Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

[Selma Güneş] Şiir Çalışmalarım

Üyelik
12 Mar 2008
Konular
11
Mesajlar
119
Reaksiyonlar
0
O engelli ! O benim kardeşim, koca bebeğim !!

Senin gözlerinde, olmasın hüzün.
Yaşadığın her gün, hep gülsün yüzün...
Gözyaşlarını aldım elinden...
Ben, senin yerine dökerim canım..

Abla deyip kucağıma koşarken..
Şu hayattan habersizce yaşarken....
Sana deli dediler, sevgiden yoksun insancıklar !!!.
Gülüşüne içim yandı kardeşim....

Sol yanım yıkıktı..Sağ yanım zayıf..
Ölüme gidecektin elimden kayıp...
Son bir gayret asıldım..Canımdan cayıp...
Dişlerim..Kazağında takılı kaldı...
Gözlerim..Gözlerine çakılı kaldı..Kardeşim...

Bebek ruhun kaldı..Koca bedende...
Bilemedin yaraların nerende...
Senin yerin.. Benim ciğerparemde....
Ölümüne... Yanındayım kardeşim........

Ya benden sonra.......Ya bizden sonra.......
 
Kadın !

Ana rahminde, bilindik olduğu gün,
Yüzünü buruşturur,
Erkek çocuk umutları sönmüş babalar,
Analarsa, keşke doğmasa der,
Benim çektiklerimi çekmese…

Taa çocukluğundan başlar,
Konuşmaya, paylaşmaya,
Sonraları, dırdır etmeye,
Erkeklerin deyimiyle...
Oysa çok konuşmamalıdır kadın,
Sadece gerektiğinde…
Erkeğin duymak istediğini,
Söylediğinde…

Güzel olmalıdır.
Bakımlı, tertipli, temiz,
Geceleri soğuk yatakları ısıtmalı,
Çocuklar doğurmalıdır,
Boynuna takılmış beşibiryerdeler,
Sırtından ömrünce indiremeyeceği yükler…

Gökteki yıldızları,
Sermek kolaydır yollarına…
Bir tatlı söz, bir yudum sevgi, tek açlığıdır ömrü boyunca.

Aşk biter, herkes giderken kendi yoluna,
O yanına yalnızlığı alır,
Gözyaşı kirpiklerinde takılı,
Çelimsiz yumrukları sıkılı,
Kader dedikleri hapishanelerde kilitli kalır.

Alt tarafı kadındır işte,
İnsan olduğu unutulur…
Saçı uzun aklı kısa derler,
Kellerin gururu kurtulur!
Fahişe derler, uçkuru çözülmüş erkek onunla zevk bulur.
Hizmetçidir, tüm pislikleri yıkar, süpürür.
Yasaktır tiksinmesi, ne bulanır, ne öğürür…

Patron ellese susmalı,
Koca dövse sevinmelidir,
Kasabın sevdiği deri misali.
Yerlerde sürünmelidir saçlarından,
Gerekirse hazırdır töresel ölümlere,
Kına, zaten kan rengi değil mi yakıldığında,
O taptaze gelinlerin elinde.

Okumuşsa ukalâdır,
Maaşı çoksa zaten beladır…
Erkeğin başına!
Kaynanası hazır düşman,
Evlendiğine ilk geceden bin pişman,
Kurtuluş arar, çıkmaz sokaklarda.

Dost arar bulamaz, kendinden başka
Bazen o kadındır, ötekinin yerine,
Dokunur, şehvet dolu sevgisizlik,
Dilsiz bedenlerine...

Gül/se, dikensiz olmalıdır,
Sevse kavuşması imkansız
Fedakarlığı sınırsız..
Ölse mekansız

Bizi anlamak için,
İnsan olmayı anlamak gerekir,
Ben ne yazsam faydasız.
 
Bilirmisin ?

Sen, beklemek nasıldır bilirmisin?
Yollara yapıştı mı gözlerin....
Her kapı ziline koştun mu?
Yazılmamış mektupları okudun mu, ellerin titreyerek...
Çalmayan telefonla, konuştun mu saatlerce...
Söylenmeyenleri, duyarak avunmaya çalıştın mı?
Sen... hasrete alıştın mı.....

Uykusuzluk, nasıldır bilir misin?
Tırnakların yastığını deldi mi?
Gecenin karanlığına karıştı mı,sessiz çığlıkların...
Yalnızlığın gözyaşıyla....

Ya çaresizlik...
Ya özlem nasıldır, nasıldır bilir misin....
Burnunun direğinden başladı mı hasret acısı.....
Dokunamadan, sarılamadan, söyleyemeden sevmek çaresizliğini,
Vazgeçmenin, unutmanın imkansızlığını...

Sen mutluluk nedir, bilir misin benim için...

Kavuşup kucaklaşmayı...
O sıcaklığı,o sevinci.....
Hayatlla yeniden barışmayı....
Yaşanmamış, tadılmamış ne varsa,
Geç kalmış bir mutlulukla...
Doyasıya...
Yılların acısını çıkarırcasına yaşamayı...
Bilir misin ? ?

Bilmiyorsun, gelmiyorsun.....
 
Hayali bile güzel !

Şöyle rahat bir yerde uzancaksın arkadaş !

Ellerin başının altında,

Ayaklarını da dayayacaksın rahat bir yere,

Gözlerini kapatıp,gevşeyeceksin...

Ve hayal kuracaksın...

Yaşını 18 yapacaksın mesela,

Filinta gibi delikanlı olacaksın.

Ya da taze bir genç kız...

Hani o, yaşayamadım dediklerimiz var ya,

Onları yaşamak için...

Dünyaya bir daha gelsem,

Şimdiki aklım olsa dediklerimiz için,

Hayal kuracaksın,

Kavuşacaksın, istemeden ayrıldıklarınla,

Barışacaksın, darıldıklarınla,

Gideceksin gidemediğin yerlere,

O, görüp imrendiğin oyuncağı alacaksın kendine,

Oynayacaksın keyfince,

Giyemediğin elbiseleri giyeceksin,

Dans edeceksin çılgınca,

Araba süreceksin hızlıca,

Sevdiğine sarılacaksın doyasıya,

Canının istediğini yiyeceksin,

Denizin ılık sularına atacaksın kendini,

Dağlara çıkacaksın, kekik kokulu yaylalara,

Kuzuları, kuşları dinleyeceksin,

Yıldızların altında uyuyacaksın,

Ne para düşüneceksin,

Ne zaman, ne yaş,

Ne hastalık...

Ohhh be diyeceksin..

Dünya varmışşş.

Hayal kuracaksın arkadaş..

Arasıra hayal kuracaksın.

Kim karışır hayallerimize !!!

Onlar bizim ! Sadece bizim !!

Bu kadar gerçek arasında,

Biraz da hayal kuracaksın.

Hadi !! , Herkes kendi hayaline dalsın.

Kendisi için yaşasın !!!.

Hayali bile güzel, değil mi !!!
 
Gelirsem ...

Umutlarımı, gonca sevdalarımı,
Dost yüreğimi getireceğim sana.
Bekle beni..Bekle...
Kırmızı halı serme yollarıma,istemem...
Bir beyaz sayfa aç, mutluluğun defterinden o yeter.
Silip geleceğim hüzünlerimi..
Gönül anahtarım cebimde.

Yeni hayat sokağında, köşe başında bekle beni.
Avuçlarından içir taze suyumu,
Ekmeğime katık olsun gülüşün yeter..
Yıldızların altına ser, tek bir kilim,
Uyut,omuzunun huzur uykusunda,
Yorgunum..Uyuyacağım.
Ellerimi tut, sımsıkı sarıl,
Kavuşmuş gibi..Daha ayrılmadan.

Gelirsem..Sana bırakacağım canımın yarısını,
Canına can katsın.

Döneceğim gün, saklama gözyaşını bırak,
Bensizliğine yoldaş olsun, akacaksa aksın.

Bir sözüne, bir sözüne taht kurarım gökyüzüne..
Bir sözünle yıkarım sırça sarayı..

Belki de usulca, sessizce çıkarım hayatından
Geldiğim gibi, gidilen yollara..
Kırık umutlarımı martılara savurup,
Bir adımda , bin yıl uzağa gider hayallerim.

Sen, elinde solmuş bir gül,
Olmadığım sokaklarda beni ararken,
Ben, yanıma alırım gözyaşlarımı.
Hoşçakal derim, arkama bakmadan,
Boynum bükük..Döner giderim,geldiğim gibi.

Gelirsem sana..
Dönersem. dönülmezlere giderim.
Seversen sana..
Sevmezsen, sevmeyi bilene giderim.
 
Köpeğin Vedası .

Beni çok özlediğini yukarılardan görüyorum.
Yokluğumdan duyduğun acıyı hissediyorum.
Evin içinde,tüylerim her yerde,
Kokum, o evde biliyorum.
Benim ölümümü yok oluşum diye düşünme,
Ben sevgini verebildiğin her yerde,
Her şeyde olabilmek için,
Bedenimi değiştirdim sadece.
Etrafına bak,
Sevgi ile bak, beni göreceksin.
Şu anda okuduğun bu satırlardayım.
Sana bakıyorum gülümseyerek,
Kuyruğumu sallıyorum sevincimden,
Ben baktığın her yerdeyim.,
Ben sevdiğin her şeydeyim.
Ayak ucunda yatışımı özlediğinde,
Yine ordayım.
Bir çocuğun saçlarını okşa,
Tüylerimi okşadığında hissettiğin huzuru bulacaksın.
Bana sarılmak istediğinde,
Sarıl sevdiklerine, beni hissedeceksin.
Islak burnumu, kara gözlerimi,
Gülümseyen,sevgi dolu bakışlarımı,
Bir bebeğin yüzünde de bulacaksın,

Ben beni yaşattığınız her yerde,
Sizinle olmaktan mutlu oldum.
Beni doyurdunuz,okşadınız, sevdiniz hepiniz.
Aranızda sevindim,koşturdum oynadım.
Çişimi olmadık yerler yaptım.
Bir bebek kalmak istedim, beni sevmeniz için.
Hiç büyümedim, hep sevilecek kadar küçük kaldım.

Ama vakit geldi... Aranızdan ayrılmak zorundaydım.
Ben de sizleri çok sevdim, çok sevdim..
Üzgünüm... Ölmek zorundaydım...
 
Saklı mutluluk

Elim kalem tutardı, yıllar öncesinden,
Sözün duyulmadığı sesleri,
Yazardım satırlara.
Damla damla gözyaşları asardım,
Renksiz duvarlara.

Sevmek için iki yürek gerek derler,
Ağlarken tek...
Tutunmak istersin,
Sarılmak istersin,
Tek olmak istemezsin..

Yalnızlığın körebe oyunu,
Yıllarca oynanır,
Sanırlar ki..
Yaşanmamış duygular,
Acı hatıralarda kalır.
İnsan kendini rüzgarın önünde,
Savrulan yaprak sanır...

İliklerine işler yalnızlığın soğukluğu,
Mahşeri kalabalıklar,
Isıtmaz yaralı ruhunu,

Bir umuttur sürükleyen,
Yaşam denen labirentler arasında,
Saklanmış mutluluğu arar,
Döndüğü her köşe başında,
Çaldığı her sevda kapısında.
Yıllar, aramakla geçer,

Gün olur, bitmeyen yolların bir yerinde,
Ömür pes eder...
Buraya kadar der...
Benden buraya kadar...

Yine isyanların kalemini, alırsın eline,
Sessiz çığlıkların duyulur,

Çaresiz umudun, saklı mutluluğu
Sonsuz uykuda, seni beklerken bulur.

Gözyaşların kurur,

Adın unutulur...

Hayat, adresi bilinmez mutluluğu,
Aramaya çıkmış, umutlarla doludur.

Bulan olsa da,

Bir köşede saklamayı unutur...

Unutur...
 
Öğren bunları !

Acının yüzü soğuk, sakla kendine,
El niye dövünsün, senin derdinle,
Yas bile biter, kırk yemeğinde,
Yaranı sarmayı, sen kendin öğren.

Akmayı unutsun, söyle gözüne,
Sen yanarsın, ben yanarım özüme,
Düşüp kalsan, yanında olmaz hiç kimse,
Kendin için ayakta durmayı öğren.

At artık dertlerini, sustur ağıtlarını,
Sil ömrünü tüketen, acı hatıraları,
Kendine yaşa biraz, bırak başkalarını,
Şu kısacık hayata,gülüp geçmeyi öğren...
 
Dost yalnızlığım

Sonbahar, hüznünü attı içime,
Dallarda sarardı, yaprak düşerken,
Yine efkar sardı, dört bir yanımı,
Yalnızlıkla içtim, şafak sökerken.

Kaç yıl oldu, tanıştık hep yanımdasın.
Soğuk gecelerde yatağımdasın.
Alıştım sesine kulağımdasın,
Ne vefalı dostumsun, sen yalnızlığım.

Duvarları renkten renge boyarsın,
Ben yürüsem, sen peşimden koşarsın...
İsyanımla kızar, sevincimle coşarsın,
Saklı gizli ağlarız, seninle yalnızlığım...

Deli bunlar derlerdi, görseler halimizi.
Sessiz at kahkahanı, duymasın kimse bizi.
Tek kadehte içelim, yudumla derdimizi...
Aklına gelip de.. Ararsa... Biri bizi ...

Kalk sen aç kapımızı,dost yalnızlığım.
 
Hanım kovdu kıraathanesi !

Bir telaştır..Geçti yıllar...
Okul., iş.,evlilik...Çocuklar...
Olduk...
Okuldan mezun...İşten emekli...
Evlilik yorgun..Çocuklar büyüdü..Sorunlar feryat..
Yahu tutun..! Yakalayın..Kaçıyor hayat ...!

Kalktı, dolaplara naftalin poşeti ile..
Takım elbise... Resmi kravat....


Odacı'ya teslim ettim...
Kaşe'leri, evrakları...
Maaş kuyruğunda anladım...
Ne onay kalmış,ne makam,ne rütbe ne istihbarat...
Hep beraber kuyruktayız..Hepimiz yorgun erat...

Emeklisin ya.. Erken kalkma sabahları...
Biraz daha yat....
Dikildi tepemde kredi kartı, aidat..
Hadi yat kolaysa...Yatabilirsen yat...

Kahvaltıdan kalkınca elimde alışveriş listesi...
Misafir gelecekmiş, mutfakta börek tepsisi..
Cepte'ki son parayı aldı zaten bizimkisi...
Hiç bitmiyor..Darphane'nin çilekeş mesaisi...

Mahalleli davet etti, yeni bir yer açılmış...
Lafın belini kırıp, gel bir fayans dizelim..İ
İki mars, bir oyunda tavlayı ögretelim....

Yahu! adres neresi.....
Gülümsedi birisi...
Adı dedi...Hanım kovdu kıraathanesi.!!!..
 
Bırak elimi ANNE !

Nefes alamıyorum anne..
Bu sevgi yorganını çek biraz üstümden...
Üşümem lazım anne...
Güneş'e sevinmek için...
Bırak yansın elim sobadan...
Acıyı tanımalıyım...
Bırak silme gözyaşımı, erkekçe ağlamalıyım....İçimden geldiğinde..
Dövüşmeyi öğrenmeliyim anne...
Haksızlıklara karşı durmayı, yürekli olmayı....
Uslu çocuklar dayak yiyor anne....
Yemeklerin en lezzetlisini..
Bol kepçe koyma tabağıma...
Açlığı ögrenmeliyim....
Takma şu nazar boncuklarını..İğde dallarını..
Kader savaşında sırtımı sıvazla benim...
Babamdan gizli harçlık koyma
cebime..

Alın teri dökmeliyim.,emek vermeliyim..
Çalışıp, kazanıp helalinden yemeliyim...
Ağlama..vatan borcuma gidersem...
Ölürsem, şeref olsun şehitliğim..
Gazi dönsem, bıraktığım her bir parçam şanın..

Sağ salim dönersen anne...Paylaş gururunu babamla...

Bir sevdiğim var anne..
O da bir başka can katıyor canıma..
Paylaş sevgini anne....
Onun da elini tutayım..

Bırak elimi anne....Sevmeyi..Sevilmeyi öğreneyim...

Bırak elimi anne...Ben.. Artık... Büyüyeyim....
 
Aşk kazandı !

Elimde, tozlu dâva dosyam,

İçinde, hayat delillerim.

Nöbetçi mahkemeler kuruldu yüreğime.

Yaşanmamış duygulara borçlu çıktım.


Her bir alacaklı dikildi karşıma.

Rüyalarım suçladı, hayallerim suçladı.

Bedenim, yaşamadım dedi,

Yaşatmadın..


Ruhum yaralarına,

Gönlüm,üstüne örttüğüm ölü toprağına öfkeli.

Sadece gözyaşım geri çekildi.

Alacağı yokmuş gözlerimden.


Saçlarımdaki ak teller,

Yüzümdeki çizgiler..

Bakışlarıma yerleşmiş hüzün, şahidimdi.

Nöbetçi mahkemeler kuruldu yüreğimde.

Ömrüm yargılandı.

Karar açıklandı: suçlu

Ceza: müebbet sevda

Nöbetçi mahkemeler kuruldu yüreğime.

Sen sevdin, ben sevdim..

Aşk kazandı !
 
Vaz geçme benden.

Kalk, toparlan düştüğün yerden,

Tut uzattığım ipi,

Çık o kuyudan,

Çırp, üstüne bulaşmış ne varsa,

Savur gitsin rüzgara.

Geçmişe kov, adı kara günleri,

Umutlarla taşırım seni baharlara,

Dağlarıma dayan düşmezsin.

Kekik kokar ovalarım,

Çek, için tazelensin.

Yaşamak tutkun olsun,

O zaman üzülmezsin.

İnan senin için herşey,

Bir anlasan,

Dönemezsin.

Yakala beni,

Tutun sımsıkı,

Sakın bırakma.

Elinden bir kaçırırsan,

Giderim,geri döndüremezsin.

Vazgeçme benden.

Benim adım.

Hayat...

Vazgeçme benden, benim adım hayat..
 
Ne güzel şeydir aşkı yaşamak !

Gözlerine bir ışık yerleşir onu görünce,

Kulaklarında en huzurlu tınılar...

Mevsimin kış, yaz olması farketmez,

Yüreğinde ilkbahar çiçekleri,

Cıvıl cıvıl kuşlar...

Ne güzel şeydir, aşkı yaşamak !

Ten, tene değil ruh a dokunur.

Bir bakış mutluluk , kaş çatış hüzün,

Dilerim gönüller huzurla dolsun.

Ne güzel şeydir , aşkı yaşamak !

Anlatır şiirler , söyler şarkılar,

Derde deva olur , güzel duygular.

Ne kırlaşmış saç, ne sıkıntılar,

Umursanmaz olur tüm yorgunluklar.

Ne güzel şeydir , aşkı yaşamak !
 
Üst Alt