Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Aydın Öztürk

KUZEY

Üye
Üyelik
17 Şub 2005
Konular
32
Mesajlar
509
Reaksiyonlar
0
BİR SEVGİ KIRILMASIYDI

Her adımda pul pul çözülen
paslı kapıların gıcırtılarıyla geçiyorum
ardımsıra yıkıntılar sürüyerek sokakları
solugumda duman acısı, vantuzlar, avcı fakları
çekiliyor damarlarım, ellerim soguyor, gözlerim aklarda
görüp göreceğim son yağmur sağanağı mı
yüzümdeki bu ıslak serinlik
boğuluyorum yalanların emzirdiği cam fanuslarda
korkarım ki kimselerde görmeyecek
asfaltlara yıkılıp kalışımı
bir bağırabilsem, çırpınmasam
kıyıya atılmış balıklar gibi
dönsem derin sularıma
dönsem diyorum
dört bir yandan çoğalıp yüzüme çarpıyor
duvarlardan yıllar önce silinmis sloganlar
bedeni kurşunlarla doldurulmuş
bir ölü doğruluyor kıyısında anıların
incinmiş bakıyor
mendireklerde dalgalarca kırılışıma
gök gürlemeleri düşüyor aramiza
sabahi ikiye biçiyor sesi
postal seslerinin yankılandığı gecelerde
birlikte yazmadık mı diyor
silinmiş bütün sloganları göstererek
beni vurmuşlardı
ardından kurşunlarla sense firari
duvarlar kanıyor
kanıyor yapraksız dalları ağaçların
gökyüzü kanıyor, bulutlar, kuşlar
billurdan kırmızıya dönüyor yağmur
rüzgar kanıyor
vivaldi kemanlarını silerek sokaklardan
kan, kanıyor
dağılıyor
soluğumda duman acısı
vantuzlar
avcı fakları
ey umut
utandırma beni
serme yorgun dalgalar gibi
keskin çakıl taşlarına sendeleyişimi
bir sevgi kırılmasıydı
bir boran
izlerimi silen tipi
üzülmüşlüğümle gözgözeyken
bakma öyle
yanaklarımda acıyor
gözlerinin sıcak izi
ey umut
utandırma beni
yüzümü gölgeler gömerek kaçmadım
utançlar çizilmedi ömrüme
hep bir sarmaşıktım insan uçurumlarında
tuzla sulanan toprakta
yeşeren inat
yılgısına çekerken
durgun sularda soldurmadım şıvgınlarımı
hep bir patlayışın ardından
zifir geceye atılan kıvılcımdım
sesimden önce
bir sevgi kırılmasıydı
bir boran
izlerimi silen tipi
üzülmüşlüğümle gözgözeyken
bakma öyle
yanaklarımda acıyor
gözlerinin sıcak izi
ey umut
utandırma beni
kuralsız bir sevgi
umudumu da yoracaksa eger
bir çift kumrunun sarılışını
bağrıma bastırır gibi
ayrılıkta yakışır bana
yaralı ceylan ürkekliğiyle ovada
isyanlarımı saklayıp
kırarcasına dişlerimin sızısına
dağların yolunu tutmakta
kuralsız bir sevgi
umudumu da yoracaksa eger
bir çift kumrunun sarılışını
bağrıma bastırır gibi
bir kavgada
ayrılıkta yakışır bana.

Aydın ÖZTÜRK
 
Yağmur yüreklim

YAĞMUR YÜREKLİM

Son vapur da ayrıldı limandan
Son tren içimi çizip de geçti
Bir bir ışıkları söndü odaların
Kapılar gözlerini uykulara kapadı

Yarim, yağmur yüreklim
Uyuyor musun...

İçimde kırılıp kalır ağlayan sesin
Susar yüreğimde yüzün, soluğun susar
Sarınıp yarama gitsem, çare değil ki
Yüreğimde yangın çıkar, bu şehir yanar

Oy dilsizim, oy gülmezim, yağmur yüreklim
Oy çiçek bakışlı yarim, rüzgârım benim

Sensiz yaralıdır zaman, yıllar yaralı
Sararır içimde hüznün, ömrüm sararır
Belki kavuşamam sana, ölüm de gelir
Bulutlara yazdım seni, yağmur yüreklim

Oy dilsizim, oy gülmezim, yağmur yüreklim
Oy çiçek bakışlı yarim, rüzgârım benim

AYDIN ÖZTÜRK
 
Gelirim

GELİRİM

Şimdi uzak bir kenttesin
Ve yağmur yağıyorsa,
düşüyorsam yüreğine tane tane

Gelirim, serilirim sular gibi kıyılarına
Gelirim, karışırım martıların çığlıklarına
Gelirim, sokulurum derin seher uykularına.

Çok uzaklarda bir kadın
Yüreğinin perdelerini sımsıkı kapatmıştı.
Belki de bu perdelerden bunalmıştı
Karanlığa alışan gözleri
Yüreğinin kaynarında yanıyordu
İçinde köpekbalıklarının boğulduğu
Bir kızıldeniz saklıyordu.
Kirpiklerinin kıyısında
İlk damla ayrıldı buluttan
Sonra ikincisi, üçüncüsü...
Issız sokaklarda kırmızı kiremitlerden
Toz yükseliyordu.

Hangi kaçış uğultusunu dindirebilir
İçinizdeki mavi karlı ormanın?
Hangi çınar dallarının kırıldığı yerden inlemez?
Sonunda doğal yanı olmuşsa ömrünüzün
O sağnaktan arda kalan.
Sargılar sarabilir mi yaralarınızı,
O liman, yürekte değilse eğer
Artık neye sığınır insan?

Bir ırmağın sesini alıp
Gitmek istiyorum sevdiğim hoşçakal.
Bak; işte akşam oldu.
Ve suskunsa tüm sokaklar
Camlardaysan şehir ışıklarında

Gelirim, serilirim sular gibi kıyılarına
Gelirim, karışırım martıların çığlıklarına
Gelirim, sokulurum derin seher uykularına.

AYDIN ÖZTÜRK
 
GECEYİ SANA YAZDIM

Geceyi sana yazdım, sızımı sana
Tutuldum, küsen sesine, tenine tutuldum
Çaktım ateşi sesime, ateşi tenime
Hay aydınlık sana yandım, gülen yüzüne
Yandım, yanarım sana

Sensizim, sana koştum iklimler boyu
Uykular, yanan liman uykular haram
Bir vapur geçer, dalgasında savrulan ben
Dön yürek yurduma, gurbet tenime dön, yanarım sana

AYDIN ÖZTÜRK
 
Ardından

ARDINDAN

giderken
gözlerin
iki paslı çiviydi
çakıldı yüreğime

AYDIN ÖZTÜRK
 
Üst Alt