Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

William Blake

Dante

Üye
Üyelik
4 Nis 2003
Konular
30
Mesajlar
427
Reaksiyonlar
0
The Tyger!

Tiger! Tiger! burning bright
In the forests of the night:
What immortal hand or eye
Could frame thy fearful symmetry?

In what distant deeps or skies
Burnt the fire of thine eyes?
On what wings dare he aspire?
What the hand dare seize the fire?

And what shoulder, & what art,
Could twist the sinews of thy heart?
And when thy heart began to beat,
What dread hand? & what dread feet?

What the hammer? what the chain?
In what furnace was thy brain?
What the anvil? what dread grasp
Dare its deadly terrors clasp?

When the stars threw down their spears,
And water'd heaven with their tears,
Did he smile his work to see?
Did he who made the Lamb make thee?

Tiger! Tiger! burning bright
In the forests of the night:
What immortal hand or eye
Could frame thy fearful symmetry?


Türkçe Çevirisi: Selahattin Özpalabıyıklar


Kaplan! Kaplan!

Kaplan! Kaplan! gecenin ormanında
Işıl ışıl yanan parlak yalaza,
Hangi ölümsüz el ya da göz, hangi,
Kurabildi o korkunç simetrini?

Hangi uzak derinlerde, göklerde
Yandı senin ateşin gözlerinde?
O hangi kanatla yükselebilir?
Hangi el ateşi kavrayabilir?

Ve hangi omuz ve hangi beceri
Kalbinin kaslarını bükebildi?
Ve kalbin çarpmaya başladığında,
Hangi dehşetli el? ayaklar ya da

Neydi çekiç? ya zincir neydi?
Beynin nasıl bir fırın içindeydi?
Neydi örs? ve hangi dehşetli kabza
Ölümcül korkularını alabilir avcuna?

Yıldızlar mızraklarını aşağıya atınca,
Göğü sulayınca gözyaşlarıyla,
Güldü mü o, görünce eserini?
Kuzu'yu yaratan mı yarattı seni?

Kaplan! Kaplan! gecenin ormanında
Işıl ışıl yanan parlak yalaza,
Hangi ölümsüz el ya da göz, hangi,
Kurabilir o korkunç simetrini?
 
THE LITTLE BLACK BOY

My mother bore me in the southern wild,
And I am black, but O! my soul is white;
White as an angel is the English child,
But I am black, as if bereav'd of light.

My mother taught me underneath a tree,
And sitting down before the heat of day,
She took me on her lap and kissed me,
And pointing to the east, began to say:

``Look on the rising sun: there God does live,
And gives his light, and gives his heat away;
And flowers and trees and beasts and men receive
Comfort in morning, joy in the noonday.

``And we are put on earth a little space,
That we may learn to bear the beams of love;
And these black bodies and this sunburnt face
Is but a cloud, and like a shady grove.

``For when our souls have learn'd the heat to bear,
The cloud will vanish; we shall hear his voice,
Saying: `Come out from the grove, my love & care,
And round my golden tent like lambs rejoice.'''

Thus did my mother say, and kissed me;
And thus I say to little English boy:
When I from black and he from white cloud free,
And round the tent of God like lambs we joy,

I'll shade him from the heat, till he can bear
To lean in joy upon our father's knee;
And then I'll stand and stroke his silver hair,
And be like him, and he will then love me.


William Blake


küçük zenci çocuk


vahşi güneyde doğurmuş annem beni,
karayım ben,ah! ruhum beyazdır ama:
ingiliz çocuk beyaz, tıpkı bir melek gibi,
karayım ben sanki ışık deymemiş tenime,

annem bana bir ağacın altında öğretti,
oturuyorduk, gün ısınmamıştı daha,
kucağına aldı öptü okşadı beni,
şöyle dedi uzatıp parmağını doğuya .

güneşin doğduğu yere bak, orada tanrı,
yaşar ve ışığını, sıcaklığını gönderir bize,
çiçeklere, ağaçlara, hayvanlara, insalara,
sabahları huzur verir, öğleleri neşe.

dünyada küçük bir yere yerleştirildik biz,
aşk ışınlarına dayanabilelim diye;
bu kara gövdelerimiz ve bu yanık yüzümüz
karanlık bir korudur, buluttur aslında.

ne zaman ki ruhlarımız sıcağa dayanacak,
yok olacak bulut duyacağız onun sesini
çıkın korudan ey sevgim, kaygım! diyecek
altın çadırımın etrafında eğlenin kuzular gibi."

böyle söyledi sonra da öptü beni annem,
ben de böyle söylüyorum işte ingiliz çocuğa
bulutlardan kurtulup da tanrının çadırının,
etrafında eğlenirken kuzular gibi.

onu sıcaktan ben koruyacağım, ta ki
o babamızın dizine neşeyle çökene dek,
sonra durup o gümüş saçlarını okşayacağım,
ona benzediğim için o da beni sevecek.
 
Vay vay...William Blake'i burda görmek ne güzel!

we'r born to the endless night!
 
Gizli Aşk
Asla uğraşmam senin aşkını anlatmaya
Aşkın asla anlatılabilir gibi değil;
Rüzgâr hafif bir kımıldanış yapar
Sessizce, görünmez bir şekilde.

Söylerim aşkımı, söylerim aşkımı,
Söylerim tüm kalbimle bunu,
Ah! Titriyor, üşüyorum, uslanmaz korkular içinde
O beni terk etti edeli.

Kısa bir müddet sonra geldi bana o kız,
Kendine başka bir yâr bulmuş,
O adam iç çekişleriyle götürdü onu;
Sessizce, görünmez bir şekilde.

William Blake
Love’s Secret
 
songsie.aa.p39.100.jpg


The Sick Rose

O Rose, thou art sick.
The invisible worm,
That flies in the night
In the howling storm:

Has found out thy bed
Of crimson joy:
And his dark secret love
Does thy life destroy.

----------------------------------------

Hasta Gül

Ah gül, öyle hastasın ki!
Uğuldayan fırtınada
Gecede uçan
Görünmez kurt,

Kızıl coşkuyla dolu
Yatağını buldu!
Ve karanlık, gizli aşkı
Seni kuruttu.

------------------------------------
 
İşte olay budurrrrrrrrrrr....

Bende diyordum ki, sevgili dante avatarına William Blake alır da onun eserlerinden niye hiç söz etmez?....

Evet Oblomowluktan kurtuluşunun resmidir bu. :D

Canımcım, ressamlar ve eserlerinde anlatmaya çalıştığım William Blake in hayatını anlatan filmi de sinema bölümünde anlatırsan, ki benim en çok sevdiğim filmlerden bir tanesidir ve benim yakışıklım başrolde oynamıştır, ve bizlere küçük örnekler verirsen bu adama karşı görevimizi yerine getirmiş olacağız. Bu görev senindir. hadi bakalım...

William Blake
Resimlerini daha çok mu seviyorum ne?!!!!!!
 
ah andante :)

en zor görevi de bana yüklemişsin, zor olanı baştan seçtiğim için kaybediyorum galiba ben..

noktalama işaretlerine onlarca anlam yüklemiş, bizle aynı dünyada ama farklı bir boyutta yaşamış dengesiz bir adamla ilgili üstünkörü birşeyler yazmak olmaz, zor olmasını da geçtim, bomboş vakit ve temiz kafa lazım

ha bir de Dead Man William Blake'in hayatını anlatmıyor, yönetmen Jim Jarmusch'un Blake'den etkilendikten sonra hayatının filmini ortaya çıkarmasından ibaret. Jarmusch filmde Blake'in etkisini sembolizm ve metafor yüklü anlatımıyla hissettiriyor. Eşsiz bir Western filmi olduğu tartışmasız ortada. Eh Depp'den başka biri de oturmazdı herhalde o role :)

Öyle çok ayrıntı var ki; Thel karakterine el atıcam "The Book of Thel"'e çıkıcak konu, "Some are born to sweet delight and some born to the endless night" (halaz'a selam olsun..) diyecem, Jim Morrison'da Jarmusch gibi Blake'den etkilenenlerden biri, bakın sonra da The Doors'a kavuştuk bu sayede diyecem arap saçı olacak herşey..

geç olsun ama güç olmasın, pek yakında diyelim..
 
Dante 'Dead Man' demiş;kokusunu aldım da geldim :D

Eşsiz bir western filmi kesinlikle...Bir çok insana Blake şiirleri okutmayı başaran da bir filmdir ayrıca...Blake filmde populer kültüre bir meze olmuştur sadece..Gayet de tadında bir yakıştırmayla filmde ana sembollerden biri olmuştur.
Neil Young da minimal minimal müziklendirmiş..Oh ne ala!!
Her karesinden tablo çıkar filmin desek...Evet ,belki birazcık abartmış oluruz...Abartılar da biracık olsun gerçeğe göz kırpar..

Şimdi Morisson da demişsin...Beatle şairlerini düşürdün içime..
Açma şimdi algı kapılarını,hiç sırası değil!!

Sevgiler olsun...
 
Blake ten etkilenmeyen birini düşünemiyorum bu anlamda.

Ya Dante!!! tutmasın Oblomowluğunnnnnnnn, sen bu filmi işle iki gözüm. Tamamı tamamına Blake in hayatı olmasa da bana göre onun hayatını anlatan bir filim.

Bu işi yapacaksın azizim, kurtuluşun yok; ya bugün ya yarın ama yapacaksın . Bu avatarı taşımak o kadar kolay bir şey değil çünkü.



Adamdaki eleştiri yeteneğine bak yaaaaa. Newton u eleştiriyor bu resimde bildiğiniz gibi.

Ben sabırlıyım Dantecim bekleyeceğim.... :D
 
yok yok kaçmıyorum andante söz :)

şu sıra işlerim yoğun anca fırsat buldukça foruma göz atmaya vakit buluyorum ama gereken neyse yapılacak.

ha bir de boş durmuyoruz müzik bölümü için süper bir süpriz gelecek yakında, buna bayılacak kişilerin başında da eminim sen olacaksın..

---------------------------------------------------------


Asla Uğraşma: Aşkını Anlatmaya

asla uğraşma aşkını anlatmaya,
aşk varolur yalnızca dile gelmeden;
nasıl hareket ederse soylu rüzgar
sessizce, görünmeden.

anlattım aşkımı, anlattım aşkımı,
anlattım ona tüm yüreğimdekileri;
titreyerek dehşetli korkularla, buz gibi,
ah! yanımdan ayrıldı.

uzaklaştıktan az sonra benden,
bir gezgin onu elde etti,
sessizce, görünmeden:
ah, bu inkar edilmezdi.

---------------------------------------------------------
 
Üst Alt