Yıl-2004
Ay-Haziran
Gün-13
Saat 09.42
Hayatımın karardığı tarih ve saat asla unutamayacağım galiba
Benim hikayem farklı olmasada başıma gelen olay acı ama insan alışıyor herşeye..
Özel şirkette paletli Ekskavatör operatörü idim şirket sahibi 35 kmlik yol yapımı aldı ihale ile devletten...
2004 Haziran 02 tarihinde çalışacağımız araziye gittik dağlık arazi taş kaya ekskavatör ile kıramadık kayalıkları aksine araçlar parçalanıyordu titremekten her yerimiz ağrıyordu..
Ormanlık alan olduğu için dinamit atmak yasaktı orman işletme müdürlüğü izin vermedi aksine bizim işaretlediğimiz ağaçların dışında bir ağaca zarar gelirse yasal işlem başlatırız hakkınızda dediler...
Bize korku düştü 2 operatördük diğer arkadaşım gece ben gündüz kullanıyordum..
Kayalar zor kırılsada iş yavaş yavaş ilerliyordu ama zarar göreceğimiz hiç bir etken yoktu..
Patron birgün geldi şantiyeye baktı araçlar kırılıyor ankarada'ki tanıdıklarını araya soktu dinamit ateşleme izni aldı ama 1 defalığına izin aldı...
12 Haziranda jandarma eşliğinde patlayıcıları getirdiler biz araziyi boşalttık kaçtık ordan bi nevi dinamit çünkü asla affetmez
Patlama oluncaya kadar araziye girmedik devlet izni verirken ateşleme ehliyeti olan şahsın dinamitleri ateşlemesini diye kural koymuş izin belgesinde..
Bizim pinti patron 10 bin lirayı kıskandı gitti acemi birini aldı geldi bize ve jandarmaya yedirdi ehli kişi diye..
Dinamitleri gömüp ateşlediler tabi 1.ateşlemeyi yaptıktan sonra hava bozuktu o gün şimşekler çakmaya başladı jandarma daha izin vermedi dinamitleri kaldırın şimşekler yüzünden ateş alırlar dediler..
Patron,ateşleyici,ve diğer elemanlar dinamit ve ateşleme sistemini kaldırıp depoya götürdüler patlama tam olmadığı için diğer güne ertelediler..
13 Haziran'a ertelediler..
Jandarma biz gelmeden dinamitleri ellemeyin diye uyarmasına rağmen gün açmadan ateşleyici patronun emri ile dinamitleri yerleştiriyor kayalıklara 230 tane dinamit yerleştiriyor..
140 Tanesi patlamıyor kayalarda kalıyor ve anlamıyor patlamadıklarını şantiyeye gelip ateşlemeyi yaptım arazide tehlike arz edecek hiç bir patlayıcı kalmadığını bildiriyor..
Bizde patlamada parçalanan kayaları temizleyip yolu ilerletmek için çalışmaya başlıyoruz tabi kayalığın ortasına geldiğimde kablolar geliyordu kepçenin kovasına şüphelendim tabi aradım şantiyeyi, ateşleme işini yapan elemanı yanıma çağırdım..
Yanıma geldiğinde patlamadan arta kalan kablolar olduğunu söyledi.. Bana dönüp için rahat edecekse kabloları bağlayıp deneyelim dedi kabloları birbirine bağlayıp uzağa çekildik ateşleme cihazını açıp kumandayla patlatma düğmesine bastı ama patlama olmadı bana dönerek gördüğün gibi patlama yok dinamit kalmadı dedi..
Ben tekrar indim aşağıya ama içimde korku var makinayı çalıştırıp alana döndüğümde tekrar çalışmaya başladım makina 63 ton ağırlığında idi yürütünce yer gök titiriyordu..
Titreme yüzünden birbirine bağlı olan dinamitler ateş alıyor yerin altından büyük bir uğultama geldi kulağıma anladım tabi olayı kendimi dışarı atıp kaçmaya başlarken sol yanımda yerin dibinden yukarı doğru kayalar fırlamaya başladı bir kısmı bana vuruyordu bana çarpan kaya beni 3 5 metre fırlattı düştüğüm yerin altındaki dinamitte ateş alınca göğe doğru fırlattı beni,ben artık öldüm diyorum içimden 10 15 metre yukarı fırladıktan sonra toprak olan bölüme düştüm ordan aşağıya 80 metre yuvarlanarak dere yatağındaki göle düştüm soğuk suyun etkisiyle bi anda kendime geldim, geldim ama her yanım kanıyor yüzümde çok fena bi yanma vardı gözlerimi açıyorum sol taraf karanlık kapatıp açıyorum yine sol karanlık içimden yüzüm dağıldı ya kesin kaşım gözümü kapattı dedim sonra sol kolumda sıcaklık hissettim bilekten damar kesilmiş kan akıyordu çok fazla miktarda serçe parmağım ve yanındaki parmak kemikten kırılmıştı asılıyorlardı deri kopmamıştı diğer parmakların üzerindeki deri kopmuş kemikler görünüyordu..
Şuan en ilginç gelenne biliyormusunuz
Kemiklere bakıp içimden allah nasıl yaratmış diyordum o sersemlikle sonrasında bilekteki kesiği kapadım tampon yaptım kan akmasın diye işede yaradı zaman geçtikçe vücuduma ateş düşüyor kendimden geçiyordum uyuşuyordu beynim
En ilginci vücudum ateş gibi yanıyordu bir yandanda üşüyordum titriyordum içimden ölümün soğukluğu diyordum..
Dinamitçi olay yerinden kaçtı tabiki ben bağırıyorum gelsin birileri diye dinamitçinin orda olduğunu biliyordum ama gelen yoktu diğer operatör arkadaşım geldi beni sırtına alarak 80 metre yokuş yukarıı taşıdı yola çıkınca ambulans'ı aradılar ama ne gelen var ne giden köydeki minibüsçülerden birini aradılar ona binerek merkeze doğru ilerlemeye başladık bu arada ambulansla yolda karşılaştık ambulanstaki ekip bize önemli değil dediler diye bir söz etti ondan yavaş geliyorlarmış..
Ambulansa binerek trabzon'a bağlı şalpazarı adı verilen yerleşim birimine geldik ordaki hastaneler ambulanstan inmeden trabzon'a götürün biz hiç bir şey yapamayız aksine zararımız olur dediler gözlerimi açamıyorum ama konuşulanları duyuyordum anlıyordum bilincim ne hikmetse kapanmamıştı..
Ambulansta sürekli acılarımı dindirin diye yalvarıyordum ama adamlar biz ne yapabiliriz buna yüzün sol yanı ile sol kol dağılmış cevabı veriyorlardı sadece vücudu uyuşturdular kollarımı bacaklarımı oynatamıyordum..
Farabi hastanesine geldiğimizde acildeki ekipler hemen alıp başladılar saf su ile baştan aşağıya yıkamaya her yanım toprak çamur ve kan idi doktorlardan biri uyuşturun ama kendinden geçmesin bayılmasın kan kaybı var uyursa uyandırmama ihitmali var şoka girer diyordu..
Hstanedeki göz bölümü,ortopedi,beyin bölümü herkes bir yandan bişeyler yapıyordu üzerimde konuştuklarını duyuyorum ama acı çekmiyordum artık ortopedi uzmanı kopan parmakları yerine getirtip elimin üzerindeki deriyi yerine diktiğini izliyordum ama hissetmiyordum artık hiç bişey...
Gözümü kaybettiğimi ise
Gözüm üzerinde bi tane bayan bir tane erkek uzman bişeyler yapıyordu bayan erkek olana yaşı gençmiş çok yazık oldu bu göz artık geri gelmez biz sağ gözü korumaya çalışalım ona kan toplanıyor diyordu..
4 Gün acilde 22 gün göz bölümünde yattıktna sonra taburcu ettiler ilk günler çok zoruma gidiyordu ama elden bişey gelmiyordu..
Trabzonda 6 ameliyat geçirdim sol gözün içini boşaltacağız dediler zamanla sağ göze etki edebilir..
Ama bizim burda bunu yapacağımız teknoloji ve uzman mevcut değil diye uyardı doktorum ve ekledi sizi istanbul cerrahpaşaya yollayacağım aradan 2 gün geçti istanbula gittik ordaki doktorda cesaret edemedi herhalde oda bize ankara hacettepeye sevk ediyorum sizi deyip ankara'ya yolladı ankaradaki doktor yatırın hastayı bişey içirip yedirmeyin gece alacağız operasyona deyip yatırdı..
Sonrada ekledi gözü çıkardığımızda boş bir alan oluşacak isterseniz protez takarız ama sizin SSK'ya bildirmeniz gerek SSK karşılaması gerek protezi diye bilgi verdi..
Hemen ankara'daki SSK kurumuna uğrayıp trabzondaki kurumla haberleştiler onayı aldık tabi ve ankarada ameliyata aldılar tam 8 saat aralıksız sürdü..
Kolumda Yüzde 10 İş kaybı gözümde ise yüzde yüz kayıp var son birşey yapacağım oda yüzüme estetki çünkü deri altında halen taşlar mevcut onun hazırlığını yapıyoruz şuan...
Yazı biraz uzun oldu kusura bakmayın ilk defa detayları ile anlattım pek anlatmam çünkü o günlerde hissediyorum o acılar aklıma geliyor..
Rabbim kimseye böyle bir acı yaşatmasın...
SSK Emekliye ayırdı
Patrona gelince ona sağlam bi avukat bulup tazminat açtım kan kusturdum....
Dinamit Ateşleyicisine Dava Açtım
Dinamitçiye Adam öldürmeye teşebbüs suçundan 3 yıl 8 ay hapis verdiler daha önceden sabıkası olmadığından para cezasına çevirdiler ödemezse içeri atılacak ama ödeyemeyecek çok büyük miktar....
Ay-Haziran
Gün-13
Saat 09.42
Hayatımın karardığı tarih ve saat asla unutamayacağım galiba
Benim hikayem farklı olmasada başıma gelen olay acı ama insan alışıyor herşeye..
Özel şirkette paletli Ekskavatör operatörü idim şirket sahibi 35 kmlik yol yapımı aldı ihale ile devletten...
2004 Haziran 02 tarihinde çalışacağımız araziye gittik dağlık arazi taş kaya ekskavatör ile kıramadık kayalıkları aksine araçlar parçalanıyordu titremekten her yerimiz ağrıyordu..
Ormanlık alan olduğu için dinamit atmak yasaktı orman işletme müdürlüğü izin vermedi aksine bizim işaretlediğimiz ağaçların dışında bir ağaca zarar gelirse yasal işlem başlatırız hakkınızda dediler...
Bize korku düştü 2 operatördük diğer arkadaşım gece ben gündüz kullanıyordum..
Kayalar zor kırılsada iş yavaş yavaş ilerliyordu ama zarar göreceğimiz hiç bir etken yoktu..
Patron birgün geldi şantiyeye baktı araçlar kırılıyor ankarada'ki tanıdıklarını araya soktu dinamit ateşleme izni aldı ama 1 defalığına izin aldı...
12 Haziranda jandarma eşliğinde patlayıcıları getirdiler biz araziyi boşalttık kaçtık ordan bi nevi dinamit çünkü asla affetmez
Patlama oluncaya kadar araziye girmedik devlet izni verirken ateşleme ehliyeti olan şahsın dinamitleri ateşlemesini diye kural koymuş izin belgesinde..
Bizim pinti patron 10 bin lirayı kıskandı gitti acemi birini aldı geldi bize ve jandarmaya yedirdi ehli kişi diye..
Dinamitleri gömüp ateşlediler tabi 1.ateşlemeyi yaptıktan sonra hava bozuktu o gün şimşekler çakmaya başladı jandarma daha izin vermedi dinamitleri kaldırın şimşekler yüzünden ateş alırlar dediler..
Patron,ateşleyici,ve diğer elemanlar dinamit ve ateşleme sistemini kaldırıp depoya götürdüler patlama tam olmadığı için diğer güne ertelediler..
13 Haziran'a ertelediler..
Jandarma biz gelmeden dinamitleri ellemeyin diye uyarmasına rağmen gün açmadan ateşleyici patronun emri ile dinamitleri yerleştiriyor kayalıklara 230 tane dinamit yerleştiriyor..
140 Tanesi patlamıyor kayalarda kalıyor ve anlamıyor patlamadıklarını şantiyeye gelip ateşlemeyi yaptım arazide tehlike arz edecek hiç bir patlayıcı kalmadığını bildiriyor..
Bizde patlamada parçalanan kayaları temizleyip yolu ilerletmek için çalışmaya başlıyoruz tabi kayalığın ortasına geldiğimde kablolar geliyordu kepçenin kovasına şüphelendim tabi aradım şantiyeyi, ateşleme işini yapan elemanı yanıma çağırdım..
Yanıma geldiğinde patlamadan arta kalan kablolar olduğunu söyledi.. Bana dönüp için rahat edecekse kabloları bağlayıp deneyelim dedi kabloları birbirine bağlayıp uzağa çekildik ateşleme cihazını açıp kumandayla patlatma düğmesine bastı ama patlama olmadı bana dönerek gördüğün gibi patlama yok dinamit kalmadı dedi..
Ben tekrar indim aşağıya ama içimde korku var makinayı çalıştırıp alana döndüğümde tekrar çalışmaya başladım makina 63 ton ağırlığında idi yürütünce yer gök titiriyordu..
Titreme yüzünden birbirine bağlı olan dinamitler ateş alıyor yerin altından büyük bir uğultama geldi kulağıma anladım tabi olayı kendimi dışarı atıp kaçmaya başlarken sol yanımda yerin dibinden yukarı doğru kayalar fırlamaya başladı bir kısmı bana vuruyordu bana çarpan kaya beni 3 5 metre fırlattı düştüğüm yerin altındaki dinamitte ateş alınca göğe doğru fırlattı beni,ben artık öldüm diyorum içimden 10 15 metre yukarı fırladıktan sonra toprak olan bölüme düştüm ordan aşağıya 80 metre yuvarlanarak dere yatağındaki göle düştüm soğuk suyun etkisiyle bi anda kendime geldim, geldim ama her yanım kanıyor yüzümde çok fena bi yanma vardı gözlerimi açıyorum sol taraf karanlık kapatıp açıyorum yine sol karanlık içimden yüzüm dağıldı ya kesin kaşım gözümü kapattı dedim sonra sol kolumda sıcaklık hissettim bilekten damar kesilmiş kan akıyordu çok fazla miktarda serçe parmağım ve yanındaki parmak kemikten kırılmıştı asılıyorlardı deri kopmamıştı diğer parmakların üzerindeki deri kopmuş kemikler görünüyordu..
Şuan en ilginç gelenne biliyormusunuz
Kemiklere bakıp içimden allah nasıl yaratmış diyordum o sersemlikle sonrasında bilekteki kesiği kapadım tampon yaptım kan akmasın diye işede yaradı zaman geçtikçe vücuduma ateş düşüyor kendimden geçiyordum uyuşuyordu beynim
En ilginci vücudum ateş gibi yanıyordu bir yandanda üşüyordum titriyordum içimden ölümün soğukluğu diyordum..
Dinamitçi olay yerinden kaçtı tabiki ben bağırıyorum gelsin birileri diye dinamitçinin orda olduğunu biliyordum ama gelen yoktu diğer operatör arkadaşım geldi beni sırtına alarak 80 metre yokuş yukarıı taşıdı yola çıkınca ambulans'ı aradılar ama ne gelen var ne giden köydeki minibüsçülerden birini aradılar ona binerek merkeze doğru ilerlemeye başladık bu arada ambulansla yolda karşılaştık ambulanstaki ekip bize önemli değil dediler diye bir söz etti ondan yavaş geliyorlarmış..
Ambulansa binerek trabzon'a bağlı şalpazarı adı verilen yerleşim birimine geldik ordaki hastaneler ambulanstan inmeden trabzon'a götürün biz hiç bir şey yapamayız aksine zararımız olur dediler gözlerimi açamıyorum ama konuşulanları duyuyordum anlıyordum bilincim ne hikmetse kapanmamıştı..
Ambulansta sürekli acılarımı dindirin diye yalvarıyordum ama adamlar biz ne yapabiliriz buna yüzün sol yanı ile sol kol dağılmış cevabı veriyorlardı sadece vücudu uyuşturdular kollarımı bacaklarımı oynatamıyordum..
Farabi hastanesine geldiğimizde acildeki ekipler hemen alıp başladılar saf su ile baştan aşağıya yıkamaya her yanım toprak çamur ve kan idi doktorlardan biri uyuşturun ama kendinden geçmesin bayılmasın kan kaybı var uyursa uyandırmama ihitmali var şoka girer diyordu..
Hstanedeki göz bölümü,ortopedi,beyin bölümü herkes bir yandan bişeyler yapıyordu üzerimde konuştuklarını duyuyorum ama acı çekmiyordum artık ortopedi uzmanı kopan parmakları yerine getirtip elimin üzerindeki deriyi yerine diktiğini izliyordum ama hissetmiyordum artık hiç bişey...
Gözümü kaybettiğimi ise
Gözüm üzerinde bi tane bayan bir tane erkek uzman bişeyler yapıyordu bayan erkek olana yaşı gençmiş çok yazık oldu bu göz artık geri gelmez biz sağ gözü korumaya çalışalım ona kan toplanıyor diyordu..
4 Gün acilde 22 gün göz bölümünde yattıktna sonra taburcu ettiler ilk günler çok zoruma gidiyordu ama elden bişey gelmiyordu..
Trabzonda 6 ameliyat geçirdim sol gözün içini boşaltacağız dediler zamanla sağ göze etki edebilir..
Ama bizim burda bunu yapacağımız teknoloji ve uzman mevcut değil diye uyardı doktorum ve ekledi sizi istanbul cerrahpaşaya yollayacağım aradan 2 gün geçti istanbula gittik ordaki doktorda cesaret edemedi herhalde oda bize ankara hacettepeye sevk ediyorum sizi deyip ankara'ya yolladı ankaradaki doktor yatırın hastayı bişey içirip yedirmeyin gece alacağız operasyona deyip yatırdı..
Sonrada ekledi gözü çıkardığımızda boş bir alan oluşacak isterseniz protez takarız ama sizin SSK'ya bildirmeniz gerek SSK karşılaması gerek protezi diye bilgi verdi..
Hemen ankara'daki SSK kurumuna uğrayıp trabzondaki kurumla haberleştiler onayı aldık tabi ve ankarada ameliyata aldılar tam 8 saat aralıksız sürdü..
Kolumda Yüzde 10 İş kaybı gözümde ise yüzde yüz kayıp var son birşey yapacağım oda yüzüme estetki çünkü deri altında halen taşlar mevcut onun hazırlığını yapıyoruz şuan...
Yazı biraz uzun oldu kusura bakmayın ilk defa detayları ile anlattım pek anlatmam çünkü o günlerde hissediyorum o acılar aklıma geliyor..
Rabbim kimseye böyle bir acı yaşatmasın...
SSK Emekliye ayırdı
Patrona gelince ona sağlam bi avukat bulup tazminat açtım kan kusturdum....
Dinamit Ateşleyicisine Dava Açtım
Dinamitçiye Adam öldürmeye teşebbüs suçundan 3 yıl 8 ay hapis verdiler daha önceden sabıkası olmadığından para cezasına çevirdiler ödemezse içeri atılacak ama ödeyemeyecek çok büyük miktar....
