Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Ferhat Tunç

ticet77

Aktif Üye
Üyelik
4 Kas 2009
Konular
22
Mesajlar
1,650
Reaksiyonlar
0
Bir dilin bütün sözcüklerini kullansam seni tarif edemeyeceğimi biliyorum.
Ulaşılmaz oldun hep; dokunmak, hissetmek ve dolu dolu yaşamak isterken seni,
Payıma düşen her şeyi erteledim.
Ama erteleyemediğim bir şey vardı, sana benziyordu.
Su olsan dokunduğumda bozulurdun, bozulmayan bir ‘şey’din...

Gidilecek bir yer olsa sonu olurdu, sonu olmayan bir ‘şey’din...
Uykuda görülecek bir rüya olsa uyanırdım, beni rüyamdan uyandırmayacak bir ‘şey’din...
Simsiyah saçların olsun istiyorum, ama bahtın değil...
O gün seni gözlerinden, Anafatma’dan, üç ırmağın birleştiği yerinden öpeyim desem, aklına ırmaklar gelir.
Düşün ki yılan dağından aşağı iniyoruz ve dünyada sadece iki kişilik türkü kalmış, onu söylüyoruz.
Öyle bir ‘şey’sin sen...
Seni düşündükçe yoruluyorum desem dünyanın en büyük yalanı olur.
Yalanım yok...

Bu günden yarına ne kalır bilmem, ama sen kalırsın tıpkı yatağı değişmeyen bir ırmak gibi...
Yaşadıklarımız azdı, zamana sığmadık yaşamak isterken her şeyi.
Bu gün şarkı söylüyorsam, o gün şarkı değil, şarkı gibi seni yaşamak isterim.
Halkıma benziyordun, bir yanın göç, bir yanın toprak kokuyordu hep.
Gezmediğim yerin kalmadı, bazen yasaklandın bana, bazen suç gibi boynumda taşıdım seni.

Yedi telli sazımla bile tam anlatamadım.
Sen bir uçurum gülüydün, ellerimi her uzattığımda bin kırıkla geri döndüm.
Yasaların bile tanımlayamadığı bir ‘şey’din sen.
Haritalara sığmazdın, her ülkede bir başka gülüyordun, uzundun, inceydin, dokunduğumda nereli olduğumu seninle hatırlardım.
Bana hep kendimi hatırlatan bir ‘şey’sin sen...
Uzaksın, yakınsın, özlenensin ama bugün değil, yarın gibi bir ‘şey’sin sen...

Bugün her şeyi değiştirmek için çabalarken, sen değişmeyen olarak duruyorsun karşımda.
Kabul ediyorum. Dünyaya bu kalsın, ama sen bilme...
Dünyada kaç iklim, kaç zulüm, kaç ölüm var? Bir seni bunların karşısına koymak nasıldır bilemezsin.
Bilme!..



Bugün her ölümle biraz ölürken, seni düşündükçe hayata dönüyorum yeniden.
Gecenin en karanlık yerindeyim, bir sigara ateşinin aydınlattığı kadar ışık bile olsan yine de istiyorum seni.
Sadece benim seni anladığım, kimsenin unutmamak için defterine not düşmediği, ama hayatımda hep bir dipnot olarak kalan kendi yasaklarım gibi unutmuyorum seni.

Dağları delmiyorum, inmek istiyorum oralardan.
Hepiniz gibi aynada saçlarımı taramak, “günaydın” der gibi sokağa fırlamak ve şarkı söylemek istiyorum sana.

Adına aşk diyorlar, gelecek diyorlar... Bana yetmiyor. Her şarkımda sana bir adım daha yaklaşmak istiyorum.
Bir başka dilden seviyorum, kırmızıdan daha uzundur...

Gelincikler gibi bir mevsim değil, dört iklim, köşe bucak, kim ne derse desin geri dönecek yerim yok, bir kentin ortasında
çığlık çığlığa bağırarak tek başına kalsam da yine seviyorum seni.
Bu bir suç duyurusudur, kendimi ihbar ediyorum

YALAN SEVDALAR
Yağmur yağardı biz ağlaşırdık
Kaldırımlar boyunca
Bir hüzün vardı sanki aramızda
Susardık ay batınca

Birden yüzün solardı
Birden gözün dolardı
Birden bırakarak ellerimi
Uzun uzun ağlardın

Yalan bu sevdalar
Yalan bu gözyaşları
Yalan bu ayrılıklar yalan
Solan bir çiçekten
Kırılan bir yürekten
Başka ne var elde kalan

Yıllar uzardı mahzunlaşırdık
Hasretin kollarında
Yollar tozardı kavuşamazdık
Dağların yangınında
 
Teşekkürler ticet77.
Çizgisinden asla taviz vermeyen, doğruları söyleyen bir güzel dost. Sağolasın...
 
kardeşim çok güzel yüregine saglık :)
 
rica eder teşekkür ederim arkadaşlar ben sizinle varım:)
 
:D:D:Dsen bi damarıma bas gizemin nazikliğe bak sonra:D
 
damarına basınca noluyo anlamadım daha çokmu nazik oluyon :):)
 
evet daha çok nazik oluyorum sertinden:)
 
valla bisenden duydum :):)nazik sert olundugunu
 
askımızın kıblesinde sessiz ırmaklar
yatağını zorlayarak akar geceden
can yakan zakkumun kurur kökleri
aydınlanır bozkır söz inceldikçe

kim diyor ki içerdeyim
bir dizi gül içindeyim
sızıyor biryerlerden sızıyor biryerlerden
biryerlerden bahar kokusu

aşkımızı zorluyor kanlı hançerler
direniyor inanç sevdadan yana
körlerin kıblesinde daralan yaşam
genişliyor gökyüzü hesaplandıkça

kim diyor ki içerdeyim
bir dizi gül içindeyim
sızıyor biryerlerden sızıyor biryerlerden
biryerlerden bahar kokusu

YAŞAMAK GÜZELDİR ANNE
Anne ben senin oğlunum
Kanayan bir yurdum var
Anne ben senin oğlunum
Sönmeyen bir umudum var

Ellerimi tutma ne olur
Beni ağlatma ne olur
Anne ben senin oğlunum
Bu kavgaya inancım var

Yasamak güzeldir anne
Yasamak senin için
Yasamak güzeldir anne
Yasamak yarınlar için

Ölmek yaşamaktır yine
Halkının yüreğinde
Ölmekte güzeldir anne
Ölmek özgürlük için

Anne seni seviyorum
Sana ihtiyacım var
Anne seni seviyorum
Ciğer delen bir acım var
ÖZLEMİN DİLİ OLSAYDI...!
Günler gördüm gün içinde
Geceler gündüz içinde
Seni gördüm görmeseydim
Düşerken kanlar içinde

Özlemin dili olsaydı
Yüregimiz söz olurdu
En amansız fırtınalar
Gelir bizi bulurdu

Kimi zamanlar külhandık
Kimi zamanlar şakacı
Her şey öyle degiştiki
Yitirdik biz bu havayı

Özlemin dili olsaydı
Yüregimiz söz olurdu
En amansız fırtınalar
Gelir bizi bulurdu

Güzel günler düşlemiştik
Sevmiştik hem sevilmiştik
Yangınların arasında
Yeminlere sarılmıştık

Özlemin dili olsaydı
Yüregimiz söz olurdu
En amansız fırtınalar
Gelir bizi bulurdu
 
Üst Alt