki program saat 22:30'da başlayacak. Detaylı bilgileri aşağıda bulabilirsiniz.

Frekans Bilgisi
Türksat 3A
Frakans: 12525
Polarizasyon: Dikey
Sembol Rate: 30000
Fec: 5/6

31.08.2010, Salı, Saat 22.30 – Hayat Televizyonu : Hayat TV - CANLI YAYIN


Referanduma Doğru Engelli Bakışı : Hayat Televizyonu’nda Engelli sivil toplum örgütleri Referandum’u tartışıyor!

Anayasa değişiklikleri dezavantajı gruplar açısından bir avantaj mıdır?
Engelli STK’lar değişiklikler için ne düşünüyor?
Değişiklik maddeleri engelli hakları açısından neyi ifade ediyor?
Hangi maddelerle, neler hedefleniyor?

KATILIMCILAR Bülent Kelleci – Görme Engelliler Derneği Başkanı (GÖZDER)
Hakan Özgül – Türkiye Kas Hastalıkları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi (KASDER)
Mahmut Keçeci – Halk Evleri, Engelli Hakları Atölyesi (EHA)
Süleyman Akbulut – Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği Başkanı (TOHAD)
Turan Hançerli – Türkiye Sakatlar Derneği Genel Başkan Yardımcısı (TSD)
Yakup Sayın – Türkiye Kas Hastalıkları Derneği Genel Koordinatörü (KASDER)
 
Ben bunu kaçırdım. Bir şekilde kaydını internette bulan olursa lütfen buradan paylaşabilir mi
 
Maalesef ben de internet üzerinden izlemek durumunda kaldım. Biraz kesik kesikti, ama elimden geldiğince not almaya çalıştım. Aslında Anayasa değişiklik paketinin pek çok maddesini tartışacaklarını söylediler, ancak ben sadece 10. madde ile ilgili olan bölümü dinleyebildim ve elimden geldiğince not almaya çalıştım. Eksiklikler çok, ama yine de bir fikir vermesi açısından alabildiğim notları paylaşmak istiyorum.

Yakup Sayın (YS): Değişiklik engelliler için ne ifade ediyor? Hangi yeni değişiklikler getirilmek istenmiştir? Anaysa toplumun tamamını ilgilendiriyor. Fikir üretilmesi, asgari bir mutabakatın sağlanması beklenir. Toplumsal mutabakat sağlanarak mı referanduma götürülmüştür?

Hakan Özgül (HÖ): Anayasa dediğimiz metinler hukuk metinleri de olsa toplumsal bir mutabakat sağlayamayız. Anayasalar toplumun geniş kesimlerinden onay almalı. Azınlık kesimlerini mutlaka korumalı. Devletin yönetim şeklini, ödev ve yükümlülüklerini genel hatlarıyla çerçevelemelidir. Önümüzde bir anayasa var referanduma sunulmuş. Bu anayasa acaba engelliler tarafından da, engellilere de sorularak hazırlanmış bir anayasa mı? Bu anayasa değişikliği meclisin iradesi mi? Buradan başlamak gerek. Şahsi kanaatim hükümetin bir anayasasına dönüşmüştür. Öneri getirilmiştir ama hiçbiri hayata geçirilmemiştir.

Süleyman Akbulut (SA): Herhangi bir engelli derneğine bir şey soruldu mu?

Bülent Kelleci (BK): Bize sorulmadı en azından. Anayasalar meclisler tarafından irade konuluyor ama daha ziyade STK’ların da sözleri önemliydi. Sizi de kapsayan bir madde var sizin öneriniz ne sorusu sorulmadı.

Turan Hançerli (TH): Bu ülkenin başbakanı, TÜSİAD’a bile tehditvari bir konuşma yaptı. Biz küçük topluluklar olarak korkmalı mıyız? Tabii ki hayır.

SA: STK olarak devlete bağlanmak durumunda kalıyorsunuz. Sen bana bağlısın, senin kaynakların benden geliyor ve benden taraf ol yoksa seni bertaraf ederim diyebiliyor.

BK: İnsanlardan doğrudan bunu istemek bile 95’lerden sonra özellikle sizlere bunu veririz gibi bir toplumsal yapı var. Anayasa değişikliğinden önce engelli örgütlerin ne hale geleceğini tartışmayı isterim aslında.

HÖ: Görüş soruldu mu? Görüş sorulmasını da yeterli bulmuyorum. Bir mutabakat metni hazırlarken toplumun tüm unsurlarını düşünmek zorundayız.

TH: Bu dönemde hükümetin hazırladığı bu değişiklikte 82 anayasasının neden değiştirilmediğini ve kısmen bir değişiklik yapıldığını da sormak lazım. 82 anayasasının komple değiştirilmesi hükümet tarafından söylenirken neden bunu yapmıyorlar? Bunu da sormak lazım.

YS: Hiçbir engelli STK’sı ile anayasa değişikliği konusunda tartışma içine girmemişler. Engellilerin taleplerinin ne olduğu konusunda bir zemin yaratılmamış. Bugün paketi önümüze koyan AKP olsa bile diğer partilerin de engellilerin neleri talep edebileceği yönünde bir görüş alma yönünde engelli STK’larına gelmediğini anlıyoruz. Orta ve uzun vadeli program olarak engelli bakış açımız şudur diyen bir siyasi parti yoktur. Bu da bir tespittir.

TH: Engelliler olarak yaşadığımız en büyük sıkıntı ayrımcılıktır. Bize ayrımcı davranmadılar. Diğer STK’lara da sormadılar.

HÖ: Engelli denince ne akla geliyor sorusuna en çok verilen cevap merhamet gösterilecek kişi cevabı. Engellinin merhamet duygusu ne demek? Sizi insan sınıfından çıkarıyor. Bu çok kötü bir bakış açısı.

YS: Anayasanın 10. Maddesinde yapılması düşünülen değişiklikler ile ilgili AKP hükümeti pozitif ayrımcılık getirdiğini ifade ediyor. % 12.5 engelli oranının olduğu bir ülkede bu kitleye yönelik değişiklik önemli. Bu konudaki görüşleri almak isteriz. Pozitif ayrımcılık yapıyor mu?

TH: Medyada veya billboardlarda görülen evet reklamının beni çok rahatsız ettiğini belirtmek zorundayım. Pozitif ayrımcılık yapılacağı gerekçesi ile engellilere daha fazla bir hak veriliyor algılayışını pekiştiren kuvvetlendiren bir kampanya ile karşı karşıyayız. Şöyle bir yükümlülüğü var devletin: Eşitliği sağlamak. Kastımız fırsat eşitliği anlamında değil ama kişilerin haklardan eşit sağlaması yükümlülüğü getirmesi ama böyle bir şey yok. Yasaya getiren hüküm de böyle bir hüküm değil. Kişi adli makamlara bile ulaşamıyor. Merdivenler var, ekonomik durumu yüzünden ulaşamıyor. Halk veya belediye otobüslerinden yararlanarak ulaşamıyor. Fırsat eşitliğini sağlayacağım demek yerine ben size pozitif ayrımcılık sağlayacağım diyor. Bu tür tedbirlerin alınması uluslar arası hukuk kurallarına göre zaten aykırı.

BK: Anayasa ayrımcı bir uygulama getiriyor. Kadınlar özürlüler çocuklar ayrı bir gruptur. Siz ayrı bir grupsunuz. Korunmaya ihtiyacı olan bir gruptur.

Mahmut Keçeci (MK): Potansiyel bir risk barındırıyor.

TH: BM engelli hakları sözleşmesi var. Bu sözleşmenin eşitliğe ve ayrımcılığa yönelik somut düzenlemesi ile anayasa düzenlemesi arasında bir fark olması gerekirdi. Anayasa metni bu düzenlemeden daha da geri. BM engelli hakları sözleşmesinin 5. Maddesi: Ayrımcılık yapılmaması ve eşitlik. (TH bu 5. Maddeyi okudu)

HÖ: (Okunan madde ile ilgili konuşuyor) Önce eşitliğin nasıl tesis edileceği anlatılıyor. Bunlar sağlanamazsa pozitif ayrımcılık yapılmalı deniyor kısaca.

SA: 2004 yılında kadınlara pozitif ayrımcılık getirende ne deniyor şimdi ne deniyor? Eşitliği sağlamak için bir tedbir yok. Bir hak tesis etmiyor.

TH: Etmiyor ama uluslararası sözleşmelerle bu hak tesis edilmiş zaten.

SA: Uluslararası sözleşmeye imza atıyorsanız ondan daha düşük bir hüküm çıkaramazsınız. Kendi Anayasa düzenlememizde bir geriye dönüş var.

MK: Geriye doğru bir gidiş varsa bunu sorgulamak gerekir.

HÖ: Ben eşit şartlar sağlayacağım diyorsunuz aradan 1 yıl geçiyor anayasa değişikliği yapıyorsunuz ve böyle bir madde koymuyorsunuz. Bu tamamen bir geri dönüştür.

TH: Türkiye Cumhuriyeti’nin onayladığı bir sözleşmenin gerisinde olması itibariyle kadüktür.

SA: Toplumda şöyle bir kabul var. Engellilerle ilgili bir madde çıkarılsa kesin iyi bir şeydir.

HÖ: 4857'ye göre %3 kota yükümlülüğü var. Dayanağı olmadığı sürece yapılamadığını söylüyorlardı. Nasıl yaptılar?

MK: 61. Madde var. Pozitif ayrımcılık için ayrı bir maddeye gerek yok. O zaman 61. Madde işlevsiz hale getiriliyor. Sosyal devlet anlayışı 1800lü yılların ortalarında kazanılmış uluslararası bir kazanımdır.

TH: 61. Maddede tanımlanan haklarda bir sıkıntı var. Koruma yükümlülüğü getiriliyor. Korumak için bir yere hapsedersiniz. Engelliler de tecrit ediliyorlar. 61. Maddeyi neden değiştirme gereği duymadınız sorusunu sormak gerek.

BK: Yapan ciddi yapmadı bu işi. Bu tamamen bir işgüzarlık. Bir şey yapıyor gibi gösterip yapılmıyor. 2005te özürlüler yasası çıktı. Bir ayrı bir kitleyiz sürekli. Sonra bu yasaya bağlı yönetmeliklerin çıkması gerekiyordu. Onlar ne oldu? Rafta kaldı. Birden bire 10. Madde ile pozitif ayrımcılık geldi.
Bireyler oy kullanıyor. Şu anayasa oylamasının engelli camiası için hayırlı olacağını düşünmüyoruz. Biz hak kaybı olarak görüyoruz.

HÖ: 4857’nin getirdiği kota, öteleme, muafiyet… Bunlar neye dayanarak yapıldı? Anayasa mı delindi?

TH: Böyle bir şey yok aslında. Engellinin yararlanamadığı haklarını vermeye çalışıyor. Türkiye.de okur yazar oranını engellilerle normal bireyler arasında uçurum var. Bunu nasıl anlatabilirler? Engellilerin %2.42sinin yüksek öğrenim görmüş olmasının başka bir izahatı var mıdır? Demek ki eşit değildir.

HÖ: Rampayı nasıl pozitif ayrımcılığa bağlayabiliyoruz? Hastanenin önüne yapılamayan rampa anayasadaki pozitif ayrımcılık maddesinin olmamasına bağlanıyor anlamıyorum.

YS: Pozitif ayrımcılık yarattığına ilişkin söylemin aslında bir yanıltma manevrası olduğu anlaşılıyor. Aslında yerine getirmekle yükümlü olduğundan daha geri olduğu açık. Eşit haklardan yararlanabilme, toplu taşıma aracına yapılacak rampanın eşitlik ilkesinin yerine getirilmesi olduğunun altı çizildi. Yanıltmacadan ibaret.

TH: Sağlık uygulama tebliği ile engelliler hastalar iyileşme haklarını tedavi alma haklarını kullanamazlar. Bu tebliğe her yıl davalar açılır ve fakat bir sonraki yıl yeni bir manevra ile yapar. Harp malulleri için protez ve ortez diğer engellilere verilmiyordu.
 
küresel çeteler bizi yugoslavya gibi bbölmek için 10 yıldır referandum diyorlardı sonunda yapıldı görelim bakalım ne olacak
 
Üst Alt