Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Altay Öktem

öyküekin

Aktif Üye
Üyelik
22 Ağu 2009
Konular
57
Mesajlar
1,264
Reaksiyonlar
0
MAVERAÜNNEHİR DÖKÜLMEZ!

belki seni severim umurumdasın
yalnızsın, yaralısın, sarışınsın
bir kedi yavrusunun damdan düşüşü
kadarsın, ılıksın, suçlusun

çocuklar kızmazlar bana gidersem
susarlar derslerde -bu iyi- denklem çözmezler
fatih istanbul'u alır mı bilmem
ama maveraünnehir dökülmez!

önce ben öperim gizli yerlerinden
sıcak yerlerinden, buruk yerlerinden, korkak yerlerinden
sonra bütün mahalle öper umurumdasın
çocuklar kızmazlar bana dönersem
nasılsa maveraünnehir dökülmez!

bileyciler, çingeneler, teneke tamircileri...
her sözcük bir mermi gibidir bana
bir kadını bir kadın gibi izinsiz sevemem

belki umurumdasın evet umurumdasın
bir yaprak düşer yere; çıt. işte sonbahar
gibisin, ıslaksın, çok uzaktasın
 
İBRANİCE SEVDİM SENİ

ezik bir kuşun kanadını okşar gibi
boynu kırılmış bir simitçinin yerlere yayılan
tezgahını toplar gibi ibranice sevdim seni

değişen bir şey yoktu, aynı sokaklardaydı bata çıka
yürüdüğümüz, durup kıyısında kustuğumuz aynı
cami avlusuydu, aynı bıçaktı dokundukça
parmak uçlarımız ıslandıkça, ağzımız kalınlaştıkça
kabardıkça sesimizin ulaştığı yerlerimiz
aynı bıçaktı girip girip çıkan yalnızlığımıza

kan akmazdı çünkü kandan daha anlamlıydı sevgimiz
canımız acımazdı elbet birbirimizden
acı yoksul bir köylünün kara sabanına takılan
altın dolu küpü sırtlamaktı, sarı bir hatıraydı
savrulup giden bir yaprağın ardında bıraktığı

bütün dillerini öptüm, yalnızca
ibranice sevdim seni

Altay ÖKTEM
 


Sen Bir Dağsın Esmer Adamların Durmadan Kazdığı


bir dünya varsa eğer kitapların yazdığı
babamın anlattığı doğruysa yani; öyle bir dünya
sen dışındasın hem de merkezisin bir anlamda
eğri bir biçimsin birlikte yakalandığımız

kendisiyiz hep suçlanan bir sesin
yağmurda kaybolmuş bir kedinin korkusuyuz
ya da buna benzer bir şeyiz; hiçbirşeyiz

az çekilen bir ceza gibi tırmanmıştık hayatı
anımsa; aşk uzun süren uykusuydu evcil bir kışın
ya da öyle sanmıştık; bütün suçları işledik ne güzel

şimdi güpegündüz ben bir dağı kazmaya gidiyorum
sen bir dağsın esmer adamların durmadan kazdığı

hep başkalarının kollarında seviyoruz hayatı
raydan çıkan tren ne kadar severse enkazını
o kadar. onun kadar seviyorum inan suçlarını

aşk tek kişiliktir, bütün deliler bilir sayı saymasını
ve sarılıp yatmanın anlamı yoktur kaldırımlarda
eğer fazla yaşlanmışsak bir anda. fazla ıslanmışsak
hiçbir acı dönüşmez başka bir acıya

bir dünya varsa eğer kitapların yazdığı
yırt bütün kitapları. beni sevdiğini kanıtla
yatağını açık tut bütün aşklara
 
Kuşlarım Üşüyor



cebime tıktığım kuşlar çok üşüyor
ben de üşüyorum desem kim inanır
bunca yıkıntının altında
bunca kırık cam batmışken ayaklarıma

belki yine seviyordur diye bir papatya kopartıyorum
yapraklarını yoluyorum,çiğniyorum,zıplıyorum üstünde
nasıldı bu fal, yani nasıl açılırdı bir kapının kilidi
anahtarı deliğe sokmadan önce

tüfek omza deme komutanım,komik oluyorsun
omuzum olsa başka şeyler yüklerdim üstüne
bir palyaçonun burnunu örneğin
dövüşçü horozların kopan tüylerini
kullanılmış bir mendili koyardım
sonra sıyırırdım kendimi yeryüzünden
yok,yeryüzünü sıyırırdım kendimden

cebime tıktığım kuşlar çok üşüyor
geriye sayacağım söz veriyorum,vurmayın
vurmayın kuşlarım ağlıyor,geriye sayacağım

anne hangi sayıdan başlayacağım?
 
beni yanlış evlerde aradılar, süt dökmüş kedilerin,
kapısı kilitli dağların yamacında. gereğinden fazla
süren suskunluğun eşiğindeydim oysa.

kadınları, kuşları, kendimi. pamuk tarlalarını hiç
terketmedim ama. beni yanlış evlerde aradılar, ku-
rumuş bir bahçenin duvarında.

yüzüne yaz değmiş çocukluğun saflığındaydım,
kıskacında. orada.

çay içiyordu. sıkılıyordu. hamamda şarkılar söylü-
yordu görüntüm. işbaşı yapıyordu çalıntı zamanlarda.

oysa geri dönecek gücü kalmayana dek yüzüyordu su-
larda. ölümsüzlüğü düşlüyordu; paylaşılan bir ölümün
sınırını. iki yüzü keskin bir bıçağın kınını, onu.

ayna.

beni yanlış öptüler aslında.
 
Üst Alt